OYUNCAK: Kibrit Kutularından Nasıl Oyuncak Yapabilirsiniz? N7 K wb—a - Vi W ) SO N i ini esimleri | yı klayın. Kibrit kutusu- ki kibrit kutusunun üstüne sarın — ve İüî:îenklılkğ::nıh:;ullîibu(;ne ::ılıîı:zn P;:ı:: ::ı':uğumuz yerine yapış- kardeşinize bu kutuları hediye edin. B Ç a B y ; kibrit :::uıu nîın)ı'; Eğer dikkat eder-'tırın. Geri kalan kısmını dn kibrit ku- i ,,;Z“-u—ı kıııula"ıı,no)-nnnlngı '::ğn Seniz, in iki 'ıçı olduğunu gö-|tusunun üstüne sarıp öteki ucunu da Ak îı"ız'" bu süslü kutul md"'ı:iz Ş €niz, Tesmin iki parça biribi- bu beyaz yol üzerine zamkla yapıştı- cak, bu güzel şeyleri ona verdiği ea SAD R A li ı: ; f ? İçin sizi de daha çok sevmeğe başlaya- rinden ayırınız. Bir parça da — noktalı rın. a AM l çizgilerin öteki tarafında kalan boş be- | D'u", parçayı da ayni biçimde öte- ca! —a — —a Meıfaîlp_ğ;yğ k Tuzdan Para Afrikada Etiyopya mımntakasında yerliler para yerine kaya tuzu par- çaları kullanırlarmış. Birbirinden bir şey satın aldığı zaman yerine pa- ra değil bir parça tuz verirmiş. Bu BİLMECE: Bu Kırmızı Derili Çocu Niçin Koşuyor y tuzlar uzun uzun çubuklar halinde olduğu için bozukluk lâzım olun - ca ucundan bir parça koparırlarmış. Kolay usul değil mi?. Aslan Yavrusu Mu Köpek Yavrusu Mu? iki değil, üç değil tam yedi'_ııne :ı.. kendine ormana gitmiş, büyükler gibi Çoeuğun_ üzerine d*?wr hı:;;umk;m:_ © da avlanmak istemişti. «Babam her|sinler mi?. Artık ulı ol ıîı-ıl NvR L gün eve ne güzel av etleri getiriyor, | yın, knçma' ayın baka ım.d: e n bügün de ben ormana gideyim de ba-|mızı derili de b: ıyı.l;r l: ü ;ı:,irh. d i iyi iyı Eğer resmi dört bir tara! evirir- du"îhm'ü b’f :;y bulabilecek miyim» dı)aı.enig, bu yedi ayıyı siz ııie .uö"bîımî: î v nmuştu. KA R erağiğ K ü t i bütün |niz, ayıları bulunca yeri ş | K Fıaka( b;o!l:: :::k_:ğ:ob::lşdı. A- edin. Resmi kesip biz_e yolbyı:ı.(îıı dol _lw, tııî:ly :ue füçülı: kırmızı deriliyi korl:u-ııi'ıe güzel güzel hediyeler gönderece- tan şey neydi? Hiç sormayın bir değil, ' ğiz. Gcçenlîğiî_mâdemizde Kazananlar ö e 1 Mahmutpaşa Handan han No. 4_ ikinci l'mîm-ıı. tarihli bgîm: : 5 te terzi M. Rifat Orhon, İs - :qm:ıe '::î 'ı '_n'“'""'_ K tanbul Cağaloğlu Mollafenari n bir K__ ' GAMEORA M No 3 in Ağaaı Aymcl 7 orta, mektep 1/3 ” Ü S ll sökük * Soğılikuyu Küçük kırmızı derili bir gün kendi Siz de arslan yavrularını böyle kucağınıza alabilir misiniz?. Bir 42 Muzalfer kazanmıştır. y i uslu dürüyor. am- ı ST U azı No. 5 te|tanesi kedi gibi K İ b a:::;ıe .çılınıı 0. te i tanbulda bulunan diğer kaza - nanların — pazartesi, '::“':" Bünleri öğleden sonra iyele - ki bil rimizi — bizzat — idarebanemizden ÇZEYE ı..".f'.'î".î almaları lâzımdır. Taşra okuyu- Gi kazanan Hay- cularımızın hediyeleri - posta ile yiye — Lisesinden Bönderilecektir. Selâhattin Gökhan. DOLMA KURŞUN KALEM |Pek hoşlanmıyor da bağrıyor ga - Saltanahmet — Çayır — sokak | İiba. vnee seSETECENASELACECAEAAEERERERELEERRE aa. No, 5 te Yüksel Özen, İstan - ammer, Kasımpasa — Küçükpiyale Türbe bul 21 inci mektep 19 Necdet Şengör, İstanbul kız Hisesi 474 |Yokuru Börekçi Bayram sokak No. 46 da dan 145 M. Yüksel, İstanbul | Pervin, İzmit Ulugazi ilk mektep 151 de erkek lisesi 4/E den 355 8.|Celâl Orhon, Sultanahmet ticarethane 40. kak Na. 37 de İ. Ander, İzmir Halitbey mektebi 877 Nejat. LOSYON OYUNCAK İstanbul 54 üncü mektep 515 Muzaf - MUHTARA DEFTERİ fer Güler, Göksün müddeiumumisi oğlu| — Çorlu bakkal Emin kardeşi Halit Ak « aa gnn gnn heagi aei 28 İsoy, İstanbul kız lisesi 2/D den 766 Han: tfullah Şevki, Gaziantep — orl Te İ ĞĞE cer Küi aa ae DlDlee AU İ Pi BüEll Ş S RüMilsr e ll Te B İstanbul 49 uncu mektep 140 Mehmet, | Müftü camü civarında sucu Hilmi kızı Ma-| 157 Nuri Ülkümen. inedin Füneeee Ünğe üi eli öe DÖN e BZ a BÜ eei ga sarsa ada seen Faydalı Bilgiler ı Bunları Biliyor Mıydınız ? Hindistanda on iki santim geniş- liğzinde kelebekler varmış. Bunlar tırtıl oldukları vakit her biri sucuk kalınlığında imiş. * Afrikanın cenubunda bir cins yı-| lan varmış. Bu yılan yalnız yumurta | yermiş. Yumurtayı hiç kırmadan taze ve yahut bayat olduğunu an - larmış ve eğer bayatsa başını çe - virir, başka yumurta aramağa gi -| dermiş. Bu yılanın başı parmak u-, cu kadar olduğu halde hiç parçala- madan koca yumurtayı yutarmış. * Yünlü elbiseleri hepimiz güveler ' yer diyebiliriz değil mi? Halbuki öyle değilmiş. Yünlü elbiseyi yiyen güve değil, güvenin bıraktığı ufa - cık kurtlar, tohumlar imiş. * Denizde yaşıyan bir cins balık varmış. Vücudu sivri sivri dikenler- le kaplı imiş. Vücudunu hava doldurunca suyun üstünde yeşil bir balon gibi dururmuş ve böylelikle düşmanlarından kurtulurmuş. Hessadas AAA SAA SAA e Kutu Yarıg Bu Oyunu Bir Tecrübe Ha Ediniz Bütün yarışlar gibi bu da ancak kâs ; labalıkla oynanabilir. Oynayanlarıri ' hepsi ikiye ayrılır. Meselâ: On iki kişi iseler altısı bir taraftan diğer altısı ö« teki taraftan olur. Arka arkaya dura- rak iki sıra olurlar. İki sıranın da — emi! önde duran çocuklarının eline — birer kibrit kutusu kapağı verilir, «Bir, iki, üç» sayıldıktan sonra en önde durani çocuklar kapağın bir ucundan buruna larına geçirirler. Her biri arkasına dö nerek kendi burnundaki kibriti ellerile hiç dokunmadan arkadaki çocuğun burnuna takmağa uğraşır. Bu sefer i- |kinciler arkalarını dönerler ve kendi burunlarındaki kibrit kutusu kapağınİ yine hiç el değdirmeden üçüncü oyune cunun burnuna takmağa uğraşır. Böylece kibrit kutusu hiç el değdik rilmeden burundan buruna geçer. Esi evvel hangi sıra bitirirse o sıra oyunu kazanır, Yalnız dikkat edin. Eğer içinizde nezleliler varsa onları bu oyuna kariş« tırmayın. Çünkü sonra size de nezle geçer.. Bu oyun hem oynayanlar hem de seyredenler için pek eğlencelidir. Bir deneyin, gülmekten katılacaksınız. HİKÂYE: Aksıra Karlı bir gündü. Güneş açmış, yer-| lere beyaz beyaz karlar yığılmıştı. Bü- tün çocukların aklı kar topunda, kar- dan adamdaydı. Orhanın da... Fakat aksi gibi o gün de zor bir imtihan var- dı. Çocuklar top oynamağa değil baş- larını kaşımağa vakit bulamıyorlardı. Orhan düşündü, taşındı, hem bu zor imtihandan kurtulmak hem de kar | topu oynamak için bir çare buldu. Kü- kürt biber falan gibi bir çok şeyler da-| ha karıştırarak aksırık tozu yaptı. Öğretmen nezleden dehşetli kor- kardı. Azıcık bir öksürse, aksırsa, he-| men eve yollardı. | İmtihan odasına gelince —Orhan aksırık tozundan bir parça mendiline koydu. Bir çekti. Aksırmağa başladı. Öğretmen hemen: — Ne orhan nezle mi oldün. Orhan cevap vermek istedi fakat: '#HH, Hap.. şu diye aksırmak- tan vakit bulamıyordu. Bir dakika son- ra toz bütün sınıfa yayılmış, herkes birden aksırmağa başlamıştı. Hemen mektebin doktoruna haber | gönderildi. Fakat diğer taraftan ak-, sırık selseri bütün mektebe yı;:lmıri tı. Öteki öğretmenler de - şaşırmışlar, kalmışlar, ne olduğunu anlamak ı'hzml sınıfa koşmuşlardı. ——— n Sını lip hilesi meydana çıkacak diye - ödü pathyor, aksırıkları arasında gazeteyi karıştırıp duruyordu. Derken — gözüne bir başlık ilişti. #Nezleden kurtulmak için» saatırları 64 , kumağa başladı. «Ihlamur içmeli» fa- lan diyordu. Biraz daha aşağı — doğru baktı. «Nezleden kurtulmak için kani sözlerini gördü. Hemen öğretmene koştu. Öğret« men: Hiç böyle şey duymadım amma., Sizi böyle aksırtıp durmaktan, hepini- zin hastalığını biribirine geçirmekten« se bir deneyelim bakalım, haydi hepl- niz bahçeye, kar topu oynamağa çi« kın, Bana istediğiniz kadar kar topu a« hin. dedi. | Bu söz bütün çocukları sevindirdi. Hep' yerlerindön top ' gibi — hırlaıları Bahçeye çıkar, çıkmaz hepsinde ne aksarık kaldı, ne öksürük.. a Çocuklar hem imtihandan kurtul- iınuıhı. hem de kar topuna kavuşmuş- O sırada da Orhan da, doktor ge- lardı. iki ieveze Bir sabah mektebe gide geveze yolda bulu- parz şurlar ve konuşma- ğa başlarlar. H Birinci — geve- $ ze: —Bugün çokf rken — iki p erken — kalkmışsın 3* gılibıqöılerinyumî Y — ruk gibi şişmiş. a l İkinci geveze: —Sorma, sorma. çok erken kalktım. Annem yere - bir toplu iğne düşürdü. Bomba - patladı Davutpaşa orta mektep 1/D den 564 | zannettim. Gözlerimi açtım. Bir daha dan Fevzi, Pangaltı Bilezikçi sokak 2/205 | Ali Rıza, Sultanahmet — Tergilik — mektebi | uyuyamadım — Amma da hafif uykun varmış. — Öyle amma.. Neyse erken kalk- tığım iyi oldu yapılacak pek çok işim vardı. — Neler yaptın?. Yarın mektebe geç kalırsam, öğretmene ne uydura« yım diye düşündüm, durdum. — Ah.. Ondan kolay ne var. Dün ben bir büket çiçek götürdüm. — Kuzum senin gözlerin tencereye benziyor, biliyor musun? — Amma da yaptın. Hiç de değil, neden tencereye benzesin. — Benziyaor işte. Senin gözlerinin de tencereler gibi kapakları var da on- dan.. — $u gevezeye bakın,. Sank! kendisi- nin gözleri kapaksızmış...