p: bi Tefrika No: 37 “ Ben de Öyle zannediyorum. Fakat kızcağızın bir daha öyle tehlikelere maruz kalmasını İste- miyorum. Bu kâğıdın bizimle hiç bir alâkası yok! Hem doğrusunu istersen, Almanya ile buradaki adamlarının İşlerine karışmıya da hakkımız yok. Onun için bu kâğıdı da Herr Müller'e lade edeceğim ve muhteviyatını anla- madığımızı, bilmediğimizi söyle- yeceğim. Şayet kendisine iade etmemizi biç te Ümit etmiyorsa daha iyi.. Sırlarına vâkıf olma- dığımıza emniyet getirmiş olurlar. Fakat bunun bir suretini almayı sakın unutma. Ne olur ne olmaz. Belki de işimize yarar. ,, — «Herhalde Sir Geofirey'e haber vermek lâzım.» — “Orasını bana bırak. Ben bu akşam ona haber veririm. Fikriml tasvip edeceğine şüphem yok. Zaten bizzat kendisi bize Nazi entrikalarına karışmamızı belki yirmi defa tenbih etmiştir.., Perdita ile Caresse Perdita ne yaptığının farkında olmiyarak acele acele soyundu ve tağına girdi, Şimdi bütün ha- ;:h.i;çlıd'ıh yı.?dıiı kendi âle- mini, karşılaştığı yeni bir haki- kate göre baştan aşağı yeniden tanzim etmek mecburiyetinde idi ve bu da hiç hoşuna gitmiyordu. Bu hakikatin manasını, ne ifade ettiğini bir türlü anlıyamıyor, kestiremiyordu. Hissiyatını bir tarafa bırakıp vaz yeti soğuk kanlılıkla muha- keme edebileceğini zannediyordu. Fakat zavallı kızcağız bilmiyordu. Kendisli gibi bütün bir neşil bu yanlış kanaate kapılmıştı. Bilmi- yordu ki beşeriyetin âdetleri de- gişebilir fakat tabiati hiçbir vakit değişmez. Gençliğine, cesaretine güve- nerek hayatı sükünet ve emni- yetle karşılıyabilir, aşkı inkâr ederek onu hayatından çıkarmağa çalışabilir fakat... Caresse kapıyı vurdu: — “Gelebilir miyim?,, — "Tabli,, Caresse odaya girdi, lâmbayı yaktı ve arkadaşının yatağının üzerine oturdu. * Lavrence —avdet ettikten sonra kendisini gördün mü?,, — “Hayır,, N — “Ben de görmedim. Mis- ter — Cunnlngham'ın — odasından çıkıncağ doğru — Sir Geoffrey'in yanına gitti. Ben de artık bekle- miye İüzum görmedim. — Zaten vakit te oldukça geç.,, Perdita cevap vermeyince Ca- resse sözüne devam etti: — “Sofrada harp ihtimalleri konuşulurken sen, burada kalır- sak bizimkilerin vazifelerine âdeta bir engel olacağımızı söylemiştin. Hatırına geliyor mu?,, Perdita, gerçi böyle bir şey söylediğini hatırlıyordu. — Fakat Caresse'nin ne demek istediğini birdenbire anlıyamamıştı. Biraz sonra anlar gibi oldu. Demak ki Caresse, taraçadan birlikte salona ldikleri halde, — Laurence'nin !:ııdlıinl birdenbire bırakıp şifre memurile çıkıp gitmesine gücen- mişti. dŞlııd.l onu mu — anlatmak istiyordu? ( Arkası var ) a SON POSTA 28-5- 1934 İç İşleri Bakanı Şükrü Kaya Diyor Ki: ( Baştarafı 1 inci yüzde ) devridir. Onun, bir gerilik, kay- taklık bayrağı çektiği görülmüş- tür. Derviş Vahdeti meydandadır. Diğerleri de harbin tesirleri, kötü eserleri arasında Türk matbuatın- dan o 'de beklenilmesi lâzım gelen semereyi verememiştir. Cumhuriyet Devrinde Basın Türk basınının, Türk matbua- fının devrimlikleri ve güzel devri diğer bütün alanlarda olduğu gi- bi cumhuriyet ile olmuştur. Biz şekli, münderecatı ve hiz- meti itibarile bugün Türk gazeci- liğinin varmış olduğu dereceyi, hakikaten bundan 15- 20 sene evvelisi hatırımıza — getiremezdik. Onun için buna amil olanlara, bu yapanlara ve bu güzel eserle- ri bize gösterenlere teşekkür et- mek benim için ve hepimiz - için çok yüksek bir zevktir.