N'Resimli Makale SON POSTA Hergün Bizim Sirkeci Inkılâp Ve Fikirler Yazanı F. R. Atây ea Bizim Sirkeci © stanbulda bir iki nesildenberi, Sirkeci zerindeki teneke barakaların hikâyesi - ni işitiyoruz. Avrupa yolcularının karşısma İstanbulun ilk manzarası olurak çıkan bu çirkin parçanın kaldırılması fikrinde ol -| mayan hemen hiç kimse yoktur. Bir Fran- sız şehir san'atkârı, bu hikâyeyi bilmiş ola gerktir ki, «— Bari teneke barakaların ö- nüne, onları göstermiyecek - uğaçlar dik seniz...» diyordu. Her ne ise... Ekapresle Ankaraya gelir- ken, Çiftliği geçtiğinizde, V0tf fınıza bakmız: Orada bizim Tenekeler, dökülmüş swalar, sağ tara- Sirkecimizi göreceksiniz tekerleksiz araba harabeleri, kanbur çin - kolar, çatlak duvarlar, yerde sürünen ma- kine enkazları, hülâsa bizim Sirkecimiz! Acaba bunların önüne de top ağaçları diksek, yahut hepsini bir aşı hoyasmdan, Fakat damlara Çöpçü süpürgesinden mi geçirsek! en doğrusu binaları düzeltmek daha iyi bir çare bulmak, a: mak ve bahçeleştirmek, sıvalı iplidai ve harap manzara yerine, bayındır. bir ge ek değil midir) — Atay aları boşak tazelemek, manzara * İnkılâp ve fikirler sına hizmet etmek kasti güden iç biri ünkilâba zıd olduğunu söyle- miyen, hattâ hepsi kemalizm dava- Türkiye Hukuk neşriyatını bir araya — toplayınız. Fakültesi ile, diğer üniversite fakültelerin« de okunan derslerle, kitaplarını da onların arasına lise ve orta mektep nız. En geniş ve azgın liberalizmden, en dar komünizme kadar, birbirine ters, bir - birine uzak, birbirine aykırı nazariyeler simtemler kargaşalığı karşınında kalacak - snız. Bu, karşılıklı bir tenkit ve araştırma hareketinden ileri gelse, onu sadece rej min her türlü ettiği manasına verebiliriz. Fukat, nasıl ve niçin başladığını, nasıl ve nereye bildiğimiz bir tek — kurtuluş davasına bütün gittiğini ve kalkınıı tezadların — maledildiğini görmek, iyi bir kontrol ve ayar cihazı olma- masından başka neye atfolunabilir? — Biz temel değiştiren devletin ve yeni bir me- deniyet devrine giren milletin kuruluşuna hizmet eden Kemalizm terbiyesi istiyoruz. Bizim için isanmıyarak ve yuğruluşuna enu inkâr edenler, tasdik ederek inanmı- yanlardan daha az tehlikelidirler. Hâdiseler Karşısında: Mecmuaların İsimleri Gazete müvezzül bağırıyordu: — Ağaç, Ağaç. Bir başkası bağırdı: — Budayoruz, budayalım! — One 0? İstanbul Magazin! — Aman karım duymasın, hemen o mağazadan da öte beri almıya gider. Genç erkek, genç kıza sordu: — Artık beraberiz değil mi? Müvezzi bağırdı: — Bütün bir hafta, bütün bir hafta! Güzete satıyordu, çirkin kadın yanın -| dan geçerken bağırdı: — Karikatör, Karikatür.. Çirkin kadın aksi aksi baktı: — Terbiyet b g Haftada bir var bayım, İstemem! Ayda bir vereyim.. — Ayda bir değil, yılda bir bile iste - nem! . * — Bir mizah gazetesi daha çı - Adı ne? — Güldür hattasıl karıştır. - ikir münakaşalarına müsaade ( HN ! Dirileri idarc eden ölülerdir, derler. Bizi yetiştirenler onlardır, 9? S 13 Rakkamının Uğursuzluğu Ve Şair Danonçiyo İtalyan şairi Danonçiyo, on üç rakka - ndan çok korkar, Bakmiz başına neler gel 1907 senesinde, 13 mektup almış, takvime bakmış kâmanuev- sabahleyin velin 13 ü... Sokuğa çıkmış arabasının nu marası 13 müş, davet edildiği öğle ziynfe- tinde sofrada |3 kişi varmış, piyesini, pro- va ettirdiği bir tiyatroda nihayet başına bir kâza gelmiş ve az kalsın bir gözü kör ola- cakmış. 1913 te bir arkadaşına mektup yazar « ken bu rakkamdan pek korkan Danonçiyo tarihi şu şekilde atmış: (1912-1) * | İş gençlere düşlüyor Pariste başvekâlet binasının kapısında durup ta Lokarno devletlerinin murahhas- larını girip çıkarken görenler, dünya işle- gençlere kaldığını anlamakta gecik- rdir. * Filhakika İngiliz dış bakanı Eden, henüz kırk yaşına gelmemiştir. Bel- çika başvekili Van Zeeland sporcu tavrile onun yanında pek te ihtiyar görünmemek- tedir. Lord Halifaks, bütün dünyayı dolaşmış olmasına rağmen, hiç te Klemansoya, har- bi umuminin Loit Corcuna benzememekte- dir. İtalyan mümessili Cerruti ise çok fo- tojenik olduğu için mütemadiyen fotoğraf- çılarm yamna kaçmaktadır. Onun da tuhu gençtir. * “Güzel gözler şerefine,, Bir kaç gün evvel öldüğünü haber ver- diğimiz amiral Beatty Şikagolu bir kızla evlenmişti. O zaman kral olan €i Edvard bu münasebetle pek sev - genç kumandân ve karısından hiç bir iltifat esirgememiş. O kadar ki sofrasında, evliler bulunsun bulunmasın, son kadehini Ledi Beattynin güzel gözleri için kaldırır- mış. Ve ayni şeyi de amiral kendi evinde de yapmağa başlamış. 1914 te harbe gi - dince, bu vazile ve an'aneyi G zaman bü- yüyen oğluna devretmiş. O yedin. da: #Annesi- nin güzel gözleri şerefines içermiz * len meselesi ilealâkası var mı? İtalyaya karşı tatbik edilecek zecri ted- birler meselesinde — Fransızlar — İngilizlere müşkülüt çıkarınca Londrada da Napolyo- |nun Seni Elen adasındaki esaretine ait bir İtemsil verilmeğe başlanmış Sanat eserlerinin, gerçi siyasetle alâkası bulunmamakla beraber sahneye konan bu piyesle, İngilizlerin son günlerde Ren me- selesinde Fransızlara karşı takındıkları ha- | Yani mazi hayatımızda o kadar büyük rol aynar ki, ölülerin irinden kurtulmak hemen hemen imkânsız olur. üze ilk terbiyemizi verenler onlar- dır. İş yaparken elimizi idare eden onlardır. Biz kendimizi tamamen müstakil sandığımız zarhanlar bile is- | 6”"% H Özüler Ve Diriler (Bi LĞ;D temiyerek anların tesiri altındayız. * HERGÜN BİR FIKRA Çilek Geçenlerde ölen profesörü Raşit Tahsin şöyle bir hikâ- ye naklederdi: akıl — hastalıkları Bir gün, © vakit Toptaşımda — olan timarhaneye bir deli getirmişler. liliği sakin olduğu için, Raşit “ bunun binanın içinde ve dışında ser best dolaşmasına izin vermiş. Bir sabah, bahçeye inen deli, bah « çıvanın yerlere eğilip bir şeyler yap - makta olduğunu görünce, sormuş: — Ne yapıyorsun, ağa? — Çileklere bakıyorum. — Üzerlerine ektiğin nedir? — Gübre! Deli bir müddet durmuş, düşünmüş ve: — Tuhafl demiş; ben şeker ekerim.. Zâhir deliyim de ondan! BULMACA & | — Dilenciye verilen, — kışın 2 — Kapının iki kanadının açıklığı. 3 — Aruk, kırımızı. '4 — Kocaman, palavracı me yapar?. 5 — Çatalın esşi, bir | ilüve - 6 — Tahta küulübe. 7 — blası masası, analaşmış. B — Su, sile gelir olur. Tütü, mefulufih, çoban paltosu. 9 — İnce alay. 10 — Kötü, çay. 11 — Bir erkek ismi Yukarıdan aşağıyı 1 — Eski, bir çalgı. 2 — Dört teker » lekli, mefulufih. 3 — El işi, denizde ya « şar. 4 — Köy evi. 5 — Deniz vesaiti nak- liyesi, mcakta vücudumuzdan çıkar. 6 — Bal yapar, yaypak. 7 — Beyn, bağişlamak. — Taramaktan emri hazır, hareket. 9 — Rabit edatı, bir pamuk 10 — Mal ve mülk, eğlence yeri. 1! Hint pren- şehri. Dünkü Bulmacanın Halli: reket arasında bir münasebet mi? aranabilir vali bu hediyeyi fazla bulmuş, su ihtiyacı yardıma muhtaç fakirleri bulunan bir şehirde bu paranın daha Soldan sağı | — Kafa, silâh. 2 — Teneke, 3 — | iyi işlere sarfı lâzım temin edilmiyen, ve | Ölülerin tesirinden kurtulmak maziden uzaklaşmakla mümkündür. Mazi istesek te - İstemesek te ellerimize, kollarımıza, ayaklarımıza, hattâ beynimize kelep- çe vurmasını bilir. Biz bu kelepçeyi kırıp atmağa çalışmazsak kendimizi ölülerin eline teslim etmiş oluruz. VA yağar, ve istiklâlimize kavuşmak, Z ARASINDA ) Diplomatlıkta Kekemelik Bir Meziyettir Kekeme olmakla maruf bir diplomat, tekaüt olunca, dili hemen çözülmüş. Mes- leği hayatında kendini kekeme diplomı gösteren a bu tahavvülün sebebini sormuş lar — Bir diplomat kendisine sorulan sual- |lere derhal cevap vermek mecburiyetinde dir. Kekeme olmayınca, düşünmeğe val kalmaz. Ben yanlış bir şey yapmamak için kekeliye kekeliye vakit kazanır ve vere - ceğim cevabı hazırlardım, demiş. | * Lokarnoyu Imzalayanlar ne oldu? Lokarno paktının altında altı imza var di. sil ediyorlardı. Ştrezman öldü, Luther sağ- dir. ve Hitler hükümetinin Vaşington se - | firidir. ?aktı İngilizler namına imza eden Çem- Almanları Luther ve Ştrezman tem - berlayn parlâmentoda mühim bir mevki sahibidir. Fakat kabineye dahil değildir. Belçika namına imzasını koyan Van - dervelde elyevm kabinede sahndalyesiz na- zırdır. Paktı İtalya namma imzahyan, ilk son defa olarak memleketinden çıkan Mu solini idi. ve Fransazların mümessili olan Briyana ge- lince, müabedenin yırtıldığı gün ölümünün üncü senei devriyesi idi. Ne tesadüf!.. * Amerikalıların zenginliği Amerikalılar 1934 senesi zarfında yaldız- W histe diye bir liste neşretmişler. Bu listede ayda on beş bin dolardan İfazla varidatları 'olanların simleri yanl « ların miktari da 7 milyon dört Pamuktan caddeler Alay etmiyoruz, verdiğimiz haber çok siddidir. Amerikalılar malüm ya, istihsal ettikleri pamukları artık satamıyorlar, Dü- şünüp .taşınmışlar ve görmüşler ki, (Bi - tum) Tu yollara pamuk - karıştırlacak o - hursa, yolların çatlamasına mâni ohmuyor. Derhal bu işi tatbika başlamışlar ve mu - vaffak ta olmuşlar. |Resmen, mar. 4 — Askeri, ki. 5 — Be, reha, tek. 6 — İrak, si. ? — Seyahat. 8 — İp, baca, 9 — Dasitan. 10 — Aşure. 11 — Şik, familya. Yukarıdan aşağıya: 1 — Karabina, aş. 2 — Eber, aşı, 3 — Fisk, âsi, ukde. 4 — Merkep. 5 — Tere, def. 6 — Senih, aba. 7 — İn, hasım. & — Lems, bacı. 9 — Aka, tat. 10 — Herkes. VI — İki, Anka. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Balıkesir muhabirimizin bildirdiğine göre: Balıkesir vilâyet meclisi vali ve belediye reisini değerli çalışmalarından dolayı mükâfatlandırmak istemiş ve ona 2500 lira hediye etmiş, fakat geldiğini düşünmüş, parayı su işlerine ve fakirlere sarfedilmek üzere iade etmiş, Vilâyet meclisinin, belediye ve şehir işlerinden ziyade valiyi, fakat valinin de kendisinden ziyade şehri düşündüğü anlaşılıyor. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Sözün Kısası Yolsuzluk ——E. Ekrem- Talu tmaca belediye veznedarı anslı A zın kırklara karışmış.. Hesaplarie ni Yoklamışlar, 7468 lira açığı tahallı kuk etmiş.. 1 «Kangal» şirketi muhasebecisi Bayi Feşmekân şirkete ait 3684 lirayı barie kün'kendi bosahita yükümük süretiyil le zimmetine geçirmiş.. Filâ eden müfettişler bilmem kaç liranın üste a noterin defterlerini tetkilğ tüne oturduğunu anlamışlar.. Avcılık Enstitü: suiistimal meydana çıkmış.. inde mühim bit Bunlar, her günkü gazetelerde nö- betçi eczanelerin Jistesi ve yahut ki si- nema ilânlari gibi daim? yazılar sırası- na geçti. O kadar k gün bir ih İsuzluk havadisine rast gelmeseler dün« ya y ğuna hükmediyorlar. lâs, bir suj nde önemli bir değişiklik old Harbi umumi şüphesiz ki en büyük üzerinde, göstermiştir. Para kıymetini k lüks iptilâsı ha: tesirlerini ahlâktumumiye miş, insanlarda muş, eşya fiyatları yükselmiş, kumar, borsa oyunları itiyad haline gelmiş, sefahatin adi mondenlik olmuş, eski ahlâk nazariyeleri iflâs etmiş, kayıtlar ortadan kalkmış ve bütün bunlar, tabi- atiyle yolsuzluğa yol açmıştır. | — O her gün gazetelerde okuduğunuz suüstimal faillerini sıkı bir sorguya çekin; — göreceksiniz ki hayatlarını kıran, istikballerini bir anda mahve- den, şeref ve -haysiyetlerini Jekeleyeni filin saiki ya kumar, ve yahut ki sefae ,hatin başka bir nev'idir. Bu sade bizde mi? Hayır! Dü nın her tarafında böyle. Hem h: linsaf şunu ikrar etmeliyiz ki Avrupa- da, Amerikada ve Uzak Şarkta çıkan nında bizdeki ufak tefek Ve bir çok kadat ahlâk 1 ve seciye zayıflığı hususun- İda, çok gükür kat kat dunundayız Bu da bizim fıtrt temizliğimizden ileri geliyor. rezaletlerin ya İvakayi hiç hükmündedir. İbaşka şeylerde fevkine çıkacak |kabiliy gösterdiğimiz garbın, Şiarı fazilet olan cumhuriyet reji- mi, kani olmalıyız ki, harbi umuminin artıkları olan bu ufak tefek yolsuzluk- ları da ortadan kaldırmağa muvaffak olacaktır. Yolsuzlukların gözlerimize bu der rece batması, dosdoğru ve apaydınlık bir yolda yürüyen bir millet - olduğu* muz içindir. z.?/oz..m Biliyor Musunuz? 1 — Uluslar kurumu son Yunan - Buk gar ihtilâfinı ne vakıt halletmişti? 2 — Dünyanın en boylu maymunlart renaerea nerede yaşarlar? 3 — Kanunu medenimiz hangi devle * tin müdevvenatından alınmıştır? 4 — Fransız hükümetinin merkezi Pa nakledil © ristten Bordo şehrine ne vakit mişti? 5 — Müstecip onbaşı kimdir? (Cevapları yarın) ) * (Dünkü suallerin cevaplı ) 1 — Vestefalye muahedesi 1648 hinde aktedilmişti. 2 — Molhoz şehri Fransanın ; hududu kısmındadır. Nüfusu (99,000) dir. ordusu büöyük harptif (Ren) (1924 yılmdü Almaft 3 — Fransı sonra işgal etti; tahliye etmiştir. 4 — Roman uzun bir yal üzerinde aynadıre cümlesini söyliyen Fransız " bil mancısı Stendhaldir. K $ 5 — Dünyanin en büyük gölü hı'i"ı ya dadır, adına Hazer denizi derler. —