| | f “karsılık verecek oldu. Lâkin darbukacı BON POSTA Son Postanın Tefrikası: 3 ( Evvelki Günkü Ve Dünkü Kısmın Hülâsası ) (İlkbahar ortalarında bir kurban bay- | ramı günü. Çocuklar Kâğithaneye git-| mek için, bayram — yerindeki — tenteli| muhacir arahalarına biniyorlar. Bun - ların içinde büyücek bir mahalle kım ile, yine o yaşta bir oğlan arabanın | | NMİİM—_*I çakyor, çoğuklar hep bir ağısdıa şar- | kı söylüyorlar: Bir kenarda — sessiz oluran yalnız küçük ve şirin (Hasan) la onun ya - nındaki narin utangaç bir kaz. Bahariye yolunda —musluksuz bir| çeşmenin önünde su içmek için iniyor- lar, Tekrar harekette Sünnet köprüsü- | © nün biraz ilerisinde araba bir hende - ğin içine kayıyor. Çocuklar bağrışıyorlar. — Darbuka - c kız, darbukasını çayırın — ortasına fırlatıp (Hasan) 1 kucaklıyor. — Her - kesten önce çayırın kenarına bırala - yor. Uzun boylu eğlencelerden sonra alay yine dönmeğe başlıyor. Gürültü, pa -| tırlı içinde çingeneler arabaya salaşı- yor, çocuklara küfürler — savuruyorlar. | Bu mrada darbukacı kaz — canmecel.» Terkos köprüsü geçildikten — sonra cünbüş tekrar başladı ve bu sefer o za- manin en müstehcen şarkılarından o- Şarkısı tutturuldu. badaki küçüklerce manası anlaşılmı - yan ve içinde (arabacı) sözü geçen en açık, saçık bir mısrar avaz avaz hay - kırılirken orta yaşlı arabacı dayana - mayıp başını geriye çevirdi: — Oha, oha! Diye bağırdı, Sonra darbukacı ab - laya çıkıştı: | — Bülamadınız mı çığıracak baş - ka türkü! Maşacı oğlan, arabacıya abla onün ensesine bu sefer de koca saz demetini yapıştırdı: — Rahat otur, adam haklı, bu ka -| Hasan düdüğünü öttürüyor — Darbükacı ablat O dakikaya kadar birbirini tanımı- İyan iki anne çocuklarının — başlarına geçirilmiş olan ayni biçimdeki iki kü - lâh yüzünden hemen oracıkta ahbap oluverdiler. * Ertesi gün yine ayni saatte ayni kadınlar çocuklarını bayram — yerine getirip birlikte bir salıncağa, bir atlı |karıncaya bindirmişler, lâkin nedense bugün yine tenteli araba ile Kâğıtha - neye göndermek istememişlerdi. İs - tememişlerdi ama darbukacı kız sa - bahtanberi bayram yerinde fildir hl- dır onları arıyor ,onları kendi binece- ği arabaya alıp bugün dönkünden daha fazla, daha doya doya sevmek — için can atıyordu. Nihayet o da oldu. Her iki çocuğun anneleri, ellerinden tut - muş, onları atlı karıncanın yanından uzaklaştırırken kız yanlarına sokuldu. — Ah benim miniminilerim, nereler- desiniz siz bakayım, sabahtanberi bu- ralarda hep sizi arıyorum, Bugün ara- baya binmiyecek misiniz? Kadınlar ayrı ayrı itiraz cttiler: — Her gün araba olur mu ablası! — Dün arabaya binmişlerdi, bugün de salıncağa, atlı karıncaya bindiler. dar çoluğun çocuğun içinde bu türkü | söylenir mi? Bahariyede yine ayni çeşmenin bi- raz ilerisinde arabacı bir mola daha vermek zorluğunda kaldı. Çünkü arka | tekerleklerden biri yerinden oynamış, şimdi onu düzeltmek, yerine yerleş - tirmek için orada beş on dakika dur -« mak İâzım gelmişti. Çocuklar, yine a- rabadan indiler, Hasanla — arkadaşını yine darbukacı abla kucaklıyarale in - dirdi ve ikisinin de yanaklarından şa - pir şupur öperek: — Burada, dedi, Ahmet külâhları- nızı yapsın, tamamlasın da, başiniza giyin! Sonra maşacı oğlana sesföridi: — Haydi Ahmet, 'güraya otur da çocukların külâklarını bitiriver! — Kara yağız oğlan zilli maşa çalmak- ta olduğu kadar sazdan külâh örmek- te de eli çabuk bir usta idi. Arabacı, yerinden fırlamak üzere olan bir te - kerleği yerine yerleştirip perçinliyin - <ceye kadar o, aralarını renk renk çayır çiçeklerile ve tepelerini sapsarı, bay - gin kokulu katir tırnaklarile süslediği | Darbukacı: — Ama, dedi, dün araba ile Kâğıt İbaneye giltikti, izin veriniz de bugün İde Fatihe gidip gelelim! Kadınlar her ne kadar bu teklife ra- z olmak istemedilerse de darbukacı- nın fazla yaltaklığa, fazla - dilbazlığı | ve bu. vaziyet karşısında çocukların : — Mle gideceğiz! Diye ter ter tepinmeye başlamaları üzerine iki anne de daha fazla daya - namayip razı oldular: — Ama kızım, bak çöcuklar evel Allah, sonra sana emanet... Arabadan düşerler, bir yerde “inip Kkalabalıkta H | —O banları düyüyor, fakat duymaz-| 'burada size böylece teslim ederim! | Ve kadınların başka bir söz söyle- melerine meydan bırakmadan oğlanı |kumk|adı kızın elinden tutta, onları analarının yanından kuş gibi arabala- pn durduğu yere uçurdu. Darbukacı kız hızla arabalara doğru giderken ka- el beğariyazl h ; | — Kızım, çocukların yanlarında pa- raları yok, gel de şu araba paralarını lalt lıktan gelerek dönüp geriye bile bak - mıyordu. | İkindi vakti iki annc, arabaların du- İrak yerinde çocuklarını Fatih dönü -| tünden 'sevinçle Larpıladılar. Bü daler darbukacı abla onları annelerine tes- lm ederken Hasanın elinde boru bi - çimli, mızıka taklidi tenekeden bir çal g, kızın elinde de küçücük şık bir yek paze vardı. İki kadın darbukacı kıza araba çocukların ellerindeki oyuüncak : para” larrm uzatırlarken o, çevik bir hareket- le üç dört adım geriye çekildi ve: — Sarı papamla çitlentbiğimi (es - mer kız) yarın gene hurada beklerim, dedi. Yarın bayramın sonu hanımtey- zeciklerim, onları yarın da getirin de ve na götürüp getireyim! Kız, bunları söyledikten sonra daha çevik bir hareketle geriye döndü. Oğ- larla kızı yanaklarından birer defa da- ha öptü: — Yarın gene mutlaka beklerim! —— Bir Doktorun Günlük Notlarından Rahim nezlesinden Hleri gelen baş ağrıları Kasıklarında ağrılardan ve akşam Ü- zerleri gelen hafif bir ateşten ve yor- gunluktan şikâyet eden bir hasta mua- yene ettim. Genç yaşında evlenmiş. üç çocuk düşürmüş, hayatta iki çocuk an- nesi olmaş ay başlarını muntazam gü- tamiyor. Baş ağıılârından ve sokağa Ççıktığı za: man baş dönmesinden şikâyet ediyor. Yumurtalık nahiyesindeki bu ağrıların daha çok rahimde ve mülhakatında de- nelerinden bir seri yaptım. Nisaiye mütehassısı — bir arkadaşla birlikte bir küretaj yapıld.. Umumi rabatsızlıkları bu tedaviden sonra dü- zeldi ve hasta sinirlerine hâkim ve la- bil bayatına avdet etti. kaybolurlar... — A Ne diyorsümüz — siz hanim teyze, ben onları kendi elimle arabaya Bindirir, Birini sağ dizime, biriki söl : zime alır, öyle götürür, getirir, gene sae ı iki külâhı çoktan örmüş, çocukların başına geçirmiş;fakat onların ınııuıııı sevinetleri karşısında öteki minimini - Teti de hazin hazin kıskandırımıştı. ; * Yarım sânt sonra araba Defterdarın | bayram yerine geldiği züman darbuka ci âbla herkesten önce yine, başları külAhlı bu iki küçüğü kucaklayıp yere indirdi ve tekrar yanaklarını şapur şu- pur ör rek onları iki sant ha 'bekliyon annelevrine "teslin,. ett İki anne, arabaya külâhaz bindikleri halde oradan başlarında böyle bir süs lü külâhla dönen çocuklarına hayretle baktılar, ikisi birden onlara ayrı ayrı sordular: — Bu külâhfarı kim giydirdi? Çocuklar ikisi birden: ir orada me" | Eger her şey sizi sabırsıalar aksilik fikirlerinizi al-ist ediyorsa, eger geceleri uyku tutmayorsa, deşhis pek basittir; sinirlerinizin ten (*) Bu notları - kesip saklayınız, ya- hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadımıza yetişebilir. vam eden iltihap neticesi husule gel « diğini tesbit ettim. «Kazein pajen» iğ mdıriyor. ve filizlendiriyorsa, eger ufak bir vepbühiyeli artmıştır, henliz vakıt varken bu fenalığı gidermeğe acele ediniz. Bromural -Knolt- bötün dünyanın tanıdığı bir we aliyeti size iade edes. — zaran yoktur. 