- Alkışlar- Türk basınının, komisyonumuz- da da gürüşüldüğü gibi, vfak tefek teknik hatalarından sarfına- zar, diğer kısmın kendisine atfe- dilen hiç bir kabahati ve kusuru yoktur. — Akışlar — Eğer biz, gaye adamı olmamız itibarile, kendisinde bazı noksan- lar görüyorsak bu, her safhada Erülcn noksanların aynidir. ve ttâ daha azıdır. Yapılması Gerekli Olan lişler Daha azı olmak icap eder, çünkü o teşkilâtı yapanlar irfan sahibi, zekâ sahibi adamlardır. Gazetelerin “ matiere premiere , İ ilk maddesi doğrudan doğruya insan zekâsı ve görüşüdür. Onun için demin arkadaşların dediği gibi Basın denildiği zaman yalb- bız muharrirler değil mürettip ve makinecileri dabi hatıra getirmek lâzım gelir. Bunlarda ayni iş bö- lümünün — kıymetli — uzuvlarıdır. — Alkışlar — Bizim, basın işinde, nozarı iti- bara alacağımız eleman, insan ol a göre bu insanı kendi vazilesi ve ödevine göre yetiştirir- sek ve ona kendi mesuliyetini terecek olursak Tüörk milletinde zaten mündemiç olan seciye de mevcut olduğuna göre dünyanın en iyi basımını yapmış olacağı: mıza kanaatım — vardır. — Elve- rir ki iş sahibi olanlara yo- lunu — gösterelim, yani teknik noksanlarını bild.relim. Kurultayın verdiği karariarda en çok iftihar duyduğum sebep budür. Yani kendi kendimizi ilerletecek vası- taları yine kendimizin bulup çalış- masıdır. Bir takım ittihamlar, ar- kadaşlarımızdan- — birinin dediği kadar değil amma, gazeteci vas- fına lâyık olacak bilgilerin bizde noksan olmaması lâzımdır. Ve bu bilgiyi tamamlamak için bir za- rüret vardır. Bu da, Kurslarla, konferanslarla ve biribirine telkin etmek ve makaleler yazmak su- retile halledilecek işlerdir. Bir Birlik Lâzım İkinci noksan, kurultayın ka- rar verdiği meslektaşlar arasında bir birlik olmamasıdır. Her gaze- teci bağsız ve bir avare halinde gazeteye İntisap eder. Ve çekilir. Çok feci mahrumiyetler içerisinde I ölenleri gördüm. Demin bir Mm- kalkarak yük- sek hatırlarını taziz ettiğimiz es- ki muharrirlerin yüzde sekseni teşekkülsüzlük — yüzünden böyle gitmiştir. Hakkı Tarık Us - maalesef... Şükrü Kaya - devamla - bu teşekkll evvelâ mesleğin şerefi ile mütenasip ve birbirine müte- sanit uzuvlardan mürekkep olarak kurulacaktır. Bu teşekkül birçok- larının âtisini temin edecektir. Takip Edilen Gaye ü B-:rw de vıııl'ılu bok lur. geniştir. İyi bir te- şekküil vücut bıılıı:ıld:. Şimdi bu İşler için seçtiğiniz heyet tah- min ederim ki, gelecek kurultaya kadar bu saydığım İşlerin esasla- rını yetiştirecektir. Seçdiğiniz arkadaşlar burada senelerdenberi millet işlerile, mat- buat işlerile uğraşmış kimseler- dir. Gelecek kuru.taya kadar be!- ki daha evvel buna ait bir takım nizamnameler, talimatnameleri hazırlayacaktır. Ve ikinci kurultay toplanacağı zaman #size eserlerini gösterecektir. Hükümetten istediğiniz şeylere gelince, kendi salâhiyetim dahi- Tinde olan kisımları yapacağıma #Öz veririm. Hükümet nezdinde de sizin — bir. avakatımız. olacağım » bravo ses'eri sürekli alkışlar.