15 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

15 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

n&bhba â Hangi Mektebe İ Gireceksiniz ? Balıkesir Necatibey Muallim Mektebi Mektep Balıkesirdedir. Leyli ve neharidir. Leylilik ücreti 175 liradır. Bu para Üç taksitte alınır. Memur çocuklarına yüzde 10 tenzilât yapılır. Kayıt ve kabul günleri bilâhare ilân edilecektir. | Taliplerin 15 yaşından küçük ve 20 yaşından büyük — olmaması lâzımdır ve şu evrakla birlikte müracaatları gerektir : Sıhhat raporu, aşı kâğıdı, 6 fotoğraf — kayıt — beyannamesini n doldurulması ve bir veli gös- termesi şarttır. Okuyucularıma Cevaplarım Balıkesir kunduracı Mahmut Akına: Oğlunuz için Kırıkkale askeri Erbaş — mektebi, bir de — İzmir san'atlar mektebini tavsiye ederiz. Kırıkkalede san'at — mektebini : kayıt ve kabul şartlarını bilmiyo- ruz, çünkü — bu mektep bize bu şartları gördermedi. — Mamafih bildiğimiz şudur: Bu mektebe Balıkesirden de talebe alırlar. llkmektep mezunu olmak, — yaşı 16 yı geçmemiş olmak, tamlissıh- ha ve tam ahlâklı — bulunmak girme şartlarının en başında gel mek icap eder. İzmitten C. H. F. U imzasile mek- ip gönderen okuyucularımıza: Bir talimatnamenin, bu şekil- de ve şahsl arzu ile bozulmasına İmkân yoktur. Talebe, hayatta eline en çok fırsat geçecek bir kimsedir. Goathenin söylediği gi- bi öyeçecek' buü — fırsatlar- dan istifade etmesini bilirsen, ha- yatta daha çok büyük nimetlere kavuşmak mümkündür. Binaen- aleyh çalışmanızı, uğraşmanızı ve muvaffak olmıya çalışmanızı te- menni ederizr. Beykozda E. Sadiye: — Konservatuvara ilkmektep mezunlarını alırlar. Bu hususta fazla malümat 4 Temmuz taribli gazetemizde vardır. — Bir Doktorun Genç bir muallim muayenehane- me geldi. Saçlarının dibinde yü- zgündeki pul pul dökülen cilt hastalığından şikâyet etti. Gece- leri kaşıntıdan uyku uyuyamı- yor. Yüzünün şçeklini değiştire- cek kadar fena bir manzara bira- kan bu deriten kurtulmak için yaptığı teşebbüslerden, muhtelif serumlardan hiç bir fayda elde ötmediğini söylüyordu. Muayene ettim: Ba, bir Seboreli hasta idi, 1 — Karaciğeri halitabiiden fazla büyümüştü. £ — Kabızı yüzünden bağırsak- ları gazle dolu idi. 3 — BSafra karışıklığı baş dör mesi yapıyordu. Karlabat ilâcı verdim. Sinirlerini kuvvetlendirdim ve bu mevsim içinde on beş gün Tüuzla içme sularına devam etmesini ve tav- siyem dahilinde günde on beş bardak bu maden — suyundan fasıla ile içmesini, tuz ve ekşiye perhis yapmasını tavsiye ettim. Günlük FPazartesi | Notlarından (*) Sebore C) Bu notları kesip saklayınız, yahut bir albüme yapıştırıp kelleksiyon yapı- nız. Sıkıntı samanınızda bu hnotlar bir doktor gibi Imdadınıza yetişebilir. Dünyada Olup Bitenler Almanyada Yarım Yıl İçinde 51,000 Kişi Kısırlaştırıldı Devlet hastanesinde kan tahlili.. Berlin, 12 (Temmuz)— Vaktile Berlinde “Cinsiyet enstitüsü,, adı altında, bir kurum vardı. Bu ku- garibelerin yanında bir de Müze- ye malikti. Cinsi eksikliklerin, bozuklukların, eğerçeklerin, ahlâki fenalıkların etüdüne tahsis edil- miş olan bu müzede öyle resim- ler, alçıdan yapılmış öyle heykel- ler vardı ki, insan bu kurum di- rektörünün, bu ahlâk bozukluk- ları nümunelerini hayalinde icat etmiş olabileceğine inanırdı, inan- mak İsterdi. Ben bir gün bu kurumu gez- miştim. Direktörü ile — birlikte bekleme —odasından — geçerken kadın erkek beş altı kişi gözüme