17 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

17 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17 Temmuz SON POSTA Sıyla 9 (Mütareke 9 Her hakkı meahfuzdur. gaa» Yazan: Zigya Şakir Izmirin Işgalinde Rum Komitecile- rinin De Yardımı Ollj_ıuştu.. OSMANLI SALTANATI GÖÇERKEN devrinin tarihi ) No. 86 17/7185 . Rum komlitacıları — Zaten | kendilerince malüm olan - bu Manevranın icra saali geldiğini tnlamakta gecikmemişler; bukan- h vazifenin ifasını en müfrit Ve- | Mizelistlerden Panayot Kalimaki | İsminde bir Giritliye tevdi et- mişlerdi. En coşkun velvelelerle karşı- lanan Yunan sandalları karaya Yanaşmışlar, derhal süngü tak- mışlardı. O zaman bir takım çıl- gin müfritler bunların Üzerle- rine atılmışlar, kucaklaşmışlar, mest olan kadınlar yerden aldıkları (Izmirin mübarek topra- &) ni gelenlerin başlarına serp- miya başlamışlardı. Iİlk çıkan Yunan müfrezesi, İlk defa (pasaport polis karako- İ4) nu işgal etmişti. Bunlar bir müddet burada durmuş; diğer kıtaların karaya çıkmalarını bek- | kemişlerdi. Bu sırada, Yunan ta> bur kumandanına rum komite- tileri tarafından bir at getirik | Mişti. Tabur kumandamı derhal | Bu ata binmiş, taburuna hareket | €mri vermişti. Önde, parmakları süngülü tü- fenklerinin — tetiklerinde — birkaç hefer gidiyor, bunları at üzerinde yalın kılıçla tabur kumandanile, Yunan bayrağını — taşıyan — bir küçük zabit takip ediyordu. Yu- ban — efzunları, pek tehditkâr görünüyordu. 'Taburun İkl tarafı, komiteci- lerle dolmuştu. Hepsinin ellerinde de rovelverler bulunuyordu. Bun- ların arasında, bazı Rum gazete- cilerile Izmirin herkesçe tanınmış * ve kendilerine nekadar aldanık mış olduğu ancak o zaman anla- şılan - bazı simaları da fark edi- llyordu. Sanki bunlar, tehditkâr bir heybet ve azemetle yürüyen #fzunların iki tarafında, muhafız- hk vazifesi ifa ediyordu. Bir teraftan sür'atle karaya tsker çıkarma devam ederken, | diğer taraftan bu tabur kışlaya doğru İlerliyordu. kışlayı, intizam Ve sükünetle geçmişler, köşeyi dön- Müşler; yürüyüşlerine devam et- Mişlerdi. Fakat efzunların son Mangası hükümet dairesini 200 ive geçer geçmez, taburun ar- kasından ağır ağır giden giritli Panayot Kulimaki birdenbire ko» "_9'1 kaldırmış, elindeki rovelveri; bir kere havaya boşaltmıştı. Bu Acı tabanca sesi, ( İzmir facıası ) denilen o büyük ve kanlı hailenin İlk berdesini açtı. Efzunlar, ilk dakikalarda sinir Ve iradelerine hâkim olamamışlar, derhal dağılıp aksi istikamete doğ- Tu kaçışmaya Başlamışlardı. Fa- t zabitler önlerine atılmışlar; ile hükümet — arasındaki bahçeyi — istikamet — göstererek, dağılan efrunları orada toplar Mıişlar; mevzi aldırmışlar, yere Yatırmışlar; kışlanın kapı ve pen- Cerelerini hedef göstererok : — Sür'atli ateşl... Diye bağırmışlardı. Açılan bu seri yaylım ateşi, B.m bir çeyrek devam etmişti. U müddet zarfında kışladan bu biçte karşı