MAHKEME LERDE ; Nimet Tepen Bir Bahçıvanın SECE İK Ba Hikâyesi Davacı genç bir bayan. Suçlu da genç bir adam. Davacı bayan zengin bir dul; suçlu genç onun yanında bahçıvani!. Bayanın iddiam Velinin vazifesini yüzüs tü bırakarak savuşması. Halbuki yapılan anlaşmaya göre Veli senelerce bayamın € vinde kalacağına söz vermiş. Suçlu Veli mazeret olarak maaşlarının werilmediğini ileri sürüyor. Zengin bayan bu iddiayı şiddetle reddediyor: — Maaşlarını hep peşin verirdim. Ay - a her yılbaşında da tahsisatı vardı. Za ten kendisine bir işçi muamelesi de göster- mezdim. Ve ilâve ediyor: — Yeniden eve gelsin, ben kendisini af- fedeceğim. Az buluyorsa tuhsisatını da faz- halaştıracağım. Veli ise bir kere aklına koymuş; bu mü- aait teklifleri kabul etmiyerek bir çok kim- selerin can attıkları halde kavuşamadıkları bu vaziyeti kabul etmiyor: — Memlekete gideceğim. Beni köyde yavuklum bekliyor.. Duroşmadan sonra davacı bayan Ölke- sini alamıyarak söyleniyor: — Evimde nesi eksikti sankil. Gitsin ba- kalım! Sonra çok yanar amma, fayda ver - mezl.. rdivenlerden — süzülüp giderken bu genç ve zengin bayanı gözlerimle takip e- | diyorum. Ve onda davasını iyi anlatamamış bir| insan hali seziyorum. Manavgatta Şiddetli Yağmurlar Manavgat — Burada şiddetli yağmur- lar yağmaktadır. Manavgat wmağı, yedi gün yedi gece yağan yağmurlarla bir bu- çuk metre kabarmıştır. Dereler hiçbir taraftan geçit vermediği için nakliyat durmuş gibidir. Manavgat ve köylerindeki bazı kerpiç evlerin — yıkılma- #sından korkulmaktadır. Bandırmada Işık Maskeleme Danemesi Bandırma, (Özel) — Burada uçak hücumlarından korunma için bir şık | | maskeleme denemesi ulmıştır. - De- neme 20 dakika sürmüştür. Bütün halk deneme esnasında —ışıklarını söndür- müz. dışarıya ziya sızdırmamıştır. Konya Doğum Evi Konya, (Özel) — İnşaatı biten do- ğum evinin açılma töreni — yılbaşında yapılacaktır. Silivri Kaymakamına Fahri Hemşehrilik Unvanı Verildi Silivri, (Özel) — Silivri Kaymaka- mı M. R. Demirtaş'a fahri hemşerilik tevcih edilmiştir. Belediye Encimeni- nin bu kararı halkın kaymakama karşı olan sevgisini ifade etmektedir. Nöbetçi Eczaneler Bu geceki nöbetçi ecraneler şunlardır : Eminönü: (Hüsnü Haydar). Küçükpa- zar: (H. Hualüsi). Alemdar: — (Esat). Beyazıt: (Belkis). Şehzadebaşı: (İs - mail Hakkı). Fener: (Vitali). Kara - gümrük: (Saat). Şehremini: (Nözım) Aksaray: (Ethem Pertev). Bakırköy: (Hilsi) (Rıdvan), Calataz (Merkez). Hasköy: (Halk). Kasımpa- | sa: (Merkez). Beş (Recep). Sarı - yeri (Nuri). Beyoğlu: (Matkaviç, Ke- Şişli: (Şark | ) Örner Kenan). Kadıköy: ( Alâeddin ve Rifat). Büyükada: (Şinasi). Heybeli: (Yusuf) —————————————— Samatya: taş: msl) Üzküdar: SON POSTA Yurtta Tasarruf Haftası Her Yerde Tezahürat Yapıldı, Uzun- köprüde And İçildi Uzunköprü (Özel) — Bu yılın tasarruf | haftası tezahüratı diğer yıllara bakılmca çok büyük bir hususiyet taşıyordu. Tezabürata İbütün halk ve mektepliler iştirak etmişlerdi. |Kasaba meydanında yapılan — toplantıdaki söylevlerden sonra bütün halk bep bir a« iazdan yerli malı kullanmıya ant içmiştir. Törenden sonra mektepliler ve halk önle- rinde saz takımı olduğu halde çarşı ve so « kakları dolaşmışlar, yerli mallar lehinde te- zahürat yapmışlard.. Konyada Konya (Özel) — Yerli mallar haftası dolayısile burada konferanslar tertip edil- miş ve Cumhuriyet alanında büyük tera « rumu tarafından da bir vitrin müsabakası yapılmıştır. Balıkesirde Balıkesir (Özel) — Ekanomi haftası mü- nasebetile bir toplantı yapılmış, bu top « lantıya bütün halk ve bütün mektepliler iş- jtirak etmişlerdir. Toplanlıda söylevler ve marşlar söylendikten sonra vilâyet kadar gidilerek tezahürat yapılmıştır. gnüne Bandırmada Bandırma (Özel) — Ulusal Ekonomi ve arttırma haftası münasebetile ordu okul ta- lebeleri tarafından ordu evinde güzel bir. dırmalıların mühim bir kumı davetli olarak hazır bulunmaşlardır. Vezirköprüde tası dolayısile dükkân ve mağazalar bay -| raklarla süslermiş, halk davul ve zurnalarla sokaklarda tezahürat ve yerli mallar lehine propaganda yapmışlardır. Mektepliler bir geçit resmi yapmışlardır. Bu geçit resmin - de canlı bir yerli mallar tablosu yapılmış - tır. Kırkağaçta Kırkağaç (Özel) — Arttırma ve ekono- mi baftasının son günü Türk birliği mek - tebinde çok güzel bir müsamere verilmiştir. çok garip ve gülünç bir vak'a cereyan et- miştir Çiplaklı köyünden Çullu Mehmet ismin- de fakir bir ihtiyar birkaç gün evvel rama- zanlık yapmak için iki buçuk kile buğday tedarik etmiş ve buğdayıne eşeğine yükli- yerek değirmene gitmiştir. Değirmen usu- lüne göre Çullu Mehmedin o gece saat on ikiden sonra sabaha kadar nöbet bekleme- #i lâzımdır. Bu yüzden değirmenci ihtiyara yatıp uyumasını, gece yarısı kendisi — kal- dıracağını söylemişti. Mehmet de — çuval- larının üzerine uzanmış, fakat gözü — saat- lerce uyku tutmamış — Bir aralık değir. !m—i%—mmnvq— Uzunköprüde Bu müsamereye gençler birliği bandosu da müsamere vermişlerdir. Müsamerede Ban- ' iştirak etmiştir. Bigada Biza (Özel) — Tutum haftası münase - betile Sakarya okulu taldbesi tarafından Vezirköprü (Özel) — Yerli mallar baf- | *İnema binasında canlı bir müsamere ve - rilmiş, bu müsamerede mevzau hep yerli mallar olan piyesler temsil edilmiş, mono - İloğlar söylenmiş ve milli danslar yapıl - mıştır. Gemlikte Gemlik (Özel ) — Tasarruf haftası mü- nasebetile yapılan tezahürat meyanında ço- cuklar pek mühim bir mevki işgal etmişler - dir. Küçükler güzel ve süslü sepetler içine yemişler doldurarak sokaklarda dolaşmış- w. . AçıkgözKöylünün Rüyası Akıllı Kajlü Buğdayını Çalan Köylüye Bir Ders Verdi Alanya (Özel) — Köylerden birinde| €a zavallının buğday çuvalından bir kısım buğdayını açırarak kendi ambarma atmış- tır. Bütün hareketleri takip eden — ihtiyar biç sesini çıkarmamış, gece yarısı — olmuş, nöbet sırası kendisine gelmiş ve değirmen- €i uykuya yatmış — Çullu Mehmet bir sa- at sonra değirmencinin iyice uyuduğunu anlayınca değirmen ambarındaki buğday- ları çuval çuval kapıya yığmıya başlamış. Bu sırada Çullu Mehmedin oğlu gelmiş ve |* çuvalları hayvanlara yüklemiş, köyün yo- hanu tutmuştur. İşin asıl bundan — sonraki safhası gülünçlür: Sabahleyin değirmenci kalkmca ibtiyar kendisine şu sözleri söylemiştir: Mec Müreftede Fıçı Başı Âlemleri Mürefte, (Özel) — Büyük şehirlerde kış günleri halkın ekserisi sinema ve tiyat- ro gibi eğlence yerlerinde vakitlerini ge - çirirken taşrada nahiye ve kasabalardaki halk ta kahvelerde tavla ve köğit oyunla - rile vakitlerini geçirirler. Halbuki — bizim Müreftedeki eğlenceler bambaşkadır. Va- kıa burada da her yerde olduğu gibi kah- |velerin müdavimleri çoktur, kâğıt ve tav- |la oyunları ise oldukça rağbettedir. Fakat bunların hepsinden fazla revaçta olan eğ- lence- fıçıbaşı eğlencesidir. Bu, görülmeğe değer bir âlemdir. Bağlar bozulup mağa - zalar tıkabasa şarap doldurulduktan sanra |Marmara denizini yalayarak sahilde pat - İlayan temiz — ve sağlam poyraz - rüzgirları | İgittikçe şiddetlenir, bazan bir havuz gibi sakin ve sessiz Marmara coşmağa ve ku - durmuş dalgaları beyaz köpüklerle sahil - leri dökmeğe başlar. Kışın üşütücü rüz - gârları ilk karı getirir ve tepeler beyaz kü-| lıhlınnııiymeğıbıql.ukiımlıkıııelmiış ve şarap içilecek zamana irişilmiş demek-| tir. Ufak yaştanberi — şarap fıçıları dibinde büyümüş, ve gözünü açar açmaz karşısın- da dağ gibi şarap fıçılarını görmüş çekir- dekten yetişmiş şarapçılar için fıçıbaşı eğ- Türkiyenin şarap ihtiyacının dörtte ü - çünü temin eden Müreftede şarapçılar şim- di mağazalarda seferber haldedirler. Han- | gi fabrikaya gitseniz beş on kişinin ev gi- bi şarap Açıları dibinde maşraba maşraba şarap içmekte ve kıpkırmızı ateşin üzerin- de kızarttıkları balıkları da mideye yu - varlamakta olduklarını görürsünüz. Bu - yanın kış günlerinde rağbette olan bedava eğlence budur. | Bu sözlerimle Müreftelilerin ayyaş ve| toptan, — şaribülleyli velnebar oldukları zan edilmemelidir. Şarap onlarca su gibi- dir. İstanbulda yerine göre şişesi on lira « dan fazlaya içilen şarabı, kuytu mağaza | köşelerinde bir deniz kuzusile bedava içen Müreftelilere bu çok görülmemelidir. Bir zamanlar Ömer Hayyamın — dilinden dü - sürmediği şarabı, şimdi Mürefteliler ağız -| * | oydun, ben| 'de kalktım, senin iki gözünü birden oyduk- tan başka, otuz ild dişini de söktüm. Hayır- dır inşallah!. Acep ne ola ki!. Köylü bu alaydan sonra işin aslını HİŞLERİN Nişanlanmayı Meslek Edinenler Son zamanlarda bir talam gençler ni « şanlanmayı meslek edinmişlerdir. Mahallelerinde veya her hangi bir yerde güzel bir kızı tanıdılar mı, onunla tanışmıs ya çalışıyorlar. Muvalfak — olemadılar mi nişanlanmağa talip oluyorlar. Kızımıza ta- Kip çıktı diye bütün aile sevinç içinde. Eh.« Fırsatı kaçırmamak lâzım. Üstünkörü — biz tahkikat. İki hafta geçmeden nişan, Erket — >uline kavuşmuştur. Kızın evik me girmek, onunla serbest germek hakkınd ğenmişse bir ay, Ve sonra birdenbire kli « gük bey ortadan kayboluyor. Küçük bey şurada, küçük bey burada.., Bu esnada kilk çük beyin bir başka nişanlısı olduğu, veya bir başkasile nişanlandığı öğreniliyor. Göz yaşları, tocssür ve toessüfler. Fakat iş iştem geçmiş bulunuyor. Yalnız bu hafta içinde buna benzer beğ on vak'a öğrendim. Bir genç anlattılar ki, bir nişanlısı Aksarayda, bir diğeri Kadı « köyde, bir üçüncüsü Samsunda*ır, Bir diğer gens'-n bahsetti! bir tax raftan aldattığı kızla mahkemede davada iken, öte taraftan başka bir kızla nişanla « mıyor. Bu gençler kızlarımızın hayat, namus vd istikballerile oynuyorlar. Yaptıkları büyük zarara, — kırdıkları — kalplere — rağmen hiç bir mes'uliyet te tanımıyorlar. Genç k. “ara ve kız babalarına nasihatini şadur: Olur olmaz gençle alelâcele nişanları mayınız. Korkmayınız evde kalacak değil. siniz. Hakkında tam malümat almadığınız kimseleri evinize sokmayınız ve hayalınız kadar kıymetli yavrularınızı yabancı ellergi tevdi etmeyiniz. * «19 yaşında bir kız kardeşim var. Ge « çende bir oğlana gönül kaptırdı. Ben derfi ortağı olduğum için işin bütün safhalarıni biliyorum, fakat ailemizden gizli tutuyoruz Yalnız son günlerde bu gencin bir serseri ole duğunu öğrendim. Kardeşime acıdım. Fa« kat bu sirri aileme açmağa, kardeşimi dâ ikaza cesaret edemiyorum. Çünkü bilmediği için gimdi çok mes'uttur. Öğrene diği gün bedbaht olacak. Bunu da ben iş« temiyorum. Ne yapayım, siz ne dersiniz? bunuj Munzzez Kız kardeşinizi münasip bir Hsanla ikaz etmek lâzımdır. İş işten geçtikten sonra ha- kikatin anlaşılması hepiniz için tamiri müm- kün olmıyan bir felâkete sebep olabilir. TEYZE Konyada Balo Konya, (Özel) — Oralspor tarafıne dan Halkevi salonunda bir balo veril- miştir. Balo pek güzel olmuş, sabali saat yediye kadar devam etmiştir. Bir Doktorun Günlük Pazartesi Notlarından (*) Bacaklarda Uyuşukluk - Gırip Nekahetinda - Aylardanberi bacaklarında uyuşukluk « tan ve karıncalanmadan rahatsız oldu- ğunu söyliyen ve ayakları altında gi- dişmeden gece uykularını — kaybeden Hastayı dinliyorum. Bir ay evvel grip geçirmiş, kanı azal - mış, iştihasızlık, dermansızlık başlamış ve bir aydanberi üşüyeceğim endişesile hiç te yıkanmamış. Reelerinde şüphe ettiği bir tüberkülaz endişesi olmadığını muayene neticesinde kendisine söyle - dim. Grip yapan mikropların toksinle - rile azalan kan ayak sinirlerinde de za- af ve ağrı yaptığını anlattım. Evvelâ ilik, sonra soğuk su ile banyo ve duşlar yaptırttım. İştihasını kuvvetlenditecek kinin ve ilâçlar Günde 2 saat süzen gezintiler y hayet arsenik iğneleririden iki bik etlim. Kötürüm olmağa başladığını iddia. « - den (35) yaşındakâ bu genç adam sih- şurupları içizltim. İ tal- hatini tekrar kazandığı gün çok sevin- di ve teşekkür etti. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya- but bir albüme yapıştırıp - kolleksiyon — Yabhu, ben dün gece bir rüya gör-|latmış ve değirmenciden belallık dilemişti. || bir doktor gibi imdadınıza yetişecilir.