» Her hakkı mahfuzdur. OSMANLI SALTANATI GÖCERK (Mütareke devrinin tarihi ) SON POSTA EN Yazan: Ziga Şakir 19/6/35 Bir Gece Sabaha Karşı Şehirde Mühim Tevkifat Yapılmıştı.. Bu tehditkâr — sözler, gerek Türk muhitine ve gerek Sarayla Babıâliye mühim bir tel!ş ve en- dişe vermişti. Bir taraftan cene- ralın işaret attiği noktalar hak- kında ne gibi tedbirler almak iktiza ettiği müzakere edi irken, diğer taraftan da hususi çareler aranmış; Ceneral Desprenin öfke- sini teskin etmek için ziyafetler tertibi kararlaştırılmıştı. Fu kararın tatbiki, oldukça faideli tesirler husule getirmişti. Lisan bilen Türk hanımlarının da Iştirakile — Hilâliahmer ve sair müesseseler tarafından - ziyafetler ve suvareler verilmiş; bu içtima- larda, Rum ve Ermeni siyasetçk lerinin Türkler aleybindeki pro- pagandalarının bir. dereceye ka- dar önüne geçilmişti. Fakat.. Bu manevranın fark- na varan siyasetçiler, derhal baş- ka vasitalara müracaat etmişler ; gizli talimat göndererek (Samsun) ve (Sinop) tan getirttikleri he yetleri Fransız gnınlinı müra- Caat ettirerek : — İttihatçıların teşvikile Müs- Kümanlar sılâhlanıyor. Bugün, ya- fin hiristiyanlar Üzerine hücum #edecekler. Bizi muhafaza ediniz. Dedirtmişlerdi... Bu müracaat müşmir olduğu takdirde, üç mak- Bat temin © ti : 1 — Fransızların — fikirlerini, tekrar Türkler aleyhine çevirecekti. 2 — Samsun ve Sinop, Fran- sızlar tarafından İşgal edilecekti. 3— Bu işgal Türkle- Mn kuüvveti İflâs edecek, Karade- niz sahillerinde (Pontos hükümeti) kurmak iİsteyenler; artık işlerini terbestçe lerdi. Fransızlar, bu — müracaatları dinlemekle beraber teenni ile hareket etmişler; o esnada hükür Metin İttihatçıları tevkife başla- Ması Üzerine, bunun neticesinl beklemeye karer vermişlerdi. Kânunusaninin 30-uncu Per- ?lıbı gecesl; sabık İttihat ve erakki Fırkası kâtibi umumisi Mithat Şükrü, sabık Dahiliyo Na- zım İsmall Canbulat, Merkeziumu- Mi arasından Ziya Gökalp, eski Selânik meb'usu Manoel Karasu, tabık İzmir valisi Rahmi, İstanbul Murahhası ve sabık İaşe Nazırı Kara Kemal,(Karesi meb'usu Hü- teyin Kadri, Hüseyin Cahit, Lâ- Tistan — meb'usu Sudi Beylerle doktor Süleyman Numan Paşanın evleri sabaha karşı zabıta kuvvot- leri tarafından çevrilmiş, güneş doğarken hepsl tevkif edilerek Polis müdüriyetine getirilmişlerdi. Ittihat ve Terakki erkânının suretle sessizce tevkifleri, or- talığa derin bir sükün vermiş; herkesin gözü, divanıharplere çev- Tilmişti. — Fakat, — Hayret Paşa divanıbarbı, henüz bunları muhs- keme edebilecek vaziyette değildi. Çünkü -şimdiye kadar divanıharp Muhakeme — usüllerinin hilâfına tile tıkacak gibi görünmemekte idi. Hayret Paşa divanıharbinin bu Betaoti, ne padişahı, ne itilâfçıları Va nede ittihatçılardan intikam taraftarı olanları tatmla için divamıharp riyasetine Okümharbiye Feriki Nâzım Paşa getirilm'şti. Nâzım Paşa divanı ı alabildikler'ne harekete gelmiş- harbi de şu zevattan mürekkepti: © lerdi. Saraya, Dahiliye Nezaretine, Aza Liva Ali Nâzım Paşa Polis Müdüriyetine, Istanbul mu- Mustafa 5z hafızlığına, Vilâyetlerde - valilere Ha e A DON » demet demet jurnallar yağıyor, » miralay Recep Ferdi Bey ihbarlar birb'rini takip ediyordu. Aza mülâzimi Liva, Emin Paşa | Birbirini müteakip evler basılıyor, Kü üi ııiııl:y’(a)ııu Lü'lh.& | haklı haksız bir çok kimseler elumumi Muammer Bey | tevkif edilerek hapishanelere dok İstifa etmişti. M_'""'ı"': Cemil, duruluyordu. Ko:ı Anadolunun ’S'ŞLP' Sadi, Feridun, R'Ş." Bey- bir başından diğer başına kadar erden mürekkepti. Tahkikat he- öönikleketle çabıta. Tüveli T£ yetinide topçu miralayı MehmetAli milııcbıı ılevıl:ilhıta i]ı“v': x,tevıkl; Erkânıharp kaymakamı Hayrettin, Z z kaymakam Fettah, miralay Hüse- edilenleri Istanbula göndermekle meşgul oluyordu. yin Hisenü, binbaşı Halil Hamit, Vaziyetten yalmız Saray ve Hamdi, Salp, süvari binbaşısı v Sabit Beyler teşkil etmekte idi. | Padişah değil; Itlâf kuvwvetleri mensuplarile bütün müntekimler- Asıl mühim olan cihet, ( Adli Müstantikler ) idi. Bunların mü- | de memnundu. Meselenin en feci ciheti şurasıdır ki, bütün bu tev- him bir kısmı, Karabet Aycıyan, Haralambos, Artin Boşgezenyan, | kiflerin en haksız cephelerinde Misak Markaryan, Dimitraki gibi | müddei ve müşteki sıfatile kâmi- Rum ve Ermeni hukukşinaslardan | len Ermeni ve Rum komitecileri bulunuyordu. (Hınçak ) ve (Taş- mürekkepti. nak) komitelerinin — merkezleri Damat Ferit Paşa, sadaret mevkline ayak bastığı günden | tekrar açılmıştı. Buradan tertip itibaren, — divamharbi harekete | olunan listeler nüfuzla muhalifle- sevketmişti. Sadaretinin beşinci | rin- ve ekseriya ( Hürriyet ve günü de, gerek — İstanbulda ve | ttilâfçı)ların -ellerile hükümete ve- gerek vilâyetlerde bulunan — İtti- hatçıların ve harp sulistimalcileri- nin kâmilen tevkifine kat't emir- ler vermişti. Ferit Paşanın bu icraat başla- ngıcı, herkeste evvelâ hayret ve sonra dehşet husuüle getirmişti. riliyor, ortada esaslı hiçbir iddia bulunmadığı — halde — hudutsuz bir tevkifat devam ediycrdu. Birkaç gün zarfında, Bahçe kapıdakt Sanasaryan hanının üst katındaki mevkufin Jlocaları - ile, hanın altındakt karanlık bodrum, İttihatçılıkla az çok alâkadar | -sadrazamlık, şeybislâmlık, nazır- olanlar, heyecan içindelerdi. bk ve ordu kumandanlığı etmiş Birçok seler, şurada bu- | çevattan; halk tabakalarının en rada saklanmak mecburiyetin! his- setmişlerdi. (Adalet) — mefhumu, birdenbire ortadan - silinivermişti. Müfsitler ve müntekimler, artk mütevazı sınıflarına kadar- muh- telif zümrelere mensup kimselerle doluvermişti. (Arkası — var) Şeker fiatları hakkında Halkımıza ucuz ve çok şeker yedirebi'mek gayesile Kamuta- ya sunulan kanun layihası onaylanmış ve 17-6-935 Pazartesi günü Resmi Gazetede neşrolunmuştur. 1 — Istanbul ve şeker fabrikalarında teslim edilmek üzere toptan toz şeker şimdiki fiatı olan 36,75 ve 37 kuruş yerine (25) ve kesme şeker 39,50 kuruş yerine (28) kuruş fiat ile satılacaktır. Bu flat bütün vergi ve resimler dahil olup bu fiatlar fabrikalarda vagon İçinde Istanbul Anbar dahilinde teslim fiatlarıdır. 2 — Salir mahallerde toptan satış fiatı yukarıdaki fiatlara â:lııı nakliye ve buna alt diğer masrafların ilâvesile bulunacak ttan ibaret olacaktır. 