11 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ni —-:—:r— _C:! —-i u F —Çi :’i FĞ SŞ ;L İ *» 1-—' İi d el __Y__ 'A, T Kadircan Kaflı 11/1/936 /— yunca Beynınden Vuruldu ğz — — Aman, bir an önce kurtulalım. Ne biçim yermiş? bunca yol aştım kimse (Höt!..) demedi de Üsküda- ra girer girmez yakama yapıştılar, atımı aldılar. Üstelik bir gece de — kuru tahta üzerinde yatırdılar. Az “ daha zindana atacaklardı da. Kâfa tutmak kâr etmeyınce işi çingeneli- — ğe vurduk ta yalvardık, yakardık. — Ömrümde yapmadığım iş... — seninle küçük hanımın hatırı için... Hep Vallahı böyle... - Hem yürüyorlar, hem de konuş- — malarına devam ediyoralrdı. — Sahi... Yapabilir misin bunu? .' " Keleş Mehmet bu sorguyu sevinç- — Te sormuştu. - — Elbet... ,.Kuş Kanadına — Kondurup ' Keeleş Mehmet birdenbire de- # .Pı gı!tl Şi ı-;.. v * B V Nağ i vtr İ — Lâkin atımın da hızı kalma- — mıştı ya... Şaka değil, jiçelden bu- / raya dortnul geldim. Kaç günde "":î";_' — wallı hayvanın canı çıktı. Bir deri f' ' —ı_-_ " r ima | . — bir kemik kaldı. — Bu kadar acele edecek ne var- — dı? Üç gün sonra geleydın!. — Ne diyon? İnci Hanım elin- İ den gelse beni kuş kanadına kon- — durup ta göndereyazdı. .| | v - W L'| .__* hd - K a | -| B n ıı'l* P M " “Pulat merak etmeğe başlamıştı: — O da niçin? Hasta mı yoksa? îığî. Bir şey mi oldu? —— Hasta olsa daha kolaydı. El- — bet iyi olurdu. Fakat İnci Hanımı ı"_' ı' 3 evlendırıyorlar — — Ne?... Evlendiriyorlar mı? — —Hel çI L Keleş Mehmet başını acı acı sa- " go. sola sallıyor, dişlerini sıkıyordu. ı B V Pulat ise meraktan çatlıyacak gi- İ)ıydı — Seni o mu gönderdi? — Hel.. Ahmet Ağa Ve Demir Bey Hîrmek için mi? — Ne diye? Beni bırıktıgmı bil- — Lâfımı ne diye kötüye yorar- K V;l- sın, bey? Onu kurtarasın diye yol- — İadı. Çünkü zorla evlendiriyorlar. kar, Kü — O sırada iki tarafı yüksek duvar- :ı, J.ı k bn' yoldan geçiyorlardı. Pulat ol- Mehme- KP f', din yakasını tuttu= İ me; yoksa... ı # f — — Vallahi alay ği : ;ğoln- mi bu? Beni İnci Hanım yol-| — Ulan Keleş!.. Benimle alay et- değil... lıdı n-—-Ben de Ahmet Ağa veya De- /| mir Bey parayı getimen için gönder- dileı' sandımdı. _h —— Bu işten Demir Beyin haberi yok... İnci Hanım yirmi altın gönder- $ |di. Pulat parasız değidir amma, ge- , 'İıe götür!..» dedi. Kuşun kanadına insin de gelsin, eğer geç kalırsa ve Ü '—o zamana kadar beni Arnavut Fer- llıt Paşaya verirlerse ya onu, ya : 'İendımı öldürürüm!» dedi. İ' ' Bu da kim oluyor? — Arnavut Ferhat Paşaya mı? - — İçel valisi... Eski sadrâzam Rüıteın Paşanın kal:ıyuı imiş. (Ah- : Iııt) ta beylik tümirlı — Mustafa Bey? — Bir ay kadar önce azledildi. i_' -— Nasıl adam bu Ferhat Paşa?.. "' ür Yl yıizünde bı;kı lnz bıılunı- N Z Ha A İmakta hakkım vardı ya? Leş gibiy- Alaya SON POSTA — O kadar yakın degılmış — Bereket versin ki iki bayram arasındayız. Pulat hemen hatırladı: Ramazan ve kurban bayramları arasında dü- ğün yapmak uğurlu sayılmazdı. Bu uğursuzluk Pulat için uğurlu olu - yordu. Kötü Bir Uğursuzluk Keleş hâlâ parasını çalanlara kü- für ediyordu: — Allah belâlarını versin! «Sal- ma» mı dediler, ne dediler bilmivo- rum, bu herifler beni yakaladılar da hem atımı aldılar, hem de tahtalar Arnavut Ferhat Paşa Ahlat sancağı beyi iken aşiret reislerinden birinin kızını almıştı mış ta benim sevgilime mi göz koy- muş? : — Gözü çıksın keratanın... Elli Altınlık Kemer İmana gelmezse ben çıkarırım el- bet.. Anlat bakalım şu iş, nasıl ol - du. Şimdi ne haldedir? Biz oraya varıncıya kadar her şey olup biter- se?.. Keleş Mehmt bu sorguya cevap vermemişti. Demindenberi kuşağı - nın arasındaki meşin kemerini yok- luyor, orada bir şey arıyordu. Kuşağını bir hızda çözdü ve bir küfür savurdu. Pulat hayretle sordu: — Ne oldu? Ne arıyorsun? — Altınları... İncinin verdiği elli altını... Burada idi... Son sözü söylerken kemerin iki tarafından dikişli olan oluğunu gös- teriyordu. Bu oluğun kenarların - daki veya yan taraflardaki dikişler sökülmedikçe altınların çıkmasına imkân yoktu. Fakat bu oluk boy - dan boya keskin bir biçakla kesil - miş ve içindekiler bu suretle alın - mıişti. Keleş Mehmet: — Vay namussuz herifler!... Bu- nu dün gece yaptılar. On iki gün at üstünde geldikten sonra kuru tah- tayı kuş tüyünden yatak gibi bul - dim vallahi... Vallahi onlar yaptı- lar, onlar aldılar... Diye küfür edip duruyordu. İncinin Düğün Bu görünüş Pulatı beyninden vu- rulmuş gibi sersemletti. Yanındaki tek altınla İçele dön- menin imkânı yoktu. Bir taraftan da canı gibi sevdiği İncinin başın - da gezen felâket vardı. Acaba ona yetişecek miydi? Para işini bir kenara attıktan sonra her şeyden önce - şu Ferhat Paşanın yaptıklarını öğrenmek ge - rekti. — Bıirak şunu... Olan olmuş... Bana Silifkede olup biteni anlat? İncinin düğünü ne zaman?.. Keleş düşündü. Parmaklarile he- sapladı. Sonra cevap verdi. — Buğün zilkadenin yirmi dör - dü... Kurban bayramının ilk per - şembeıınde düğün olacak. Demek üstünde yatırdıkları yetmemiş gibi | |paramı çaldılar... Pulat İstanbulun kenar tarafla - rında «salma» adi altında böyle soy- gunculuklar yapan serserilerin bu- |lunduklarını da duymuştu. Bunlar da onlardan bir kaçı olmalıydı. İş- te burada bir uğursuzluk, hem de çok kötü bir uğursuzluk vardı. Pulat çıkıştı: — Bırak diyorum sana... Ara - layını bulacağız. Bana anlat, olan - ları!... w Hem medreseye doğru yürüyor- lardı, hem de Keleş Mehmet anla - itıyordu. Onun sözlerine bakılırsa bir ay kadar önce bir akşam geç va- kit İçel kapılarında bir toz bulutu kapısına koca kavuklu, samur kürk- lü, sarkık bıyıklı, uzun boylu ve ız- bandut gibi bir herif dikilmiş. Ar- |kasından da çeşitli kılıklarda alt - mış kadar başka adam varmış, ön- deki adam kapıya bir mızrağın ter- si ile vurdurunca kapıcılar mazgal aralarından bakarak sormuşlar: Aç More ç Kapıyı — Kimdir 0? Ne dilersiniz bu za- manda? valisi, arkasındakileri de onun mai- yeti kılığında görmekle beraber he- men şehre haber uçurmuşlar, valiye ve subaşı ile sipahi ağasına bildir - mişler. O sırada paşa kılıklı adam çatlak bir sesle bağırmış: — Âç mori kapıyı... Ferman ge- tirdim bre... O zamanlarda Anadolunun bir böyle ansızın atlılar görünür, ferman getiren cellât gelir, valinin ||kellesi sorgusuz uçurulurdu. Yahut bir paşa gelir, eskisinin yerine ge - çerdi. - Ferman okununca Mustafa Be - yin azlolunduğu ve yerine Ferhat Paşa ismindeki bu Arnavudun gön- derildiği anlaşılmış. Bu haber Mus- tafa Beye vardığı zaman zavallı ih- tiyar birdenbire olduğu yerde katı- lıp kalmış. Ferhat Paşa hemen o gece işe baş- lamış ve sabahı beklemeden şehir- de meşaleli fermanı okutmuş. ÂAyni zamanda şehri nkadısını, subaşısını, sipahi a- ğasını ve diğer bütün memurları az- lederek yerlerine kendisinin getir - men o andan sonra bir dı'igma.n bas- kınına uğranmış gibi ağır ve kötü bir hnvı eımege başlamış. kıyırmıüçıünm. : 4 f el "l' b BUZK FH n * ea CN, E, (Arkası var) Çi b 4 A"“ K v - ' maktan ne çıkacak? Elbet bir ko - yükselmiş. Bir de bakmışlar ki kale | Kapıcılar bu adamı bir Osmanlı | çok şehirleri böyle sessiz uyurkeni ' bir tellâllar — dolaştırarak | halkı toplamış ve hepsinin önünde | diği adamları geçirmiş. Şehirde he-| eni Bir İröst (Baş tarafı 1 inci yüzde) |sek te, ayni işle uğraşan üç fabrik Bu vaziyetten 'şikâyet —eden alaka- piyasayı, istedikleri gibi kulla:nab m dar tüccarlar, ayrıca, bu üç fabrikanın leri için bir tröst anlaşması ile birlef aralarındaki bu anlaşmayı noterlikçe melerine kanuni mesağ olmadığı * de tescil ettirerek aralarında anlaşma muhakkaktır. harici iş yapanın 1500 lira ödemesini | Bu itibarla, bir çok Türk tüccai ğ' de şart koştuklarını iddia etmektedir-| mutazarrır edebilecek olan böyle W ler. tröst üzerine, bir ihtimal de olsa, İkti” Biz bu'iddiaların doğru olup olma -!'sat vekâletinin nazarı dikkatini dığı hakkında kat'i bir şey bildiremez - İetmek isteriz e Bilecikte Yol Faaliyeti Bilecik (Özel) — Yollarda ilk - pılmış, amele miktarı arttırılm ştil' | bahar faaliyeti için hazırlıklara,|Bu yolda 3 silindir makinesi çalı$ toprak tesviyesine ve taş kırma iş -| maktadır. Sorgun köprüsünün b lerine başlanmıştır. Söğüt - Eskişe-|lunduğu kısım da kısmen dolduru!. hir yolunda yeni beton köprüler ya-|muş ve köprü tahkim edilmiştir. 5; Bugün T ü R K Sinemasında ANNABELLA - JEAN MURAT CHARLES VANEL- J. P. AUMONT tarafından temsil edilen SON UÇUŞ ( L'Eguipage ) Büyük ve güzel film başlıyor. Bir harp tayyaresinin efradı, ölüm ve vui- | fede birleşen ve fakat, bırisi âşikı ve diğeri zevci bulunan bir kadın kalbi yüzünden biribirinden ayrılan iki dost, ayni tayyare efradından bulunan ikl adamın ruhlarındaki insani hissiyatın kaynaşması, beşeriyet hududunu ge- çirmaksizin bir büyüklük tasvirini veren KESSEL'in meşhür şaheseri, kendisinde bütün hissiyatı beşaeriyeyi gizleyen bir emer, yırlerımzı ıvvelden ' aldırınız. Tel. 40690 — Bugünden itibaren Şehzadebaşı H İLÂL sinemasında İki müstesna harikalar filmi birden: Sinema âleminin “MİRNALOY-KLARK GABLE -WİLLİAM POWELL,, gibi üç sevimli yıldızı tarafından büyük bir kudretle başarılan SON GÜNAH İ: Fransızca sözlü büyük his ve heyecan filmi ÇARLES PİKFORD ve RAKEL TORES tarafından dünyının en lıllyük ve hissi hayvanat sırkında muvaffakiyetle oynanmış olan KIRMIZI VAGON Dehşet, heyecan ve harikalar filmi Bugün talebe matinesi vardır. Her yer 15 kurüştur. Matineler: 2 buçukda ve beşde, su- « 20 buçuükda. Dühuliye 20, pmdi 15 kuruştur. Fransız sinemacı]ığının zaferi Şahane bir filmde şahane roman KUNIGSMARK Pierre Benoit'nın şaheseri PEER GYNTW Sinemanın şaheseri $ — Emsalsiz manzume | ; Şayani hayret senfonl İ PEER GYNI || GRİEG müsikisi ile ahenkdar — zengin ve rengin bir film ! Bu hafta: İj İSARAY nmmüa| muvaffakiyetle | devam ediyor. İ Gidiniz, bu harikayı görünüz. celik ; m e - — DA MELEK Sineması Büyük iki film birden göstermektedir. NiNON Jean Kiepura - Jenny Jugo v MARiETTA Jeanette Makdonald - Nelson Eddy Seanslara dikkat: Saat 1 de NİNON 2,30 da MARİ- ETTA - 4,15 de NİNON - 6 da MA- RİETTA - 7,45 de NİNON - 9,30 da MARİETTA Bugün saat 1 de talebe matinesi Şehir görülmemiş bir Tepebaşı Tiyatrosunda 1/1/ 936 Cumatesi gündüz saat 14 de Çocuk Tiyatrosu Gülmeyen Çocuk İılıld Belediyesi akşamı saat 20de L GALİP Arcan'ın san'at hayatının 25 in- ci Jübliesi FERAH sinemada hışlıdı f Beyoğlu Fransız iyatrosunda Halk Opereti Bügün matine 16 da akşam 20,80 da Şehzadebaşı TURAN tiyatrosunda 'tf Emir Seviyor. Bvugiln matine 15 te operet 3 perde akşamı - 20,40 da yakında: -Bir Rüya Gördiülm- vodvıl 3 poı'de 1 tablo | Bugünden itibaren — £ l evginin mvesi| Naşit - Ertuğrul Sadi - Halide , H—A.vAs ı Ka İ KÇ Çırı u

Bu sayıdan diğer sayfalar: