13 Hnci Teşrin a Matbuatıırla R GÖRDÜKLERİMİZ #zB aü — TU BAKTUAMASN YA Almanyada Mos- kova Radyosunu . Dinlemek Yasak Trer döre | yazdıklarına göre bu te- vel kapis | Hamburg — gazetelerinm hir halkından sekiz kişi vılımı'ı hiyanet cürmile mahkemeye verilmişlerdir. Bunlar- Öınhiruıııı'l—ıııleuı'—lilu—l47: bir tanesi de on beş ay hapse mahküm muşlardır. Geriye kı üzere muhtelif cezalar y inbatı için gösterilen deliller arasında bu adartların sık sık Moskova radyosunu gin- lemekte olmnaları vardır. * Mösyö Lekok ve 113 nu- marab dosya gihi bir çok eserleri bizim dilimize de gçevrilmiş olan Franuz Tomancısı Emil GCaborio ,ıpıı!'&. İB_” yılının birinci teşrininde doğduğuna möte şimdi tam 100 yaşında olacaktı. Fı_lı.l ne Çare ki 38 yaşında ansızın sönüp gidiver- di. Bununla beraber az yaşamış ve az îl_b ü emişlerdir. İddianın | haberde, 22.570 metreye kadar yükseldi. Amerikada 22,570 Metre Yükseklikte Shı!ufo;—Bil;nu Muvaf- fakiyetle Yere İndi Rapidoity 12 (A.A.) — Esplorer adın. daki Stratosfer balonun 23/13 de Whitele- #ini ve bu yükseklikte bilhassa güneş istika- metinde balondan aşağı bakıldığı vakit aşağısı simsiyah gözüktüğünü bildirmiştir. İngilterede TGRALI Aşırı Silâhlanma Siyasası giltereye ve ;;ük Britanya İmpara - torluğuna tam bir güvenlik ve bütün ih- timallere karşı menfaatlerini korumak miş olmasına rağmen halk romanı tarihin- | miştir. de mühim bir yer işgal etmeğe muvaflak olmuştur. Dünyaya gelişinin 100 üncü yıldönümü münasebetile Fransız gazetelerinde gördü- Gümüz tafsilita göre Emil Gaborio tapu iş- Bir Alman Gazeteci İngiltereden Çıkarılıyor Londra 12 (A.A.) — İngiliz otorite- leri, «Angriffs ve «Voelkischer Beo - bachter» gazeteleri aytarı doktör Los- lerinde çalışan bir adamın oğlu idi, neter|tu İngiliz topraklarından çıkarmağa olmak üzere yetiştiriliyordu. Fakat, o, bu| davet etmişlerdir. mesleği beğenmedi. babasının vilüyetteki evinden kaçarak Parise geldi, ramancı Pel Fevalin yanına kâtip olarak girdi Kendisi- nin edebiyatla uğraşmıya meyli vardı. Bir romancının yanında kâtip oluşunun da te- siri ile hikâye yazmıya koyuldu. O sırada Moise Millaud adında bir banger bugün de yaşamakta olan (Petit Journal) gazetesini tesin etmişti. Emil Gaborionun bir hikâyesini görlünce, halk tabakalarının hoşuna gidecek mahiyette roman yazma kabiliyeti olduğu- nu anladı. Kendisi de — gazetesini bilhassa halk gazetesi yapmak istiyardu. Genç ve- mancıyı yanına aldı ve çalışmağa başladı. Bir gün Paris halkı sokakların büyük bü- yük ilânlarla baştan başa örtülmüş olduğu- nu gördüler. Bu ilânlarda Petit Journalin yeni roman- lan halka takdim ediliyordu. Bu romanlar Çok iyi tuttu ve gazetenin baskısının (38) binden (467) bine çıkmasına sebep oldu. Bu rakam, o zamanlar