çarptı. Dışarı çıktığımız zaman direktöre sordum: — İyi olmaları imkânı görül- meyen hastalardır. Bunları, ken- dilerine hastalık —veren — uzvu çıkarmak suretile insanlığa zarar veremiyecek hale getireceğim, dedi. Hadımlaştırmak değil, kısır- laştırmak ameliyesi Almanyada | daha o zaman gizliden gizliye yapılıyordu. Fakat Nazi partisinin iktidar yerine geçince İlk işi bu kurumu ortadan kaldırmak, sonra onun gizli ve küçük çapta yaptığını açıktan açığa ve büyük ölçüde yapmak oldu. vi Burada size kısırlaştırma İşin- den bahsetmek istediğimi anla- mışsınızdır.. Bir. çok — memle- ketlerde bu — meselenin — sırf Nazileri gülünç göstermek için aleyhtarları —tarafından — ortaya atıldığı sanılır. Bu, sade bir ha- tadır. Meseleyi Hitler yıllarca evvel düşünmüş, 14 Temmuz 1933 de kanununu yapmış, ikinci kânun 935 de tatbikine başlamış- tır. Aradan geçen müddet zar- fında “insana gerekolan ödevle- rini yapabilme kabiliyetlerine ha- ae gayrı tâbil yüzleri göstermek Üzere yapılmış alçı heykeller ve “labışâdir — “Parti Liderleri Papaslara Hazreti İsanın Bir Sözü- nü UnutmuşOl- duklarını Hatır- latıyorlar,, lel gelmemek şartile çocuk yetiş- tirme imkânlarının önüne geçilen insanların,, Ssayıst tamam 51 bin * Kanuna göre kısırlaştırma ameliyatına tabi tutulanlar : İrsi delilik, aptallık, körlük, sağırlık, schizophvenie iğrenç derecede sakatlık hastalıklarına tutulmuş olanlardır. Verem ile Frengi İyl- leşir sanıldığı için bu listenin dışında bırakılmışlardır. Bu has- talıklardan birine tutulmuş olan her şahsı, eğer düşünme kabili- yetini muhafaza ediyorsa kendi- sini haber verip ameliyat ettirmek mecburiyetindedir. Aksi halde bu mecburiyet yakınlarına düşer. hasta ve akrabası bu mecbu- riyetten sıyrılmak mıi İstiyorlar. O zaman tedavi eden doktor husust sıhhat müdürlüklerinden birine durumu anlatmak mecbu- riyetindedir. Bu husust sıhhat müdürlüğü kendisine bildirllen hastayı — hususi — mahkemesine yollar. Bu mahkemede iki doktor ile bir hâkim vardır. Hasta mahkemeye bir avukatin ve bir doktorun refakatinde — gelebilir. Hükmü reddedebilir. O zaman iki Üniversite profosörü ile bir hâkimin idaresinde bulunan istinaf mahkemesine gidebilir. Buradan da aldığı hüküm ilk mahkemenin kararını teyit mi ediyor, Temyiz mahkemesine başvurabilir. Artık orasının hükmü kat'idir ve hasta kat'i hükmü aldıktan sonra iki kafta içinde devlet hastanelerin- den birine gitmeye mecburdur. | Burada ameliyat parasızdır. ve azami 7 gün sürer. Doktorlar, hastabakıcılar, idare memurları sizi muhafaza ile mükelleftirler. Kimin ameliyat edildiğini derhal unutmak mecburiyetindedirler. Tesadüfen ağızlarından bir söz kaçırdılarmı, gidecekleri yer der- hal hapishanedir. Bunun içindirki kimin kısırlaştığı belli değildir. Ve kısırlaşan evlenebibir. Fakat aldığı kadın veya vardığı erkek bunu öğrenirse derhal talâk iı- Alşöletlk. . — — cazanil e alselin A b Nazi partisi, maksadının ırkı temizlemek, işe — yaramazlarının çoğalmasının önüne geçmek ol- duğunu söylemektedir ve bu me- selenin etrafında yabancı memle- ketlerde — yapılan dedikodulara hayret ederek: M eli Glnadl ü Dü T — İsveç Norveç, Danlmarka, Fenlandiye, İsviçre, yukarı Ame- | — rikanın bazı kısımları bu işi biz- den evvel düşünmüşler ve tatbik etmiye — başlamışlardır, demek- tedir. x ileri gelenlerinden konuştum, onun ile- iki — mütaleayı da Fırkanın birisi ile ri sürdüğü kaydedelim : 1 — “Sizden bu kısırlaştırma kanununun iç memlekette de bazı memnuniyetsizlikler uyandır- mış olduğunu saklamıyacağım. Bu memnuniyetsizliği gösterenlerin başlarında mütaassıp katolik pa- pasları vardır. Halbuki bu papas- lar bizzat Hz. Isanın “Allaha daha İyi hizmet etmek için kendi arzuları ile kısırlaşanları tebcil ederim,, dediğini unutmuşlardır. 