8 Sayfa hatlarının açılmasına ait intibalar Yeni hatların hususiyetleri Ankara, 27 (Hususi muhabirimiz - den) — Afyon - Karakuyu, İsparta - Bozanönü hatlarını açan heyet bura - ya döndü./ Yeni hattın hususiyetleri hakkında alâkadar makamlardan top- bğım malfmatı bildiriyorum: Antalya hattının başlangıcını teş - kil eden ve-113 kilometre uzunluğun- da olan bu hat, Anadolu ve Aydın hatları arasında kısa bir irtibat teşkil etmesi ve varacağı Antalya limanı va- sıtasiyle Akdenize bir kapı daha açıl- ması noktasından hususi bir ehemmi - yeti haizdir. Masrahı 3,5 milyon liraya varan ve 13 ay gibi kısa bir zamanda ikmal edi- len bu hat, 1935 senesi demiryol in - şaatı faaliyetinin en muvaffakıyetli bir safhasını teşkil etmektedir. Afyon - Karakuyu hattı inşaatı ge- çen 11 senelik faaliyet arasında haki- ki bir «hız rekoru» teşkil etmektedir. Hattın geçtiği yerler Afyondan itibaren İspartaya kadar hemen her tarafta yemyeşil buğday tarlalarına raslanmaktadır. Arazinin haşinliğine rağmen sık sık köyler, kazalar göze çarpmaktadır. Nüfus kesafeti çoktur. Ahalinin ekse- riyeti ziraatle uğraşır. Köylü bütün Anadolu köylerine nümune olacak kadar temiz giyinmiştir. Buralarda sefalet çeken hemen yok gibidir. Halk ve köylü çok neş'eli ve heyecanlıdır. İşgal “zamanlarının acı hatıralarını kalplerinde saklayan halk yurtseverliklerini, Başbakan İnönü nün — geçişi vesilesiyle — en kuvvetli bir tarzda göstermiştirler. Toplanan kalabalık arasında göğüs- lerinde kırmızı, yeşil, beyaz is(iklâlW madalyaları taşıyanlar çoktur. Bunla -| rın içinde uzamış beyaz sakallı ihti -| yarlara, eski muhariplere sik sık tesa- düf edilir. Buralar halkı dürüst ve temiz in - sanlardır. Size bir misal göstereyim: Tahminen 18 bin kişinin oturduğu koca İspartada büyük polis teşkilâtı - na lüzum görülmemekte, burası - bir emniyet memurluğu tarafından idare edilmektedir. Buralarda hırsızlık, ve hele ağır suçlar hemen hemen pek - nadirdir. Halk kazanmasını bildiği kadar eğlen- mesini de bilir. İspartalılar, Afyonlu - lar hemen her pazar gezinti yerleri olan su başları ve ağaçlıklarda topla - narlar, İçtimat bakımdan Afyon ve İsparta çok ilerlemiştir. Bu ilerleyişe bilhassa Halkevleri ön ayak olmakta - dırlar. Halkevleri muvaffakıyetle — halkın muzik ihtiyaçlarını da tatmin etmek * tedir. Konuştuğum bir İspartalı, hemen her hafta İspartada üç balo verildiğini | Köyledi İspartalıların diğer bir hususiyetleri de çok misafirperver olmalarıdır. Gös- terilen alâka bunun en canlı bir delili- dir. Adi « Avrupaya 12 Talebe Gönderiyoruz Avrupaya arkeoloji, antrepoloji ve kü- tüphanecilik tahsil etmek için gönderile - cek Edebiyat fakültesi mezunları arasında bir müsabaka imtihanı açılmıştı. Bu müsabakanın neticeleri dün talebeye bildirilmiştir. Buna göre; imtihana iştirak eden 18 ta- lebeden 12 si kazanmıştır. Bunların içinde 3 kız talebe vardır. İmtihanda muvaffak olan talebeler Kül- tür Bakanlığından alacakları yol masrafı ile bir kaç güne kadar Almanyaya gide - ceklerdir. Orada 3 yıl yukanda yazdığı - mız branşlar üzerinde tahsil ıdncıllovrrı:. p l Çocuk Haftası 23 Nisanda Başlıyor. |i SON POSTA" Ismet inönü İsparta - Bozanönü haltını açıyor n nn —Afyon-Karakuyu, İsparta - Bozanönü | Güzel Bir Kız Tabanca İle Sevgilisini Öldürdü Suçunu Hâkîmîerv Huzurunda Da İtiraf Ederek “Beni İdama Mahküm Ediniz ,, Dedi. Fakat Beraet Etti Paristen yazılıyor: Sen cinayet mahkemesi hincabınc dolu.. Mübaşirler bu kalabalığın inzi - batı ve süküneti bozmaması için uğ - raşıyorlar. ' Müddelumumt iddiana - mesini okumuş, avukatlar müdafaala- rını yapmışlar ve son söz suçluya. ve- rilmiş. Şimdi o müdafaasını yapıyor . Bu çok güzel, çok genç, çok cazip bir kız. Adı Lüsi Mevet.. Suçu adam öldürmek. Bevgilisini öldürmüş. O müdafaası- na bu müthiş macerasını anlatarak baş- ladı: Bi — Ben Parise namusumla yaşaya- bilmek için kazanmak maksadiyle