ON ALTINCI YIL. NO: 5177 Adımız, andımızdır B.ANTONİ EDEN DIŞ BAKANI OLDU “azileye B. Edenin getirilmesi, habeş harbının başlangı - B.lılı:l.ınln i güdülen sıyasanın değişmiyeceğine delil sayılıyor € & Başbetke MUSİKİ VE SAHINE Osmanlı üılıdlırtnı:lın .2:;:: ile arkadaşları ıv_ıuıılıı_leN_ve Z lüzumunu hissetmişlerdi. Londra, 22 (A.A.) — Hükümet a- şağıdaki resmi tebliği neşretmişti igına tayinini tasdik etmiştir. Londra, 22 (ALA.) — Diş B kanı tayin edilen N B. Eden'in Mil- letler cemiyetin- dar eski zamandan - bal “"F:k'hî deki —vazifesine olduğumu görüyorsünur hiç kimse / tayin dahası var: İlk yeni e”en vazge- edilmiyecektir. klar, şarkçılıktan tamamı Londra, 22 (A. ğ doğ- larına, doğrudan :;eık'ı::ıoı:sikiıiui kabul et lerdir. Meseleyi şark uıu: mine bağlı olır’k mı.: a usiki sistemini alarak m' A :ece'iı? Bu davanın uıı;ı)s a asır :eçli. Üçüncü Selim AeDİ ölmüştü: 1928 de A_nlı._ı[ı B isliğinin henüz iki mul NŞ m::':i:'cA afranga, ılııu&kın.' Z vardı: ha | ürk'ü burnu nu' DR ;u.ı:( :::ınsı.kr::ı devımv ;T?:ı;ı Molyerin daha Ahmed îlmıy et devrinde, Burıı'dıuıoy:ı Ü a I ğ biliyorsunuz. Ar ğ ::ılşu;—iıne'iıe orta oyunu :: SA Hı:;n arasında bocalıyara mişizdir. Tanzii ocağı ile muş olduğunu Ve ların idaresi altında h garların w.'aıli tefekkür ınız. Eğer bir yüzün - inkılâbını başaramdı | b a say- den süregelen karar&ı o L ee dı, büyük şehirlerimizin Te S da ı:ı:(un adamakıllı sahı zü görürdük. ı de köylü olarak b'nıl:ıüntw Hâl bulunu - | biyesinin bıı'_lgll""d::iî_ş,,; Haki- yoruz. Hata bizim lara da büyük ti anlamamış ola! : l;ıır 'k.nur bulmakta belki değiliz. Atatürk'ün m esaslı olarak wın.: Kültür Baka- diğ teşebbüsler Y“:!mm“qır. Kon- tamamlan - nımız tarafından servaluvar ve orkestrâ maktadır. Kültür manyalı danışmanın! lonu içine kılâbını bir konser, #ETE gL mahpus bırakmak fi! ada y > dığını, yeni sesi"halk -ıî $ çirmek, ve büyük yığı doğru fikirler beliyerat | Jânları devrin- içine almak için söylemiş olduğunu Milli endüstri p' e de, acaba beş veya y:ıd',,, bir sanat plânı, mus? pamaz miy senelik sahne ız, Me - nesinden Karmen OP* 'et dostlarımıza, b :gııss.ııîndc Ankara'dan ceva veremez miyiz? : Bu plân, bir kfil__hı:hel;d;n ha ,tarafı birden düşünü f' olunabilir. Avnşpıyı g | ya mekteblerimize | talebe, organizasyo! cak her yeni unsur, bir İ Karag ” bire hiç mından neçilebılır.d ıîı:lyî ea decek ve- nacak her n içine sokula- hep bu plânım lamak - bakı - bir parlak netice iktan — sonra â tamamla: Ka gnnn MeRT gae mak saadetini duyarır LA y A) — Resmi bir tebliğ -| —— eee BĞi zaşlie - kan vekili B. Mir - larını / bildirmekte. A.) — Umumi te- lâkkiye göre, B. Edenin dış işleri bakanlığına — ta. yini, habeş mu hasamasının baş- langıcından beri takıb edilen sı- yasaya devam e- Yeni İngiliz dış dileceğine bir de- bakanı B. Eden |Vildir. Bununla beraber Milletler comiye- t prensiplerinin tatbikinde B. Çem- berlayn'ın avam kamarasındaki son nutku gereğince hareket edileceği dü- sünülmektedir. B. Çemberlayan tara- fından tasrih edilen prensiplerin, mu- hasamatın inkişafı karşısında İngil - terenin alacağı vaziyete bir rehber Yugoslav kabinesin - de değişiklikler- Belgrad, 22 (A. bayındırlık ke Komnenoviç'in irtifa etmiş olduk « dür. Bu - istifalardan sonra, B. Stoyadi- — Yugoslavya baş- noviç, niyabet mec — — bakanı Bay lisi tarafından ka - — Stoyadinoviç bul edilmiştir. Yugoslar — radikal — birliği — grap başkanı B. Tovetkoviç, sosyal —yardım bakanlığına tayin ve bedeni terbiye ba. kanlığı işlerini vekâleten görmeğe me - mur edilmiştir. Mebuslardan ve ceski ba kanlardan ve İskupçinadaki müst çi grupu başkanı B .Marko Kojul, ba yındırlık bakanlığına tayin olunmuştar. Resmi mahfiller, kabinede — yapılan 'ba değişikliğin kabineyi kuvvetlendir mek maksadına matuf olduğu fikrinde - dir. Dış sıyasada değişiklik yoktur. ÇAYAYAPAN AAAAAAADAZ, ; v » üncü sayfada: Habeş harbı haberleri — İngiliz suali etrafında — Dış haberler , üncü sayfada: Türk gagauzlar — Ya- bancı gazetelerde oku- duklarımız .İnci sayfada: Spor haberleri - leket postası - — Dil anketi , ancı sayfada: Resimli dünya haberleri. Mem- Roman ; inci sayfada: Yarı sıyasal — içhaber- ler — Kubilay günü $ $ ; $ © | Kordiplomatiği kabul eden Çekoslova. teşkil edecekleri tahmin olunmakta- dır. Esason bu hareket, zecri tedbir- lerin tatbik ve inkişafını, ekonomik, askeri ve balıri mütekabil yardım sis- temine umumi ve kollektif bir iştira- ke tâbi tutan İngilterenin niyetlerine uygundur. B. Beneş Dış sayasanın değişmiyeceğini söylüyor. Prag, 22 (A.A.) — Kor diploma- tiği kabul eden B. Beneş gerek iç ve gerek dış işlerinde, B. Mazarik tara- fından çizilen sıyasayı gütmek istedi e ya Cumur başkanı B. Beneş gini temin etmiş va bu sıyasanın, 3 | muhtemel güçlükleri atlatmak ve geçmişte bina edilen eseri sağlamlaş- tırmak için en iyi bir teminat olduğu- mu söylemiştir. Dış sıyasa hakkında i- zahatta bulunan B. Beneş, herşeyden önce sulhun teminine matuf çalışma- lara devam edilmesi ve dost ve kom- şu milletlerle iş birliğinde bulunul- ması lâzım geldiğini söylemiştir. B. Beneş, milletler cemiyetine yardım ve kollektif emniyetin teminini yetle mevzuubahis etmiştir. ehemi- ee z D İ Ankara ve İstanbul lik maçları prensipal köklerdir. a5 PAZAR'CESİ Zekât ve fitrenizi Ho va Kurumuna veriniz “Ulus,,un dil yazıları SAA AAA KÜ AERİRRA AAA AYA YARAARANARAAAA AAA RARARAAA AA H GÖZ, GÖR, KÖR “Güneş - Dil,, teorisinin metodu manaya esas tutarak kelimelerin etimolojik asıllarını bulup analiz etmektir. öz, gör, kör” kelimelerinin analizine başlamış ve “göz” sö. iki türlü analizini ve her nin “göz” anlamını nasıl gös- za" etmiştik. “Göz” sözünün analizinin alt taraliyle, gör” ve “kör” sözlerinin analizlerini de aşağıda yazıyoruz. GÖZ Göz kelimesinin son şekildeki analizi, bununla fransızca denilen Ocil kelimesi arasındaki rabıtayı 'a göstermektedir. Bu kelime fransızcada öy diye okunur, “Göz- ler” anlamına da yeux derler. Bu- nun sonundaki (x) hemen hemen bizim (z) yi andırır bir durumda- dır. eeil'un lâtince aslı Oculus'tür. Yeux sözü lâtince Oculos'tan uels, ve yeus şekillerine geçe geçe vücut bulmuştur. İtalyancası ocehio Çok- kiyo okunur), İspanyolcası ojo, kalden sonra gelen konsonlardan (8), (y) ve (k) nin doğrudan doğ- ruya (ğ) den çevrildiği malüm- dur; (j) ile (ç) ye gelince: bun- lar, ek olarak s, ş ve z gibi olduk- ça uzak sahayı göstermekle bera- ber, radikal gibi alındıkları za- man ana kök yerine de kaim olur- lar (2). Görülüyor ki bu 9 kelimenin bi- rinci ve ikinci unsurlarında hiç fark yoktur. (3) Buraı hyor gibi gö şeklen bir fark baş- müyor: bir takım eski provansal şekli de wefh- | *nsurlar doğrudan doğruya obje- tir (1). y'klıgmjıl _îlden gği:;k(iif ve (oğ) Arapçası olan (ayn) ve Farsça- | *e'dinde iken, bir takımları (öz, sı olan (çeşm) kelimeleriyle bir- | Ö el mm, eş) şekillerinde sahalar gösteren ekler olarak görünüyor. Bu sahalar da en yakın olan (n)- den başlıyarak (ş, z, |) ye kadar likte bütün bunların etimolojik şe- killerini altalta yazalım: - () () (9 (9) | varmaktadır. Bu konsonlardan () Ggı ASE T Üz H öğCe) b ve (z) nin doğrudan doğruya ob- ışılu z oigg-; öy 4 öl n F . je gösteren (3) ve benzerlerinden UK eis ğ İ İ L ÖS (X) , istihale edebileceği ü e Ocülüs: öğ 4 ok 4 ul H us | Yalnız arapça lı:î'ı.n'ııqnî:ı;ik'—ı::- Oçclzıo: oğ * ok 4 iğ H 08 | haya, fransız, lâtin ve eski provan- Ojo : oğ * oj * oğ Fot sal kelimelerinin de geniş ve umu- Velh : uğ * t el t eh | mi sahaya meyil gösterdikleri an- Ayn z aâğ- ay--ın | laşılıyor. Çeşm <: eğ 4 eç 4 eş H im (4) Bu unsur yalnız Lâtin, İtal. yan, eski provansal ve Fars söz- lerinde bulunuyor. ( Us) şeklinde (8) konsonu saha gösteren bir ek olarak değil, (4) den değişme ©- Tarak alınmalıdır. Böyle olunca (iğ, eh, im) şekilleriyle araların. da bir mübayenet kalmaz. Bu hal- de cümlesi sözü tayin ve ifade e- den, tamamlıyan ve isimlendiren bir ek olarak alınab, Görülüyor ki, “Güneş - Dil” te. örisinin analizleri, bütün dillerin Türk kökünden kaynadığını açık örneklerle meydana koymaktadır. Bütün bu seri kelimeler — karşı- laştırılınca göz önüne serilen dil manzarasını biraz inceliyelim: (1) Öğ, iğ, oğ, uğ, ağ, eğ: hep (V. » g) den ibaret olan ana kök. tür. Anlamları da hep birdir. (2) Öz, öy,iy, ok, oj, ay, eç: bu ikinci unsur da hep birinci derece Burada vo- (1) Dictionnaire etymalogigue de la Tangue trançaise, Öscer Bloch, c. II., s. 102. GÖR ait Kelimenin etimolojik şeklini ya- him : SANRAYA, SRİKKÂLE'YE H ÜKMEN CALİP — ALTINOR-| — gy () ) DU: GÜVENÇSPOR 9.0 — A, HİSARI: KASIMPAŞA 1-0 Ş FENER: GÜNEŞ5.0 — EYÜ GALATASARAY: BEYK OZ 2.0 — BEŞİKTAŞ: VEFA 3- | — ANADOLLU İLE HİLAL, $ YE İLE İSTANBUL SPOR BERABERE Dün lik maçlarının altıncı haftası idi. Saat 12.30 da Altmordu - Güvenç spor maçı oynandı. Altmorduü birinci devreyi 4-0 kazandı. İkinci devrede daha beş gol atarak alandan 9-0 gibi 8 * Öğ 4 ör (1) Öğ: Ana köktür. “Aydınlık, parlaklık, zıya” anlamlarınadır. 'YMANİ- (2) Ög: Ana kök meihumunu KALDILAR. uıerinı.lc ıecnlli_ ve tecessüm etti. ren obje veya süjeyi mühim bir farkla çıktı. unsurudur. İkinci maç, Çankaya - Kırıkkale (8)Ür ( * y) skak Melhu gücü arasında yapılacaktı. Fakat Kı. | mun muayyen ve kat'i bir nokta rıkkale gücü gelmemişti. Onun içir | veya saha üzerinde tekarrür (Sonu 5. inci sayfada) temerküzünü ifade eder. (Öğ * ög 4 ör ÖOğögör): Ana kök, kendisini tecelli ettiren unsurla kaynaşmış ve baştaki vo- kal de düşerek kelime son fonetik ve morfolojik şeklini almıştır: GÖR. GÖR: Gözden çıkan zıya — şua- larının bir süje veya ol TOPKAPI 4 -3 — anlatır. söz ve Üzerin- de tekarrür ve temerküzünü ifade eder, Not: 1. — Kelime mMücerret bir mefhum ifade etmektedir. Gör mekh şeklinde itmam olunursa ma- nası da tevazzuh eder, a * Sayfayı Çeviriniz « (2) Etimoloji, Morloloji ve En- netik bakımından Türk Dili Ana- liz yollar: s. t1.