Büyük tarihi roman 26- 5 - 935 Muharriri: A, R. Tefrika No.: 111 Feci Akıbet Cellât, Bir Anda İşini Bitirmiş, İbrahim Paşanın Ruh- suz Cesedi, Gözleri Yarı Açık Yerde Uzanmıştı İşte © zaman İbrahim paşa, artık hakikatin bütün fecaatini anlamış: — Allahttekber.. Eşhedüenlâ- ilâhe.. Illâllah... Diye tekbir çekip, getirmeye başlamıştı. Kapıcıbaşının gözlerinden dö- külen bir damla yaş, Ibrahim paşanın bir kadın eli kadar ner- mü rakik olan eline damlamıştı. Kapıcıbaşı, boğulur gibi bir sesle: — Ne çare devletlüm!.. Mu- kadderat böyle İmiş.. Hemen ehlâsınızı bütün tutup mertebel şühedaya varın. İnşallah, bizlere de şefaat eylersiniz. Diye fısıldamıştı. şahadet Ibrahim paşa, bu sözlere ce- vap vermeye İüzüum görmemiş, zangır zangır titreyen vücudünü, kapıcıbaşının sürüklemesine ter- kederek, tekbir çekip kelimei şaha- det getirmekte devam eylemişti. Kapıcıbaşı, İbrahim — paşayı açık bir kapıdan İçeri itivererek geri çekilmişti. O zaman, tava- nından küçük bir zeytin yağı kandili sarkan bu loş odada, iki gölğe belirmiş, birl Ibrahim paşa- nın sağına, diğeride soluna geç- Mişti. Ibrahim paşanın dizleri bükük müş, vücudu yere yığılıvermişti. Fakat metanetini toplıyarak sağ elini yere dayamış, vücudunun Üst kısmını yukarı kaldırmış, ba- gını ileri uzatarakı — Bu milke nef'imiz dokundu. Eziyet eylemeyin. Mevtimiz âsan olsun. Padişah uğruna kurban gideriz. Diye yalvarmış ve sonra boy- nunu — büsbütün ileri uzatarak Közlerini kapamıştı. O anda, yağlı kemend, Ibra- him paşanın boynuna dolanmıştı. kri nalçalı bir ayak, Fatma sulta- Bın sevgili zevcinin narin göğ- tüne basmış! — Çek, ulanl. Diye yükselen boğuk bir #ses taş kuppede korkunç bir akis Yapmıştı. Cellât yamağı, İnsan! bir va- Rife ifa etmek İstemiş, hemen “belindeki enli bıçağı * çekip yere Sömelerek: — Bıçağı boynuna salam mı Heta?, Demişti. Fakat yağlı kemendi tilkerek İbrahim paşanın boynun- h çıkaran posbıyıklı, çehennem tellât: » — Yuuhl. Tezce can verdi. Demiş, güzleri, tavandan sar- kan loş işığa karşı yari açık k'ılıı ve yerde upuzün — yatan lL'-'ıhinı paşanın biruh cesedine Sasını dönüyermişti. » Esmer GüÜl © Deli Velinin geçikmesi Esmer Üle endişe vermişti. O gün ve geceyi derin bir istirap ile tÜ"lıi.ıli. Yememiş, içmemiş, Yumamış, Bir an bile pencere- ".'L önünden ayrılmıyarak bütün e<tini kafesin arkasında için için Elamakla geçirmişti. Nedim Efendi de, ayni bele- 8 ve Hmtırap içinde İdi. Blr ara- l hk, asabına ve dimağına bir az sükün vermek için içki iİçmek istemişti. Fakat sonra: — Zavalh, Deli Veli.. Eğer aşllerin eline —geçti ise, helâki muhakkaktır. Oncileyin bir yigiti görgöre göre ölüme sürdükten sonra İiçkiye el sukmak revayı hak değildir. Diye içmekten vazgeçmişti. Santler geçtikçe, — endişeler artıyor, Esmer Gül ile Nedim Efendinin arasındakl konuşmalar da azalıyor ve ağırlaşıyordu. Esmer Gül, uzun sükütlardan sonra gözlerini kafes deliklerinden ayırmıyarak: — Hey Tanrım!. Sen, gözle- rimizi yollarda koma.. Zavallı Deliciği sen sakla. Tek onu sağ selâmet göreyim de.. Siırtımdaki gömleğe kadar neyim var, neyim yoksa fıkaralara ulaştırayım. Diyordu. Bu sözlerden acı bir toesslir duyan Nedim Efendi de: — Hele biraz daha sabrede- lim, Esmer Gül, İnşallah.. Mevlâ, boynumuzu bükmez. Diye, Esmer Gülü - teselli etmek - istiyordu. Halbuki, bu hassas şairin içi daha xziyade yamıyor, — Deli — Velinin başına bir felâket —gelmesi — ihtimali kuvvetlendikce, beyni karıncala- nıyordu, O geceyi, her ikislde pence- renin önünde, gittikce artan bir ıztırap İçihde geçirmişlerdi. Sa- bahı, dört gözle beklemişlerdi. Ortalık aydınlandığı zaman, ye- niden Ümide düşmüşlerdi. Nedim Efendi, adamlarını şu- raya buraya saldırmış, Deli Ve- liden bir haber almak üÜmüdüne kapılmıştı. Halbuki, gelen haber- ler, korkunç bir felâket halini a- mıştı. — Verir katledilmiş, lâşesi at kuyruğunua bağlanıp sokaklarda sürüklenmiştir. — Vezirin vücudu, pâra pi- ra, edilmiş.. itlere yedirilmiştir. v şK_ağakçılığı SON POSTA En Çok Olan Vfğir Sınır Sayfa 13 Fransız - Belçika Hududunda, î(;;a;kçılır Şeytanca Tedbirlere Başvuruyor Dünyanın — kaçakçılığa — en müsalt olan budutlarından biri de Fransız - Belçika hudududur. Bu iki memleket «son derece dost olduükları ve aralarında da askeri bir ittifak bulunduğu için, hu- dutta ciddi manialar vücude ge- tirmek Istemiyorlar. Bu halk, geniş çapta kaçak- çılık yapılmasına zebep oluyor. Çünkü Fransada hayat pahalı, Belçikada ise ucuzdur. Bu sebeple Fransızlar, hudutta mühim mu- hafaza teşkilâtı yapmışlar, deni- lebilir ki adım başına bir gümrük memuru — dikmişlerdir. Bunların en korktukları şey otomobillerdir. Çünkü süratle gelip geçiyorlar. Üzerlerine silâh atmak ta yasak. * Ne yapsınlar. Memurlar kademeli bir surette mevki almaktadırlar. Bir tanesi otomobili durduramadı mı, telefon veya düdükle ötedeki arkadaşına haber veriyor. O da, bu otomobilin tekerlekleri altına şu dişli aleti uzatıyor veya kirpi denilen demirden yapılmış dikenli topuzu atıyor. Otomobil de dur- mıya mecbur kalıyor. Bir hesaba göre Fransız - Belçika hududu üzerinde, günde kaçak olarak geçebilen otomobilin adedi tahminlere göre GÜ, İnsan- ların 100, hayvanların ise 500 imiş. Hayvan deyip geçmeyiniz. — Meğer vezir, sünnetsiz bir | kâfir imiş. Avret yeri açıldıkta, bu hakikat tezahür etmiş. — Hayır.. sarayıhümayundan bir. öküz arabasına yatırılarak zorbalara teslim edilen lâşe, ve- zirin değil, kürkcü başı Mano'un cesedi imiş. Padişah; sevgili vezirini, ne azil etmeye ve ne de hal'eyleme- ye kıyamamış. Vezire gayetle müşabih olan kürkçübaşıyı usu- lette sarayı hümayuna celbetmiş. Lir köşede boğduruvermiş. Sonra veziria esvaplarını kürkçübaşının biruh cesedine geydirtmiş. Aynk- zamanda katil ve ihnak edilen Kapta »derya Kaymakam Mustafa paşa ve kethüdayı Sadrıâğli Meh-« met paşanın cesetlerile ayrı ayrı birer arabaya yüklettirmiş. Sa- bah'eyin, tanyeri ağarırken saray- daı çıkartırmış. Zorbalara yolla- mış; vezir, tebdilikiyafet ederek bir kayığa binmiş. Üsküdar ya- kasına geçmiş. Orada eski cari- yelerinden birinin hanesinde ihtifa eylemiş... fArkası var) karnına b n nefls dantelâlar, falan ve filân.. muazzam servet- lerin kaçırılmasını temin odi- yormuş. Acele Müzayede İle Satış Matbaacılara, mücollitlere ve kar- ton — fotoğrafik fabrikam — olanlar için JOZEF ANGER ve SOHNE- WİEN markalı otomatik ve motö- TÜ ile beraber bir adet yeni ve eon model Yaldız Istampa Presi Ve Karton Zımbası Bahçekapıda Yalıköşkü oaddesin- de Liman Hanı karşısında Antalya Nakliyat Şirketi ardiyesinde — yarın: ki Çarşamba —günü — satılacı Görmek isteyenler hergün görebi- Birler. Satış eat 10 dan 12 ye kudar. HORHORONi Eminönü Valide kıraathanesi yanında. Telefon 1 24131