gel- miştim. Kimsesizdim. Her hangi bir yazıhanede çalışıp kendimi geçindirebilecek tahsilim var- dı. -Fakat hiç bir yer bulamıyordum. Elimdeki para da bitmek üzere idi. Ni- hayet iki sene evvel bir doktorun evi- ne hizmetçi olarak girdim. Biraz son - ra doktorun genç oğlunun tecavüzü- ne uğradım. Geceleri odama gelip be- ni rahatsız ediyordu. Ya namusumu satmak ve yahut da buradan uzaklaş- mak şıklarından birisini tercih etme- liydim. Ben ikinci şıkkı tercih ettim. Doktorun evinden çıktım. Bundan sonra bir hâkimin evine hizmetçi ol - dum. Asıl felâketim burada - başladı. Hâkimin karısının akrabasından birisi bana musallât oldu. Beni yalnız bu - lunca sevgisini anlatıyor. Benimle ev- leneceğini söylüyor, hülâsa pek çok waatlerde bulunuyordu. Bir gece yatacağım zaman odama geldi. O gece evde benden başka kim- se yoktu. Hâkim ile karısı bir ziyafete gitmişlerdi. Oturduk, konuştuk. Bu a- rada bana çok güzel bombonlar ikramm etti. Ben de alıp yedim. Biraz sonra kendimde mukavemet edilmiyecek derecede uyku ve baş dönmesi hissettim. Gözlerimi açtığım zaman kentimi bu mel'un adamın ku- cağında gördüm, Başıma gelen felâke- ti ağlaya ağlaya hâkimin karısına söy- ledim. Kadının buna mukabelesi bü- tün kabahatleri bana yükletmek ve be- ni evinden koğmak oldu. Bundan sonra bir Masöre - tesadüf ettim, beni yanına aldı. Masür bir ak- şam beni teyzesinin evine ziyafete gö- türdü, Meğer bu ev bir randevu eviy- miş. Ortada zengin bir sofra - vardı. Ak saçlı bir adam sofranın başında beni bekliyordu. Masör haberim olma- dan bu herif ile benim için pazarlık et- miş imiş! İhtiyarı reddettim. Masöre kızdım; bağırmak istedim. Fakat he - rif tabancasını çekerek beni öldürme- |ğge kalkıştı. Korktum. Bir müddet ora- |da kaldım. Gece yarısından sonra bir fırsat bularak bu evden kaçtiım. — Bir | (daha —da Masörün yanıma. gitme - dim. " Cebimde beş param yoktu. Tam beş gün ağzıma bir şey koymadım. Açlık, ümitsizlik beni bir paçavra haline ge- tirmişti. Kaldırımlarda dolaşıyor - dum. Serafine rasgeldim. Benimle dost oldu. Beraber yaşamağa başladık, Se- rafinin de işi gücü yoktu. Meğer bu da benim sırtımdan geçinmek istiyor- muş. Gençlik ve güzelliğimi - sermaye yapmak istedi. Bir kaç defalar teklif- lerini reddettim. Geçen sene martın 26 ıncı gecesi idi eve geldi. Biraz da sarhoş idi. Mutlaka beni alıp zengin biz' adamin yanına götüreceğini söyle: |di. Kabul etmedim. İtiraz ettim. Bo - Pa böğeza gellik. Bu'ürüda tabancam- nı çıkarıp beni vurmak istedi, bileğini büktüm ve tabancasını kendisine tev- cih ettim.... Öldü. Ben de bayılıp yere düştüm. Ayıldığım zaman kendimi |hastanede buldum. Ondan sonra da hapishane ve mahkemeye - getirdiler. Anlattıklarımla hakikatten bir zerre bile ayrılmış değilim. Ben namusumla Maşamak istemiştim. Fakat gençliğim, güzelliğim ve insanların vahçeti felâ ketlerime sebep oldu. İsterseniz artık beni idama, küreğe mahküm ediniz. Benim için ölüm bu şerait altında yaşamaktan çok daha, Hâkimler çok düşünmediler ve öyle sanıyorum ki kararlariyle büyük - bir kalp rahatlığı hissettiler. Lüsi Mevst beraet etmişti. Rus Ticaret Mümessili Gidiyor İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası tarafından dün Güneş klübünde Türk Sovyet ticaret mümessilleri Vorobiyef ile Bayan Vorobiyef şerefine bir ve- da ziyafeti verilmiştir. Vorobiyef ya- kında şehrimizden ayıılacaktır. Z: fette Ticaret ve Sanayi Odası erkâ - nından başka, diğer bir çok davetliler de bulunmuştur. * Son Posta * İstanbul Gelir ve Para BORSASI 27 -8 .1936 Türk Devlet Borçları Lira Lira ©9 1AT. B. 1 23,75 || 96 $ Hazine B. 67.00 &515T B.TL 21,25 || Dahili istikraz 95,00 $e '14 T- B. IN122,40 | Anadolu Tveli 42,95 Anadolu M. — 4810 | Bomonti 765 l » » Namo ,30 || 'Terkos 14,75 Merkez B.D. — 63,00|| A. Çimento — 10,30 ÇEKLER Krt. İsterin 62200 | P. Frangi 1206 || NAKİT Erş. 20 F. Frangi 167,00 1 Dolar 125,00 620,00 155,00