2 — Hakikatte bizim yaptığı- mız, tabiatte esasen — mevcut Kari Mektublari Bu Yavruya Yazık Değil Mi? Geçenlerde Fatihte Haydarda bir duvar yıkılma hâdisesi olmuş- | tu. Bu hâdisede küçük bir yav- rucak taşlar altında kalmış, ehem- miyetlice bir surette yaralanmıştı. Çocuğun annesinden aldığımız bir mektup bizi ciddi bir ye'se düşürdü. Barut inhisarında memur olan çocuğum Aannesi Mihriban diyor ki: “ — Yedi yaşında bulunan oğlum bu kazaya maruz kaldığı | gün ben dairede çalışıyordum. Bir aralık bana geldiler ve yav- rumun duvar altında kaldığını söylediler. Bütün — heyecanımla hastaneye koştum, bir ana hakki olarak çocuğumu görmek istedi- | gimi söyledim. Bana: Göremezsiniz, hastadır!. Dediler. Bir çocuk dünyada en çok anasına yakındır, bana ertesi gün gelmemi söylediler. Ertesi gün komşularımdan bir ikisi aynl, kazada hafifçe yaralanan çocuk- larını benden evvel görmeğe git- | mişler, hastaneden onlara yere basamıyacak kadar ağır yavrumu vermişler: — Alınız, bunu eve götürünüz!. | Demişler. Komşular ise: — Bu çocuğun annesi işte çalışıyor, kimsesi yoktur. Bir - iki gün daha yatsın. Zavallı hem hâlâ iyileşmemiş!. Demişler. Dok* torlardan biri: — Siz götürmezseniz biz po"' bi olan | şılık vermiş. Çocuğum geldi. Fa* kat ne halde?. Bütün yaralar! toz, toprak, kan içinde.. Bir loh pansıman yapılmamış, bir tek sargı sarılmamış. Biz memlekıtıı, böyle hastanelere düşünce koğuk sunlar, bakılmasınlar diye mi ço cuk yetiştiriyoruz?,, Nöbetçi Eczaneler Bu göce nöbetçi — eozaneler şunlardırı İstanbul tarafı: Şehzadebaşında (Hamdi ), Yenikapıda ( Sarım ), Hafızpaşada ( M. Fuat ), Şehremi- ninde (A. Hamdi), — Samatyada (Ridvan ), Cibalide ( Necati Ah- met ), Eyüpte (Hikmet), Bayazıtta (Cemil), Balatta ( Hüsamettin), Cağaloğlunda ( Übeyt ), Bahçeka- pıda ( Hüsnü Haydar), Bakırkö- yünde ( Merkez ), Beyoğlu tarafii Tünelde ( Matkoviç , — İstiklâlde ( Kemal Rebul ), Galatada ( Mer“ kez), — Şişlide ( Şark Merkez h Kasımpaşada ( Merkez ), Hasköydt (Halk), Kadıköy — tarafır İskelt olan bir kanunu tatbik etmekten | ibarettir. Hayvanlara dikkat edi- niz: Kuvvetliler zayıfları, hasta- ları, cılızlar daima yerler ve tabli şekilde ortadan kaldırırlar. Dok- torluğun mevcut olmadığı iptidat insanlarda da durum bunun ay- nıdır. Yani kanun orada da hük- münü icra etmektedir. — Hal- buki doöktorluğun ileri gittiği medeni ülkelerde mesele aksi olmuştur. Yani buralarda fen kötü ırkı söndürecek yerde, tersine olarak idame etmek için elinden geleni yapmış ve bu caddesinde ( Sotiryadis ), Yeldeğir” meninde ( Üçler), —Büyükadadi ( Şinasi Rıza ). p, ' a) sayede İşe yaramaz insanli/ çoğaldıkça çoğalmıştır. Biz bi vaziyetin Önüne geçeceğiz. * Bu muhakemenin doğru oluf olmadığını burada araştırat? değilim, hâdiseyi anlatmakla | tifa ediyorum ve bir satırla b lâsasını yapıyorum : — Almanların bugün amad her ne bahasına olursa 0“;: ğenç, gürbüz, temiz, kuvvetli irk yetiştirmektir. Tıpkı "v Ispartalıların yaptıkları gibi. j

Bu sayıdan diğer sayfalar: