© me, yoksa... | © raya dörtnal geldim. © duğu yerde durdu. Keleş 12 Sayfa Kadircan Kaflı 11/1/8996 .— Aman, bir an önce kurtulalım. Ne biçim yermiş? bunca yol aştım kimse (Hât!..) demedi de Üsküda- ra girer girmez yakama yapıştılar, atımı aldılar. Üstelik bir gece de kuru tahta üzerinde yatırdılar. Az daha zindana atacaklardı da. Kafa tutmak kâr etmeyince işi çingeneli- ğe vurduk ta yalvardık, yakardık. Ömrümde yapmadığım iş... Hep seninle küçük hanımın hatırı için... Vallahi böyle... Hem yürüyorlar, hem de konuş- © malarına devam ediyoralrdı. — Sahi... Yapabilir misin bunu? Keleş Mehmet bu sorguyu sevinç- le sormuştu. — Elbet... “Kaş Kanadına Kondurup Keeleş Mehmet birdenbire de- Gişti: — Lâkin atımın da hızı kalma: mıştı ya... Şaka değil, #çelden bu- Kaç günde vallı hayvanın cani çıktı. Bir deri — bir kemik kaldı. — Bu kadar acele edecek ne var- dı? Üç gün sonra geleydin!. — Ne diyon? İnci Hanım elin- den gelse beni kuş kanadına kon- durup ta göndereyazdı. Pulat merak etmeğe başlamıştı: — O da niçin? Hasta mı yoksa? © Bir şey mi oldu? — Hasta olsa daha kolaydı. El bet iyi olurdu. Fakat İnci Hanımı evlendiriyorlar. — Ne?,.. Evlendiriyorlar mı? — Het, Keleş Mehmet başını acı acı sa- ğa sola sallıyor, dişlerini sıkıyordu. Pulat ise meraktan çatlıyacak gi- biydi. — Seni o mu gönderdi? — Hel... Ahmet Ağa Ve Demir Bey — Ne diye? Beni Payel bil dirmek için mi? ğ — LUâfımı ne diye kötüye yorar- sın, bey? Onu kurtarasın diye yol- © Jadı. Çünkü zorla evlendiriyorlar. O sırada iki tarafı yüksek duvar- > h bir yoldan geçiyorlardı. Pulat ol- Mehme- din yakasını tuttu: — Ulan Keleş!.. Benimle alay et- — Vallahi alay değil... Alaya gelir mi bu? Beni İnci Hanım yol. “ladı — Ben de Ahmet Ağa veya De- “mir Bey parayı getimen için gönder- ip “diler sandımdı. 7 — Bu işten Demir Beyin haberi © yok... İnci Hanım yirmi altın gönder. di. Pulat parasız değidir amma, ge- ne götür!l..» dedi. Kuşun kanadına © binsin de gelsin, eğer geç kalırsa ve © o zamana kadar beni Arnavut Fer- » hat Paşaya verirlerse ya onu, ya kendimi öldürürüm!» dedi. © — Arnavut Ferhat - Bu da kim oluyor? — İçel valisi... Paşaya mı? Eski sadrâzam © Rüstem Paşanın kâhyası imiş. (Ah- lat) ta beylik etmiş!.. — Mustafa Bey? — Bir ay kadar önce azledildi. — Nasıl adam bu Ferhat Paşa?.. Dünya yüzünde başka kar bulama 4 N i 1) 71 i i i Arnavut Ferhat Paşs Ahlat sancağı beyi iken aşiret reislerinden birinin | kızımı almıştı mış ta benim sevgilime mi göz koy- muş? — Gözü çıksın keratanın... Elli Altınlık Kemer | İmana gelmezse ben çıkarırım el bet.. Anlat bakalım şu iş, nasıl ol - du. Şimdi ne haldedir? Biz oraya varıncıya kadar her şey olup biter- se?.. Keleş Mehmt bu sorguya cevap vermemişti. Demindenberi kuşağı - nın arasındaki meşin kemerini yok-| İuyor, orada bir şey arıyordu. Kuşağını bir hızda çözdü ve bir küfür savurdu. Pulat hayretle sordu: — Ne oldu? Ne arıyorsun? — Altınları... İncinin verdiği elli altını... Burada idi... Son sözü söylerken kemerin iki tarafından dikişli olan oluğunu gös- teriyordu. Bu oluğun kenarların - daki veya yan taraflardaki dikişler sökülmedikçe altınların çıkmasına imkân yoktu. Fakat bu oluk boy - dan boya keskin bir biçakla kesil - miş ve içindekiler bu suretle alın - mıştı. Keleş Mehmet: — Vay namussuz herifler!... Bu- nu dün gece yaptılar. On iki gün at üstünde geldikten sonra kuru tak-| tayı kuş tüyünden yatak gibi bul | makta hakkım vardı ya? Leş gibiy- dim vallahi... Vallahi onlar yaptı- lar, onlar aldılar... Diye küfür edip duruyordu. İncini: Bu görünüş Pulatı beyninden vu-| rulmuş gibi sersemletti, Yanındaki tek altınla İçele dön-| menin imkânı yoktu. Bir taraftan da canı gibi sevdiği İncinin başın - da gezen felâket vardı. Acaba ona | yetişecek miydi? Para işini bir kenara attıktan sonra her şeyden önce şu Ferhat Paşanın yaptıklarını öğrenmek ge - rekti. — Bırak şunu... Olan olmuş... Bana Silifkede olup biteni anlat? İncinin düğünü ne zaman?.. Keleş düşündü. Parmaklarile he- sapladı. Sonra cevap verdi. — Bugün zilkadenin yirmi dör - dü... Kurban bayramının ilk per - şembesinde düğün olacak. Demek ki yirmi üç gün var. ) İda onlardan bir kaçı olmalıydı. İş- ite burada bir uğursuzluk, hem de İmaktan ne çikacak? Elbet bir ko - İlayını bulacağız. Bana anlat, olan - SON POSTA -— O kadar yakın ege — Bereket versin ki iki bayram arasındayız. Pulat hemen hatırladı: Ramazan ve kurban bayramları arasında dü- ğün yapmak uğurlu sayılmazdı. Bu uğursuzluk Pulat için uğurlu olu - yordu. Kötü Bir Uğursuzluk Keleş hâlâ parasını çalanlara kü- für ediyordu: — Allah belâlarını versin! «Sal- ma» mı dediler, ne dediler bilmiyo- rum, bu herifler beni yakaladılar da hem atımı aldılar, hem de tahtalar üstünde yatırdıkları yetmemiş gibi paramı çaldılar... Pulat İstanbulun kenar tarafla - rında «salma» adı altında böyle soy- gunculuklar yapan serserilerin bu- lunduklarını da duymuştu. Bunlar çok kötü bir uğursuzluk vardı. Pulat çıkıştı: — Bırak diyorum sana... Ara - arı!... Hem medreseye doğru yürüyor- lardı, hem de Keleş Mehmet anla - tıyordu. Onun sözlerine bakılırsa bir ay kadar önce bir akşam geç var) kit İçel kapılarında bir toz bulutu! yükselmiş. Bir de bakmışlar ki kale pısına koca kavuklu, samur kürk-| ü, sarkık bıyıklı, uzun boylu ve 12- bandut gibi bir herif dikilmiş. Ars| kasından da çeşitli kılıklarda alt - mış kadar başka adam varmış, ön- deki adam kapıya bir mızrağın ter- si ile vurdurunca kapıcılar mazgal aralarından bakarak sormuşlar: Aç More Kapıyı | — Kimdir o? Ne dilersiniz bu za- manda? Kapıcılar bu adamı bir Osmanlı valisi, arkasındakileri de onun mai- yeti kılığında görmekle beraber he- men şehre haber uçurmuşlar, valiye ve subaşı ile sipahi ağasına bildir -! 'mişler. O sırada paşa kılıklı adam içatlak bir sesle bağırmış: — Aç mori kapıyı... tirdim bre... O zamanlarda Anadolunun bir| çok şehirleri böyle sessiz uyurken böyle ansızın atlılar görünür, bir! ferman getiren cellât gelir, valinin | kellesi sorgusuz uçurulurdu. Yahut bir paşa gelir, eskisinin yerine ge - çerdi. Ferman okununca Mustafa Be - yin azlolunduğu ve yerine Ferhat! Paşa ismindeki bu Arnavudun gön-| derildiği anlaşılmış. Bu haber Mus- tafa Beye vardığı zaman zavallı ih- itiyar birdenbire olduğu yerde katı- İp kalmış. Ferhat Paşa hemen o gece işe baş- lamış ve sabahı beklemeden şehir. de meşaleli tellâllar dolaştırarak halkı toplamış ve hepsinin önünde fermanı okutmuş. Ayni zamanda şehri nkadısını, subaşısını, sipahi a- ğasını ve diğer bütün memurları az- lederek yerlerine kendisinin getir - diği adamları geçirmiş. Şehirde he- men o andan sonra bir düşman bas- kınına uğranmiış gibi ağır ve kötü bir hava esmeğe başlamış. (Arkas var) Ferman ge- İkincikânun 11 | Yeni Bir Tröst (Baş tarafı 1 inci