0 w © Knoll A-C, kimyevi maddeler f derde eczmnelerde reçete İle sahılır. müsekkia olup kaybetliğiniz rahatı, uykuyu Tesiri gayet seridir, — Bromural'in hiç bir 20 kenprimeyl hari/ tüpe aet abrikaları, Ludwigshaten Rhin Dunk Lik Maçları Fenerbahçe - İstanbul Sporla Berabere Kaldı Galatasaray Eyübü, Güneş Hılalı, Beşiktaş Süleyma- niyeyi Yendi. Koşu Ve Bisiklet Müsabakaları Yapıldı Güneş - Hilâl maçından bir enstantane İstanbul lik şampiyonasının Galatasa - stadyomunda yapıldı. Galatasaray ilk dev- xede bir, ikinci devrede de dört gol yapa- yak maçı 5 -0 kazandı. Son haftalarda yaptığı maçların en iyi geklile sahaya çıkan Galatasaray kuvvetli bir rüzgâr altında hâkim, ikinci devrede rüzgârla beraber daha hâkim ve güzel ee |bir oyundan sonra — rakibini mağlıp etti. Galatasarayın bir çok gol fırsatlarını eski bir itiyat ile Diribling yüzünden kaçı- ran hücum battı zaman zaman bu fena va- ziyeti yapmasa her karşısına aldığı Takibe Heyecanlı bir dakika Hemen bu hücumlardan kurtulan İstan- gene buradan araba ile Cincimeydanı” | tay - Eyüp arasındaki maçı dün Taksim |bulsporlular aağdan yaptıkları bir hücumla 'ahrinin şütile ilk sayıyı yaptılar. Fener « bahçe bu vaziyetten kurtulmak için çalıştı ise de ilk devre | -0 İstanbulsporun gale- besile bitti. İkinci devre tam bir tek kala şeklinde devam etti ve bu müddet zarfında top bir defa bile Fener kalesine gitmedi. Bu faikiyete rağmen Fenerbahçe ancak Fikretin kale yakinlerinden çektiği bir şütle beraberliği temin etti. Oyun bu şeklini so- nuna kadar muhafaza ederek maç |. | berabere bitti. Fenerbahçe: Necdet, Yaşar, Fazıl, Ce- vat, Esat, Reşat, Niyazi, Şaban, Ali Rıza, Naci, Fikret, İstanbulspor: Osman, Samih, Sabih, En- Nevzat, Cahit, Seyfi, Fahri ver, Hasan, Tevfik. Hakem: Ahmet Âdem. Anadolu — Beykoz 1 3 Kadıköy stadında yapılan bu maçın ilk. devresi 1--.1 berabere bitmiştir. İkinci devrede çok bâkim oyaıyan Bey- İkoz (Ki gel daba yaparuk iben 5zi Kuk zanmıştır. Güneş — Hilâl 2 o " Birinci likte en sonuncu olan Hilâl ta- bu kadar gol yapmak imkânı kolaylaşmış|kımı dün Taksim stadyomunda — Güneşle olacağına hiç şüphe yöktür. Eyüp takımı tüzgâr altında bütün hat - larile müdafaaya çekilmiş ise de kendini büyük bir mağlubiyetten kurtaramamıştır. Galatasaray takımı: Avni, Reşat, Lütfi, Hieri, Hayrullah, Süavi, Necdet, Eşfak, Fâzıi, Bülend. Danyal. Maçı; İstanbulspotdan Adnan idare etli. Fenerbahçe — İstanbulspor K 4 İatanbul lik şampiyonasının hatırı sayılır oyunlarından biri olan Fenerbahçe - İstan- bulspor arasındaki müsabaka Kadıköy stadında oynanmtştır. İlk devre rüzgâr altına düşen Fener - bahçe oyun üzerinde hemen hâkimiyeti elde etmeğe muvafak oldu. karşılaşmıştır. İlk devre rüzgâr altında olan Hilâl bü- yük bir mukavemet göstermiş, oyün bü » tün gayretlere vağmen sıfır sıfıra bitmiştir. İkinci devre nisbeten hâkim oynamağa başlıyan Güneş Hilâl kalesi önünde bayli uğraşmıştır. Oyunun sonlarına doğru bi - rini merkez muhacimi, birini de penaltıdan olmak üzere iki gol yapan Güneş maçi 2-0 kazanmışlır, Beşiktaş — Süleymaniye 5 4 Şeref stadında yapılan Beşiktaş, Sü - leymaniye maçının ilk devresi çok zevkli ve heyecanlı olmuştur. — İlk devre 3-1 Beşiktaşın lehinde bitmiştir. (Devamı 10 uncu yüzdedir| Kır koşularına iştira k edenler bir arada