İzmir Halkevinin bir yılda başardığı işler: 1435 talebeye yardım edildi, 300 hasta köylü tedavi olundu, lılçok_dı çocuk okutuldu İzmir (Özel) — Halkevlerinin 935 |mış, otuz kişilik iki bisiklet yarışı yap- yıl Eaaliyeti çok verimli olmuştur. İz- İmıq. av sporlarında 176 zararlı hay - mir Halkevi bu verimli çalışmaların te-| van öldürülmüş, avcılar bayramları, a- kâsüf ettiği bir merkezdir. Evin dil, tış müsabakaları tertip etmiştir. tarih ve edebiyat şubesinden 3 kişilik bir heyet bütün Ege kıyılarını gezmiş, | sul talebeye elini uzatmış, 17 ilk okul bir dil töreni de yapmıştır. talebesine 2000 parçadan fazla giye -| Musiki şubesi aylık halk konserle-|cek verilmiş, 290 talebeye ayakkabı rinden başka her bafta talebe koönser-| vermiş, beş çocuğu daimi surette hi- leri vermiş, ayrıca caz, mandolin, sa- mayesine | lon orkestrası takımları kurmuştur. 18| Dershanelerinde 310 çocuğu ikmal | gence bir resim atelyesi açılmış, bu |imtihanlarına hazırlamış, ilk okul kur- gençlerin hazırladıkları tablolar halka | sunda da 42 çocuk okutmuştur. Bir ki- teşhir edilmiştir. tap sarayı açılmıştır. Köycülük şubesi Spor kolu mektepler arasında - bir |300 hasta köylüyü tedavi etmiş, hay- | atletizm bayramı, 8 orta mektep ara -| van hastalıkları ile mücadele yapınış, | sında da bir lik maçı tertip etmiş, bir | köylülere pek çok yardımlarda bu - hakem kursu açarak 8 genç hazırla -lunmuştur. İzmirde talebe ve öğretmen g;zîntileri a n İzmir, (Özel) — Cümhuriyet kâz enâtitüsü öğretmen ve talebesinden bir RBtup Efez, Kuşadası ve Sökeye giderek incelemelerde bulunmuşlardır. — İz- Mirli öğretmenlerin Kuşadası ve Sökede köylümüzle yaptıkları hasbühaller çok faydalı ve verimli olmuştur. MERZİFON MUALLİMLERİ KÜTÜPHANE YAPIYORLAR — Merzifon (Özel) — İlk okul öğret-|de olacak, muallimler her ay on beşer Menleri toplanarak bir meslek kütüp- |kuruş vererek toplayacakları paralarla hanesi yapılmasını — kararlaştırmışlar- | kütüphaneye yeni meslekt kitaplar ala- dir. Kütüpane eski muallimler birliğin- | caklardır. l — KERVAN YÜRÜYOR —B3 - — | Bürhan Cahit — 16 -8- 906 Hele böyle dertlerine derman ara-|sı Gülsüm hanım anlatıyordu: Yan kadınlar arasında hoşuna giden ve| —— İki yıldır kalçama bir sızı yapiş- bir dişi kedi gibi yaltaklananların m-]umüm,h.w za- İunuşu büsbütün keyfini arttırıyordu. 'man kıvır kıvır kıvrandırıyor. Gözüm- Fakat hâdiseler — onun bu pek|den nohut gibi yaşlar dökülüyor ali- Alıştığı ve hoşlandığı şekilde devam et- | mallah. Nerden de geldi bilmem - ki! Medi Doktora gittim. Kokulu, sarı bir - ilâç ., Hatibe baş vurup muska alan ka-| verdi. Onunla her m yatmazdan dnlardan biri, bakkal Recebin baldızı/| önce oğuyorum. a.,x.