Gözleri K Oğlan Delikanlı birdenbire dört nala kal - kan atını durduttu. Amcasının yanına gelince elini göğsüne koyarak onu se- lâmladı: — Merhaba, amca... — Merhaba, deli oğlan... Demir Bey ona hep böyle söylerdi.. Çünkü onun karakterine göre genç Pu- Tatın yaptığı işler delicesine şeylerdi. Böylelikle de tıpki babasına benzemiş oluyordu. * Amcası delikanlıyı kadar süzdü: — Bu ne kılık gene? — Ava gidiyorum ... — Buralarda mı avlanıyorsun?. — Gene buralarda işin na? Sana ne demiştim ben? — İnciye gelmiştim.. — Gördüm... Âleme kepaze oluyo- ruz.. Herkes - size bakıyordu.. Bana verdiğin sözü ne çabuk unuttun? — Ne yapayım? Kabahat benda de- — Bil, sende. — Neden?... a — Kızını o kadar güzel yapmasay- Allahın İşi Demir Beyin yüzü karıştı.. Gözleri tuhaf bir karaltı ile doldu ve çıkıştı: — Gene deli deli söylenmeye baş - ladın.. Onu ben yaratmadım öyle, Al- — ah yapmış... — — Vallahi amcacığım, bana bu deli- |— likleri de Allah yaptırıyor. Onu bana — sevdiren, beni buralara sürükliyen de hep Allah... Elimde değil.. Pulat gülümseyerek amcasına daha çok yaklaştı, onun elini öptü.. Sanra — #özünü tamamladı: — — Haydi amcacığım vaz geç Alla - — hin işine karışmaktan... Gençleri ken- — di hallerine bırak.. baştan ayağa ararmıştı.. l l şı:if N Pulat'ın babası, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Macor ovalarında can vermişti Demir ne kadar toprak ve iş adamıysa | Muhsin o derece savaş ve macera adamıy- di İlkisini de (İçil) in tanınmış ailele- rinin kızlariyle evlendirmiş, saadetleri- ni görmüştü. Demir, babasının ihtiyar- lığında onun işlerini Üstüne aldığı, on- .Iıu çok iyi idare ettiği halde Muhgin hiç oralarda değildi. Karısı ve hattâ İçocuğu olduğu halde henüz yirmi ya- şındayken sipahi yazılmış, Ramazan paşa kumandasında Macaristan içleri- me akın yapan orduda bulunmuştu. Sipahi Muhsin Bey Kanuni Sultan Süleymanın — zafer- den zafere koşan, bütün Avrupayı ti- |ril tiril titveten ordusuna girdikten son- ra bu huyda bir adamın bir daha geri döneceğine imkân var mıydı? O da tamam yedi yıl çarpıştı. Za- man zaman Nemçe, Polanya, Bavyer. Hstirya adındaki uzak diyarlardan ha. | Fotoğrat Sergisi 'BEeİ Kamese ıi Şubatta Açılacak “Türkiye Tarih, Iş Ve Ankara, 30 (A. A.) — Ankara - da, Sergicvinde Basın genel direk- KerT İtörlüğü tarafından ğ ae dan 5 mart 1936 tarihine kadar de- ;::dı;__:: o::d:ılu* _—ı M_ı.:: vam etmek üzcre açılacak «Türki- 25 şubat 1936) rafın bir köşesinde de sahibinin im- zası bulunacaktır. 5 — Gönderilecek resimlerin kı- rılıp buruşmamaları — için iki kalın |karton arasında ambalâj edilmiş kalbinin bu boşluğunu kardeşinin ,iı,.,..!ye tarih, güzellik ve iş memleketi»'olmaları ve taahhütlü olarak gön - adını taşıyacak olan fotoğraf ser - gisine Türkiyede yaşayan yerli ve yabancı profesyonel ve amatör fo - tında iştirak edeceklerdir: 1 — Gönderilecek fotoğrafların biraz büyük ve-|10 şubatta Ankarada, basın genel takıyor, sopa -| direktörlüğünün eline varması lâ - yapıyordu. Bir duvarının köşesine, veya sokak başına ayrı ayrı isim - resimler müsabakaya iştirâk ede - mezler. 2 — Her fotoğrafcının göndere- Hf | iH r a- li çFi J 3 — Gönderilen fotoğrafların as- gari eb'adı 24X18, azami eb'adı 40X 50 olacak ve bu resimler kar - tonlanmış olarak gönderilecektir. 4 — Her resmin arkasına gönde- renin adı ve adresi ve resmin neye ait olduğu yazılacak ve görünen ta- H | | bulu doku- «Subaşı) nın yardımcısı idi. | çuhadan geniş yenli bir cüppe, bacakla - (Baş tarafı | inci yüzde) Diğer taraftan, Berlinde — Japonya Adamlarını arkalarına takarak çarşıları adına müzakereleri idare etmekte — o- pazarları, kol gezer, sokakların temizliği-'Jan Japon askeri ataşesi, Anti komü- ne, bozukların yapılmasına, serseri ve uy- nist bir anlaşmanın perde gibi kulla- gunsuz takımının yakalanmasına bakardı. 'nılmasına hiç bir itirazda — bulunma- Subaşı bu işleri çok zaman yardımcısı makta, fakat muhtelif memleketlerde Ahmet ağaya bırakırdı. Bu yüzden de ge-iduha evvel vaziyetin harırlanımanı rek kadının ve gerek kocasının itibarları bu anlaşmanın neşri için herhangi bir oldukça yüksekti. Fazla olarak Alhmet ağa da (Pulat) 1 kendi oğlu gibi seviyor, üste- | lik onun dileklerini de yapıyordu. İ Pulat okuma ve yazmayı, hattâ daha bazı bilgileti öğrenmişti. Fakat on beş ya- gından sonra bir hocanın önünde diz çök- mek zorluğuna artık dayanamazdı. İ sopadan kılıç -'zımdır. Bu tarihten sonra — gelecek | derilmeleri lâzımdır. Yolda yıpran- mıiş veya eline varmamış resimler - |den dolayı basın genel direktörlü- |ğü hiç bir mes'uliyet kabul edemez. 6 — Sergi kapandıktan sonra bir (ay içinde resimler sahiplerine, mas. ıııflın kendilerine ait olmak üzere, iade olunacaktır. 7 — Resimlerin sergiye kabulü |veya reddi bir jüri heyeti tarafın « |dan kararlaştırılacaktır. 8 — Sergide en çok muvaffak o- İlan birinci, ikinci, üçüncü fotoğra- fa basın genel direktörlüğü tara - fından bir şeref diploması verile - cektir. Memleketimizde ilk defa yapıl - makta olan böyle bir sergiye Türki- yede yaşıyan bütün profesyonel ve amatör fotoğrafcıların iştirâk ede- ceklerini, basın genel direktörlüğü ümit eder. Alman - Japon Anlaşması galeyan edeceği daha münasip bir za- manın beklenilmesi hususunda — ısrar eylemektedir. Bilhassa Sovyet Rusya ve İngiltere- ye karşı müteveccih bulunan gizli ae- kerf muahedenin, filiyatta, komünist |hakkındaki açık anlaşmanın bir zeyli sebeple fikirlerin Sovyetler aleyhine |olarak tecelli etmesi çok muhtımıl&iı__ İzmitte Çene Suyu.. 6” ğ berler geliyor, sağlığı — anlaşılıyordu. A ee Fi MEnA / Fakat bu akınlardan birinden — sonra | | miş, onu birdenbire böyle pek sokul .|ti haberlerin ardı — kesildi. — Da - ç gan ve şen görünce apışıp kalmıştı.. lh. sonra da onun (din ve devlat uğru- Kesba'letebi heydi £ |na kâfirlerle çarpışarak) şehit düştü. Pulat atının üstünde doğrularak bir TÜYÜ oraya giden bir kaç bin sipahi a- — defa daha amcasını .eıa.:ı..ı. ve u:'.'nııdu dönen birisi söyledi. | O ların üstünde kavılcımlar çıkartarak |— Genç karısı zaten yedi yıldan beri — uzaklaştı.. dul gibiydi. Demir Bey onu elden gel- — Köşeyi bir kasırga gibi düönerken diği kadar iyi tutuyor, kendi kardeşi — amcasını vorada duran uşağına bağır. gibi bakıyor, avutuyordu. Fakat ölüm çç de (haberi onu pek çok sarslı. Solgun — yü -| -— Keleş, bunu al da bizim eve gö - zü büsbütün sarardı ve bir gün gözle-| tür.. Götüremezsen dönüşte uğrar a- yini Avrüpanın göbeğinde bir okla vu- Bundan başka İncinin gittikçe geliştiği- | ni, vücudünün genişlemeğe başladığını gö- rüyordu. Eskiden olduğu gibi ona yakın olmayı pek istiyor, fakat içinden gelen ga- İrip ve © zamana kadar hiç duymadığı bir hisle bunu yapamıyordu. Hattâ her şeyi ona söyliyemiyor, onun önünde azarlanmaktan, yaramazlık yap - maktan her zaman çekiniyordu. SNSÜ ça annek ue Almanyada Yur Sarsıntıları — k Oldu Mulhosue, 30 (ALA.) — Bu sa- yamışlar, taramışlar; neden sonra etleri dö- — Çene çene. külmüş bir insan kafası bulmuşlar. Ve bak. — Haniya. Çeneden içen. muaşlar ki, esun etsiz kafanın çenesinden a- Ve çene suyundan içmek yalnız İzmit - İkıyor, Klerin değil, İzmit toprağına ayak basan -| — Bu, çene, Çenebabanın çenesi imiş. Bu- ların da en büyük hususiyetlerinden biri- (nüun için de süyun adına Çene suyu de » di mişler». Böyle şey olmaz ya.. Efsane işte. Dostlara, çay, kahve yerine bir bardak p——ıü——*“—&du- çenesi bir teviye işler: Kimyahanelerin tahlil raporları çene su-| | yunun bulunmaz bir sağlık kaynağı oldu - ir. İzmitteki doktorlar, iş- İzmit (Özel) — İzmitte su satıcılarının |bav günün birinde ortadan yok olmuş, a-. Ohiriım.. — — Şimdi sokağın iki tarafındaki evle - — rin pencere ve kapılarından birer iki. — şerkadın veya erkek başı uzanmış onun — yağız at üstünde dört nal uzaklaşması- — na bakıyorlardı ğ * - —3— KORSAN AVI —— Pulatın dedesi Hamza Bey içil bey- / lerindendi. Kavaklı dere) çiftliğinin sahibi idi. — Bu çiftliğin toprakları içinde tamam — beş köy kurulmuştu Köylüler diledikle- — ri kadar yeri ekerler, biçerler, yalnız — nu Hamza Beye verirlerdi. — Hamza Bey ilk zamanlarda, (Ka- " vaklı dere) de bir şatoyu andıran e- vinde oturduğu halde daha sonra - Si- “lifkeye çekilmiş, orada oturmağa baş- — Tamıstı. — İki oğlu bir kızı olmuştu.. — Kızıni lendirirken — mirastan ne tahmin ediliyorsa — fazlasiyle iş, oralarda, dillere destan ola - bir defa görüşebiliyorlardı. xa Beyin iki oğlu ise huyca bi- İvularak at sırtından yere düşen — yiğit |Muhsin Beyinin hayaline bakarak kapadı. | — Bu iki ölüm Şerif Beyi de fena hal. (de sarstı. Pulat ! Henüz sekiz yaşındaki Pulat'a bir gün babasının geleceği, annesinin de gittiği yerden döneceği söylendi. Fakat gönlü, babasının yiğitlik bikâyeleri, akın haberleriyle dolu olan küçük d likanlı yaşlı gözlerini silerek şu cev. bı verdi: | | — Ben de onün gibi olmak isterim. “Onun öcünü alacağım... Zaten Şerif Beyin korktuğu da bu h. idi. Vakit vakit bu yumurcağın kendi kızı beş yaşındaki İnciyi ardına taka- îrık savaş oyunları oynadığı görülüyor, küçük kız onun kumandalarını yapa- mayınca da: — İyi ki ben juz olmamışım... ” Dediği duyuluyordu. Zaten Muhsin Bey de oğlunun ken- jibi, hattâ daha atılgan olmasını . Hattâ bu yüzden (Osman, Mustafa, Ahmet) gibi herke- i ve koyduğu isimler vürken ha aııııf-qmı adını koymuştu. taban tabana aykırı idiler,| — Pulat on altı yaşına kadar amcasının) bah, Mulhouse'da, Stuttgart'da ve | tahsızlıktan, hazımsızlıktan dert yanan, şi- Bavyerada bilhassa Nurenberg'de kâyet eden hastalarına, çene suyundan İç- iki yer depremi hissedilmiştir. melerini tavsiye etmektedirler. Hakikaten, —M7—HH Mi bir l lr. Ucuguvay Hükümetleri “;::,: :::ıı_bış:lıl:ı 'ı'::!lzı, Ka- Vaşington, 30 (A. A.) — Dış ba- rakulak ve son zamanlarda büyük bir şöh- kanı Hul, Montevideo hükümetinin İçet kazanan Niksarın Ayvaz gibi tanınmış isteği üzerinde, Uruguayın Mosko -'.—h. sularının, denilebilir ki en iyilç - vadaki elçiliği evrakı ile Sovyetler rindendir. bi ndeki Uruguay menfaatleri -| — İzmit belediyesi 15-20 kilemetrelik, sarp in muhafazasına Amerika büyük|ve dağlıklı bir yerden çene suyunu, cam inin memur edildiğini bildir- | borular içinde şebre getirtmiş ve Fennin miştir. son ilerlemelerini, tesisatını kullanarak bu- ğ : ma ayrıca bir değer vermiştir. Ktanbul Betediyesi * ŞehirTü Tepebaşı Şehir | Çene suyunun bangi çağlarda tanıldığı D Tiyatrosunda — |belli değildir. İzmitin yaşlı adamları, ö - tedenberi çene suyunun sağlık ve şifa yeri- (W İ BU 9885 Salı — | , içilmekte olduğunu söylerler. akşamı sast 90de Çene suyunun bir efsanesi de vardır: #Çene dağlarında, Çenebaba adlı bh T TA A .Şihtiyar yaşarmış. Bu, ihtiyar erenlerden - Kardeşler miş. Suyun membamndaki, kulübesinde ya- tıp, kalkıp Tanrısına dua eden «Çeneba - Fransız Tiyatrosunda Halk Operetl Bu akşam 20,80 da TELLI t TURNA TT” Yarın 16 da matine HALK OPERETİi : "'*'!! Jll / yet tashih olunur. (8165) Ü C Belediye Sular İdaresinden : İdaremiz için bastırılacak defter ve kâğıtların pazarlıkla ihalesi 13/1/1936 pazartesi günü yapılacak olduğu halde yanlışlıkda 30/12/935 pazertesi günü olarak ilân edildiği görüldüğünden keyfi. ha ucuz bir fiatla satmak suretile su istih- Tâkâtını — arttırmak niyetindedir. -Söyliye- biliriz ki, pek yakında, demiryolu Üzerin « de bulunan uzun ve yakın — vilâyetlerimlz halkı da Çene suyunu içmek bahtiyarlığına kavuşacaktır. çene suyu içmelidirler. Görecekler ki, o, gün yemeklerini daha iştahla ve daha lez- zetle yiyecekler ve midelerinin yarı aç olk duğunu da hayret ve hayranlıkla görecek- lerdir. Çene suyu bir sağlık garantisidir.