10 Sayfa Hint nenlzlerlne Türkler Hudım Süleyman -Piri Rels- Murat Rela Yazan: M. Turhan Top Ateşleri Arasında Kaleden Çıkan Beyazlı Kadın Bir Deliye Benziyordu.. Fakat ağzını açar açmaz dili gişti, şişti, —bir patlıcana — dön- dü, konuşamaz oldu. Ne doktor, ne cerrah bu İrl- leşen, — ağızdan dışarı fırlayan di- H — küçültemedi, geteral da Üüç gün içinde ölüp tti. - Framsızlar u hâdlseden ür- kerek Vell dede- ye ilişmediler ve türbesini yerinde bıraktılar!l! Işte Recep Re isin andığı Veli dede bu efsane- lerle Ün almış olan 5 adamdı. — Rels, — Bon şu kaleden beliren gibi iyi tanırım... hayaleti ona benzetiyordu ve bu- nun Veli Dede gibi fırtınalar ya- ratmasından endişe eder gibi görünüyordu. Veli Dedeyi görüp tanımış, kendisile birçok kereler konuşmuş olan Piri Bey Recep Relsin kuruntusunu mühimsemedi, bütün dikkatile - artık Iyiden iylye şeçilmiye başlıyan * beyaz haya- İeti süzdükten sonra mırıldandı: — Bu kadın deli olacak. Du- Puşu öyle gösteriyor! Gerçekten de öyle Idi, kale- Bİn göze görünmez bir deliğinden süzülüp ortaya çıkan ve alevli gürültüler, tozlar dümanlar içinde pervasız yürüyüp Türk metrislerine doğru gelen bu kadın bir deliden başka birgey değildi. Sahneye gıkarılması ise - Recep Relsin kuruntusu gibi olmamakla be- raber ona — yakın - gülünç Bir düşünceden İleri geliyordu. Kale kumandamı - birçok hikâye- Jerden ilham alarak, biraxz da Türk — denizcilerinin — efsanelere değer — verdiğini umarak- bu kadını bir küçük gedikten dışarı bırakıvermişti. Onun — umuşuna ::n kale dibinde görünecek yazlara bürünmüş bir hayalet Türk — askeri arasında — ünel bir karışıklık uyandıracaktı. Çünkü bu kısa düşünceli adam, filân muhasarada Moeryemin, filân mu- hasarada İsanın görünmesile Türk- lerin geri çekildiklerini sayıkla- yan bir takım masallar dinle- mişti. Şimdi © masallardan aldığı derse göre bir oyun oynamak istiyordu. Türkleri görmiyenlerin uydurdukları bu hikâyeler o de- virde pek çoktu, dillerde dolaş- tığı gibi kitaplarda da okunu- yordu. Halbuki Türkleri tanıyan- lar onların gerçekten hayalet sanılacak kadar korkunç olan varlıkları da yakalamakta ve yok etmekte güçlük çekmediklerini pek iyl biliyorlardı. Kumandanın gülünç düşüncesi daha ilk adımda acıklı bir netice vermişti. Kumandan, bu deli ka- dinı şöyle bir gösterip yine geri çekmek İstiyordu. Ertesi ve daha ertesi gün aynı şeyi yapacaktı, dell kadının gerçekten bir haya- Jet olduğuna Türkleri İnandırmı- ya savaşacaktı. Fakat bir delik- ten dışarı birakılan kadin, onun olduğu gibi deiğin ağzında dur: keleyi de içinde gezip dolaşmışım mamıştı, top gürültüsünden ve gülle yağmurundan korkmamıştı, dışarı çıkar çıkmaz yürümeye başlamıştı. Eğer bu yürüyüş bir moktaya kadar devam etseydi ve kadın o noktadan gerl dönseydi, kendinden beklenen rolü umul: duğundan daha iyi biçimde yap- mış olacaktı. Lükin o, Türk met- rislerine kadar tmekle — ve kendini Türklere ptıracak bir duruma girmekle hem düşünülen pilânş suya düşürmüş, hem ku- mandanı kötü bir mevkie atmış oluyordu. (Arkamı var) TEŞVİKİ İİADEMİ iKTiDAR SON POSTA Sovyet Misafirlerimiz Ekonomi Bakanı Celâl Bayar ve Sovyet heyeti dün Hoybeli ada vapurile Herekeden dönerek saat 16.30 da Moda Deniz kulü- büne geldiler. Bir Müddet kulüpte dinlen- dikten sonra saat 18 de yine Heybeli ada vapurile Boğazda ufak bir gezinti yaptılar. Ekonomi Bakanı ile misafir- lerimiz saat 20,15 de köprüye _c_ı'hıalı Perapslas oteline gittiler. erererureseenrEReseneaeesseeeerASerEEDELARA İstanbul Asliye birinci hukuk mahkemesindonı Selânik bankası tarafından Galatada Yenicamide 6 Numeroda A..D. Vlahyoti aleyhine ikame olunan ve 1593lira 99 kuruşun tahsili talebine mütedair — bulunan davadan dolayı tebliği muktezi dava arzuhali müddenaleyhin ikametgâhı hazırının meçhul olduğu şerhile iade edilmesi Üzerine mezkür arzuhalin hukuk usi hakemeleri kanunu- tevfikan 15 İlânen — tebliğine ve muhakemenin de 25/11/935 Pazartesi günü #saat 14 de yapılmasına karar olduğundan — mumaileyhin mezküre — garfında itiraz tayin oluman günde dahi etmediği gölmediği veyaltta bir vekil gönd mediği takdirdö hakkındaki muhal meye gıyaben bakılacağı divanhai talik olunan örxuhal sureti ve da; tiyenin tebliği makamına kalm olm; Üzere ilân o'unur. (14618) Bel gevşekliğine HORMOBiN Tafsilât * Gulata Posta kutusu 1255 Zaylı 7273 numara ve 20 - 8- 938 tazihli beyannameye ait 7115 numaralı İstanbul ithalât gümrüğünden aldığım makbuzu zayi ettim. Yenisini alaca- gımdan eskisinin hükmü yoktur. (457) Alâiyeli zade Kayıpı Adapazarı Emniyet ban- kasından 6/5/929 tarihinde aldığım bir adet hlss6 senedimi kaybetlim. Yeni- #ini alacağımdan hükmü yoktur. Akyazıda Cin oğlu S üleyman SANAYİ BİÇKİ ve DİKİŞ YURDU Onuncu sene sergisi açılmıştır. Duhullye yoktur. Talebe kaydine başlanmıştır. Çarşıkapı Mimarhayreddin YENİ OKUL sokağı 6. Tel. 22994 İstanbul 4 üncü İcra Emniyet Memurluğundan : Sandığı namına birinci derecede ipotekli olup Yeminli üç ehli vukuf tarafından tamamına 2265 lira kıymet takdir edilen Üsküdarda İhsaniye ma- hallesinde Sultaniye sokağında eski 15, 17 yeni 23, 25 No, lı bah- çeli iki hana açık arttırmaya vazedilmiş olduğundan 4/11/935 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 14 ten 16ya kadar dairede birinci arttırması İcra edilecektir. Arttırma bedeli kıymeti muhammenenin * 75 Ini bulduğu takdirde müşterisi üzerinde bırakılacaktır. Aksi takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak Üzere arttırma 15 gün müddetle temdit edilerek 19/11/935 tarihine müsadif Salı günü saat 14 ten 16 ya kadar keza dalremizde yapılacak ikinci açık arttırmasında arttırma bedeli kıymeti muhammenenin $ 765 nl bulmadığı takdirde satış 2280 No. lhı kanun ahkâmına tev- fikan geri bırakılır. Satış peşindir. Arttırmaya İştirâk etmek İste- yenlerin kıymeti muhammenenin *6 7,5 nisbetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hâmil bulunmaları lâzımdiır. Hakları Tapu sicilli ile sabit olmıyan İpotekli alacaklar da diğer alâkadârânın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair olan iddialarını evrakı müsbiteleri ile birlikte ilân tarihinden itibaren nihayet 20 gün zarfında birlikte dalremize bildirmeleri lâzımdır. Aksl takdirde hakları Tapu sicilli sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Müterakim vergi, tenviriye, tanziliyeden mütevellit Belediye rusumu ve Vakıf lcaresi bedeli müzayededen tenzil olunur. Daha fazla malümat al- mak İsteyenler 17 - 10 - 935 tarihinden itibaren herkesin görebll- mesi için dalirede açık bulundurulacak arttırma — şartaamesi ile 934/3845 No. lı dosyaya müracaatla mezkür dosyada mevcut vesa- Iki görebilecekleri ilân olunur. “S743,, Muhayyer Hasan Şevki PUDRA ve YAĞSIZ KREMİ Dünyada emaalsizdir.. Her yerde arayınız. Paris yazılı etiketlere asla aldanmayınız. çe MÜSABAKALI HİKÂYELER Filimor Teras'taki Hırsızlık -4- Bunları, büyük bir Fransız ticaret hanesi, satayım diye bana emanet bırakmıştı. Bunları da almışlar! Bu güretle, zararım, en aşağı, 20000 Inogiliz İlrasıdır! Zavallı adam, başına gelen felâkete, erkekçe ve bir iş ada- mına yakışır sürette tahammül göstermeğe çalışıyordu. Robertson hakkında en ufak bir şüphe gös- terilmesini katiyen kabul etmem. Bu sadık ve namuslu, emekdar adamının, bilâkis bu uğurda, bel: ki de ölümü intaç edebilecek bir hastalığa tutulduğuna hayıflanı- yordu. Ihtiyar hizmetçi kadına gelin: ce, bunun hakkında bay Knopf hiç bir şey diyemiyordu. Lâkin, komşu bir tacirin tavsiye ettiği bu kadının hizmetlerinden hoş- nutluk gösteriyordu. Yakalanan serseriyi, bittabi bay Knopf hiç tanımıyordu; ve gerek bunun, gerek başkasının, © gece kendi evinde kıymettar taşlar bulunduğuna ne süretle vâkıf olabileceğine bir türlü akıl erdiremiyordu. Robertson biçaresi, odasında, heyecanlı ve hummalı bir uykuya dalınıştı. Bay Kuopf onun tama- mile rahat bırakılması hususunda ısrar etti ve esasen ondan İste- dikleri malümatı almış bulunan memurlar da, patronunun bu dile- gini kabul ettiler. Komiserin ısrarı zerine, ka- rakola kadar giden Bay Knopf, şüphe —Üzerine — tevkif — edilen serseriyi gördü ve tanımadı. Bay Şipman da karakola uğramış, herifi görmüş ve tan- mamıştı. Sorgu —hâkiminin karşısına çıkarılan serseri, kendine dalr pek az izahat verebildi. Verdiği isim İle adresin yanlış olduğu çabucak anlaşıldı. Bundan sonra artık ifade vermekten Istinkâf etti. Hapse tıkılmış olması ile adeta alay ediyordu. En sıkı bir sorguya çekildiği halde, ağzından hiç bir şey almak mümkün ola- madı. Bunun üÜzerine kendisini daha fazla sıkıştırmaktan, şimdilik vazgeçildi. Meseleyi aydınlatmak - ödevini üzerine alan sivil memur Bay Fransis Hovard ne yapacağını şaşırmış, bilemiyordu. Bu basit hırsızlık vak'asının, ne kadar esrarengiz bir şekil aldığını siz de hatırlarsınız! Fili- mor Terastaki evlerin arka cep- helerine düşen ahırlar hep ora- daki komşulara aitti. Bu ahırlarda 13,15 - 15,10 da —— - Karaciğer, Vliido.rBıüırsak, Taş, Kum ve Şeker hastalıklarına TUZLA iÇ ve oteline hergün Köprüden 6,30 - 7,35 « 8,20 - 9,45- 11 - Haydarpaşaya giden vapurların — trenleri menbalara kadar hergün giderler, barınan arabacı, seyis ve saire hep sorguya çekildiler. Hiçbiri bir şey duymamış, bilmiyordu. Brayton'dan gönderilen sahte mektuba gelince, tahkikata yar- dım noktasından bu hiçbir ehem- miyeti haiz değildi. Memur Bay Hovard, mektupluk kâğıdın ne- reden alındığını keşfe — muval- fak oldu: Bu, Brayton'da, Nek- son sokağında — ufak bir dük- kândı. Fakat haftada bunun gibi yüzlerce deste kâğıt satıyordu. Bu kâğıtların hangi tarihte kim- lere satıldığını ara da, bull! yazı ihtimal ki kasden tahrif edilmişti. Bunun sahibini bulmak da ancak fevkalâde bir tesadüfe bağlı Idi. Serseri, istiktap edilmek iste- nilince, aceml ve bam başka bir yazı yazdı. Böylece, hâdiseyi örten esrar perdesi açılmıyacak gibi görünüre ken, ufak bir keşif, Bay Hovarda yabana atılmıyacak bir fikir i- ham etti... üğü Hırsızın, 22 numaralı evin bahçesinden kaçarken, her halde bizzat yere gömmüş olduğu bir kaç tane elmas, bir tesadüf eserl olarak meydana çıkmıştı. Bu bahçenin nihayetinde: Ev- velâ, evin eski sahiplerinden birl tarafından vücude getirilmiş ki- çük bir atelye, sonra da bu atel- yenin arkasında dar, hâli bir ar- sa vardır. Takriben, murabba ye- di kadem mesahası bulunan bu arsanın Ötesinde berlsinde iri taş- lar yığılıdır. Hırsızlığın vukuundan birkaç gün sonra, büyük bir taşa ihtiyacı olan Robertson onu, o yığınlar- dan almıya gitti; bir de, taşı kak dırınca, altında bir çok elmaâ bulmaz mı? Bay Knopf bunları kendi malı olmak Bzere tanıdı. Bunlar, Paris yapması yalancı taşlardandı. He- men karakola götürdü, teslim etti. Bunun Üzerinedir ki, polle Ho- vard serseriyi salıverdi. Bunu çok iyi etmişti. Şayet gerseri bu hırsızlığın falli, yahut- ki faillerinden biri Idi İse, ya suç ortaklarile buluşmağa, — yahutki çaldığı taşların bakiyesini sakla- dığı yerden çıkarmıya gidecekti. Ve bittabi, sıkı bir takibe marut kalacağından, ya ortakları, ya da elmaslar ele geçecekti. Serbest bırakılan serseri, o buz gibi havada, İncecik kapu- tuna bürünerek — hapishaneden çıktı. Ve, derhal, en yakın mey* haneye gidip tıka basa karnıni doyurdu, bir hayli de içki İçti. (Arkası var) MELERİ üyük Pehlivan Güreşle;i İzmit Değirmenderesinde spor kullbü menfcatine 13 teşrinlevvel pazarf günü saat 13 te, hakem mütekalt miralay Mehmet, Cemal pehlivan Değirmen- dereli Mahmut pehlivanların nezareti altında bilamum pehlivanların Iştirakilt yapilacak olan bu müsabaka çok heyecanlı olacaktır. Baş ikramiyesi 60, bar şaltı BO, orta 20, desteye 10 liradır. Güreşe girecek pehlivanlardan bazıları: Tekirdağlı Hüseyin, Molla Mehe met, Şumnulu Ârif, Manisalı Rifat, Ramizli Salim, Bandırmalı Kara Ali, Af yonlu Süleyman, Mandırali Çoban Mahmut, Günanlı Hamdi, Mandıralı Ahmet vesalre.. Birinal mevki S0, ikinci mevki 23, asker ve gocuklara 15 Iıııı:::l' 4