ım ağrıla- ife bir gün hamama gitmişti. rı amma adamakıllı kesmiyor. Kasabanın en mühim dedi kodula- Dinleyenlerden Hasibe hanım atıl- fihin alım satım yeri sayılan hamam di: 9 gün pek kalabalıktı. — A kardeş öyle şey hekim ilâcı ile Köfteleri, dolmaları, turşuları ile geçer mi. Aklına şaşayım. Hatip Ak Relen kadınlar yıkanıp yıkanıp kurula- Osman efendiye git. Mübarek adamın Tiyor, yiyip, içip yıkanıyorlardı. öyle bir nefesi var ki en belâlı sancıyı Neler konuşulmuyordu. bıçak gibi kesiyor. Kibarlar, zenginler hamami bazan | — Bunu işiten Hanife dayanamadı: Alti saat, hattâ bir gün için kapatırlardı. | — Ne diyorsun allahaşkına kardeş! 'a ve fakir sınıf bunu yapamadık-|Kardeşimle bende sıraca vardı. Bize darı için haftanın ancak iki günü herke- |de Hatibi söylediler. Tam beş kere be- e acık kalan hamamdan istifade etmek | raber gittik. Muska verdi. okudu. Üf- tiyorlardı. ledi. Bana mısın demedi. Yine allah MEMLEKET HABERLERİ O gün bakkalın baldızı Hanife de :“mşulııiyk beraber hamama gitmiş- Kimi sar'alı, kimi romatizmalı, ki- Mi rahim hastalıklı ihtiyar kadınlar şiyorlardı. Biri, Kayıkçı Şaban reisin kaynana- razı olsun doktor Naci beyden bir şu- rup verdi. Taze yumurta için, et ye- yin, dedi. On beş günde pirüpâk olduk. Hatibe kalırsanız yaya kalırsınız. En zengin lâf kaynağı bulunmustu. Hamamı, göbek taşını dolduran tahin helvası, yaprak — dolması, hıyar -.BON POSTA Biga köylerinde Maarif işleri Biga (Özel) — Yeni Çanakkale va- lisi bütün köylerin öğretmenlerini, öğ- retmen okulu mezunlarından seçmiş tür. Artık şehrimizde yarım tahsil ile öğretmenlik Baş öğretmenlerin toplanmış olan ma- aşları da yakında verilmeğe başlana- caktır. Merkezde ve köylerde kültür ilerlemesi bütün hızıyla devam etmek- İçtimat muavenet şubesi 1435 yok- tedir. Bütün öğretmenler ayda bir şehre gelerek kültür memuru ile temas — et- mekte ve ilerleme hızına dair direktifler almaktadır. Bütün köy okullarının bi- rinci teftişleri yapılmış, beş aylık me- sâinin çok eyi bir durumda olduğu an-! laşılmıştır. Okulların hepsinde Kızılay ve uçak kurumları teşekkül ettirilmiş, talebe a- rasında bu kurumlara yardım duygula- m uyandırılmıştır. Şehre uzak olan ©- kullarda bile müzeler tesis edilmiş, ço- cuklara el işlerine dair müsbet - fikir v“iımm. u' . . Adapazarında kenar mahalle ve sokaklar Adapazarı (Özel) — Burada bele- diye şehrin bayındırlaştırılması — için takdire değer çalışmalar yapmaktadır. Ancak bir kısım Adapazarlılar bu ça- lışmalardan kenar mahallelerde — otu- ranların da istifadelendirilmesini — te- menni etmektedirler. Adapararının kenar mahallelerindeki sokaklar çok bakımsızdır. Buralara kışın çamurdan 'hakil vasitalarının hiç birisi girerlez. yazın da tozdan geçilmez, belediyenin buralardaki sokakları'da yaptırması bu- raların sakinlerini çok sevindirecektir. | Kastamonuda yakılan domuz kuyrukları Kastamonu (Özel ) — Burada mu- zar hayvanlarla mücadeleye çok ehem- miyet verilmektedir. Öldürülen — do - muzların kuyrukları mücadele memur- luğuna getirilip teslim edilmekte, mü- cadele memurluğu da bunları yakmak süretile imha etmektedir. Şimdiye ka- dar yakılan kuyrukların sayısı - bini| geçmiştir. turşusu yiyen kadımların çeneleri açıl- dı. Kimi Hatibi göklere çıkardı, kimi yerlere batırdı . Gün kararırken bohçaları, sepetleri kollarında arka yollardan