için çok mühim bir|5.25 te Baldvinin Bir Makalesi ı Londra 12 (A.A.) — Daily Tele - graph garzetesi, hükümet ııı(rımınıııw, ana hatlarını ve ezcümle barışın uluslar sosyetesi vasıtasile muhafazasını mev-k zu bahseden Baldvinin bir makalesini yazmaktadır. Kendisine isnat edilen aşırı bir silâh- lanma dileğini inkâr eden Baldvin, İn- Romanya Kıralının Londra Seyahati Londra 12 (A.A.) — Romanya el - çiliği, Romanya kralı Karolun Londra- ya seyahat edeceği bakkındaki riva - yetlere dair hiç bir malümati olma - dığını bildirmektedir. — Kadın Uçmanın Rekoru vam eden kadın uçman Japon Balten, dün| Villacimmeros'a doğru hayalanmış- nu sanıyorum, hakikatte hepimiz, Pransa- Sovyet işçi kadınlarından biri Rusyada 38 Kadına Nışan Verildi Stalin l;rçî Kadınların Çalışmalarından Memnun Moskova 12 (A.A.) — Kromlin sara- yında komünist partisi ve bükümet ileri gelenleri bir hoktarda en aşağı S00 kental şeker pancarı yetiştiren kadın ve erkek kol- kozcuları kabul etmişlerdir. Stalin, söylevinde Sovyet kadınının İş bususunda da erkeğin tamamile bir eşi ol duğunu ispat ettiğini söylemiştir. Sovyet merkez-icra komitesi 31 kadın ve bir erkeğe Lenin nişanını ve yedi kadı- na da kazıl bayrak madalyasını vermiştir. Fransada Heryo, Anlaşmaz- lıkları Anlatıyor v Lyon 12 (A.A.) — Mütarekenin )ıldö—ı Cassablanca 12 (A-A.) — — İngiltere - nümü ilgisi ile dün yapılan bir törende 1öz Güney Amerika rekoru - teşebbüsünde de- | alan Herriot, ezcümle demiştir ki: «Bir çok anlaşmazlıklar mevcut olduğu- j Yunanistanda ! Venizelos Yine Ortaya Çıktı Kirala Mektup Göndermiş Tavsiyeler e Bulunmuş Atina 12 (Özel) — Hükümet taraf- gazeteler, Venizelosun rahat dur. madığını krala mektup yazarak Yu - (nanistana zirmesini tavaiye etmekle be- raber umumi af ilân edilmesi için te - İşebbüslerde bulunduğunu yazıyorlar. Rados konsolosunun verdiği habere £öÖre mart iİsyanında gıyaben 20 seneye mahküm edilen Albay Hacı İstavri bir yelkenli ile moçhul bir semte gitmiştir. ı Parlâmento Dağıtılacakmış Atina 12 (Özel) — İç İşler Bakanı Shinas, kral gelir gelmez parlâmento - (nun feshi hakkını kabineye vereceğini, kabinenin de parlâmentoyu dağıtarak yeni seçim — yapılacağını — gazetecilere söylemiştir. Atina 12 (Özel) — Kralın siyasal müşaviri Streit temaslarına devam et - sas ile görüşmüştür. Kondilis Tekzip Ediyor dilis, Çaldarisin başbakan yisları kat'i olarak yalanlamış ve bu! #unu söylemiştir. aa A Uluslar Sosyetesi Artık Ölmüş Londra 12 (ALA.) — Röyter ajan- sının bildirdiğine göre, Los Angeles'de bulunmakta olan Senato dış işleri ko- misyonu başkanı Pitmann, bir kanuşma sırasında demiştir ki: #Japonya ve İtalyanın sülel teşebbüs- lerini durdurmak lâzımdır. Fakat bunu yapacak ancak iki devlet vardır: Ame- rika ve İngiltere Uluslar sosyetesinden bir şey beklenemez. — Uluslar sosyetesi artık ölmüştür.. ( Haricf haber'erimizin — devamı Çotamazdı. Nitekim Hiseyin Cahitin © yax mektedir. — Sireit krılulııdıı mürek- |molla var, ne de mollaların selâmına bo- .k?p bir temerküz kabinesi kurulması | yun iğecek kafa. Ben bu molla bey selâm — için uğraşmaktadır. Bugün de Metak-'cdiyor, yazısını bir evde yapılan açık art- Atina 12 (ALA.) — Başbakan Kon-|*otılan şeyleri gözden geçirerek — ve satın olmasına ( *lanların pey sürerken tutulkdukları heyes — kuvvetle karşı duracağı hakkındaki şa- SA ölçerek eğleniyordum. gibi yalan haberleri çıkaranlar hakkın- tYar. arttırma işini idare ediyordu. mevzua —| da takibat yapılmasını emretmiş oldu- | ilgili premsiplere göre kıymetsiz — agyadan Bay Filan Selâm Ediyor | Hüseyin Cahidin —unutulmaz yazıların-- — İdan biri de vaktile yazışı bantığı «Molla bey İselâm ediyore başlıklı bir makaledir. Meş- — İrutiyetin gerçekten bir değişiklik olduğuna — Tnmdiiü Hüseyin Cahit, müstebit idareyin en —| ,büyük umdelerden biri sayılan viltimasçı- — hk» âdetinin kanunu erasi ilân olunur o4 — /Hunmaz kalkmış olacağına iman getirdiğin- — don, bilmem bangi — bir ip içis. nühezle —| imolialardan birinin bir mahkeme reisine selkm göndererek yaptığı iltiması dile do. — hamıştı, bangır bangır bağırmıştı. Meşrutiyet, bir devrim olmakla beraber, — “sürüp götürücü, yıkıp devirisi bir tuh ta- — Lumıyordu* Kanunu esasinin kaldırılmasını — vaktile Padişaha tavsiye eden vezirler, bu — *devirde yine iş 'başında bulundukları gibi | P31 Mart ayaklanmasına kadar meşrutiyetin — | İbirinci düşmanı olan Abdülhamit bile tah- — tında kalmıştı, artık böyle bir durumda yılı — |lanmış üâdetlerin, kökleşmiş fenalık ların top- — (tan giderileceğine inanmak hiç te doğru — (zsndan sönma da ilkimaaçılık yaşadı, Mol- — mnda bir iş gördüren alet gibi - durdü. Hayli yallardanberi dolaşıp — yurdumuzda ne tırma dolayısile hatırladım. — Alhşveriş için değil, vakit geçirmek fikrile o eve gitmiştim, Şarbaybık mezat dairesinden gelen — bir Başlayıp küymetlâ eeyaya dağru giden bir listeye göre satış yapıyordu. Bir köşede, antikalığı uzaktan göze çarpan bir tavla duruyordu. İşin tutumuna — bakılırsa onun ortaya çıkması hayli zaman sonra mümkün olacaktı. İşte bu sarada uşak yapılı bir adam geldi, İşyarın yanına sokuldu. benim gibi yakında oturan ve kulağı delik olan seyircilerin işi. tocaği bir sesle bir bildirik yaptı: — Bay filan selâm — ediyor. yu tavlanın İşyaz, — başını bile çevirmeden — cevap verdi: — Burada selâmla değil, sıra ile iş gö- rülür. Anladıra ki hâlâ selâm yollıyanlar var, fakat dinleyenler yoakl. İ gan atisini temin etmek azmini besliyorun. | —10 uncu yüzdedir. ) M. T. TAN tır. Haat n ll | v A