15 Temmuz OSMANLI $ » Her hakkı mahfozdür. caaamamaa » Yazan SON POSTA ALTANATI GÜ Ziya Şakir « ütareke devrimin taribhi İzmir Işgal Edilirken Hürriyet Ve lâfçılar Zevk İçindeydiler Büyüldü küçüklü halk kötleleri, | bunlar silâha sarılacak olan va- zifiri bir karanlık içinde eğlaşa ağlaşa Yahudi maşatlığına değru kayıyor; mimarelerde yanık sesli müezzinlerin verdikleri (ealâ) lar, okudukları hazin münacatlar; tit- roye titreye semaya yükseliyordu. Kadın, erkek, çocuk; şu anda ağlamayan hiçbir Türk ve müslü- man yoktu. Yurdunun yarın ya- bancı ellere geçeceğini düşlnen her Türkün kalbi, dayanılmaz bir ateş içinde cayır cayır yanı yordu. Sine sine yağmur yağmaya başlamıştı. Bu da, İzmirin bu matemli gecesine şahit olan tabi- | atin göz yaşıydı.. Bu muazzam halleden zerre kadar mütcessir oimayan bir gürüh varsa, o da vali İzzet beyin etrafında topla- nan (Hürriyet ve Ihtilâf) cılardı. Yahudi maşatlığında, öbek öbek Aateşler yakılmış; İzmirin hamiyetli gençleri yanık bağırla- rından kopan hıçkırıklarla feryada başlamışlardı. — Vermeyiz.. Izmirl vermeyiz.. Sevgili yurdumuzu — wermeyiz!.. Binlerce ağızdan çıkan bu sözler, © zifiri karanlıklar içinde bir Mahşer figanı gibi dalga dalga Yükseliyor; matemi bir uğultu Ebi ufuklara — dağılarak — itilâf donanmasının — hissiz ve — çelik kütleleri üzerinde sönüyordu. Bir eralık pek zayıf bir ümlt- le_ valiye bir heyet gönderilmiş; "E"'Üluotln en son aldığı vaziyet öğrenilmek istenilmişti. Valiye gidenler, yarım saat Sonra çeri gelmişler; İzzet Beyin (Cişgal esnasında sükünet ve İti- dal muhafaza edilmeli. İtilâf dev- letlerini gücendirecek — hiçbir Kümayişe meydan verilmemeli. Oraya toplananları, derhal dağı- tnız. Eğer kısa bir müddet zar- imda dağıtmazsanız ve böyle ağırıp çağırmakta devam ede- cf"( olursanız, ben zabıta kuvve- tile dağıtacağım. ) Dediğini haber vermişlerdi. Vali İzzet Bey hakikaten bi- Tâz GSonra maşatlığa toplanan (mitinğciler ) in — dağılması için Zabıtaya emir verdi. Fakat, İzmi> cidden hamiyeli ve vatanper- Ver zabıta memurları, Valinin bu #mrino itaat etmemişler, bilâkis kendileri de mitinge iştirak eyle- Mişlerdi. Saatler bu suretle geçiyor, Sabah yaklaşıyordu. — Gecenin Zfiri karanlıklarında — denizden Azanan projöktör ziyaları, sinsi ve hain bir ejder gibi Izmirin üstünde Yolaşıyordu. Vali ve kumandan - daha doğ- Tusu, hükümetten - tamamen ümit keslldikten sonra, Artık ( millet Ramına ) karar verilmek mecbu- Tiyeti hisaedilmişti. Mitiağe iştirak tdenler arasında bir heyet seçil- Miş ve şu karar verilmişti: | T — Valinin ve kolordunun ver- diği emirlere, sureti katiyede itaat *dilmiyecekti. 2 — Yunan işgaline, silâhla Mükavemet edilecekti. * 3 — Ihtiyat zabitleri, milli ve Vatan! vazifeleri başına geçirilecek tanperverleri idare edeceklir. 4 — Hükümetin bu ihanetine tahammüil edemiyerek, — milletin hak'ı davasına iştirak edecek olan zabit, asker ve zabıta memurları müdafaa hatlarının başına geçi- rilecekti.| 56 — Yunanlıların karaya ae- ker çıkarmaları muhtemel olan iskeleler, derhal işgal edilecekti. 6 — Vaziyet, derhal kazalarn bildirilecek, milletin hamiyetinden istimdat edilecekti. 7 — Silâh depoları yağma, hapishaneler — tahliye — edilecek; Millt müdafaa namına ne müm- künse yapılacaktı. 8 — Hülâsa; Izmirin Yunan- hlar tarafından işgal ve - ilhakını red için her vasıtaya müracaat olunacak; mümkün olan herşey yapılacak. Bu kararların son yeni bir teşekkül vücuda getii bı!nı. (Reddi flhak) heyeti denil- mişti. Gün doğarken, artık bu rarların tatbi nız, şehir da de muvaffakıyet- li bir müdafaaya imkân görüle- mediği için şehir hari muükavemet hattı - tesi etmişti. Vatanperveri larıda, kazalarda sür'atle teşkilât yaparak ilk müdafaa hattını tak- viye etmek için en kestirme yol- lardan geri çekilmişlerdi. (Arkası var) Karnından Çocuk Çıkan Bir Erkek Cesedi ( Baştarefı Liaci yüzde ) bımdlinin kanlı, mermer masası üzerinde rastlanabilir. Meselâ birisi çıksada bir er- keğin, hemde ölü bir erkeğin bir çocuk doğurabileceğini iddia et- se, oynattığına hökmeder, ve gırt- lağınızı — bir. — meczüp — saldi- rışından — korumak — için — ka- çarsınız. Fakat işle size — Mi- şonaçi adında — bir. ölü de- likanlı ki, Tıbbı Adli masasında hamile kalıyor. Ve işte size bir hâdiso ki, ya- nız Tıbbi Adlinin geçmişinde, ve geleceğinde değil, bütün dünyada, garabetin eşi duyulmiyacak bir şaheseri kalacaktır. Bu biraz eskice hâd'senin aşa- ğgıda okuyacağınız tafsilâtı bütün merakınızı çözecek, ve size, bir erkek ölüsünün nasıl çocuk do- gurabileceğini anlatacaktır. * Bir buçuk yıl önce, hahamha- neye — bir. ceset — getiriliyor. Bu ceset Mişonaçi adında bir delikanlıya aittir. Museviler, techiz ve tekfin es- nasında eski ananelerinden katiyen ayrılamazlar. Gömülecek ceset'lerin bağır- sıklarını, böbreklerini çıkarırlar, dezenfekte ederler. Bu maksatla Mişonaçinin ce- sedinin karnını deşen Hahamın gözleri çanak gibi büyüyor ve biçarenin sık sakallarındaki- her tel, bir kirpi oku gibi dikiliyor; Zira bu taze erkek cesedinin karnından sade bağırsak, böbrek, işkenbe değil bir de çocuk ölüsü çıkıyor. Bu hâdise muhitte derhal du- yulup yayılıyor, ve haber alanlar, Mişonaçinin kerametine, azizliği- ne hökmediyorlar. İçlerinde bunu kıyamete alâ- met sayanlar bile çıkıyor. İşin asıl garip taâraflarından birl de, Mişonaçi'nin cesedinin Hahamhaneye Morkdan gönderili- | miş olmasındadır. Çünktü Mişonaçi'nin — ölümü, müddelumumilikçe şüpheli görül- |— müş ve hahamhaneden önce Mor- ga yollanmıştır. Bu vaziyet karşısında Haham- aşı, — cesedin müddeiumum!ye sorulmadan gömülmesini mahzur- lu görüyor ve yeniden Morga yolluyor. Morkda cesetleri kesip biçen- ler usta hademelerdir. Doktorlar sadece bakarlar ve kesilip biçik miş, hazırlanmış cesetler üzerinde tetkikatta bulunurlar, Mork doktoru bu garip vari- yetin iç yüzünü — anlayabilmek ümidile, Mişonaçinin cesedini par- çalayan hademeyi bulduruyor: Geçen sene ölen hademe Hü- seyin ağa, verdiği Üç satır cevap- la, Mork doktorunu gllmekten katıltıyor, ve bu işin harikulâde esrarengiz görünen basit sebebini meydana vuruyor: — Efendim, Mişonaçinin ce- sedini parçaladığım sırada Mork- da, otopsiye gönderilmiş bir ço cuk ceşedi vardı. İkisinin ayrı ayrı arabalara, ayrı ayrı te- butlara konması masraflı, külfetli olacaktı. Hazır Mişonaçinin karmı açıl- mişken çocuğun cesedini de Içine koyup yollayıverdim. Yaş Sebze Ve Meyva ( Beştarafı 1 Inci yüzde ) fiata gidecek, aynı zamanda mey- va ve sebze vagonları seyriseri katarlarla gönderilip, Istasyonlar- da beklettirilmiyecektir. Tayyare şirketi de her mevsimde gönderi- len her turfanda malın ilk otuz kilosunu eşantiyon olarak Viya- naya kadar bedava gölürmeyi kabul ve taahhüt etmiştir, Erkek San'at Okulunun Sergisi Istanbul Erkek san'at okulu talebesinin sergisi bugün açılmak- tadır. 28 temmuza kadar devam edecektir. PAZÂRTESİ —Hmr 31 415 TEMMUZ 935 71 — Arbi — | Rumt 1351 13 Reblllahar 1356 | — Temmuz 2 | Vakit |Esanl |Vasati| 4 41 ) Alışam li2 — (iş 30 12 19) Yataı |1 58 | 21 39 16 19)| Tsalk | 6 45 Güneş (9 00 Öğle 29 ikindi | 8 38 li Bir a GONMT UU Aç Kadınla Konuştum (Baştarafı Birinci yüzde) neden huysuzlanıyor; acaba #an- cılanıyor m? — Neden huysuzlanacak diyor karnını doyuracak süt bulanıyord. ondan. — Südünüz yokmu? — Südüm nasıl olur hanım.. Bir ana yemeli, karnını doyurmalı ki evlâdına süt olsun, — Neden yemiyorsunuz iştiha- nızmı yok?, Genç kadın acı, acı gülüyor! — Iştiham yok olurmu? Elham- dülillâh hasta değilim. Emzikliyim. Dünyayı versen yerim. Yerim amma... — Ne amması? — Amması, yiyetek nerede?.. Kocam aylardanberi işsiz dola- şıyor... Çocuğum daha iki aylık bile değil... Gıda istemezmi bu yavru?.. — Mademki parasızdın; neden doğurdun? Diyorum. — O zaman prasız değildik ki, Kocam işde idi, Pangaltıda otu- ruyorduk. Gül gibi geçiniyorduk. Fakat işte kısmet bu. Işinden çıktı, jişinden çıkan — adamın Allahtan başka yardımcısı var mı? Süt nineliğe gideyim —dedim, amma bu çocuğu nasıl bırakayım ©o da ana südü istemez mi? Içini çekiyor : — Doğurduğuna pişman me- sın ? Diye soruyorum. — Hayır diyor. Hiçbir. ana doğurduğuna pişman olmaz. Bu yavruyu kolumuzunüstüne alınca dünyadaki bütün üzüntülermizi unuturuz. Bir çocuğunuz - olsun O zaman bu, ne demektir, Anlarsınız, şimdi değil. Benim geçineceğim olsa daha kaç evlât dünyaya getirirdim. Evlâdın tadı hiçbir şeyde yok. Çocuğuna gülümseyor : — Yalnız onları besleyeme- mek acı, Bu parasızlık benim boyaumu — büküyor. Geçende; söylemesi ayıp: Tam üç gün aç kaldık. Brşey yiyemedik. Bizim- kin'n eski karısından iki tane daha çocuğu var, Kanepede oturan kızı ve oda- nn bir kenar.ında ayakta duran erkek çocuğunu gösteriyor : — Zavallı yavrucaklar da aç kalmışlardı. Yine berimki ilk günü göğsümde birşey buldu. Fakat üçüncü günü gece yanrısı uyandı, ağlıyordu. Göğsümü ver- dim sustu. Evvela a'dı, sonra çekiştirmiye — başladı. — Çünkü birşey gelmiyordu. Daha sonra yeniden ağlamıya başladı. O za- man zaten açlıktan harap olan sinirlerimin kuvveti bitti. Çocuğa küfür ettim. Bunu işiten babası kendisine küfür ettiğimi zannet- miş, Üstüme atıldı. Zavallı o da açlıktan; yoksuzluktan, düşünme- den deliye döndü. Az kaldı hid- detle beni boğacaktı. Mahalleli hep uyandı. Anlatırken yenliden müteheyyiç olan kadının gözleri yaşarıyordu. — Yaşamak çok güç diyor. Çok, çok güç vallahi. » Avrupanın birçok yerlerinde anaları koruma teşekküllerinin her mahallede yardım evleri var- dır. Seyyar hemşireler fakir ma- halleleri dolaşarak gebe kadınları, emziklileri, yeni doğmuş çocuk- ları daima kontrol ederle, Gıdasiz analara ve çocuklara gıda verllir, bastalara bakılır, bu muüveneti istemeyenler bile mecbur! surette bu muaveneti kabul ederler. Biz bunu yapmıyoruz. Bari artık bir sanayi memleketi olan memleke- timizde çalışanları koruyan teşek- küller ve tasarruf kasaları yapa- hm. Her medeni memlekette ol- duğu gibi bizim memleketimizde de işsize yardım yapılsın. İstanbulun — ortasında, — evet, medeni insanlarla dolu bu şehrin içinde emzikli bir ananın ve yay- rüsunun açlık çekmesineden daha müthiş bir facia olamaz. İstanbul Sıhhi Müesseseler Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan : Bakırköy Akliye ve Asabiye hastanesi için — 60,000 — met- re yerli Amerikan bezi olbaptaki nümune ve şartnamesi veçhile ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konmuştur. 1 — Eksiltme işi : Cağaloğlunda Sağlık Direktörlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır. 2 — Eksiltme günü: 24 Temmuz 935 Çarşamba günü aaat 14,30 dur. 3 — Tahmin! fiatı: Beher metresi 32 kuruştur. 4 — Muvakkat garanti : 1446 liradır. $ — Şartnamesi bedelsiz olarak hastaneden alınabilir. görülebilir. rvumune 6 — İsteklilerin cari seneye ait Ticaret Odası vesikasile bu işe yeter muvükkat garanti makbuz voya banka belli saatten önce komisyona müracaatları mektuplarile “3612,, Türk Hava kurumu BÜYÜK PİYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. 19.cu Tertip 4. cü Keşide 11 Ağustos 935 dedir. Büyük ikramiye: 35.000 trür. Ayrıca : 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikramiyelerle (20.000 ) liralık mükâfat vardır...