3 — Pernkende fiatlarla yukardaki maddelerde gösterilen top- tan satış fiatları arasındaki fark bugün mütemayil bulunmakta olan ve perakende satıcıların cari ve normal kârını teşkil eyleyen mik- tardan ibaret kalacaktır. Bu nisbet toz şekerlerde 1,25 kuruş ve kesme şekerlerde 1,50 kuruştur. Bu suretle tesbit edilmiş olan toptan âe perakende satış flatlarının fevkinde fiatlarla satış yap- mak ihtikâr telâkki #edileceğinden ona göre hareket olunması bilâmum şeker satan asnaf ve tecimlere ilân olunur. (B) (3421) * 18/6/935 — Salı l ıda 200 19/6/935 — Çarşamba Mi » 400 20/6/935 — Perşembel 0 4 600 ı 21/6/935 Cuma 601 », TO4 Belediyeden aylık alan mütekalt ve öksüzlerin 935 lt birinci üç aylıkları yukarıda yazılı günlerde gösterilen sıra numa- raları ile verlleceğinden İstanbul Ziraat Bankasına müracaat etmeleri. “D,, (3381) * » hafta ayrıca 2 veya 3 gün koyun etin kapalı zarfla eksiltmeye ulmuştur. Şartaamesi Leva- zun müdürlüğünden parasız alınır. Bu etlerin tahmini bedeli 16425 Hiradır. Eksiltmeye girmek isteyenler 2400 No. h arttırma ve ek- Mütekait Sayfa 11 Holivut Yıldızı.. . ( Baştarafı 1 İnci yüzde ) için otel kapılarında biribirlerine girmişlerdi. Lilyan Gış'ın adını bile anma- maları gösteriyor. ki, onları te- cessüse sevkeden Meksikalı yar- manın san'atkârlığı değilmiş. Vakıâ Lilyan Gış'ın Don Joze Mojikadan eksik tarafı var amma; san'atten yana değil! » Lilyan Gış'tan evvelâ, sinema hayatına girişini anlatmasını rica ettim. Yanında bulunan küçük hemşiresini göstererek güldü. —|Dorti de, ben de Kolis ara- sında dünyaya gelmişiz. Bundan da anlarsınız ki biz bu işin içinde doğmuşuz ve bu gidişle de doğ- duğumuz yer'erde öleceğiz! Sinemadan ayrıldık. — Fakat ayni işe sahnede devam ediyoruz. Sinemadan niçin ayrilmış? Tekaüde sürüldüğünü bilme- mezlikten gelerek sordum : — Sinemadan ayrılışınızın se- bebini öğrenebilir miyim ? — Sinemadan, sesli (ilimlerin çıkması yüzünden ayrıldık. Çünkü sinemacılık âleminde, sessiz filimle birlikte san'at te öldü. San'ati, şarkıların, çalgıların gürültüsüne boğup yok ettiler | — Fakat tahminimce, sinema- dakine nisbeten, sehnenin ka- zancı oldukça azdır? — Öyledir. Fakat Holivutta, sanatkârların kazançları, dışarıya duyurulan rakkamlardan çok diü- şüktür. Bu itibarla, sahneyle perde arasındaki kazanç farkı, sanıldığı kadar büyük değildir. Sonra sahnede, artistlerin mo- daları, sinemadaki kadar geçici değildir. Beyaz perdede — şöhretlerin ömürleri, sivri sineklerin hayatları kadar kısa sürer. “Holivudun İç Yüzü,, Bizi ençok güldüren şey, biz- den bahseden yozulardır. “Holivudun iç yüzü,, baş'ığı altında — neşrolunan — eserlerden Holivudun diş yüzünü tanımak bile mümkün değildir. Meselâ, — filanca — sanatkârın, yüz bin dolarlık kürk yaptırdığı, folanca sanatkârın dört yüz bin liralık bir kulübe aldığı yazılır. Halbuki, bütün bunlar, sine- ma kumpanyalarının. kendi adla- rına ve kendi — senatkârlarına reklâm yapmak maksadile yaptık- ları ası'sız haberlerdir. San'atkârlar, üzerlerinde gü- rülen pıril piril mücevherlere kürklere, elbiselere, yalmız oyna- dıkları müddetçe sahiptirler. Lilyan Gış, cevabmi. tamam- ladığı zaman, gezdiğimiz Topkapı sarayının hazine dairesine gir- miştik. Elmas, Altın, zümrüt, inci, pırlanta — ve yakuüt, — yığınları- pın ortasında gözleri kamaşan yıldız : — Hayret... Dedi... Hayret... Ve gülerek İlâve etti: — Tosanın, bu servet içinde yoldan çıkmaması için Peygam- ber olması lâzım ! — Buradaki bekçilerde çok kökleşmiş bir kanaat vardır : “Devletin malına sürülen e- ler taş kesilir!,, derler. Lilyan Gış'da güldü : mak için, bu söze İnanmak bile kâfi değil! Erkek Ve Sevgi Bahsi Harem dairesine doğru yolla« Birken, ondan, erkek, ve sevgl hakkındaki düşüncesini de öğrene mek istedim: — Bence, dedi, erkeğin de; sevgi de, lâkırdı ile anlaşılabilei cek şeyler değildir. Buna hâlâ akılları yatmıyan feylesoflar, şa< İrler, ve muharrirler sade realist değil, normal bile sayılamazlar, Sevgi masal gibi anlatılmaz; şarap gibi içilir. Biran susan Lilyan Giş, çapj kın bir gülüşle lâve etti: — Hele erkeğin lâfile geçin$ mek hiç işime gelmez! Ayrılmadan — evvel, — ondi hangi eserleri okumaktan hoşlan dığını sordum: — Ben, dedi, büyük adamla«< rın tercümeihallerine meraklıyım, Günün dedikodularını ihtiva edea yazılara bayılırım. Ömrümde bir tek mısra şlir okumadım. Zaten, Holivutta, en satılmıyan nesne de kitapdır. Hattâ geçenlerde yapılan biv latatistikte 'meydana çıkan rakkami lar, hepimizi hayrete düşürmüştü, Çünkü bu rakkamlardan anla« şılıyordu ki, blr yıl zarfında Ho liyutta bir tek şiir kitabı ve yale nız dört roman satılmış. Lilyan Gış ilâve ettiği cevapla,/ uyanan hayretimi epeyce taşırdı ve: — Asıl tuhafı, dedi, © kitap- lar da, Holivuda gelen kendi mu- harrirleri tarafından satın ahne mışlar ve yıldızlara (|hediye edik mişler !.. , Naci Sadullah Ölümden Güç Kurtular Kayıkçı ( Baştarafı 1 laci yüzde ) nizi allak bullak etmiştir. Necati, geldiği yere dönmek üzere dümeni kırmış, fakat rüzgâ« rın şiddeti kayığın seyrine mani olmuştur. Nihayet bir aralık ka- yık devrilivermiştir. Necati, — elbiselerile — denize düşmüş, yüzmek bildiği için bu« calamıya başlamıştır. Bu bucalayış tamam Üç saata yakın sürmüş ve Necati bitkin bir vaziyette sahile — çıkmıştır. Kayık, suların cereyamına kapılıp kaybolmuştur. Yeni Neşriyat: Hatta — Bu sevimli gazetenin (63) üncü sayısı çıkmıştır. Nöbetçi Eczaneler Bu gece nöbetçi eczaneler şun- lardır: İstanbul tarafıi Şehradebaşında (Üniversite), Aksarayda (Ziya Nurl), Edirnekapuda (Arifj, Şehremininde (A. Hamdi), Samatyada (Erofilcs), Küçükpazarda (Küçükpazar), Eyüp- ta (Bikmet), Lülelide (Sıdkı), Fener- de (Emilyadi), Sirkecide (Eşret Neşet), Bahçekapuda (A. Rıza), Ba- karköyünde (İstelan Terziyan). Be- yoğlu tarafır Taksimde (Della Su- da), Yenişebirde (S. Baronakyan), Taksimde (Ertuğrul), Galatada (Ka- raköy), Şişlide Şafak sokakta (Nar> Kasmpaşada (Merker), Hasköyde (Halk). Kadıköy taraf: Modada (Faik İskender), Pazaryo- kunda (Namık İsmet), Büyükadada — Burada şeytana kapılma: (| (Balk). Ü bt