- Dünya Haâdiseleri Amerikalılar Yol Kazalarından Şikâyetçidirler Amerikı yolları üzerinde (14) dakikada bir adam kaza- l îf'ı”',y"“' ı İlk üç ayı İçinde üzerinde | bu şekilde ölen- lerin sayisı -— (7000) dir. “Ulusal korunma,, kurumu bu mesele hakkında yazdığı bir beyannamede: — Eger Öönüne geçemezsek bütün Amerika baştabaşa bir mezarlık haline gelecektir, de- miştir. Şurasını da kaydedelim: Kazaya en çok sahne olan yerler kalabalık şehirler değildir. 300, 350 bin nüfuslu yerlerdir. ya uğrar. Yılın Nevyork gibi nüfusu 7 milyonu geçen yerlerde kaza nisbeti orta- nın aşağısındadır. — TAKVİM | Gün PAZARTESİ Hızır 140 8 HAZİRAN 935 279 Arabt 1 Rebilllevvel 1854 Vakit (Esant h Güneş | Rumi n Mayıe — 1881 Vrngtij Vakit |Ezani (Vasatl| İ K Akşam - Öğle |as6 1D üv| Yata |9 00 idadi (8 36 (16 12 )| İmaâk 6 39/2 we Ü| aa | ö Nöbetçi Eczaneler Bu gece nöbetçi #ozaneler gçun- lardır: İstanbul tarafır Şehzadebaşında (Amf), Aksarayda — (Ziya Nüri), Edirnekapuda (Aril), Şehremininde (A. Hamdi), Samatyada (Rıdvan), Küçükpazarda (Küçükpazar), Eyüp- ta (Hikmet), Lâlelide (Sıtkı), Fe- nerde (Emilyadi), Ankara cadde- sinde (Eşref Xeşet), Bahçekapuda (Hüsnü — Haydar), — Bakırköyünde (Merkez). Beyoğlu tarafı: Tünelde (Matkoviç), — İstiklâl — caddesinde (Kemal Rebul), Galatada (Merken), Şişlide (Şark Merkez), Kasmpaşa- da (Merker), Hasköyde (Halk). Kadıkây tarafır Modada — (Faik İe- kender), Pazaryolunda (Namık lr- &5604 30 19 35 na- | yamında (25) lira parası met), Büyükadada (Halk). Bir Doktorun Günlük Notlarından (*) Yazı Yazma Zorluğu Hastalığı Pazartesi Bugün: Variler! masa başında yazı yaz- mak olan bir. daire memurunu müsyene ettim. İki senedenberi sağ elinin baş ve şehadet parma- ifanda uğrı İle buşlayan ve yavaş yavaş bir gevşeklik ve uyuşukluk şekline giren ve nihayet yazı ya- zarken — parmakları — arasındaki kalemi — fırlatan — rahatsızlığından bahsetti. Bu hastalığın: Çok yazı ile uğraşmalarda, bazan fazla içki içenlerde, el tinirlerin- de hasıl olan bir nevritten, kramp- dan, yorgünlüktan — ileri geldiğini “yazı yatma müşkülât,, hastalığı ismini verdiğimizi elektrik, einir kuvvet izneleri ve Biraz da istira- hatle kabilişifa olduğunu söyledim, Tuzlü vu banyolurma bir müddet devam etmesini tavsiye ettim. V) Hu vetları kesip sakleyın s, yahut | brahlüme yapışlarıp kolleksiyon yapır yiz. Sikinti zamanınında bu notlar bir deklor gibi Yırdadımıza yetişebilir. Leblebicilere Satılmak — İçinÇalınanKurşunlar Bunu Yapan Eller Kırılmıya Lâyıktır Müzeler idaresi, birçok kıy- metli ve tarihl eserleri, bimaları tamir ettiriyor, bu, onun vazilfe- sidir. Maamafih vazifesini yaptı- ğından dolayı kendisine ayrıca teşekklir. öderiz. Çünkü —insan, çok defa, vazifesini yapmıyanlara karşı bile teşekklir. etmek - vazi- yetinde kalıyor. Bu arada tamir edilen eserlerden biri de Sokullu Mehmet — paşanın — türbesidir. Maamafih eski — sadrazamlardan Ferhat paşanın da bir türbesi vardır kl mimar! ve san'at nok- tasından büyük bir kıymeti halz- dir. Hatta, denilebilir. ki san'at tarihinde onun büyük bir yerl vardır. Fakat resimde de gördü- ğünüz gibi bu güzel eserin kur- şunlarım leblebicilere satmak için Ko A Kurşunları aşınlan kubbe (Eürmzler, farkına varılmasın diye, kurşunları cephe kısmından değil, arka taraftan aşırmışlardır| söküp çalmışlar, duvarlarını ele- * liyen mozaiklerini kırıp parçala- mışlardır. Resimler, bu facianın yamılt« mıyan şahitleridir. Para Kaçırırken Yakalanan Madam,l Şimdi Ben Kanunu Bilmiyordum, Bundan Haberim Yoktu, Diyor Evvelki gün Virjin adında bir kadın muhakeme edilmiştir. Vir- jin yabancı memlekaetlera para kaçırmakla suçludur. Iddiaya göre Romanya ban- dralı bir vapura binen Virjin bulun- duğunu söylediği halde üzeri ara- nınca kendisinde yerli, ecnebi fazla para bulunmuştur. Bunun Üzerine döviz kaçakçılığı suçile mahkemeye verilmiştir. Madam Virjin: — “Ben kanunu bilmiyordum, haberim yoktul,, demektedir. Jan D' Ark Denizcileri.. Dün Cümh;rîyetr Abi_desine' Giderek Güzel Bir Çelenk Koydular . Limanımızı ziyarete — gelmiş olan ve içindeki talebe ile bir tetkik ziyareti yapan — Fransız JanD'Ark mektep gemisinin zabit ve tayfaları, dün saat on birde Taksime — giderek — Cümhuriyet Abidesine çelenk — koymuşlardır. Resmimiz, bu saygı delili hare- Zaman zaman Karadeniz kı- yıları birçok kereste, benzin, gaz ve makine yağı tenekelerile ve fıçılarile doluyor. Bunlardan bir kısmı Beykoz kıyılarına kadar gelmektedir. Şimdiye kadar gerek Şile ve gerek Beykoz kaymakamlıkları tarafından bu nevi binlerce eşya keti tesbit ediyor. * Dün, Heybeli deniz ta'ebesi Jan D'Ark gemisini gezmiş ve Fransız deniz zabit namzetlerinin mekteplerine bir gün evvel yap- tıkları ziyareti lade etmişlerdir. Karadenizden Kopup Gelen Enkaz toplatılmış, biriktirilmiştir. Milii Emlâk idaresi, şimdi bunları satacaktır. Bu eşya, çok defa Karadenizde kazaya uğrıyan veya batan vapur ve motörlere ittir. Hele bu sene, kıyılara vuran kereste miktarı bilhassa çok olmuştur. Bunun sebebi de, | Kubbenin, türbe ile berabar aksi ci- hetten — görünlüşü Bir Hırsı Kaçarken.. Etrafındakileri Taş Yağmuruna Tuttu Polis müddeiumumiliğe Fuat adlı bir. hırsızlik suçlusu - teslim elmiştr. İddin edildiğine göre Fuat Aksarayda Ağa yokuşunda Bayan Zehranın — apartımanının Üçüncü dairesine çıkmış ve Bay Ahmedia kapısının kilitlerini zor- Tamağa baş'lamıştır. Bu sırada Eay ÂAhmet gelmiş ve Fuadı ya- kalamak — İstemiş. Fakat — Fuat elinden kurtularak sokağa fırla- mış ve yakalanmamak için yer- den taşları alarak Ahmedin ba- şina atmağa başlamıştır. Funa rağmen: pols kencisini yakala- “mıştır. Kırk Paraya Dayak! Sirkecide seyyar kurabiyecilik eden Hâlis, 12 yaşında gazete müvezzii — Yakubu, kırk — para kurabiye parası yüzünden adam- akıllı döv bu yal kaza'arın fazla olmasıdır. Beykoz Halkevi, bu kerestelerden bir. miktarını satın almaya ve bunlarla spor tribünleri yaptırma- za karar vermiştir. veredesecne e. Bir Gayrımübadilin Derdi Dedeağaçtan 331 senesinde Hhicret ettim. Hicretimden Üç ay sonra kocam askere gitti ve harpte şehit uldu. Küçük bir oğlum ve iki küçük kızımla kabk dim, Kızımın birisi öldü. Her sefalet ve perlşaplığa tahammül ettik. Nihayet hükümetimiz bizl hatırladı. Altı sene evvel gayri- mübadil olup olmadığımızı sordu ve lstida ile müracaatimizi istedi. Hemen muktezi istidaları yazıp gönderdim. 933 ve 934 senesinde yine ayni kayıtlarla beraber dul olup olmadığıma dalr bir ilmü- haber Istenildi. Bu işe ait resmi kayıt suretlerini ve dulluğuma dair köyden aldığım ilmühaberi gönderdim. Aradan bir sene kadar geçti. Bir cevap gelmedi. İstida ile Gayrimlüibadi! komisyonuna müra- caat ettim. Bu defa gelen cevapta (hukuki vaziyetiniz mülğa Muhs telit Mübadele — komisyonunca Ankara mukavelenamesine —mü- zeyyel mukavelenamede gösteri- len müddetin hitamından sonra tesbit edilmiş olduğundan komis- yonumuzca hakkınızda yapılacak bir muamele yoktur ) diye cevap verildi. Bu —mukavelenamenin - tayin ettiği müddet ne olduğunu bilme- mekle beraber benim müracas- tım altı sene evveldir. Muhtelit Mübadele komisyonunun bizim hukuk! vaziyetimizi tesbit etmekte gecikti ise bu komisyonun tech- hürü yüzünden benim hukukumun ziyaına sebebiyet vermiş demek- tir ki; buna cümhuriyet kanunları müssade eder mi? Benden daha sonra müracaat edenlerin hukukf vaziyetleri tesbit ve — muktazi muameleleri yapılmakta ve hattâ bundan Üç ay evvel müracaat edenlerden veraset ilâmı vesair vesaikin talep edildiğini görerek bizim altı sene evvel vaki müra- caatımıza şu suretle cevap verik mesi hayretimi mucip oldu. Ma: - liye Bakanlığımnn bu hususta nazarıdikkatinin — celbedilmesini — m. Adresı Biganın Demetoka karyesiadeti Nizam oğullarından — Talibin — evinde mukime gyayrimübadil F_ııııı ş Lisalerin Müfredat Proğramları Bandırmada dava vekili bay — Hasan Özbek bize yazdığı bir mektupta — imtihan - ve — talebe | meselesini mevzubahsederek di — yor ki: — Müfredat programları çok ağırdır. Lisede okuyan talebeler bu programın ağırlığı yüzündem çok sıkıntı çekiyor ve hasta anır — yorlar. İçlerinde zayıf — kalanlar — oluyor. Bu hususta Kültür bakar — nımızin nazarı dikkatini celbede — TİM.4 Ankara fişek fabrikasındaki okuyu” cumuza: İsminizi yazmayı unuttuğu suz* dan bu şekilde bir adrese cevap veriyoruz. Shakespeare'in Romeo- Jülyetos! hiçbir. gazetede tefrika edilme” miştir. Bu eser daha ziyade edebi mecmualara, san'at mecmaalarınl yak şız. Gümüşhanede pul kırtasiye satıcımi Bay Ahmet Ataça: b Mektubunüz — sarih değ İdir. daha düzğün ve özlü yazmamız! di.eriz.