Matbuatı y üyük Facianın Küçük Sebebi ! 1898 — yılında, — İspanya lle Amerika arasında büyük bir muha- rebeye sebep olan Malne — faclasının ün kaç kişi hatır- 'spanya- A- merika mu- harebasi mahiyetini bu,; lıyabilir. Aradan 37 yıl geçti ve hadise de, 50 yaşını — geçmiş olanlar müstesna, herkes tarafın- dan unutulup gitti. Halbuki Ame- rikallar muharebeden sonra da bir. komisyon teşkil etmişlerdi, bu Amerika krovazörünün ger- çekten sandıkları gibi bir İspan- Yol torpiline çarpma neticesinde batıp batmadığını anlamaya ça- lışmışlardı. Tahkikat menfi netice verdi ve kaza “ talio, tesadüfe, rlmıh » — yükletildi, kat ' kazadan doğan muharebenin meşuliyetini kim kabul edecek? Suale, hiç cevabımı vermek lâzım! Amerika gazetelerinin anlat- tıklarına göre Annopolis deniz müzesinde Maine zırllısının - bir modeli vardır ki, etiketinde: — Bir İspanyol torpiline çar- Parak batan “ cümlesi yazılıdır ve bu cümle Amerika komisyo- Nüunun yıllarça önce aksi kanaate varmış olmasına rağmen öylece kalmıştır. Yalnız İTapanyol sefiri- nin kulağına gittiği için yaptığı teşebbüs üzerine değiştirilecektir. * on günlere gelinceye kadar S .mf.:.ıı. Va fağda; tükliml Cin öldürme — rekoru- nun Landrü adını PORBN taşıyan bir Frane sizda olduğu sanılıyordu. Zira yarım düzüne kadının kanına girmişti. Halbuki Leningradda hafta içinde dizilen La- bovdikin © rekor çoktan kirmiş — olduğu Anlaşılmıştır. — Zira — öldürdüğü #damların sayısı bir düzineden aşkındır. Bu adamın karısı güzelmiş, Peşine düşen adamları evine ge- trirmiş, kocası da bu kendi &yağı ile gelen kürbanları, cep- lerindeki parayı almak Için balta İle - parçalarmış. adamın bu N Tefrlka No: 82 Emin tosun Beyin benim evde kalmak için yaptiğım — ısrarlara arpı: — Olamaz yavrum. Bu akşam hatırlı bir misafirim var. Onunla büyük bir iş yapacağız, soframız- sen do bulunmazsan nasıl olur. Diye xorlamasının sebeplerini Bnceleri pek kestiremiyordum. mra sonra — hoşuma gitmiyen t#eyler öğrenmeye başladım. Bu hlssettiklerim beni onun Sokak kadınlarına eğlentiler yap- Mış olmasından daha çok sinir- lendirdi, İ Son defa Ali Sami Bey için do kadar 1srar etmişti. Sözde onun- la Pokar yapacaklardı. Kendisi Mata başında sabahladığı halde '€ni onunla saatlerce başbaşa biraktı. Bunun için ona çıkıştığım Zaman: — Deonrlma yavrum, dedi. S- :'.Imdın ya. Ali S:ml yabancı Ali Saml neden yabancı ol Miyor. O akçam tanıdığım bir da'— GÖRDÜKLERİMİZ SON POSTA Yunan Kabinesi Çekildi İş Başına Yine Çaldaris Geliyor Amma Kondilisin Geleceği Şüpheli Atina, 19 (A.A.) — AÂtina ajanaı, telefonla bildiriyor; Başbakan B. Çaldari, bu akşam #sat 19 da kabinenin müşterek letle fasını Cümhur Başkanınma vörecektir. Cümhur Başkanı Zalmisla yeni kabineyi kurmak Içiş tekrar B. Çal. darlal memur edeceğine biç güphe yoktur. Bu arada yeni hükümete girmesi için Kondilis. nezdiade teşebbüsler yapılmıştır. Fakat bu teşebbüslerin sonucu daha belli değildir. B. Mak- almos, Pezmazoğlu ve Raelisin yeni kabineye girecekleri muhakkak gö- rülmektedir. — Fakat —asıl — mesele, Kondilisin girip girmiyeceğini bi mektedir. Siyasal uygunsuzluklar hakkında e yoktur. edo baysallık — vardır. miz kuvvetleri hl:ı:ım bayrı » sadık « olup kargaşalık - çi kıv':ılı hususunda hiç bir eğlim * temayül « ıMımıııuıdlıhı. Lehistanda İzci Toplantısı Varşova 19 (A.LA) — Bir çok ya- bancı izci kurulları ” salgıtları Spala arsıulusal kongresinde bulunmak için bu sabah buraya gelmişlerdir. Salgıt- lar gehri gezmişler ve sant 10 da moçhul askerin mezarına çelenkler koymuşlardır. Hem Kara, Hem Deniz Tayyaresi Montrtal 19 (A A) — Norveçli uçman Horsolberg, yanında Oskanyan bulunduğu halde hem ka- ra, hem denizde kullanılabilir. Lelf Çaldarla meclin kürsüsünde Kahve Fidanları Dikilmiyecek Riyo dö Janeyre 19 (A.A) — Kah- ve komlayonu finana bakamı dr. So- uza « Costa'nın başkanlığında — top- lanmış ve 1937 yılı İlk kânununa ka- dar bütün Brezilyada yeni kahve fi- dikilmesini yasak — otmeğe karar vermiştir. Arnavutluğun İstiklâli Meselesi Bir İngiliz Gazetesinin Tan Muhabirine Cevabı Tiran, 19 (A, A.) — Tan gazete- #inin Roma muhabiri Zantizon İtalya « Habeş meselesi bakkında yazıp Kor- riyera Dollasera gazetesinin neşrettiği bir. yazıda Arnavutluk — İstiklâlinin arsıulusal — anlaşmalara — ve — İtalyan resmi mahafilinin görüş noktalarına göre tahdit edilmiş olduğunu bildir- mişti. Buna cevap veren Besa gazetesi Korriyera Dellaseranın İtalyan resm? mahafilinin bu fikirde olduğunu »öy- lemeye İüzüum görmeyişini hayretle karşılamakta ve Iki memleket arâ- sından — eşitlik ve tam bir İetiklâ! esasına dayanan anlaşmalar movcut olduğunu hatırlatmaktadır. Otomobli Kazasına Uğrayan Artistler Moskova, 19 (A. A.) — 17 Tem- muzda bir. otomobil kazası Üzerine ağır surâtte yaralandın üÜnlü Sovyet Senaristlerinden Zarhi dün ölmüştür. Yine otomobilde bulunan ünlü sine« macı Pudovkin çok - ağır — sinle bozukluğuna uğramıştır. Amerikanın 4-5 Milyon İşsize Yardımı Nevyork, 19 ( A. A.) — Nevyork Herald Tribune, gazetesinin öğren- diğine göre, Ruzvelt İş ve Finans Erikson adındakl uçağı ile dün öğ- | BiKanlıkları yönetgerleri ncele yardım leden sonra Nevyoktan hareket ot- miştir. rent'da denize İnmiştir. entlant ve İzlanda yolu ile Norreçte Bergan şöhrine varmak Üzere yeni- den havalanmak niyetindedir. .;“îîîsîiı'ı'ı'v".î?âa! ızı Cahit ',[ 20/ 7 / 85 davet edebilirim, onu ağırlamak vazifemdir. Fakat kulüp gibi, otel gibl bir yerde benim ev Hâ- hiplik vazifem yemeğin bitmesile beraber nihayet bulur. Ali Sami Bey nazik, sevimli bir adam. Ko- nuşacak, bir kadını meşgul ede- cek mevzular bulüyor. — Fakat poker oynamak için hazırlanmış bir davetten sonra onun gece yarısına kadar benimle kalmasına ne mâna vermeli. Bütün bu hâdiseler beni sinir- lendirmeye başladı, * Bizi Heybeliye götürmek için Eşref Bey geldiği zaman Emin Tosun Bey hâlâ görünmemişti. Sabahtan motörle Istanbula iner- © K TER Erken gel. Heybeliye ge- çeceğlmizi unutma, demiştim. Dürbünle —Kınalı açıklarına bakıyordum. Motörden eser yok. Eşref Beye karşı ne ayıp. Altıda Adada bulunacaktı. t yedi buçuk. Es::ıf yBoylı birinci katın tara- *dam. Ben evli bir kadıcım. Ni- | çasında oteruyoruz. bba t svlımna anlrama - misafir | — Onu moşgül ıt—k içila ne a Üç snat sonra - Salat-Lam- | p, iemen GA Yarın, Gro- | mışları işleri yönetmeni Hopakins ve acele leler ulusal konsoyli — başkani dWılııı—, Beyazsarayda — toplan- e. .Bu toplantıda, 86/37 finansal senesi içinde 4 veya & milyon işsize yardım etmek için yapılan ve evvelce tasar- yapacağımı şaşırıyorum. Sekize geliyordu. Telefon çak dı, Koştum, Emin Tosun Bey bin bir özür- den sonra bu akşam çok gecike- ceğini, İzmirden bir. misafiri gek diğini, görüşülecek acele işleri olduğunu söylüyordu. — Peki bu akşamki davot, dedim. — Yavrucuğum son Eşrefe anlat, O, böyle işleri takdir eder, Siz yemeğinizi yeyin. Çok ister- dim amma.. Aksi- olacak - İşte. Izmirli yarın Bandırma yolu ile dönecek, Para meselesi. Hesap göreceğiz daha... Bütün sinirimle telefonu ka- pattım. Şimdi Eşref Beye ne söyleye bilirdim. Biraz salonda dolaştım. Tuva: lete gittim. Ellerimi yıkadım. Si- nirim geçsin diye bekledim. Yanına geldiğim zaman Eşref Bey merakla yüzüme bakıyordu. — Emin Tosun Bey telefon etti, dedim. Bu akşam Izmirden biri gelmiş. Yarın da dönecekmiş. Hesaplara bakacakları için göcl- keceğini söyledi. İşleri bitmez ki ! Eşref Beyin canı sıkıldı, — Vah vah, keşki daha önce- den haber alsaydık, — Ben de üzüldüm. Orada belki do hazırlıklar yaptırdınızdı. — Onun için değil, sizi gelip Janmış olan 4 milyara katilacak olan 8 milyar dolarlık program İncelen- miştir. En Son Telgrat, Telefon, Telsiz Haberlerimiz Altıncı Sayfamız- dadır. Oraya Bakınız. AAA CAT OERUEK DURERDK N DEZEEE rahatsız etmezdim. Bu çok ince, nazik adama nasıl mukabele edeceğimi bileml- yorum. — Rica ederim, evimize şeref verdiniz, dedim. Emin Tosun Bey telefonda yemekte kalmanızı rica etti. Eğer Heybelide - bir yer ha» zırlatmadınızsa bizde kalmanızı ben de rica edeceğim, Vaziyet nazikti. Emin Tosun Bey yemeği be- raber yememizi söylemişti. Bu Eşref Beyin davetine benim yal- nız da gidebileceğime — müsaade eden bir ifade idi. Eşref Beyin fikrini bekliyordum. Dedi ki : — Eğer sizce bir mahzur yoksa programımızi — bozmaya: biliriz. Hiç düşünmeden cevap verdim: — Pekil Eşraf Bey. Bana öyle geldi ki bu davete yalnız gitmekten çekinirsem on- dan korkmuş — gibi — olacağım. Üzerlmde yegâne hakkı olan ko- cam bana bu İzal verdikten soura kime hesap vereceğim. — Bir dakika müsande eder- seniz anneme de baber bırakayım, Rica & Motör kalmıştı. Heybeliye geçmek İçin İskelede bir sandal bulmak Isteyea Eşref Beye: 4 ö BU Y Ti | vVE y BU GÜN v . .. . Sekiz Yüz Bip Koyun Bir arkadaş, — Istanbulu alan Türklerin 52 gün süren savaş g« rasında sekiz yüz bin koyun ye- diklerini yazıyor. Bu Istanbul muhasarası şark ve garp tarih- lerinde birbirini tutmaz sözlerin yer almasına sebep — olmuştur. Söz gelimi tarihçi Duka 0 mu- hasarayı yapan Türk ordusunun iki yüz bin kişi olduğunu yazar- ken Halko Kondil ve ona uyarak Lâmartin aynı ordunun dört yüz bin, Sakızlı Leonar iki yüz bin, Françez iki yüz elli sexiz bin, Barbaro yüz altmış bin, Hayrullah Efendi seksen bin, Hamer iki yüz elli bin, Heller iki yüz altmış beş bin. Fransız ansiklopedisi yüz altmış beş bin kişi olduğunu va- zar. Buna karşı Bizanslıların. mü- dafaa ordusu - sanki birer birer saymış gibi - dört bin dokuz yüz yetmiş üç kişi olarak gösterilir !I.. Dört yüz seksen iki yıldanberi tarih şu rakkamların doğrusunu bulup ortaya koyamadığı halde şimdi bir meslekdaş Türk ordusu: nun 52 günde sekiz yüz bin ko. yun yediğini yazarak yeni bir rakkam meselesi daha çıkarıyor. Bon bu rakkamın hangi kay- naktan — alındığını — bilmiyorum, Yalnız on beşinci asır Türklerinin ne yediklerini pek iyi biliyorum, çünkü kitaplarda yazılıdır. O bek gelere göre beş ve altı asır evvelki Türkler en çok — un, bulgur, bal, pekmez, şilit denilen yufka keşkeş ve sade yağ kulla- nırlardı. Bulgur pilâvına koyun et karıştıranlar ancak zenginler- di. Hâli vakti yerinde olanlar bayram günleri hamur tatlıları yaparlardı, başka günler pekmez- H süt içerlerdi, ramazanlarda bile sahur vaktinde saç Üstünde pişl- rilen yağlı katmerle üzüm hoşa- fından başka bir şey yemexzlerdi. ( Devamı 12 inel yüzde ) — Hacet, yok. Dedim. Kulubün bir sandalı ile geçeriz. Bahçenin dik — yokuşundan indik. Kulüp bahçesinde tek tük ah- baplar var. Çay içiyorlar. Sandalcı almaya lüzum yoktu. Heybelide sandalı bekletecek bir yer nasıl olsa bulurduk. Zaten kulübün sandalları damgalı. Küreklere ben geçtim. Eşref Bey dümene oturdu. Bu gezinti her halde motörden daha keyifli, Güneş alçalmış. Deniz yumu- şak, Tatlı bir inbat esiyor. Arkama bakmadan çekiyorum. Konuşuyoruz. Bir aralık: — Sakın dalmayın. Ben meş- güul olmuyorum. Eşref Bey. Geçtim.... — Merak etmeyin, dedi. Dü- men bende oldukça ! Güldüm: — Erkeklerin dümende olma- ları pek emniyetli olmaz, kadınlar daha temkinlidirler Eşref Bey, — Bu hesabı cinslere göre değil; Fertlere, insanlara göre ayırsak daha İsabetli olur Gülse« ven H. Öyle erkekler vardır. ki beceriksizlikleri, karaktersizlikleri kendi cin 'erinden olanları da küçük düşürür. Fekat bunun ak- #i de her raman doğrudur. Bu daha ziyade tecrübe İle anlaşıla: bilir. 4 “ ÇArkası ver) : j Ü, A e G