Son Postanın Tefrikasıı 44 10- 4- 9836 Hintçe bir gazete çıkarmak isteyen Mustafa Sagîrdîn_şğp&elenılmıştı Mustafa Sagir, Entellijan servis ile mü-| YC habere usüllerini kararlaştırmış; — biç '*:"_ senin anlıyamıyacağı tarzda muhabere | aĞ yanına bir takım eczalar almıştı. e O, bu hazırlıkları yaparken; Aziz Beyle arkadaşları da, rin kaçınlması için her şeyi di Rıiza ve "mu tanımak, bu (büyük | dostu) ile konuşmak istiyordu. jnisanisinin 10 uncu gü- “,a.h'ılııiyülw ı.çundıll » 336 senesi nü, (İnebolu)da yordu. n Vapurdan karaya doğru bir &eliyor.. Karada da polisler, savvur ellerinde mektep sözde Hindistana yollıyacak, — Hind-| —_M_wmuhlğwmwmı.hıüı-w kukta bekleşiyor: â- de propaganda yapacaktı. _ı,..u.u_-.ıı—nu—l-v:: HLĞi balda bu gazeteler — hudütta de murahhası Muslafa Sagir Efendi İngilizler tarafından tutulacak, içinde şifre Tetleri geliyor. ile yazılmış kısımlar seçilecek ve bunlar - Sözleri Ş k için herkes - biribirile / şebbüsünü Ankarada matbaa sahiplerine eğinden ibaretli. — Hindistandan gele- cek beş buçuk milyon liranın bahsi ancak alâkadar zevat arasında Mustafa Sagirin odası, yavaş yavaş arı Sagi- âbi işlemiye başlamıştı. Herkes o- Mustafa kovanı gil b vi Mustafa Sağir, mahirane bir manevra ile işe başlamak istemişti. Kendi hakkın - için işe bir gazete çıkarmakla girişmeyi ta- Bu gazeteyi ordu dili ile kendisi yaza- Deniz şahlanıyor koca ve beyaz köpüklü dalgalar Türk — kadirgasının gü - vertesini yalayıp geçiyordu. Rüzgür geminin bordasına birer dev tokatı gibi çarptıkça sağa ve sola yalpa vuruyor, baş taraf sulara gömülürken kıç tarafı havaya fırlıyordu. Yelkenler arya edilmişti İpler ve direkler arasında bu güz hr- tınasının korkunç sesi oğulduyordu: — Vuwuuuu!... Gıcırtılar, çatırdılar ve bütün bu ölüm sesleri arasında vı başının ıııkıııı-W ğt durup durüp kütüğün östüne indiriyor İdu Akından dönüyorlardı. Fırtınaya tutulmuşlardı. İki gün, iki gece Akdenizin engin t- fuklarındaki kara bulut yığınlarından baş- |ka bir şey görmemişlerdi. Leventler kıç kasara önünde ve ambar- |da toplanmışlar, kimi uyku kestiriyor, ki- mi de birer peksimeti kemiriyordu.. Kel Mahmut dev gibi vücudiyle ve kıllı Bgeniş göğsünü fırtınaya vererek dümen ba- | şında durüyor, — denize yuvarlanmamak | için güçlük çekiyordu. Bu azgın sular için- de geminin dümeni bile vakit vakit gıcır: diyor, kinlacak sanılıyordu. Kıç kasaranın önünde bir karaltı gö - irüldü. Bu, Bodur Hasandı. Sağına soluna ve sevdiği Kara Mustafa iki gün önce nö-. dört yıl bu denizlerde dolaştığı halde bir Kapıya omuz verdi ve iki dayanışta kıl — bete geç kalktığı için sırtına yirmi beş kır-İmp açtı.. ü baç yemişti. Bu sert ve amansız adam, bu| — Deli Reis kollarının arasındaki xenç kii pgertlik ve doğluğu yüzünden tamam on|zı bırakarak doğruldu ve baktı.. Soluk soluğa ve kıpkırmızıydı. Kendi ( — Ne arıyorsunuz burada?, * çocuk | — Diye kenarda duran kılıcına el attı, Kel Mahmut da onun gibi yaptı. Kılığl lar daracık kamaranın içinde birer şim 4 gek — panltısiyle çarpıştı. Leveniler atıldılar: — Reis ne yapıyorsun? Haksızsın!.. Kel Mahmuun s0l kolu dirseğinden uği kanlaş boşanarak yere yıkıldı.. Kan... Bir yoldaş kanı... ViŞ Diğer leventler reisin üstüne saldırmış tu ve koca levent kesik yerinden KEREE ieini — Hilâfet Cemiyetinden . B ea Selei ae DN başlamıştı. Fevkalâde bir is-|anlatmış, kendisini Z bi n "İdefa bile düşman tuzağına düşmemişti. | disini çabuk topar! kea Fakat bu merâ- | para alabilecek bir adam gibi M&.!""T:i Üceliyorilar Dumündükt' eszdar (, N SND L R e G tikbal merasimi yapılmaştı. S9 D D eğena Halells cölnantı, © Pey le arayon buralarda... Git te raha- BEE LN SA e elmi bile, w'k“ı.h-"d. kazanma T baki — Benim ventlerim — çakıli — çocul Mühterem Hint YAK C beti irlerleanıbla abirlekisi de$kk|(P0 TE, oe an İkaygısı bilmemelidir. Bunlar — denizcilerin kaş ve hürmet toplıya topliya, (Ankara)ya ""'*'“:: Bunlar ”ı':': dinecek) n belâsı firtma he aüman L ” G üşmalerinc öngeldir. ı hükümet n0 |Sagire zahiren güler göstermeki YA Gi » £ ü Derdi. L Hürriyet) otelindeki iyi| ».. i4 derhal hükümete haber vermiş- Hliç dineceğe benzemiyot.. Bodur Hasan gözlerini uğuşturdu — ve tahsis ettirilen - ( Ba *Yakmada, VZ — halerimiz hep uğursuz gütti bu sefer.. | | ÖOĞ Dnmn göz z ""n“,_.'_,*.ı..,.uııuudı- Ü » Ne bir av bulduk, ne de belli başlı bir| © Ç CL D e Z'Ğ'ı'ıq iminde geç bi baar e Ha l A ça aa abiplerini al.|Prokın yapabildik. Önümüze Flolar Siktn | Bununla beraber işi büyütmedi. — Belki lâzimi bulunmakta idi. hükmederek : büylük bir “oevlag (F aZ Keraidü Teldyal gaaaeri ta e L L L L L ll İlkam (görmemlş alan (Adnan| dattığına ğ kıldı. Karanlık koyda tuttuğumuz — sarrışın t Ka O tarihte Dabiliye Vekili da, |içinde matbaayı terketmiş; doğruca Da -| | L Ca K elimiz boş | olmalıydı.. Lâkin bir ses... Bir çığlık ... Bey) Hindistanda Tüzmden. bir|biliye Vekili Adnan Beyi ziyaret etmişti. | (3 © HUN a bulmasaydık elimiz boş L L L G Bilmediği bir Adnan Beyi bu ziyareti de mühim bir katlarında: t bula gönderilecek mektuplarım, İstanbula çıkar çıkmaz — posta — sansörleri tarafından gözden geçirilir: ve İngilizlere teslim edilebilir. Hem bu tehlikeye düş - -—dınh—dı—h-qi-:: bir şekilde temin et mek için bana 'ye tedarik etmenizi rica ederim. Demişti... Şimdi bu ziyaretinden mak- şadı, bu kuryenin tedarik edilip edilmedi, » Mustafa Sagiri çalışma o- ÖÜ A la menbetla Labil. eti ti... Bir müddet dereden tepeden konu - sonra söz, Hindistandan getiri- buçuk milyon altına ve ondan kürye meselesine intikal etmiş. esaplar ü saat 11 re kadar teklif hal 3 Puıelnbü güni Ş kalemine Hted Sgîuı:îıh olarak vilâyet daimi encümen 'sebebe mebni idi. Çünkü daba ilk mülâ - |dönecektik.. — Bu kızcağız © talisizliklerin üstüne tüy dikti. Amma, kimbilir, — uğursuzluk belki de bu sarı kızdadır.. Ben olaam al- mazdım. Pek güzel ve reis çok beğendi AMMA... Homurdanır gibi konuşuyorlardı, firt- nanın oğultusu arasında sözlerini biribir- lerine ancak duyurabiliyorlardı. Birdenbire koca bir dalga geminin kı- çına bir kaya parçası gibi çarptı ve: dille söylüyordu. Kulağını kapıya dayadı ve dinledi. Deli Reitin bhomurdanışını — da duydu. Genç kız inliyordu. Bodur Hasan beyninden - vurulmuş gi- bi oldu.. Kalbi hızla çarptı. Sonra geldiği İyoldan kıç kasaraya — koştu. -Orada Kel Mahmut üç arkadaşiyle birlikte üçüncü küreği dümen yerine kullanmak için hazır- Tanıyordu. Bu işi pek çabuk yaptılar, fa- kat bu kürek de ilk dalga çarpışiyle kırıl- — Çatırıml... iye bi dı. duyuldi Ğ.:ı:ı:»ı. d.,.:d.ı. dümen —aapı| | Heveniler kırçın bir halde homurdan- i ârlil A bağE gdılar.. liki Ç M ';.::.:.,"hü ŞA LA KL Tie fihtalrone Bore TRAMA GEANİ — İşte korktuğuma uğradım., y Hın: ıî.!... açi d“:Hııııı onu tutmaz için koştu ve sor- z :::;_ıwm vurmaya korl ö — Ne oldu?. —1 z — Dümen kınldı. Anlamadın mı? — Neden, söyleren e, aptal.. — Demel... çaresini bulur. — Gel de bakl... Bir levent söze kanıştı: ı.::: ae aai Haa n Ve dilikler amasa Yelilie Ak Ü DBT A b n ;...m yahut kayalıklarda parça parça ©- bu sefer... R EELAE BT Bodut Hasan kekeliyordu:” — Kos'teku baber verl... —$Şey -.. Reisin kamarasında... İşık.. Gemi timdi ikide bir denize gömülecek |Veray ae .. z gibi dalgalar üzerinde sekerek delicesine HürElERi YiĞiroşya a bile; iıktan z korkton? Budala. : Hasan kıç kasatâ altına koşarken Kell — Başkü bir levent Bodur Masanım yapar Mahmut seslendi: — Oradan iki kişi ile sağlam bir kürek dur Hasan kolundan tuttu... gönder. Ummuyorum amma bir kere de- neyelim.. Ü — Peki.. — Ne kadını?, Kel Mahmut puslaya baktı ve miml -| —O sari kizin sesi olacak!.. dandı: Leventler havaya fırlayan kıç kasara» — Rüzgür bizi dosdoğru Sicilya kaya-İnm üstünden denize yuvarlanmamak için hklarına atacak... biribirlerine ve iplere tutundular. * biribirini buldu ve Bodhur Hasan, ambara inen merdi «|parıltılar görüldü. venleri yuvarlak bir denk gibi yuvarlana-| — Kel Mahmut: rak iniyordu.. Daracık koridorda -reisini — —Uğumuzluk!... Ben demedim mi? kamarasına doğru koştu. Kapıyı — vurmak| — Diye homurdandı. için kapının aralığından belli belimiz ve| — Sonra durmadan sallanan rüzgâr altın- soluk bir ışık — sızıntısı gözüne çarptı. da sörüklenip giden geminin güvertesin- Gemide ışık... - Böyle bir havada ve|de bir sarhoş gibi yalpa — vurarak bakışlarda — korkunç reisin : mal ö reddin Mahallesinde Orta Şima C 10 ğwmhıf'fm_p on bir daireyi OA Apartıman. ğ ile ve kapalı zarf Tafsilâtı yukarda yazılı *P"""'L'm İhale 6 Mayıs 1936 tarihine tesadüf eden Çarşamba gölü Ce DN OO Lilimde birer hilerin Şubemize müracaatla hükümler dairesinde teklif mek- şartname alarak şartnamede yazılı (332) böyle bir zamanda ışık yakmak yasaktı , |kamarasına doğru koştu. Yasağı dinlemeyenlerin cezaları, bu suç -| — Leventler de onun arkasından gettiler, ların derecelerine göre kürek başına zin-| — Kapının incecik aralığından ışık sın «|: cirlenmek, kırbaçla dövülmek veya direk- |yordu. Sarı kızın kapatıldığı köçük kamara lerden birine sallandırılmaktı. boştu. Kel Mahmut şimdi bir canavar has || Bodur Hasan — gözlerine inanamadı. İlini almıştı. Kim olursa olsun, yasağı din- Çünkü Deli rei böyle bir suçu işleyemez- |lemeyenin cezası birdir. Bu teknenin içine di. O, otuz beş, kirk yaşlarında - dinç,| Hikâey 3 pala bıyıklı, geniş göğüslü, demir gibi bir |deki yetmiş iki levendin ve yüz on kürek- adamdı. Kendi kardeşi üç yıl önce gemi- | çinin canları yok mu? Böyle havada on- ye kız kaçırmıştı da delikanlıyı direklerin |lar ölümle pençeleşirken, reis kamarasın- birine sallandırmıştı. En çok — güvendiği|da keyif mi etsin?.. — Onun da buna çare bulacağını um- | — Işık mı? Sen tüya görmüşsün!... Ol- | madığınn yapmak için gidecek oldu. Bo- | » hmaş gibiydi. lardı.. Fakat teis elindeki kılıcı yere at maş, Kel Mahmudun üstüne eğilmişti. Kel Mahmut, son nefesini verirken ont iğrenerek söüzdü ve mırıldandı: — Ben senin yerinde olaydım, kendimi ipe çekerdim.. * $ GCeminin içinde büyük bir kargaşalıl? vardı. Forsalar bu gürültüden bir şey abe layamıyorlar, isyan çıktığını sanarak onf lar da zincirlerini koparmak için hazırlar sayorlardı. t Lâkin Deli Reis yeniden — doğrulmuş, hançerini çıkararak. sarı - kızın — göğrüng saplamıştı. J Sonra Kel Mahmudun kesik kolunu saxk jmaları için emir verdi. İ Gene leventlerine o her zamanki şim İşekli bakışlarını çevirmiş, onları olduk * O bunun |ları yerde çivilemişti. — Herkes yerine Herkes dağıldı. Henüz gelen bir levent haykırdı: — Reis, kayalara düşüyoruz. Panik olmak üzereydi, Deli Reis; — Yol vert... Diye haykırdı ve yukarı koştu. Kayalar görünmüştü., Sivri ve sert kayalar.... Cemi - parçalanacak — ve ıçııdehlııd birlikte mahvolup gidecekti.. ş — Dört tane kürek getirin!.. " Dört kürek getirildi. Yanyana bağlanı di. Dümen yerine kondu ve fırtına artılf — Reisin kamarasından bir kadın sesi|onu kıramadı.. Geminin provası açığa döndüğü zamasş bütün leventlein yüzlerinde — kurtuluş vü hayat işığı yandı. Çok geçmeden fırtına yatıştı. — Kel Mahmut nasıl? Gözler| — Gidip baktılar ve şu haberi verdileri — Deli Reis dişlerini sıktı. Gözlerini kaja — padı ve başını eğdi.. v Bu baş, bu geniş göğüs Üzerine sark a 4 Üç gün sonra şafakla beraber Cezayiğ kıyılarına — yaklaşıyorlardı. Herkes uyus yordu. â İlk uyananlar güverteye çıktıkları zah man kıç direğin üstünde sallanan bir in « san karaltısı gördüler. — Bir adam... —Asılmış... bunu?... Pek az görülen bu ceza yapılmadam önce bütün leventler kıç kasara önünü toplanır ve suçluya — süçü — söylettirilirdi » Şimdi böyle bir şey olmumıştı. “İçlerinden birisi yaklaştı ve — dikkatlı bakınca bir gığlık attız i a — Dek Reis, bu Deli Reistir. Kim esğ KA