sonra sındaki ordunu larını KEsüz . Sir Samuel FHatıraları —a DEnyanıR a Mubarebeden "'m:;":_"?' kumantdanlar tarafın- eteti İ dan yazılan harp ta - hesinde kazandıkları büyük zaferlerin bir kısmını 6 zamanki Rus idaresinin sır sak - durlar. Filhakika Rus ordularının baş ku- ilk zamanlarda cephelere bü - Bu emirleri de hep — gifresiz olarak ve - n baş kumandanı da karşı - sonra ne yapacağını biliyor, bütün tedbir- ü yordu. Adeta rakibinin saklıyarak Ona göre oynayan bir oyuncu Bibi idi. kerenin dış işleri bakanı Sir Samuel Hoar | geçenlerde hatıralarını neşretti. Bu hatıra- | Eke N ç Matbuatında Hoarın Almanyada büyük üze gösterdi ki, Almanlar şark cep- lamaya ehemmiyet vermemesine borçlu « erini teksiz telgrafla yolluyordu. erlesi gün veya bir hafta | görüp kendisininkileri | Geçenlerde istifa ederek çekilen İngil - ların arasında © zamanki - Rus idaresinin | sır saklama bilmeyişinin yeni bir misali Samtuel Hoar harbin ilk yıllarında . Diyor ki: — Bir gün bana Lord Kiçnerin pek ya- kında İngiltereden Rusyaya geleceğini bü- yük bir ser olarak tevdi ettiler. O gece #n- ray ve hükümet erkânının davetli olduğu bir ziyafete gitmiştim. Hayretle gördüm ki İngilterede bu derece mahrem tutulan ve İngilterenin Rusya — sefaretinde ancak bir iki kişiye söylenmiş olan bu mesele herkesin ağzındaydı. Lord Kiçnerin bir İskoç limanından gizlice hareket — edeceği bile söyleniyordu. Bu vaziyette bu mesele &lbette Alman gidecekti.» Sir Samue! F casuslarının — kulaklarına ! Hoar hatıralarında bir de Ğ meselesine temas et - mektedir. Bu mesele hakkında da külâ - saten diyot ki: Papasın cesedi bulunduktan sonra sit- sıklam bir halde bir getiri bir örtü örtülmüştü. A. radan henüz bir saat geçmemişti kk bu Haireye yüzleri siyah tül ile örtülmüş iki kadın geldi, ağlıyorlar, buhran geçiriyor - lar ve cesedi istiyorlardı. Dairenin müdü « Yü bu talebi reddetti. O zaman kadınlar hiç olmazsa papasın elbiselerinin verilme- Ra hükümet dairesine Bini istediler. O kadar ısrar ediyorlar, o|ken sırrını ifşa etmemesini — işaretle zev -| mış olduğu bir çok eski hizmetçileri kulla- 'viyet alayhine bir manevradan bajka bir kadar ağlıyorlardı ve öyle baygınlık geç KERVAN YÜ HARİCİ TELGRAFLAR Sofyada Yeni Tedbirler Bulgaristanda Faş:st Teşkilâtı Yok Edildi Çinliler Japonlarla Anlaşıyor Şanghay, 5 (A A.) — Santral a « jJansmnın bildirildiğine göre, Nankia ve Tokyo, Çin - Japon münasebetlerinin tanzimi bakkında mutabık kalmışlar - dır. * Şanghay, 5 (A. A.) — Santral a « jansı, şarkt Hopei'de faaliyette bu - lunmakta olan 18 inci kızıl livanın mağ- lup olduğunu bildirmektedir. Altı Yaşlarında Bir Çocuk Cesedi Paris, 8 (A.A.) — Choisye giden yo- lun kenarındaki bir. hendeğin içinde, geçen çaramba günü altı yaşlarında kadar tahmin edilen bir erkek çocuk ce- sedi bulunmuştur. Cesedin üzerinde şiddetli dayak izleri görülüyordu. Ço- cuğun