det gözleri tavana daldı A kuru| Kapıyı kapatırım ama, edeplerile çeki-) — Komşular kapıya dayandılar; ka- 13-11-38 H ıs " E T SA parmaklarile alrıma düşen saç ıenuini:üı. giderler mi? İster misin, Lıpının&ı'ııı kırıldı... İçeri üşüştüler, kızları sare — düzeltti: nünde bağırıp çağırıp bir rezalet çıkar-İ hoşların ellerinden akllar. Ben, bayıl. D — Pakize, sana, uğradı, değil mi? | sınlar. Zağen mahalleli açıktan ıçıhf""!"" Polisler de gelmiş, hep bera- g E KL YE NL E o |Pakizenin başında çıra yanıyor şimdi. | söylenip duruyor. O zaman ne ya- ber karakola gitmişler... Mahalleye iki M |Hiç sorma... Neler oldu, neler! Hangi | parız? paralık olduk. «Yavrucak» ların kara- j eL l LAĞi |birinden başlıyayım? Rüştü ile araları| — Gözlerini ğ kollarda istintakı iki gün sürdü. Ben, Huriyenin getirdiği iskemleye otur- FEn Baş' BESİNN ini ağır ağır açtı, sesb titriyor. a e ga | ]dum. İhsan abla, kuru, kansız ewımkh?ddıh?m anîmğ' hmkçtm- dü: ni ü—üu-hm yorgandan çıkararak anlatıyordu: — YOTANCU 'ışcg' 'rfu gekii A Çhi —İçeri al, büsbütün dert... Paki-| 2P'A Hü etiecia, b".'hm"'" e İ C cesakar bgda bad üııihııeld' ama, nasıl) Onu, hiç aorma... Du: ae Rüştünün sesiai K cucaklar», eve geldikleri zaman bitkin- — düştüler; anne, yukarı kattaki odalar-| "Ucuk dugukr_ı_-r_—_ kwıln- düracak hali | CZ Li m'w"'"m*""_ ıı.u.d“—.u. i dan birinde yat! diye o kadar yalvardı.|Yok-.. Körkütük Sarboş, senin anlıya- | örmez, bir çığlık kopardı. Rüştü, hiç h"ğm'f“"' ea garerli — lar; istemedim. Ben, buraya alıştım. oralı değill Büsbütün - yılışmaz m? ş_;ıpüu::_n bi mk:kh ta BR Burası, daha iyi ısnıyor. Sonra, her gey |Baktık ki onlarda gidecek yüz yok, ça- T ei aa Müldnu:tıîo resiz, içeri aldık,.. yormuş... Zorla güzellik alur mu? İ- elimin altında ...Şunu bunu istiyecek ıçninrıyıııı) Onları, tatlı uykularından | — Gözlerini açmış, hâlâ korkak korkak Tekrar elini sallıyordu: kidebir, h 5 a ü0 ndimak jeteriem. HYK — Artık hengâmeyi sarma... Kol- müz kopuyar. Korkudan geceleri uyu- — uyal — Gecenin bu saatinde kim gelir? larına girdik, yukarı kata çıkardık, o-| yamıyoruz. Artık, ağabeyliği Şeytan insanın aklına hep fena şeyler turttuk.., Oturdular, oturmadılar, cep- | ceksin... Senin poliste tanıdikların vere Huriye, — sessizce mutfaktan çık- 7 ; İhâan abla, elile, işaret etti: b ğ ım"n getiriyor... Acaba, Zekiyeden bir kara | lerinden birer şişe çıkarmazlar mı? |dır. Git, bu çapkınlar için söyle... Po- miktardı. çe Hakikaten şaşırmıştım. Huriye, ne kadar değişmiş! Kesik saçları, çok usta berber elinden çıkmıştı. Kalın, çatıkım- 81 kaşları, incecik iki ay olmuştu. Du- daklarının karmeni, parmaklarının ma- nikürü, ateş gibi göz yakıyordu. Vücu- düne yapışık esvabı, çok iyi bir terzi- nin biçip diktiği pek- belli idi. — Ne kadar değişmişsin, kızım! | İçeri girdim, Huriye, — mutfağa doğru yürüdü: —Annem, hasta, yatıyor! — Yal Geçmiş olsun... Nedir ra Gece yarısı, kapının zili sökülecek gibi çalınıyor... Uykudan bir sıçrayış sıç- radım, aklım başımdan gitti.., atşızlığı? — İskemleni yaklaştır... Sesim, faz- rinder GCenç kız, dudak büktü: İla çıkmıyor, yoruluyorum... Sana an- haber mi? Hayırdır. inşallah, dedim, (şözlemıı görmesin, diye aşağıya in-| listen, onlara göz dağı versinler; biz da — — Biraz üşütmüş... - latacaklarım var. kapıya koştum. Yukarı katta Pakize ile| dim. Zavallı Pakize, şaşkına döndü. rılııı. edelim, İhsan abh_urn ceîıgfı. NP!Ü'”: Gözü imangalda idi: Hııriyğ;: uyanmışlar, merdiven başı- Sarhoşa meram anlatılır mı? — h:ınlıilılıb—uıiıüıdü. şakak- ;:nf.k Z nıd""""_bm”'d am; O WAEL . y | Oorgunusundur, halim olsay-( " Betdiler... Yorgua yorgun soluyordu: a " b öikilkliri r üşütmekle, soğuk algınlığile yatağa dı, sana kahve pişirirdim ama, artık bu-| — Yorganın altından çıkardığı elini ha-| — Çok geçmedi, bir şarkı tutturdü- | — h Nedir klerim! Alıh düşmezdi. fif hafif sallıyordu: lar. Korktuğumuza uğradık, Yan kom- şahitimdir. «Yavrucak» larm bu işte, günlük kusura bakma... Huriye, işten pillet derai” piylite Vulele hiç suçları, günahları yok... Elin çap: KA M 3) (tular, duvarları Kapıyı açtım, Rüştü değil mi? |* " x yurmağa, bahçeden ses- kını, sütü bozuk çıktı ise, kabahat Pa- Mutfağa girdim. İhsan abla, kereve- ;L.ı_ü.:üne serilmiş yatakta ı:mwı::ı sen, onun pişirdiği kahveyi içemezain.| Rüştü, beni görünce; dili dolaşa dola- |lenmeğe başladılar. Bizimkileri sustur- yi ,” ” :"r kadının ağarmış saçları, te 1e.| Kendinden memnun, gülümsiyor -İta: hanım anne, demeğe başladı. Ya-|mak kabil değil ...Derken, yukarıdan Birl Çai Bak el ee G #akaklarına yapışmıştı. Yüzünda, do- nındaki arkadaşı da, onun gibi, yayık bir çığlıktır koptu. Dışarı fırladım. Hu- gülüşü w'ü— 1, don! onuk nuk bir sarılık vardı. Beni görünce, so-| (t Tuk gözleri parlar gibi oldu, gülümse-| — di; dudakları kımıldadı: — Beni yine kargalar gagaladı... Nerelerdesin? Hiç te arayıp sormazsın. Aylar oldu, görünmedin... Sen, benim pıçııdığıııı kahveye a-|yayık; teyzel Teyzeciğim! diyor, bir|riye, acı acı bağrıyor. Meğer kızcağıza lışıksındır. Çocuk onlar, daha... Tir-|şeyler geveliyor... En doğrusu, surat-| sataşmak İllmıÇA işler mi? Pakize de yaki kahvesini pişirmeyi nereden bil- ılf'". Çl"d'k kapıyı kapamak,.. bağırıyordu. Saç saça, baş başa bir kav- mize neler çıkıyor! «Yavrucakv İarın, sinleri. Gözlerini yummuştu: gadır koptu... " İtalihleri yok, evldim, talihleri yok... — 'Yorulmuş gibi susmuştu; bir müd-| — Sarhoştan, deli korkmuş! derler.| — Yorulmuştu, inler gibi söyliyordu: F TÜ y ç: