11 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MM“MM“MW“O“OÖ*“O A -SON POSTA Resimli Hikâye Havva her nın keçilerini otlatıyordu. Küçük kız ar- tık bu işten usanmıştı. «Aman şu keçi - leri otlatmaktan artık biktim. Ben de şöyle bir küçük bayan öluversem ne o- lur2» dedi. gürı bir köy ağası- Önden giden çingeler kayboldular. Havva çadırlar arasında dolaşırken o- Muzuna bir el dokundu ve «yakaladım. Artık bir yere kaçamazsın, bizle otura- caksın» sözlerini duydu. O sırada “şarkiı söyliye — söyliye çalgı çala çala bir çingene grupunun | geçtiğini gördü. «Ne kadar da eğleni - yarlar, böyle keçi çobanı olacağıma keş- ki çingene olsaydım, daha iyi olurdu» diye düşündü. «Bütün işleri de sen görürsün. Ben de azıcık rahat ederim». Bunları söyliyen ihtiyar, cadı kıyafetli bir kadındı. Ar- kadan kocası da yetişti. Ve Havvayı kaçmasın diye bir direğe bağlayıp git- tiler. Çobanı LA Keçilerini —bıraktı. Onların ar - kasından gitmeğe başladı. «Belki beni de aralarına alırlarn diyordu. Gidip «soracağım» öyle öyle giderek bir ta- kım çadırların önüne geldi. Havva yalnız kalınca hem daha çok korkmağa, hem de üzülmeğe başladı. Kim bilir beni ne yapacaklar. Asacaklar mı, kesecekler mi, hem de «keşki keçi- lerimden ayrılmasaydım» diye üzülü - yordu. O sırada bir ses duydu. Başını çevirip baktı. En çok 'sevdiği keçiyi görmesin mi? Keçi güzel çoba - nından ayrılmamış, arkasından gelmiş- Havvanın — bağlı — ol - t. —Hemen duğu — direğe — yaklaştı, ipi — kemire « rek kopardı. İkisi beraber kimseye — görünmeden kaçmağa başladılar. Çadırların arasın - dan kurtuldular. Köye dönünce başından geçenleri a- ğaya anlattı. Ve bir daha şikâyet et- memeğe de karar verdi. —— Bilmece: Ilhanın Kardan Adama Kadar Varmasına Yardım TT 6t E ; t n E : â Ediniz İlhan köprübaşına gelince. karşıda Doğanla Şeydanın kardan adam yap- tıklarını gördü. «Aman ben de koşup yanlarına gideyim. Oynarız» diye dü- şündü. Bunu söylemek kolay amma, yap- mak güçtü. Vakit geç idi. Ortalık ala- ca karanlıktı. Yolların çoğunu da kar kapamıştı. Zavallı İlhan nereden gide- ceğini şaşırdı. Fakat belki siz ona bir parça yardım edebilirsiniz. Önun için elinize kaleminizi alın, İlhanın önün- den başlayın köprüden geçin ve kar- dan adama çıkan yolu bulmağa uğra- A C j şın. Yalnız unutmayın ki ağaçlar yük- sektir. Üzerlerinden — atlayamazsınız. Çimenlerin otların üstünden falan at- lamak ta yasak. Hep beyaz çizgilerden giderek şu zavallı İlhanı arkadaşlarına ve kardan adama kavuşturun. Bundan başka resmin içinde İlha- nın yedi tane daha arkadaşı var. Hepsi birer köşeye saklanmışlar, İlhanın kar- lar arasında bocalamasını -seyrediyor- lar. Bunları da bulup işaret edin. Bil- tiğiniz için elbet İlhan da size güzel güzel hediyeler yollayacaktır. — - Mi adai A b Ğİ kek lisesi 2/F den |diğer kazananların meceyi kesip bize yollayın. Yardım et- Geçenki Bilmecemizde Kazananlar 28 birinci kânun tarihli bilmecemizde | hl Li . n 'ııye - miz olan bir konsol saatini İstanbul er- 985 Tevfik Aybars kazanmıştır. Talihli okuyucumuzla İs - tanbulda — bulunan pazartesi, cumarte * i - öğled sonra :edi;:lui:'ı bizzat Geçenki bilmecemiz - idarehane- de güzel bir mektep mizden almaları lâ- Santası kazanan Eren- zımdır. Taşra © - köy 38 inci mektepten kurlarımızım — he - 110 Eşref Rifat diyeleri posta ile gönderilir. Oyuncak İstanbul 7 inci mektep 5/A dan 213 Sakip Yücel, Ayvalık orta mektep 1/2 den 267 Recai, Kumkapı orta — mektep şube 4 tn 504 İrfan, Karaman Gazi mek- tebi 3 üncü sınıf 239 Ertuğrul. Dolma Kurşun Kalem İstanbul 14 üncü mektep 3 üncü sınıftan 245 Yusuf, Zeyrekte No. 39 da Sadi, İs- tanbul 44 üncü mektepten 271 Saliha. Dolma Mürekkepli Kalem İstanbul 11 inci mektep 5/A dan 339 Celâl, İstanbul 43 üncü mektep 2/A dan 45 Vedat, Kuzguncuk No. 75 te İhsan, Yedikule Hızırılyas sokak No. 8 de Yor- gi kızı Vilâsiya. (Sonu yarın) Bir Masal « Öksüz Bu Masalı Dikkatle Okuyun — Çacuklar hep buraya koşun Küçük Hüsnü mahalle arkadaşla- rını çağırıyor köyün dışından — gelen askerleri karşılıyorlardı. Bir harp dönüşü idi. İçlerinde he- nüz görmedikleri ve tanımadıkları ba- baları olduğunu bilmeyen bu yavrula- rın mektep hacalarından dinledikleri askerlere karşı derin bir sevgileri var- dı.. Terhis edilen bu asker babaların en ucunda Mustafa çavuş köye hedi- ye edeceği Türk bayrağını omuzunda taşıyordu. Çocuklar hep bir ağızdan bağırarak : — Yaşasın askerler, yaşasın bayra- ğgimiz diye el çırpıyorlardı. Bu canlı çocuk sesleri Mehinetcik- lerin göz yaşlarını akıttı. Onları sevin- dirdi. Henüz görmedikleri ve mektup- larla döğumunu işittikleri yavrularına |doğru koştular, kollarını açtılar ve ku- cakladılar. Köşe başlarında köy kadınları, kar- deşlerine ve kacalarına, hasret anneler ve kardeşler çocuklariyle babalar ara- sında geçen bu buluşmayı ayni sevinç- le seyrettiler.. Bugün köyde bayram vardı. Her evde ocak başında toplanan anneler, babalar tatlı tatlı, konuşuyorlar, ge- len geçen günlerin hikâyelerini anlatı- yorlardı. Bu köyde yalnız bir ev vardı ki ocağı tütmüyor, bir tek gözlü evin- de ışık yanmıyordu. Bu Ümmiye ni- nenin kulübesiydi. Asker dönüşünü, oğlu Mustafayı bekliyordu. Gelen as- kerler, onun ölüm haberini getirmiş- lerdi. Ümmiye ninenin torunu Hüsnü boynu bükük babasız kalmıştı. Hüsnü Arkadaşınızı Aldatmak İçin Yağmurlu soğuk havalarda anneniz siİ- zi sokağa birakmadığı zamanlarda vakit geçirmek biraz güç olur. Ne yapacağırızı bilemezsiniz. Böyle zamanlarda en iyisi — arkadaşlarınızla toplanıp, oynamak ve ya- — hut şakalar yapmaktır. Size her zaman bu — — sahifede arkadaşlarınıza yapacağınız b'ı| çok şakalar öğretiyoruz. Onlardan bir ta- ne de budur: I 5 — Ben senin ellerini kavuştursam, hiç çözmeden kapıdan dışarı çıkabilir misin? Arkadaşınız tabüâi hemen: — Elbette yaparım. İşte diyecek — ve hemen ellerini kavuşturup açık kapıdan dışarı çıkacak. | O zaman siz arkadaşınızı kolundan lu-I "7 tar, masanın yanına getirir ve ellerini ma-< E sarın ayağına kavuşturursunuz. Ve gene arkadaşınıza: : — Haydi bakalım. Ellerini çözmeden kapıdan dışarı çık ta görelim diyeceksi « a / Nasıl güzel bir şaka değil mi?. BALİL L LA A İLİ DA F GA v e aame eti ihtiyardı. Gözleri zor seçiyordu. Para- sızdı. ı N Her ev o gece Hüsnüyü düşündü. Ve karar verdi. Hüsnüyü okutacaklardı. — Köylüler sözlerini yaptılar. Hüsnüyü şe — hirdeki yatı mektebine gönderdiler, o- A kuttular. Sonra İstanbulda tahislini bir tirdi. Ve bir gün köyüne hekim olarak — döndü. Ve köyünün hemserilerinin öksüzdü, babasızdı, kimsesizdi. Ninesi | hastalıklarına parasız baktı, borcunu ödedi. — Oyun: Oyunun adı tamcam bezelya sev- mez» dir. Tuhaf bir isim değil mi?. Oyun da tuhaf ta onun için. Oyuncu- ların hepsi sıraya otururlar. - İçlerin- den oyunun sırrını bilenlerden biri kal- kar. Birine sorar. «Amcam — bezelya sevmez, onun yerine ne pişirelim?» Farzedelim ki çocuk, «fasulye» diye İcevap verir. Sual soran çocuk ta he- men «&doğru» der. (Bu cevap doğru- dur. Çünkü fasulye kelimesinde B har- fi yoktur.) : Ebe ikinci oyuncuya gider — yine şirelim» diye sorar. Meselâ: ikinci oyuncu da «nohut» diye cevap verir. Buna da ebe «doğ- ru» der. Çünkü nohut kelimesinde de B harfi yoktur . Ebe üçüncü oyuncuya ayni şeyi so- rar. Üçüncü oyuncu da meselâ: — «bi- ber» diye cevap verirse hemen ebe «yanlış» der. Biber demek yanlıştır. Çünkü biberde B harfi vardır. Oyuncular eğer oyunun sırrını bil- miyorlarsa neden bazı cevapların doğ- ru bazılarının yanlış olduğunu bir tür- lü anlayamazlar. Meraktan — çatlarlar. Oyun da eğlenceli olur. Oyuncular bu sırrı anlayıncaya kadar oynanılır. Veyahut biraz oynadıktan sonra on- lar bulamayınca sırrı, siz söyleyiverir- siniz. | Amcam Bezelye Sevmez «amcam bezelya sevmez, acaba ne pi-. — * KU Bebeğin Çamaşırlarını Sizin çamaşırlarınız yıkanır, kurula-' nir ütülenir de bebeğin çamaşırları kir- — lenmez, yıkanmaz mı? Elbet te kirle- — nir ve yıkanır. Fakat bu küçücük şeyae — leri rüzgârın uçurması çok kolaydır. — Onun için siz bebeğin çamasırlarını — kurutmak için resimdeki gibi bir kurut- — ma yeri yapınız, KO * Evvelâ bir kutu kapağı alın, iki de 'boş makara.. Makaraların bir uçlarını — çengelleyin ve kutunun kapağına yas — | pıştırın. Deliklerine ayni uzu: 'ukta ı-r & jki çubuk geçirin. Birinden öte.-ine bir ! ip geriniz. Bir de çatallı ağaç parçası —— bulup ipin ortasına takın ki ip sarkma: — | sın. Çamaşırları yıkayıp asın. Hani T telden kâğıt raptiyeleri vardır. Bildiniz — mi?. Eğer bilmiyorsanız annenize, ba- — banıza sorun. Onlar bilir. İşte onlar- — “dan alın. Mandal yerine çanışırların '*I_ 'uçmaması için bunları kullanır. |— Nasil beğendiniz mi? Öyle ise hiç durmayın hemen siz de bir tanc yapın.

Bu sayıdan diğer sayfalar: