18 SÖNTEŞRİN, 1935 Habeş harbı haberleri ikinci sayfada ON ALEİNCİ YIL. No: 5139 Adımız, andımızdır K ahire’de' kanlı hadişeler oldu. Otuz bin kişilik mitingde verilen kararlar -Nahas Paşanın söy- levi -Şişe ve taşlarla polise hücum - İki yüzden fazla yaralı-Üni- versitelilerin grevi - Kargaşalıklar vilayetlerde de var- İngiliz- ler kavgaya karışmadılar - Hadiseyi Londra nasıl karşılıyor ? Gündelik VERGİLER ÜZERİNDE... Kemal UNAL Türk maliyesi; rejimin, yur- du koruyan ve ilerleten çok duy- güulu bir manivelâsıdır. Bu mani- velâ; ulusal şartların her değiş- mesinde kendine yeni bir istinad noktası bulmuş ve göreceği işe göre yeni ölçüler alarak yurdu korur ve bayındırlatır bir güçle işlemiştir. Cumuriyet büdceleri, ekona- mik icabları sadakatla kovalayan bir kavs üzerinde, sağlam ve ve- rimli olarak ilerlemektedir. Onun buhranlı yıllardaki inişile kalkın- ma devrindeki yükselişi, türk ma- liyesinin ulusal hayata uygunluk kudretini gösterir. - Bu uygunluk kudretini vergi sistemlerimizde de buluruz. Re- jim, âşar gibi en geri bir usulü nemlekette bırakamazdı. Bunu bir hamlede irkilmeden kaldırdı ve yerine konan vergilerin yurd menfaatlarına en uygun bir hale gelmesi- için de sürekli bir çalış- ma devresine girdi. Her yıl bu a- landa yeni bir ilerilik vardır. Cumuriyet, vergiler üzerinde yalnız ulusal ergelere doğru ted- | bir alır. Yeni bir seçim kuvveti ka- zanmak; haksız da olsa, milletin bir zümresinin hoşnudsuzluğun- dan çekinmek birçok memleket- lerde vergi tedbirlerine aykırı yön vermektedir. “Kanun karşısında - saltık bir eşitlik kabul eden ve hiç bir ferde, hiç bir ayleye, hiç bir klâsa ve ce- maata a) tanımayan,, halkçı rejimimiz; vergi tedbirlerini, yal- nız, halkın ve devletin menfaatleri- ne en uygun olan bir yönde, ve ge- rekli olduğu zamanda alır. Vergi tedbirlerinin yakını olarak şekerle tuzun ucuzlatılma- sını hatırlayabiliriz. Bu ucuzluk en çok vergileri indirme - yoluyla yapılmıştır. Bunun halkı hoşaud etmekle kalmıyarak yoğaltımı ar- tırdığını da hepimiz öğrenmiş bu- İunuyoruz. Hükümet on beş gün önce, ye- (Sonu 3, cü sayıtfada) Kahire, 14 (A.A.) — Röyler ajaası bildiriyor: Dün akşam 30 bin kişinin 1ş- tirakiyle yapılan büyük bir mitingde Vefd lideri Nahas Paşa ingilizler aley- hinde şiddetli bir söylev vermiş ve bu - nuh üzerine halk şişe ve taşlarla polise hücum etmiştir. Polis de silâhla muka - bele etmiştir. Yeniden bir çok ölü ve yaralı vardır. Saat 19,30 dan itibaren bütün hastaneler yaralıları tedavi — ile meşgüldü. Akşamki karışıklıklardan ön- ©e hastanelerde gündüzden 70 yaralı te- davi olunmuştu. Bu mitingte 3 maddelik bir suüreti kabul olunmuştur: 1 — İagilizlerle katiyen beraber ça- Teşılemaması, 2 — Nesim Paşa kabinesi ulusal bir vazife olmak üzere istifa etmelidir . 3 — İngilizlerle teşriki mesaji edecek herhangi bir kabineyi bütün millet boy- kot etmelidir. karar Yaralananların - sayısı Kabire, 14 (ALA.) — Vafd partisinin neşrettiği” bildiriğin, halk arasında İn- giltere'ye karşı husule getirdiği tehoy - yüç son derece şiddetliydi. Büyük bir mitingten sonra, Nahas Paşa, Vefd par- tisinin merkezi olan halkevine — giderek ken çarpışmalar olmuştur. Ahali, parti merkezinin önünde “kahrolâun Tügilte” ve" “yaşasın ihtilâl'” diye bağırmıştır. Polis, silâh kullanmağa mecbur — ol- muş ve halkevini hücumla işgal etmiş - tir. Polisin attığı karşunlardan - 30 kişi yaralanmış. göstericilerden biri ölmüş - tür. Aynı zamanda birçok polisler de ya ralanmıştır. Kahire'de iki taraftan ya ralananların sayısı 100 e, Tantah'da 70 e (Sonu 2. ci sayıfada) ANAPARARARARAARARNAARAARARAA , G HP. NAARAİR ; ğ Genyönkurulu ; kışlık konferans - ları plânlama ka- rarını verdi : C.H. P. Genyönkurulu haf- talık toplantısını yaptı. Parti işleri konuşulduğu sırada bu yılın kış konferansları konusu üstünde; durarak bu işin bir hafta içinde plânlanması karar rınt aldı. Bu kış Parti Genyön- kurulu üyelerinden, saylavlar- 'dan ve Parti yönkurul başkan- larile partililerden iller ve ilçe lerdeki halkevlerine ransçılar çıkacaktır. A ARFNARARARARIRARARA AAA AARARAARARAAANA konfe- SarAZ nAS Trakya için kalkınma plâanı hazırlanıyor ———0 — ” Hazırlanan'plâna göre Trakyanım ekono- mi, tarım işleri - Kooperatifler - Peynirci - lik - İpek böcekçiliği - Arıcılık - Hayvan - cılık - Edirne bir turist şehri olacak Hükümet Trakyanın bayındır- lığı ve göçmen işleri üzerinde bir - program hazırlamaktadır. Genel enspektör Kâzım Diriğe ana hat- ları üzerinde gereken - direktifler verilen bu program, Trakyanın kalkınmasını temin edecek kadar geniş esaslar üzerine hazırlanmış- ber: Ekonomik kalkınma 936 ve 937 yıllart içinde açıla: cak tohum Üüretme çiftliklerinin (Sonu 5. inci sajfade ' Trakyada yapılmakta olan yeni göçmen evleri vegöçmen köyleri | Heryerde 5 kuruş “Ülus,,un dil yazıları Her - Eğer - Gerçi * . o >rErCİ - PCij Her, eğer - ger, eğerçi - gerçi ,, sözlerinin etimoloji, morfoloji, fonetik bakımından analizi HER Kelimenin etimlojik şekli: (D (2) (eh er) (1) Ehk: Köktür. Burada manası “çokluk” tur. (Kamuğ - kelimesi- nin kökü olan “ak” gibi; “eğ” de olabilir). (2) Er: (. 4 »), ektir. Manayı, kat'i bir noktada, bir mıntakada fark ve temyiz ettirir. Yani kökün mefhumüu olan “çokluğa, genişli- ğe” ait tek ve umumi bir mana yaralır. Eh - er —eher —., her — her: çokluğun umumi ifadesidir. -Meselâ “her ev” dediğimiz zaman bütün evleri birden ve fakat te- ker, teker düşünürüz, ve “her ev- ler” demeyiz; çünkü evlerin hep- sini birden (her) ifade etmekte- dir. Fakat “bütün evler” deriz. Görülüyor ki: her — birer ola- rak, cümlesi, teker teker hepsi demektir. Not 1 : (Her) sözü bazı Türk lehçelerinde yalnız (er) şeklinde kullanılmaktadır. Sözün — orijin şekli; Eğ , er dir. Kaynaşarak eğer - er olmuştur: Er — her (1) Not 2 : (Her) sözünün kökü olan (eh) veya (eğ) de, “hareket ve faaliyet” anlamı da vardır. Bu anlamda köke gelen (. * r) eki, kök mefhumunun kat'i bir nokta- da, sahada hareketini gösterir. Bir noktaya bağlı olan hareket, tabi- atiyle tekerrür ve tevali eder. Me- selâ “her gün; her ay; her yıl v.s.” gibi ifadelerde (her) sözü şimdi işaret ettiğimiz manadadır. Pekarski, Yakut Dili Lügatin- de, kelimenin manasını şöyle an- latır: Er (her): (1) Birbiri ardınca, birer birer. Bir hareket ve faaliyetin aynı olan diğer bir hareket ve faaliyetin uzun bir müd- det zarfında cereyan etti- ğini ifade eder. Bu izah “her gün v. s.” misaliyle pek iyi kavranabilir. Başlamak üzere olan faali- yeti gösterir. “Her işinizde, her adımınızda dikkatli ol- malısınız” misali, başlana- cak olan hareket ve faali- yeti izah etmektedir. Not 3 : Er (her) sözünün kö- künde “ermek ve olmak” mefhu- mu da vardır (*). Kök bu mana- siyle düşünüldüğü zaman eki olan Ğ * r), “ermek ve olmak” fiilini kat'i, muayyen ve müspet bir nok- tada farkettirir ve mefhumun “ol- muş olduğunu" ifade eder. - Yani (her) : “olmuş, kılınmış olan ob- je veya edici ve kılıcı olan süje” yi gösterir. Hatıra: Farsçada (her) kelimesi, şu anlamlarda kullanılmaktadır: Ferhengi Şuuri'de: Her Bir kelimedir ki manayı umum ifade eder v. s. Burhanı Katı'da: Her — Bir kelimedir ki umum efrat manasını (2) (3) (2) Radlof. 1 “Kirgiz tehçesi” (*) Pekarski: Yakut Dili Lü- Rati ifade eder. Pehlevi Lügatinde: Her — Edici ve kılıcı demektir. Görülüyor ki (her) kelimesi, Farsçada, Türkçe —anlamlarının hemen ayni olarak kullanılmak. tadır. EĞER Kelimeyi etimolojik parçalara ayıralım: (1) (2) (eğ 4 er) (1) Eğ: Köktür. “Esas, gerçek” anlamlarınadır. (2) Er: (. 4 r), ektir. Bilindiği " gibi, kökün mefhumunu muayyea ve kati noktada gösterir ve fark ve temyiz ettirir. ve onun olmuş olduğunu veya olacağını ifade &- der. O halde: Eğ V er — eğer: “Esas olmuş oldukta; gerçeklik, hakikat olmuş oldukta” manalarını ifade eder. GER (Eğer) kelimesindeki kökün vokalinin düşmesiyle hasıl olmuş kelimedir. Manası onun aynıdır. Bu söz unsuru, Türk dilinde, bilindiği gibi, bir takım kelimeler türetmiştir. Meselâ: I — Gerçek — Hak, hakikat, muhakkak, vaki, doğru H — Gerçeklemek — Tahkik et- mek, teyit et- mek EĞERÇİ — GERÇİ Kelime, bütün anlamiyle “ger. çek” demektir. Bu üç kelimenin rimoluiik şekillerini altalta yaza- nn : (D (2) (3) () (eğ H er 4 iç 4 iğ) Gerçi : (eğ H er 4 iç 4 iğ) Gerçek: (eğ -4 er 4 iç 4 ek) Bu kelimelerin, görüldüğü gibi, Eğerçi : kökleri ve birinci ve ikinci ekleri — aynı şekil ve anlamdadırlar ve ay- nı rolleri ifa etmektedirler, Son ekler ise aynı kategoriden vokal ve konsonlardan başka bir şey de gildir; yani onlar da birdir ve ay- nt rolü ifa etmektedirler: : Eğerçi, gerçi — Vâkıâ, demek- tir. Pekarski'nin Yakut Dili Lüga- tinde kelime şu şekilde görülmek- tedir: (Kircik, Kırçık); manası: “ha- kikat, hakiki, doğru, doğruluk, hakkaniyet, tam doğru, muhak- kak v. s.” demektir. Kelimenin muhtelif Türk lehçelerinde, bil- hassa eski Türkçede ve Orhon ya- zılarında aynı anlamda (Kirdik, Kirdık, Kertü) şekilleri de vardır. Bu eski ve muahhar şekilleri yanyana- getirirsek, - anlaşılır ki “d- 1 evveldir; “s” - kategorisin- den olan “c - ç” muahhardır. I— Radiol. 11 “Osmanlı lehie — çesi”; Kamusu Türki v. s. H — Biyanki Lügati İBeşinci Dil Anketimizi üçüncü sayfada j $ okuyunuz.