- Fırkanın bize gönderdiği üye, fırkanın — matbüat — hakkındaki noktai nazarını açıkça söylediği için bunu —tekrar — etmeğe mabal yoktur. Zaten - takip etti- ğimiz gaye, bu memlekti el birli- gile, disiplin altında lâyık oldu- ğu yüksek mevkie çıkarmaktır. - Alkışlar - Bu işe baş anmış ve yarı yolu alınmıştır. Şu, bu nazariyeye ka- pılarak, gerek sağdan gelsin, ge- rek soldan gelsn bu nezariyeye kapılarak bu güzel memleketi eski vaziyetine düşürmiyeceğiz. « Alkışlar - Millet kuvvetini o suretle a mıştır ki, önüne çıkanları çiğne- memek elden gelmez, çiğniyerek geçer, velev bu mania fikir saha- sında olsa da keci:i e tarihin gösterdiği yüksek mevkie beheme- hal varacaklır. - Alkışlar - 500 Liralık Müsabakamız Okuyucularımız arasında açtığı- miz (500) Jlira'ık sabaka bitti. ve bu müs bakaya — ait (30) uncu —son kuponu — neş- rettik. İstanbulda ve dışarıda bu- Tunan — okuyucularımızın (7) Ha- zirana — kadar — vakitleri vardır. O zamana kadır. bize neşret- tiğimiz şartlar dahilinde cevap- Tarımı — göndermel'ldirler. Zarfların fzerine “müssıbaka memurluğuna, kaydı konacaktır. (7) Hazirandan sonra gelecek cevaplar kale alın- mayacak ve netice (12) Haziranda ilân edilecektir. — Hallde Ve Arkadaşları 28 Mayıs Sah günü akşamı Şehzadebaşı Taran tiyatromunda Ankara 28 Yoluna; Görülenler.. ( Baştarafı 1 inol yüzde ) Eskiden, Ankara yolcuları, içlerinde sade ikl yolcu bulunan altı kişilik kompartımanları kala- balık sayıyorlardı. Ve oturmiya değil, bakmıya bile tenezzül et- miyorladı. Fakat şimdi, içinde beş kişi bulunan kompartimanlardaki tek boş yere, münhal bir memuriyet bulmuş işsizler gibi saldırıyorlar. Zira biletlerde yapılan yarı yarıya ucuzluk, yolcu miktarını, ateşe tutulmuş bir derece hızile eskisinin dört misline çıkarmış. Bulunduğum kompartiman yol- cularından bir tanesi, rafları, çe- şidi bol bir manav dükkânına döndürmüş. Sıra sıra sepetlerde, torbalarda, portakaldan tutun da, şekerli Şam sucuğuna kadar var. Öylc de ikramcı ki, daha oturup ta Üçünclü soluğu almama vakit bırakmadan, gözüme bir sepet dayadı: — Buyurun efendim... Hal's Arnavutköy çileğidir... Ankara yolculuğunda en dik- katle — korunulması — lâzımgelen tehlike “kurum,, dur, Hem lokomotif bacasının, hem de, bazı yataklı — yolcularının kurumu... Hele bu ikinciler içlade öye leleri var ki, Neredeyse, ceplerin- deki yatak — biletini, bir büyük rütbe imtiyaznamesi gibi gözünüze dayayacaklar, ve sizi elpençe divan durmaya çağıracaklar.. * Ortalığın — kararışından — az sonra kompartimana, bir saatten fazla zamandır ortadan kaybolan bir arkadaş girdi. Fena bir hakarete maruz kak- mış gibi burnundan soluyor, sinirli hareketler'e, — rüzgârda dağılan uzun saçlarını düzeltiyordu : — İçinizde, dedi, iyi kötü re- sim yapabilecek kimse yok mu? Içimizden birisi sual #ormak- ta benden daha meraklı davrandı: — Ne yapacaksın bu saatte Ressamı? — Bir ölüm tehlikesi işareti çizdireceğim.. hani şu, elektrik muharriklerinin kapılarındakl gi- — — emrama aa n Para Almak bi... Bir aşık kemiğile bir. kuru İskelet kafası... Bu sefer aşağı yukarı hep bir- den sordular! — Oda ne olacak! — Nemi olacak?.. Vagon res- toranın kapısına asacağım... Ben yandım, bari başkaları kurtulsun!. Bu cevap benimde hayretimi uyandırmıştı: — Ne var vagon restoran- da?. Dedim. O, köşesine dayak yemiş gibi yıkılırken, — dişlerinin — araşından mırıldandı: — Gitte görürsün! Bi'mem; az sonra, merakımı yenmek için vagon 'restoran boy- ladığımı yazmaya lüzum var mı? Insan orada kendisini evvelâ, bir restoranda değil, bir ilân ser- gisinde sanıyor: Zira kumaş, ilâç boya pabuç, şu bu İlânlarından, duvarlarda çivyi çakılacak yer kalmamış. O kadar ki, tuzluükların, hattâ diş karıştırılan yassı çöpcüklerin üzerlerinde bile, bir şeyi met, ve tavsiye eden satırlar yazılı. Insanın, bütün bu yazılmışları okuyabilmesi için biç — değilse dört, beş defa Ankaraya gidip gel mesi gerektir ben ise kompartımar dostumu, vagon restoran'a İsyan ettiren sebebi, ancak hesap pu- sulası getirilince sezebildim. Zira bana üç liraya malolan üç kap yemeyi hâlâ eritemiyorum? Ve eğer, yol arkadaşlarından birinin başladığı hikâye, olanca alâkamı çekmeseydi, diğer arka- daşın — söyleyipte — yapamadığını ben yerine getirecek, ve resto- ranın kapısına iliştiirmek Üzere bir tehlike işareti çizecektim. Fakat anlatılmaya başlayan yol hikâyesi okadar keyfimi diriltmişti ki, hatırladıkça hâlâ gülmekten kendimi alamıyorum. Hatta sizede atlatmadan ede- miyeceğim: İkinci Yazı: Seyahatin en güzel hikâyesi, Eskişehirden — sonrası. — Ve... Benim gördüğüm — Ankara... İçin Olümle Tehdit Etmiş Aleksandre son zamanda tehdit mektupları gelmiye başlamıştır. Bu mektupları yazan — adam nibayet dille de müracaat etmiş ve iddiasına göre: Eğer istediğim parayı vermez- sen halin haraptır. Seni kıtır kıtır keserim, kimse de duymaz tehdi- ni savurmuştur. Bu adamın adı Mehmetmiş, Aleksandr. Mehmede müsbet cevap vermiş — ve para tedariki için kendisinden mühlet istemiş, sonra polise başvurmuş. Verilecek paraların numaraları tesbit edilmiş. Mehmet evvelki Sirkecide — Heykeltraş _Bıy | gün gelmiş, — paraları almış. O sırada — meydana çıkan zabıta memurları Mehmedin cebinden işaret konan paraları çıkarmıştır. Müddelumumilik dün Mehmedi tevkif etmiştir. Evlenme Devlet demiryolları genel mü- dürlüğü işmenlerinden Bay Sadet- tin Reşit ile Bayan Nezahet Behçet'in 24-5-935de Ankara Halk- evinde evlenme töremleri yapıl- mıştır. Kurulan — yuvanın — şen olmasını dileriz. Topçubaşı Abdülmümin Ağa Vakfı Mütevelliliğinden Numara Cinsl Semti 1324 dükkân — Topane 326 » » 4 " » Yukarıda yazılı dükkânlar 1 haziran Mahallesi Kılıncali Ecir misili 17 Caddesi Topçular » " 15 » Alipaşa medraese çıkmazı — 12 936 tarihinden itibaren birer sent müddetle kiraya verilmek üzere 16-5-935 perşenbe yününden itibaren ongüü müddetle müzayedeye konmuştu. Müzayedede talip zubur etmediğinden yt nlden beş gün müddetle müzayedeye k buçuk teminatı muvakkate akçesile hergün onmuştur. Talip olanların » yüzde yedl İstanbul Evkaf Müdüriyetinde mülhak vakıflar kalemine ve yevmi ihale olan 1-6-935 cumartesi unat onbeş- te Encümeni idareye müracaatları,