yüzde) Bu vaziyetten şikâyet eden alâka- piyasayı, ek te, ayni işle uğraşan üç fabrika istedikleri gibi kullanabilme dar tüccarlar, ayrıca, bu üç fabrikanın leri için bir tröst anlaşması ile biri&ğ aralarındaki bu anlaşmayı noterlikçe | melerine kanuni mesağ olmadığı de tescil ettirerek aralarında anlaşma "muhakkaktır. harici iş yapanın 1500 lira ödemesini | Bu itibarla, bir çok Türk tüc de şart koştuklarını iddia etmektedir-| mutazarrır edebilecek olan böyle ler, Biz bu'iddiaların doğru olup olma -! İtröst üzerine, bir ihtimal de olsa, İkt sat vekâletinin nazarı dikkatini cet dığı hakkında kat'i bir şey bildiremez - etmek isteriz Bilecikte Yol Faaliyeti Bilecik (Özel) — Yollarda ilk - pılmış, amele miktarı arttirılmı: tı bahar faaliyeti için hazırlıklara, Bu yolda 3 silindir makinesi çalı$ k toprak tesviyesine ve taş kırma iş - maktadır. Sorgun köprüsünün lerine başlanmıştır. Söğüt - Eskişe-|lunduğu kısım da kısmen doldu hir yolunda yeni beton köprüler ya- muş ve köprü tahkim edilmiştir. i Mammalia einmiyiimmeiimilimikemmmintmüsiğilmmninemazln, Bugün T Ü EP K Sinemasında ANNABELLA - JEAN MURAT CHARLES VANEL- |. P. AUMONT tarafından temsil edilen SON UÇUŞ| ( L'Eguipage ) fedı yrılan iki dost, ayni ani hiasiyatın kaynaşmı Büyük ve güzel film başlıyor. Bir harp tayyaresinin efradı, ölüm ve vazi- İnkat, birisi Aşıkı ve diğeri zevci bulunan bir ra kalbi radından bulunan iki beşeriyet hududunu ge- ük tasvirini veren KESSEL'in meşhur şaheseri, kendisinde bütün hissiyatı beşeriyeyi gizleyen bir eser, yerlerinizi evvelden aldırınız. 'Tel 40590 gm Bugünden itibaren Şehzadebaşı HİLÂL sinemasında Sinema âleminin “MİRNATLO müstesna harikalar filmi -KLARK birden: GABLE -WİLLİAM POWELL,, gibi üç sevimli yıldızı tarafından büyük bir kudretle başarılan SON GÜNAH Fransızca sözlü büyük his ve heyecan filmi ÇARLES PİKFORD ve RAKEL TORES tarafından pp en büyük vo hissi hayvanat sirkında muvalfakiyetle oyüanmiş olan KIRMIZI Dehşet, heyecan ve harikalar filmli Bugün talebe matinesi varllır. * buçukda ve bejde, su « Matineler : VAGON Her yer 15 kuraştur. 20 buçukda, Dühuliye 20, paradi 15 kuruştur. Fransız sinemacılığının zaferi Şahane bir filmde şahane bir. roman KÖNİGSMARK Pierre Benoit'nın şaheseri Bugün MELEK Sineması Büyük iki film birden göstermektedir. NINON Jens Kiapura > e Juzo MARI E TTA Jesnette Makdonald - Nelson Eddy Sennslara dikkat: Saat 1 de NİNON 2,30 da MARİ- ETTA - 4,15 de NİNON - 6da MA- RİETTA - 7,45 de NİNON » 9,30 da MARİETTA Bugün saat İ de talebe matinesi Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda 11/1/ 936 Cumatesi gündüz saat 14 de Çocuk Tiyatrosu Gülmeyen Çocuk akşamı saat 2Öde İ GALİP Arcan'ın san'at hayatının 25 in- ci Jübiiesi Hiaret Bediçes Şehir Tiyatrosu 1 Beyoğlu Fransız Tiyatromunda Halk Opereti Büzün matine 16 da akşam 20,30 da Te Emir Seviyor. ETİ operet İ-perde HALK OPERETİ P İ sin DENiZ HAVASI ii | | | | PEER am) Sinemanın şaheseri Emsalsiz manzume Şayani hayret senfonl İPLER GYNTİ GRIEG musikisi ile abenkdar zengin ve rengin bir film Bu hafta: j SARAY owemmaji görülmemiş bir muvaffakiyetle ği devam ediyor. , Gidiniz, bu harikayı görünüz. o | | itibaren | | evginin vesi i FERAH sinemada başlad! dl Bugünden Neşlt - Ertuğrul Sadi - Halide Şehxadubaşı TURAN KY tiyatrosunda Bugün mutine 15 te akşam 20,0 da Bir Rüya» Gördüm” vodvil 8 perde 1 table