evlerine dön- düler. O gün Vilâyet mâiyet memuru A- sımın genç karısı Nihal de hamamda idi, Yerlilerin çene yarışına karışma- makla beraber bu iddialı konuşmaları merakla dinlemişti. Sır£ Tâkırdı olsun diye bütün bu konuşulan şeyleri ak- şam kocasına anlattı. yapmak lağvedilmiştir. * a ea |Beş nüfusla ayda 20 liray; ’ 'geçinilen kasaba: Daday Daday (Özel) — Daday iki bin|kündür. nüfuslu bir kasabadır ve kaza merke- Kasaba civarında çok zengin, çok zidir. Burada hayat çok ucuzdur. Beş gür ormanlar vardır. Bu yüzden Da- müfuslu bir aile ayda 20 lira İle müret- dayda yakacak fiyatları çok ucuzdur. |fehen geçinebilmektedir. — İhracatı id- 'Bir araba odun 30 kuraşa alınabilmek- 'halâtından çoktur. Dadayda evlerin ay- tedir. Dadayın pazarı cuma günü ku- yt bir yapılış hususiyeti vardır. Burada rulmakta ve pek kalabalık olmaktadır. evler biribirinden ayrı ve bahçeler içe- | O gün kasabaya civar köy ve kasaba- risinde yapılmıştır. En büyük, en gü- lardan en az beş bin kişi gelmektedir. ,zel evi ayda beş liraya kiralamak müm- Kasabada elektrik te vardır. Ada Kılbasanda . . . Üa ziraat işleri 1200 kişi su ihtiyacını bir M yeakğa ökemtsiyük tek kuyudan tedarik ediyor veriliyor, çeltik ekimi Karaman (Özel) — Kilbasan na- yasık edildi hiyesi nülus kalabalığı itibariyle bele- — Idı)’e teşkilâtı yapılmasına müsaid — ol- Adapazarı (Özel) — Tarım - ba- madığı için ihtiyar hey'eti tarafından kanlığı tarafından gönderilen meyva:'imar edilmektedir. İmar işinde nahiye cılık mütehassısı Serdivan, Kayalar, 'müdürü ihtiyar hey'etine büyük bir Cumakırı mevkilerini gezmişler Hen-| yüzaheret göstermektedir. Köyün ye- dekteki fındık bahçelerinin çogullılm—ı-'sh #ıkmtıa su yüzündendir. Nahiye kararlaştırmışlardır. Cumıkmşm"k”_"d' #i yektur, Bit >Kaya sınk mevkiinde bir nümune fidanlığı tesis İbütün köyün su ihtiyacına cevap ver- edilecektir. Köy ve kasabaların $ kilo AA Ü metrö HEkiladE 'pirmik et yündik | Mebtedir. Köyde bir ilk maktöp vardır muvakkaten yasak edilmiştir; Çghkı&”'“h kız erkek seksen talebe oku- ekimi için fennf tedbirler alınacak, bu| Ptktadır.. — hazırlıklar bittikten sonra ekime müsa-| — Kubasan 500 evli ve 1200 nüfuslu- |dur. Bir tek kuyunun suyuyla bu ka- v Üa Z | y labalık nüfuslu köyün su ihtiyacı te- Kırkağaç hükümet doktoru Öldülmin edilemediği için köye başka yer- Kırkağaç (Özel) — Hükümet dok- îî"_:_“ ?şnrümen dwt”j’_ toru Ahmet Muhtar vefat etmiş, ce-|çini kazanmış, herkese bir baba şeika- nazesi bütün Kırkağaç halkının işti -İtiyle bakmış ve yardım etmiş bir a- rakiyle ve ihtifalle kaldırılmıştır. Ah-|dam olduğu için ölümü Kırkağaçta met Muhtar bütün memleketin sevgi-|büyük acı uyandırmıştır. gün önce gittiklerini o zamana M!ıîııındı yeni Türkiye için en kuvvetli Hatibin muskası, nefesi ile tedavi edil- | ümitti. diklerini söyledi. | — Demek ki bu ümidi törpülüyen sin- Asım kendi kendine söyleniyordu: / si, gizli ve kirli temayüller hâlâ yaşı - — Şaşılacak şey. Şaşılacak şeyl — jyordu. Fransız inkdâbının dizlere ka- O, bu yeniden yuğrulan inkılâp ha- , dar kan içinde yüzen ileri adımları bü- muru içinde artık hacı yağı kokusu,|bün bir akideler yığınını silip süpür - büyücü muskası bulunabileceğine Ü- | müştü. timal veremiyordu. Artık memleket re-| — Türkiyede tarihin yolunu değişti - aliteler memleketi olmuştu. Dünün bü-|ren büyük bir ileri hareketi vardı. Bu İtün bozuk, çürük akideleri ölmüştü.|hareketin mihrakını kuran Büyük Şef 'İlk mekteplerdeki çocuklar bile artık Türk milletinin yürüyeceği yolu gös - öyle şeylere gülüyorlardı. Nasıl “—y“'.ltmıiı_ıu. Çizdiği plân tam bir inanışla ade edilecektir. Asım mülkiyeden iki yıl önce çık-'da kasabanın göbeğinde Hatip Ak Os- turulursa Türk milleti başka cemiyet- mış kaymakamlık sırasını bekleyen ze- ki, becerikli bir gençti. İnkılâbın manâsını, yürüyüş istika- metini eyi görmüş, kavramıştı. Onun fikrince dünle yarını ayıran bütün da- valarda dünün bütün hatıralarını ve iz- lerini yok etmek lâzımdı. Geriyi, dü- nü hatırlatan şeylere karşı affetmez bir kini vardı. GCenç kaymakam namzedi kasaba- da böyle muska yazan, üfürük yapan birinin bulunacağına ihtimal vermiyor- du. Bir kaç kere sordu. Cenç kadın bütün işittiklerini etra- fiyla anlattı. — Peki bu yakında mı olmuş, eşki- den mi? Nihal zeki bir kızdı. Erenköy lise- | sinden yetişmişti. Kocasının bu işe e- hemmiyet verdiğini anladığı için bü- tün işittiklerini anlattı: — Eski değil herhalde! — Sıracasını geçiremeyen kadın doktora on beş man hastalara muska yazıyor, sancıla- ra nefes ediyordu. Bunu her şeyden önce kanun ya- İsak etmişti. Mmişti. Karısına bir şey sezdirmedi. Fakat geceyi pek sinirli geçirdi. Onun ka - fası artık böyle sinsi ve kirli şeylerin yeni Türkiye topraklarında yaşamı - yacağına inanmıştı.. Gözleri dünün yı- İkantıları arasında böyle kıpırdıyan |yeşermek alâmetleri gösteren -tohum- ları görüyordu. Kafasının ve gözünün bütün fosforu yeniden yeni yuğuru - kan genç Türkiye hamurunun açılışı- 'na dikilmişti. Hayalinde öyle bir Tür- kiye yer etmişti ki içinde dünün öldü- rücü, boğucu mirasından bir iz bile yoktu. Her şeyi olanca berraklığı ile görü- yordu. Halk tabakalarının açık tevek- | Genç mülkiyeli birdenbire alevlen - kül isteği ile inkılâba ısınışı onun ka * :lerh ağır, zorlu ve kanlı boğuşmalarla |vardıkları kurtuluş noktasına hiç kan dökmeden erişecekti ve geçen — yıllar gösteriyordu ki halk tabakaları bütün isteklerile bu plâna ayak uydurmuşlar- , dı. Buna rağmen hölâ dünün havasını yaşatmak istiyen geri ve menfi tema- yülleri filizlendirmek istiyenler vardı. Bunları merhametsizce kırmak, er- mek lâzımdı, ki dünden yarıma engel olmasın, Taptaze inanı ve ideali ile idare ha- yatına giren genç mülkiyeli kabına - ğamaz bir halde erkenden hükümet konağına gitti. Vali, bir iki ay sonra bir idare sek- siyonu başına geçecek olan genç mal- yet memuruna tam bir güvenle bağlan- mişti. Gelir gelmez başbaşa verdiler. Vali genç maiyet memurunun te » lâşımı haklı buldu, Yalnız her hare - ketin cezası kanunla çizilmişti. (Arkası var)