hüviyetini meydana çıkarmak için takip edilen bir çok izlerden hiç bir netice çıkmamıştır. Bu cinayet Paris bölgesinde büyük bir heyecan uyandırmıştır. Fransada Su ; Baskınları Paris, 5 (A.A.) — Fransanın her ta- rafında fena hava ve su baskınları de- wvam etmektedir. Bazı demiryolları ha- rap olmak tehlikesine maruzdur. Bin - lerle hektar buğday sular altında kal- mıştır. Clam nehrinin suları Paris - Bordo yolunu kesmiştir. Sokaklar selden ge- çilmiyor. Makdonaldın Oğlu Da Namzet Londra, 5 (A. A.) — Dominyonlar ba- kanı Mister Malkom Makdonald, Ross ve Cranarty Kberal komitesinin daveti üze « rine bu seçim dairelerinde yapılacak kısmi intihaba namzetliğini koymayı kabul et - miştir. Mubafazakârlar, bu — namretliğe müzaheret etmemeye karar vermişlerdir. ün teddine imkân Üniversite Ve Lise lâtları Da Ortad Talebesinin Teşki- an Kaldırılmıştır Soofya, 8 (A.A.)— Bakanlar kurulumun| Makedonya Teşkilâtları bir kararı üzerine bareket eden iç işleri ba- kanlığı, Bulgar milli lejyonu federasyonu ile Rodna Zaşçita faşist teşkilâtını lâğvet - miştir. Bulgar milli federasyonunun 40 bin kadar azan vardı. Ve bunlar hassnlen üniversite talebesi ile lise talebelerinden te- şekkül eylemekte idi. Rodna Zaşçita ise|namenin sebebi, kanuni teşekküllerin ba- | hındın bütün eski Makedonya komileci -| 1933 den beri ehemmiyetini kaybederek ikinci safa geçmiş bir teşkilâttı. —ez n — ——— Bir han işletmeğe karar veren İzabel Makdonald Makdonaldın Kızı Hancı Londra, 5 (A. A.) — İzabel Mak - bulunmadı. Blbiseleri alıp çıktılar. O sırada | donald, Buckingham — kontluğunda — kâin refikam Misis Hoar tesadüfen bu dairede| Anylesbury'deki Vicille Charrue adındaki bulunuyordu. Kadınları gördü ve bir ta -/hanı satın almıştır. Kendisi, bu müesseseyi nesinin Çariçe olduğunu anladı, Çariçe de| bizzat idare edeceğini, orada babası Ram- | Sofya, 5 (A.A.) — Hükümet neşrettiği bir beyanname ile, Bulgaristanda karunen müsaade edilmiş olan bütün Makedonya taşkilâatlarına, 20 kânunusaniden evvel yeni idare heyetleri teşkil eylemelerini bildir - miştir. Bu beyetler, iç işleri bakanlığı ta - rafından tasdik olunacaktır. Bu beyan « İlerini kaldırmaktır. Londra Deniz konferansı Konuşmalar Bugün Yeniden Başlıyor Londra, 5 (A. A.) — Japon, Amerikan ve İtalyan delegasyonları, deniz ” konle - ransı mesaisine devam etmek üzere pazar- lesi günü Londraya döneceklerdir. Bu delegasyonlar kemiyet esasına müs- tenit bir uzlaşmaya varmak imkâmı olup olmadığını anlamak ve olmadığı takdirde keyfiyet meselesini görüşmek üzere mü - zakeratı tacil etmek lüzumunda müttefik- üürler. Danzigteki Hâdise Danrig, 5 (A. A.) — Nasyonal sos - yalist partisinin Danzig senatosundaki İmümessilleri dün şahsan Polonya — genel komiserine, 11 ikinci teşrinde komiserlik memurlarından birinin evi üzerinden Po - lonya bayrağının indirilmesi ve serbest şe- hir arazisinde Polonyalılara bir takım te- cavüzler yapılması meselesi ile alâkadar olarak teessüflerini bildirmişlerdir. Ispanyada Durum Madrit, 8 (A. A.) — Başbakan, kabine toplantılarından birinin sonunda sağ ce - nah aaylavları tarafından bakanlar aley - Hesaptan Güç Yazı! Benim başım hesapla' pek uyuşmuş de- ğildir. Meselâ Amerikanın yetiştirdiği en büyük heyet âlimlerinden Hubble'in uranlıa masına göre kâinatın haemi 1600,000,000. 000,000,000,000,000,000,000,000 kila - mette mikâbı imiş! Bu tam otuz iki sıfırlı bir vakkam!.. Gene bu zat, bu büyüklük- te olan kâinat kütlesinin güneş kütlesinden 90,000,000,000,000,000,000,000 — kerre büyük olup 180,000,000,000,000,000, - 000,000,000 ton ağırlığında bulunduğu - nu söylüyor. Ben bu hacmi ve bu ağırlığı bir türlü kafama sığdıramam. — Bir ziya — şenesinin aşağı yukanı 9,300,000,000,000 kilemetre olduğunu da ne yapsam, ne eylesem anılı - yamam. Bana böyle rakkamlar ve böyle hesapları kavramak, bir pöstekinin kılla - rını teker teker sayımaktan daha güç gelir. Fakat yazı işinde idmanlıyım. Osman- hıcanın en ağdalı üslübile yazılan kitapları bile evel Allah su gibi okurum. — anlarım, hattâ © çetrefil dildeki sakatlıkları da ko- layca sezerim, Hal böyle iken kültür iş » lerile ilgili olarak yapılan bir tamimin ifa- desi bana Nergisilerin, Veysilerin, Şelik- name sahiplerinin üslübundan hattâ Hubble'in besaplarından çetin geldi. İs - terseniz sade türkçe gibi görünen bu yazıs ve ya birlikte göz gezdirelim; «Tam numara (10) olduğuna göre bü- tün sene not vasatiri beşten aşağı düşen talebe, o dersten (?) tahriri imtihana tâ« bi tutulacaktır. Bu yoklamalarda dört dersten fazla, beşten az (?7) numara alan- lar sınıfta kalmış olacaklardır. Dürt ders « beşden alanlar isa yeni ders senesi başında ikmal imtiha- tâbi tutulacaklardır. » yorsunuz ya, hesap çok çapraşık, e anlalmak istediği hesaptan dahe çetrefil. Acaba bu tamimler daha açık ya- zılamaz mı?.. Yoksa resmi kalemlerden çı- kan yazılarda bilmece kokusu — bulunmak şart müdar?.. Yazanlara insaf ve okuyanlara zihin a- çıklığı dilerim. ten — aşağı, az numara Gi ilade M. T. Tan Almanyada Tren Ücretleri Arttı tefikamı görmüş, tanımış ve dışarı çıkar- cemden rica etmişti. YOR RÜ -—İi6 kemleleri bah çeye çıkarılmıştı. İ akat onlar biribiri peşin- den ayrılmayan tavuklar gibi hepsi bir kn.,ı.;ılı: toplanmışlardı. uallim Haydar, kaf, üi karşısındakilerle meşgul uollıma;"ıl:'îîn tün hatipler gibi serbest 4 feransına başladı. ©Yi EşleLkon 'Önce tarihten, dtnıy'cıin ne demek olduğunu anlata- rak Türk milletinin bu gün, yaşayan Avlup.;ı medeniyetinden neden ayrı Ve geri kalışına geçti. sonra me- vardı: — Biz, diyordu. Dünyanın isti- datlı, en becerikli bir milleti, ız.eıiî;da- dimiz bu topraklarda şimdiye - kadar| l iğimiz medeniyetlerden çok eski b.ır medeniyet kurmuşlardı. Yeni ta- rihi keşifler gösteriyor ki Anadolu topraklarında dört bin yılın arkasında büyük bir Türk medeniyeti vardı. Lid yışlsr, Frijyalar, Geldaniler Roma ve B.ıunıhıduı çok eski bir Türk mede- Diyeti.. Bu toprakların altında izlerini saklıyor. Bu izleri yavaş yavaş bulup ç 1yoruz. — Bürhan Cahit — Dershanelerin bütün — sıraları, is-|dettiği, fakat tam ve bol vesikalar el- de sefil kalmasın diye kasaba kütüpa- Kadın- 'de edemediği için hakikatte hangi ün'nesi muhafızlığına tayin edilen — eski Gür, kalın ve kandırıcı bir sesi| 6-1- 996 salmış millete ait olduğunu — kestire- memiş göründüğü ati medeniyeti en eski bir Türk medeniyetinden başka bir şey değildir. Bu gün elimize geçen yeni vesikalar tarihin bu loş köşeleri- ni aydınlatmıştır. - Güneş gibi anlaşılmıştır ki, Türk- ler Asyanın göbeğinden kopup gelen büyük insan kütlelerinden ibaret de- gildir. Yaşadıkları yerlerde — san'atleri ve medeniyetleriyle kuvvetli izler bı- batı Avrupasının Okyanuslarına ka- dar yayılan Türkler en yüksek eserle- rini Anadolu yarım adasında — yaşat- mışlardır. Sonra yürüyen tarihin ö- nünde onlardan kuvvet alarak meyda- İna çıkan medeniyetleri görüyoruz. Bu artık münakaşa edilmiyecek bir haki- kat haline gelmiştir. Bu noktada * içi- İnizde kuşkusu olan yoktur — sanırım. Munallim Haydar söz gelişi böyle söylerken kalabalık arasından bir ses duyuldu: — Ya arapları, arap medeniyetini saymıyorsun | Bütün başlar o tarafa çevrilmişti. Muallim Haydar iyi bir av yakalamış İ | | Taribin altı medeniyeti diye kay- lı rakan bir varlıkdırlar. Çin sedlerinden * Berlin, 5 (A. A.) — Şimendifer müz - raflarını kapatmak — için bilet tarifelerine zam yapılmıştır. Bu surelte yüz milyon mark fazla varidat umuluyor. say Makdonaldın başbakan iken kullan - | hinde yapılmış olan muahezelerin cumu - nacağını söylemiştir. şey olmadığını söylemiştir. )balıkçı gibi gözlerini sesin geldiği tara- |letler yaşamış, hangi medeniyetler ku- fa dikti. 'rşılmu? hangileri göçüp gitmiş, yerle- | Herkes o yana baktığı için bu se-'rine kimler gelmiş, bu dünya üstünde 'ta Asyadan garp Anadolusuna, hattâ sin sahibini tanımakta zorluk çekme- neler olmuş, bilmeyiz. Hattâ en bilgiç 'Suriye kıyılarına kadar yayılmış bir di, Sorguyu yapan (cemiyeti sofiye) WBr_s!ncınlenmız, bize âlim görünenleri: eski medeniyettir. Yani şöyle bir sıra reisi müderris Hafız Nuri idi. |Miz bile tarihin manâsını ve faydasını yapmak lâzım gelirse bu gün tarih il- Cemiyeti sofiye medreselerle be- bilmezler. Onlarca tarih, Hazreti A-/minin meydana çıkardığı bu eski Türk raber kapandıktan sonra ahır vaktin- demle başlar. Tarih vak'aları diye b“-jmedmiyeti kendisinden sonra gelen ve dikleri bir kaç peygamberin adını ve biribirinden ışık alan büyük, küçük masalını bellemekten öteye — geçmez. Medeniyetlerin babasıdır. Hoca efen- üderris şimdi kendine çevrilen göz-|Çünkü bunların okudukları, — sadece 'dinin dediği arap medeniyeti ise daha "lerin cüretli bakışları altında bunal- | mukaddes tanılan kitaplardan ibaret- | dün sayılan yakın bir tarihin ancak “mış gibi sararmıştı. tir. İncil, Tevrat, Zebur ve Kur'an., bir kaç yüz yıllık parçasını doldurabi- Muallim Haydar karşısında — caki'Bunlar dünya tarihinin ancak bir kö- İ€M ve parlamasiyle sönmesi bir olan, müderrisi görünce haklayacağına şüp-|şesini aydınlatabilen vesikalardan iba- ÜZerine arap kokusu sinmiş bir Yunan |he etmediği bir rakip karşısında ho- rettir. Tarih ilmine hizmetleri de pek Y Rema medeniyetinden başka — bir rozlanan bir boks şampiyonu gibi ge-'eski olmayan devirlerin dini telkinle- ?©Y değildir. Orta mektep çocuklarınmı rildi. Kafası dikildi. Tok ve biraz da'.r'ın $ S mlanl git lmnllr bildiği bu ını-iiğ hfkiknnn düzgün ve alaycı bir sesle: Halbuki tarihin temelleri bu topraklas YNi Vsül tahsil görmeyenlerimize ne Hoca efendi, dedi. Suali rın içindedir. Hâlâ bu gün bile elimize Ködar karanlık olduğunu müderris e- .a aI F endinin şü sor; Ü VS a. Par sizdiniz değil mi? d geçen biı: eski çömlek Mn, İt- (kat göle 'ı;i OH::? böyle ı: çöy welili Bunu mahsus sormuştu. Dinleyen- '1.nmiş bir taş kırıntısından, ele — geç- l -ve hati biliE ni ae Si lerin kulağını biraz daha çekerek söy- miş bir eski mumyadan mukaddes ki-| (0 X€ Oru Şanta ŞF A G liyeceklerini belletmek ve — indireceği tapların anlattıkları vak'alardan bin-| — Mollin Haydar ihtiyar müderrisi sillenin tesirini belirtmek istiyordu. — İ1erce yıl evvelki insanların — hayatını SAA SÜÜ tiyer Bi *t a ş a AĞ Ka e sakalının dibine kadar kızartan bu Müderris Hafız Nuri kısık, ölü bir öğreniyoruz. Ki arlidiır sesle: Müfiîniı Hafız İ_“uıî_ . efendîniııi — Biz kendi medeniyetimiz ve ta- — Evetl. bulııemgı_ arap mcdenıycu ise © mu-|Çihimiz gibi yüzlerce yıl dünyanın ge- Dedi. |kaddes kitaplardan üçünün hiç b“h'!çirdiği büyük devrimleri bile kavrâya- Onun sesi soluk bir nefes gibi he-'setmediği bir çöl medeniyetinden baş-' madan gözü kapalı yaşadık. Osmanlı İnüz dağılmamıştı ki Muallim Haydar |ka bir şey değildir. Arap medeniyeti Türklerinin başında bulunanlar —da İcesur ve hâkim, söze başlamıştı: kendinden evvel Akdeniz — etrafında | Asyadan Avrupaya geçen ve bu gün | — Arkadaşlar, dedi. Bizim en ko-|parlayan Roma ve Bizans medeniyet-|kü yaşayış şeklini, bu günkü icatları, 'yu bilgisizliğimiz tarih üzerinedir. Ço-'leri takip eden, onlara ayak uydu- keşifleri yaratan medeniyetin ne oldu- kgumuz değil dünya tarihini, hattâ ken» ran, onlardan ışık alan bir çöl mede-'ğunu bilmeden bepsi 0 - ölmüş arap ldi tarihimizin ne olduğunu bilmeyiz. | niyetidir ki benim size demin anlattı- medeniyetinin kırıntılarıyla yaşadılar. IDünyı neymiş, ne olmuş, hangi n-ıi.l-;ğım Türk medeniyeli arapların istilas (Arkamı var) ——— ——— |de ettikleri o Fenike, Yunan ve Roma medeniyetlerinden daha çok evvel or- | soran ( ÇAY