mükabele etmek için mişti. Ateş kesildiği zaman man- zara müthiş ve fecidi. Kışlanın bütün kapı ve pencereleri delik deşik edilmiş; korkudan Zirant Bankası methalindeki merdiven- lere iltlen eden kadın ve çocuk- lar, kanlar içinde yerlere seril- mişti. Merdivenler, kıpkızıl kan kesilmiş; sızan kanlar, merdiven- lerin önündeki kaldırımda geniş bir leke teşkil etmişti. Bu kanlı facia yalnız buraya münhasır kalmamıs, bir anda her tarafı — İstilâ — edivermişti. O sabah, düveli itilâfiye mümes- silleri tarafından verilen beyanna- mede, Yunan İşgaline rağmen hükümet memurlarının eskisi gibi vazifelerine devam edeceği bildi- rildiği için bütün memurlar, İşle- rinin başlarında idi. Hergün ob duğu gibi, iş sahipleri de İşlerini takip etmektelerdi. O gün me- murlarla jandarmalara maaşlarına mahsuben avans para tevzi edil- diği için hükümet dalresi, hergün- künden de kalabalık idi, İlk ataş başlar başlamaz, hükümet dalre- sindeki bu kalabalık, birbirine karışmış; binanın içi bir. ande mahşer haline gelmişti. Kadınlar ve iş sahipleri kaçmak istemiş- lerdi. ( Arkası var ) l Emlâk ve Eytam Bankası ilânları l Faizsiz 8 Taksitle ve Kapalı Zarfla Satılık HAN Esas No, 254 nokyan Hanı. Mevkil ve Nevi Galata'da Halil Paşa sokağında Büyük Ma- Depozito 6000 Lira Yukarda yazılı han bedeli 8 taksitte ödenmek şartile satılmak Üzere kapalı zarfla arttırmaya konulmuştur. 1 — İhale birdir ve kat'ldir. 24-7-935 Çarşamba günü saat on dörtte Ankara'da Idare Moelisimiz hururunda yapılacaktır. 2 — Ihale bedeli ilki paşla senede ödenecektir. - misyon alınmaz. 4 — mufassal — şartnamemizi olmak üzüre 8 müsavi teksitte ve 7 Birinci taksitten geri kalan 7 taksit bedeli için faiz ve ko- Alıcı olanlar Bankamızdan bir lira mukabilinde alacakları okuyarak ihaleye tesadüf — eden 24-7-935 Çarşamba günü saat on bira kadar şartnamede tarif edildiği veçhile teklif zarflarını Ankara'da Umum Mü- dürlüğümüze veyahut burada Şubemize vermeleri ve daha fazla tafsilât ulmak isteyenlerin hergün Şubemize müra- racaatları. T156) — Müsabaka imtihanı Türkiye Ziraat Bankasından: Bankamız muhtelif servislerinde çalıştırılmak Üzere müsabaka ile ve yüzer lira aylıkla on memür alınacaktır. Müsabakaya girmek için Liseleri veya Ticarot Liselerini veyahut Galatasaray 1 igesi Ticaret kısmını bitirmiş olmak ve yirmiden aşağı, yirmi beşten yukarı yaşta bulunmamak lâzımdır. Müsabakaya gireceklerden ne Yibi belgeler — arandığı, ve melerden imtihan yapılacağı, Ankara, İstanbul — ve İzmir Ziraat Bankalarımızdan elde edilebilecek şartnamelerde yazılıdır. Müsaba- ka 1.8.935 Perşembe günü sabahı saat 9 da Ankara ve Istanbul Ziraat Bankalarında yapılacaktır. Istekliler aranılan — belgeleri bir mektupla birlikte &x son 24.7.935 Çarşamba günü akşamına kadar Ankarada Ziraat Ban- kası Memurin Müdürlüğüne göndermek veya wmüracaat etmiş bulunmalıdırlar. vermek - suretile (8952) İstatistik Umum Müdürlüğü Eksiltme Komisyonu Reisliğinden: 500-600 yıllığı kapalı sahife tahmin olunan 2000 adet 7 inci cilt istatistik zarf usulü ile eksiltmeğe çıkarılmıştı. Eksiltme günü ve saatinde İstenildiği gibi talip zuhur etmediği için kapalı zarf usulü ile yenidan eksiltme açılmasına karar verilmiştir. Eksiltme 1935 Temmuzunun 26 ncı Cuma günü saat 16 da Umum Müdürlük Dairesinde toplanacak olan Komlayonda açılacak- tır. İsteklilerin 86 7,5 muvakkat teminat vesikasile teklif mektup« larını açılma saatinden bir saat evvel Komisyon Reisliğine verme- leri Iâzımdır. Bu baptakl şartname Komisyon — Kâtipliğinden alınabisir. — “3615a Bir Dokun Bir AhDinle... Bizim Şoförlerden (Baştarafı birincl yüzde) mana katışlarından, kışın etrafı zifosa — boğuşlarından — şikâyet ederiz. Fakat hiç birimiz, gidip bir de onların dertlerini, onların di- leklerini dinlemeyi akıl etmeyiz. Dün; onların yüreklerindeki fagfura bir dokunacak oldum, dinlediğim ahları not etmeye ka- lem yetiştiremedim. Edirnekapı Dispanserinin kar- şısındaki kahvenin avlusunda et- rafımı çeviren şoförlerin hepsi biribirinden ateşliydi. Birisi lâkır- dısını tamamlayamadan öteki söze başlıyor, öteki içini iyicee dökme- den, diğeri derdini yanıyordu. Ilk söze başlayan, 2406 numaralı taksi sahibi Mustafa Id — Benim, dedi; en akıl erdi- remediğim şeylerin başında, şu bizim cemiyet gelir. Günün en kalabalık saatinde Beyoğlu cadde- sinden, 120 kilometre sür'atle ve tek insan çiğnemeden geçmek mümkündür. de, bu cemiyetin yaptığı tek işi anlamak Imkân haricindedir. Cemiyetin başında isimlerini bilmediğim bir sürü adam vardır. Fakat bunlardan her biri yarım- şar düzüne otomobile sahiptir, bu itibarla, bizim dertlerimizden ziyade, bizimle rekabet etmeğe uğraşırlar. Eğer bu rekabeti biraz da- ha ileriye vardırırlarsa, yakında arabayı yok pahasına okutup da avuç açmadık tek şoför kalmı- yacaktır. Meselâ bugün, şoför olmak istiyenlerden, ehliyetnameden baş- “ka hiç bir şey arayıp s#ormuyor- lar. Bu yüzden de aramıza, ahlâki sefaletlerile mesleğin şerefini le- keliyen düşkünler karışıyor. Ve biz, bunun hem maddi, hem ma- mevi birçok zararlarını çekiyoruz Binaenaloyh, — şoförlüğe girmek Istiyenlerde, bir takım — ahlâki vasıflar da aramak gerektir. Çünkü bu gidişle, bugün “şo- för milleti,, diye istihfaf olunan bizler, yarın “it ocağı,, sıfatına da müstahak sayılacağız! Mustafadan sonra söze başlı- yan 2067 numaralı taksi şoförü Kâmil Erelin dertleri daha mad- di. O: — Istanbulda, diyor, diğer bütün sullstimalleri gölğede br rakan yaman bir taksi ihtikârı var. Belediye memurları bunu kon- trol edeceklerine, gelip bizim arabalarda Stop lambası ararlar. Halbuki Stop lâmbasının bir oto- mobildeki hayati kıymet ve ehem- miyeti, içindekl cıgara tablası kadar bile değildir. Üstelik de eski otomobillerde bu lâmbanın tertibatı yoktur. Ve bu tertibatı yapup, bu Jâmbayı bulmakda, imkânsız denebilecek derecede güçtür. Sonrra hepimizi, otomobiller- deki döşemelere keten - kılıf ge- çırmeye mecbur ediyorlar. Haydi kadife kumaş kaplı döşemeler için bu tedbirin Jüzumunu kabul edelim. Fakat pırıl pirl maruükenlere örtü kaplattırmaya kalkışmak da makul sayılamaz a? Kaldıki otomobile ayağının çamurlle binen, cebindeki jiletle döşemeleri kesen, çiçek vazosile seccadeyi aşıran bazı müşterilere keten örtü değil,, bitli çuval bile yakışmaz | Hem eğer şart olan, mutlaka bizim ceplerimizden para çıkması İse, keten örtüyü tutturup da bezire gân tüccarları zengin etmekte ne mana var, Bari müsaade etsinlerde biz, örtüye vereceğimiz sekiz — lirayı, bayırlı bir kuruma yatıralım ! — Şu taksi ihtikârı nedir ? — | — Taksi ihtikârı, husust oto- * mobillerin cayır cayır müşteri ta- şımalarıdır. Çünkü açıkgöz şoför- ler, fazla — tabelâ — vergisinden kurtulmak için otomobillerini hu- sus! diye yazdırıyorlar- ve bu İş okadar ilerlere vardırılmıştır. ki, bugün Istanbulda, pazarlıkla müş- teri taşıyan hususi (!) otomobille- rin mıktâarı taksilerin yekünunu aşmıştır. Sonra bizi yıkan başlıca dert- lerden birisi de - bu — pazarlık keyfiyetidir. Her ticarette, ucuzluk, paha- hhktan daha kancıkça — bir ihti- kârdır. Halbuki bugün, takaimetreler, ikinci — mevki — trâmvay — bile- ti fiatına yolcu — taşıyorlar. ve bu dolmuşçuluk, dürüst mes- lekdaşlara yıkım oluyor. Bunun Öönüne geçmek için, hiçbir manası olmıyan hiçbir işe yaramıyan taksileri kaldırmaktan gayri çare yoktur. Buna mukabil otomobillerin münasip görülecek bir yerinde, bir tarife kullanıla. bilir. Z Ben ayrılmaya harırlanırken 1763 numaralı taksi şoförü Habip de söze karıştı, ve: — Şu, dedi, benim otomobile bak. Dokuz — senelik “ Doç » | dur, Vaktile, bu yepyenli lkın+ motörü (25) beygir kuvvetinde diye, on iki buçuk lira tabelâ | parası alıyorlardı. Bugüu motörde, | 25 beygir değil, hâşâminelhuzur, — bir eşek kuvveti bile kalmadı. | Fakat biz yine vergiyi 25 hay- * van kuvveti diye veriyorurz. Bizi bu mağduüriyetten olsun kurtarmak da - bütçe meselesi değil a! TIRAŞ BIÇAĞI Dünyanın en mükemmel Tıraş bıçağıdır şimdiye kadar icat olunan bütün tıraşbıçakları arasında en mükem- mel ve en fevkalâde olduğu ta- hakkuk etmiştir. Piyasada mevcut tıraş bıçaklarını şaşırtmıştır. Hasan tıraş bıçağıma 1- 2 - 3- 4 numa- ralı gayet könkin ve hasaaa taraf» lari vardır ki her bir tarafile lâakal on defa tıraş olmak kabildir. Bu hesapla 5 kuruşluk bir adet Hasan tıraş bıçağile 40 defa ve slak bardak ile bilendikte yüz dela tıraş yapılmak mümkündür ki dünyanın — hiçbir. bıçağında bu mriyet yoktur. Hasan bıçağı iste- diğiniz halde başka marka verir- lerse aldanmayınız. Taklitlerinden sakınınız. Fiatı: 1 adedi 5 kuruştur. M adedi 45 kuruştur. Hasan deposu: Ankara, Istanbul, Beyoğlu ÜTT M

Bu sayıdan diğer sayfalar: