SON POSYA 15 Tkinci Teşrin Tarihten Yapraklar Efsane ve Masallar Tarihe Nasıl Malolur? Ş D Uydurması Ve Yardakçıları:- nın Şahadetile. Ondan Ötürü Tarihin Sağını Çürüğünden Ayırdetmek Güç oluyor n .WMH":I//"“’;' ver w, < af VAA < B L ? & ;j“? ni o Üai Baam kadikls gazakları tavuk, ve eivsiy olu vermişlerdi. 'azami iyil il örtü. karı girdi, çirkin mi çirkin, murdar irlerd M::l: Ahn:: :İ';üü-mh::rî;ı:ım :e“ sıtması t murdar?.. Melek Ahmetli lwnulf. ;:"nıdl:ehı:ı î:ı;lı:üıı almıştı. * Ta- kalır, ne bilmem nesi. Lâkin miskin; nçlımıı_h il fitil yolarak odaya gi- 'ih:.i Hammer bu adamı anlatırken: bir türlü davranamıyor. ren bu pis kokulu kadının ne diye- On yedinci asırda TTTT TFT ÇŞT ÇÇT ÇTT akasever Birinin #7 a Irmak - Filyos hattında 70 kilometre 800 metreye bir bakış Irmak - Filyos Hattı Yolun Açılış Töreni Çok Parlak Oldu Bu Törene lştııîâk Eden Arkadaşımız Müşahedelerini Anlatıyor Irmak - Filyos hattı, Bayındırlık Ba-|mıştı ve işte nihayete ermiştir.» kanı Ali Çetinkaya tarafından bir kaç| — Malümdur ki Ankaradan Çankırı « yüz davetli ve kalabalık bir halk küt- | Filyos ve Ankaradan Kayseri - Ulukışla lesi huzurunda açıldı. Törende bulunan 've Kayseri - Sivas - Samsun hatları İre arkadaşımızın merasimi tasvir eden|mak istasyonunda ayrılırlar. Hattın İve mektubu aşağıdadır: jmak ile Filyos arasındaki —uzunluğu Hat, 12/11/35 te Bayındırlık Bakanı (391) kilometredir. Üzerinde (27) is« Ali Çetinkaya tarafından — seyrüsefere tasyon (1368) menfez ve köprü, (8800) açıldı. Merasime İstanbuldan ve Anka- metre uzunluğunda (37) tünel vardır. radan davetliler gelmiştir. Filyos - Eski-/ Bu tünellerin içinde 3440 metre uzun- pazar kısmını yapan İsveç - Danimarka luğundaki Batıbeli tüneli Türkiyede grupunu temsil eden (Nehab) şirketi mevcut tünellerin en uzunudur. Bu hat- mümessilleri de hazır bulunmuşlardı. tın inşasına mütcallik her şey Türk mü- Generallarımızdan Fahrettin, Asım, Ali hendisleri tarafından yapılmış ve (45) il idi. İyilik Melek Ahmet Paşa, merak ede- Odaya geldiğini anlamaya savaşır- 'S xt ile Askeri Fabrikalar Reisi, gazete- | milyon liraya malolmuştur. ıî::.ı;ıh?.ı:? :.:dm’ıııdi. ç: rek sordu: iken o, selâmsız sabahsız ocak başı-| Ciler ve daha bir çok zevat vardı. Mera- | Bu hat üzerindeki istasyonlar , yapayım derken boyuna göz çıkarır-| — Akyazlı baba kim? dım diyor ki çok doğrudur. Melek| — Ulu kişi. Batovanın ta ucunda lediği gibi, bir yatır. ıAdh::ı:ı.P".' e AOĞ '.— Ululuğu nereden belli olmuş? | İşte bu adam (1650) yılında Silis-| — Bir gün o, ıiıç dalından şişler tire valiliğinden Özü eyaletine kal-! düzüp kebı_p pişiriyordu. Yı:ınıl_ı dırıldı. Sert bir emirle hemen yola sekiz on kişi vardı, onlarla bile yi çıkmasına emir verildiğinden o da yordu. Yevı_ıe.lteı sonra o ağaç şiş hemen tasını tarağını topladı, Özü |lerden birini yere dıktı ve Iıır_den yolunu tuttu. İlkin Adalı, ondılıo çöp parçasından bir kestane ağacı Çayırlı, oradan Renkler köyüne peyda oldu, tınııı tutam ınıyvı: u';: kondu, oradan Hacıoğlu pazarına di. Yanındakiler onun ergin d; u geldi, sonra şarka dönerek Kodu-'nu anladılar, eline ım:ı .ıük N man köyünde konakladı. Sonra Bat Kestane ağacı altında bir Luı"Ş' u— ovaya indi, kırk gün oturdu. (1) |rup Akyazlı babayı oturttu! L Batova, uzun bir çayırdı, Varna- di o .ıiıt.ııı dibinde yatıyor, sı! ya yakın bir yerde b ları iyi ediyor. ü Şi Melek Ahmet Paşanın orada kırk/ Melek Ahmet Paşa, _ır.ıvıîş Bün konaklaması atlarını FWİI'_r divan efendisine hy_dıttııdı, e mak içindi. Fakat o devrin valileri, | yazlının mezarına l"": M&MI d:. bir şehir halkı sayılacak kadar kundu, sonra gene yol. : kalabalıkla konup göçerlerdi. Ba- kıvrılarak sırasile Mumciki tovanın yanında, bulu- köyüne, Balçığa, Kovarnaya, Gülü- nan köylerin ahalisi, bir vezirin ça| ,, çultana, Yılanlıya uğradı, ora- kurduğunu | 1 n Güğümlü yolile Dobriceye geç- görünce yağlarını, ballarını, koyun- |( Köstenceye ulaştı, bir kaç gün », sığırlarını, — unlarını, bulgur- || (1 / Karaharmandan geçip Çık- larını alıp oraya gelmişlerdi. Eni rıkçıya ve o köyden Babadağına in- konu bir çarşı kurup paşa takımile | — D LA İ tanbuldan bir ka- alış verişe koyulmuşlardı. S gel Özü eyaletine başka biri- yaraeair A PORĞEL C ĞE bu e G lin olunduğunu, kendisinin ae KGÜ |..' Rumeli valisi yapıldığını bildirdi. | lülerle konuşur; ufak tefek geyler S V L Pa sa, gimdi şimal yo- na geçip oturdu, küfür eder gibi bir şeyler haykırmaya koyuldu. Melek Ahmetli onun, uşaklar ta- rafından incitildiğini oranladı. He- men dışarı seslendi, kendilerile o eve gelmiş olan bir iki uşağı çağırıp sordu, murdar kocakarıya kimsenin tek bir söz söylemediğini anladı. O sırada odaya yarı çıplak yedi çocuk girerek kocakarının etrafında çev- relendi. Karı ve oğlanlar, bulgarca bir şeyler konuşuyorlardı, Melek Ahmetli konuk ta bön bön bakıyor- du. İşte bu esnada o ihtiyar ve mur-« dar kadın, ocaktan biraz kül aldı, ötesine berisine sürdü, bir avuç kü- le de bir şeyler okuyup yanında hal- kalanan dişili erkekli çıplak çocuk- ların üzerine saçtı. Şimdi yedi çocuk yedi piliç olmuş- tu, çü, çü diyip dolaşıyorlardı, kadın da büyük bir tavuğa dönmüştü, kurk, kurk diyerek piliçlerin etra- fında dönüyordu, Melek Ahmetli konuk, bu . tuhaf işe parmak - ısırıp durürken — kurk tavuk yedi pilicini ardına takıp odadan ve evden dışarı çıktı. Konuk ta dayanamıyarak peş- lerine düştü. Fakat sokağa çıkar çık- maz ihtiyar bir Bulgar hemen koştu, tavuğun da, piliçlerin de üzerine ap- test bozmaya koyuldu. Şimdi tavuk gene murdar bir kadın, piliçler de tın alırdı. Bir gün gene böyle dola- FK medalı tirken bir köylünün sıtma nöbetine ırakıp cenuba srR a e Hersiğür Y badağından Yayla, ve di-| ni gördü, acıdı, biraz kınakına kay-| vezir, Bal KEan | natıp içmesini söyledi. Köylüler ğer — köyleri B ŞS frenkçe ginguina denilen ve sülfa- | ratlıya, ondıı Wmı K Dı;iın. tonun kaynağını teşkil .4: ı:ııu: Bülbül, Dilge Merikadan gelen ağaç © devirde henüz bilmiyorlardı. Bu / Güllü, moı. sebeple hastanın başucunda :.w::ıııdr: K körkl :Fl.':ı? K U zi |köyden kalkınca Balkan köyü der- , , | ine kondu. — Kınadan ne çıkar paşam, d_edl' bendine kondu. N #urada Alıyul:'hbı var. Dişini ıı-l Derbendin ağzında gene o ı:lı ııı. | kıp ta oraya kadar gitse, «ocağına şıyan bir köy vardı. Paşanın a ı:ı | — —— larından hatırlıca alınlır_lıu köy .-f (1) Köy isimlerini böyle nıılınfıık'lrı ki evlere birer, ikişer dağılmı; .lıır 'ıi"l maksadım Türklerin gittikleri yerleri nası başı geei YAPI dl_.“; f'( tenlendirdiklerini ve ne kadar bol köy kur- |" ' den biri konuk ol ".lluifdlll bir! duklarını hatırlatmak içindir. Çünkü bu ad- ;:ıııı evi ’“ıı“m '.koaiı eeçig! ::.. yı.",':ı:. köylerin hepsi Türkler :_.ı_:.... “vtd'mm na 'V N urulmuştur. /dan yeri değiştirilen 'mi yarı çıplak birer kirli çocuk oluver- işti!.. Melek Ahmet Paşa, bu vak'ayı gözile görmedi ama, kulağile işitti. Köylüleri de sorguya çekti, o kadı- nın yılda bir kez böyle tavuk veya ara koncolos olduğunu, kimseye ziyanı dokunmadığını öğrendi, Ak- yazlı baba hikâyesi gibi bunu da divan efendisine kaydettirdi. İki şahitle bir insan canından olur derler. Şaka sever bir adamın uy- durduğu bir masal da kendine ben- zer üç yardakçının «evet öyledir, biz de gördük» demelerile tarihe ge- çer. Onun için değil midir ki tarihin sağını çürüğünden ayırt etmek güç 1 M. T. TAN 'sime Ankaradan akşam birer saat fasıla ile iki tren hareket etti. 17 sa; bir seyahatten ve ertesi gün öğleden sonra Filyosa varıldı. Karabük istas; guldak vilâyetinin hududunu (tiği için Zonguldak valisi Halidin ri ladı. Zafranbolunun da istasyonu olan ve (11) kilometre mesafede bulunan Ka- rabükdeki karşılayıcılar arasında Zaf- ranbolu heyeti de vardı. Yolda Bartın- hlar kafilesi treni alkışlıyorlardı. Filyosta muazzam bir tak, yanı başı- na bir de kürsü kurulmuştu. Takın üze- rinde Atatürkün, İnönünün, Çetinkaya- nin resimleri ve etrafı kesilmiş tah - ta bir lokomotif konulmuştu. Tak baş- tanbaşa elektrikle donatılmıştı. Anka- radan hareket eden ilk tren — ikinciyi karşıladı. Hep beraber takın yanına gelindi. Kürsüye evvelâ Zonguldak valisi Halit çıktı, nutuk söyledi. Sonra Zon- guldak mebusu ve Halk Partisi reisi Mithat çok heyecanlı bir söylev verdi. Ali Çetinkayanın gayet açık, özlü ve toplu malümatı havi olan nutku bilhas- sa alkışlandı. Sanra hattın üzerine ku- rulmuş olan takın altındaki kordelâyı kesti ve tren Çankırı istasyon depo mü- |dürü Bay Nafizin idaresinde yeni hat üzerinde düdük sesleri arasında kömü- re ulaştı. * Ali Çetinkayanın açılma merasimin- deki nutkundan bu hat için şunları alı- İyoruz: —- Bu hattın fenni murakabesi di- Bair tesisat ta bu suretle kurulmuştur. ilerlemekte olan Filyos hattı Eskipazar- da durdurulmuştur. Bu defa Irmaktan Filyosa doğru inşaata devam olunmpuş ve Çankırıya kadar olan 105 kilamet- velik yol 23/4/931 tarihinde işletmeğe açılmıştır. Bu sırada iktisadi darlıklar ve engel- ler baş göstermiş iİnşaat ağırlaşmıştı. Fakat ağırlaşan yapma işi durdurulma- Sonra Sivas hattı ilerleyince malzeme || nakliyatının kara tarafından yapılması|| — 1XN daha kolay görülmüş ve Irmağa doğru|| “Gin — “CUMA Irmak, Klecik, Alibey, Töney, Gere mece, Çankırı, Ildızim, Göllüce, Sumus İcak, Kurşunlu, Atkaracalar, Çerkeş, * Kürtçemeni, İsmetpaşa, Ortaköy, Eski, pazar, Hanköy, Karabük, Balıkısık, Ka- " |yadibi, Tefen, Çaycuma, Filyostur. Mec-« İseti altında bir heyet davetlileri karşı- | muu 931 kilometredir. — H. L. on! onyoıhıııuuo Konforans Ünyon Fransezde, ayın 15 inci cuma gü« nü saat 18 de pilot Antuvan dö Senteksü- peri tarafından «Hava seyahatinin — süri» ve Jan Mari Konti tarafından da — «Hava yolları üzerindev mevzularına — dair birer konlerans verilecektir. Orduya Makinlst Aranıyor Beyoğlu askerlik şubesinden: Orduya telli makinist alınacağından isteklilerin mua- melelerinin ikmali için şubeye müracaat « ları. Holivut — Bu, haftalık sinema mecmua- sının 204 üncü sayısı renkli bir kapak içine de güzel resim ve yazılarla çıkmıştır Deniz mecmuası — Genel kurmay 9 un- cu deniz şubesi tarafından Üç ayda bir çı- karılan bu mecmuanın birinci teşrin 338 inci sayksı çok zengin münderecatla çık « mıştır. Bu sayıda bilhassa Skagerak deniz muharebesi, İngiliz donanması, büyük hare bin yardımcı kruvazörleri, genel snvaşta Falkland harbı ve sair yazılar, Skagorak deniz harbine ait kroki ve haritalar vardır, Disraelinin Hayatı — Dün - Yarın ier bazı hatlarla beraber 7/3/927 se- tercüme külliyatının 48 inci sayısı ola» İnesinde İsveç ve Danimarka grupuna|rak intişar eden bu eser, Andre Mau- verilmiştir. İnşaat malzemesinin kolay |rois'dan İsmail Hakkı Alişanın kalemi. nakledilebileceği düşüncesile battın in-|le dil şasına da 13/6/927 tarihinde Filyostan | tan bu çok kıymetli eser okunmağa de- başlanmıştır. Burada görülen iskele ve|iter bir kıymettedir. e çevrilmiştir. 380 sahife tu- TAKVİM Kasin 30 15 2 ci TEŞRİN 935 & Ârabi 1866 | — Rumi 1851 18 Saban 2 ci Teşrin 1 yvak! Esant /asati| Vakit |Ezani | Vasati, Gün:ş 156 6317 | Akışam li2 — ( 16 51 Öğle ıu/lıısıı Yater | Y 38 | la 26 Kala ııvu 14 35 | inetak İiğ 13 / 08 W0 Ku