27 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

27 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ii 2 m Mayıs | Siyaset Âlemi |! Gelecek Savaşta Uçak Tehlikesi Başbakan General İsmet İa8nünün gerek Ulus, gerek Basın kamutay- larından hava tehlikesine yaptığı işa- ret yerindedir. Gelecek bir savaşta hava bombardımanlarile uçaklardan atılacak zehirli gazların yapabilecek- leri zararları şimdiden ölçmek müm- kün değildir. Hava hazırlığı ve uçak tedariki bugünden yarına ral işlerden değildir. Bir uçağa yalnız bir Pilot kâfi sayılamaz. Onun yedeği, yedeğin de yedeği lâzımdır. Sonra bir uçağın bellibaşlı bir ömrü vardır. O ömrü tamamladıktan sonra yenileş- tirilmesi lâzımdır. Sonra uçak endüs- #risi mütemadiyen yenileşen, tekniği adeta hergün ileri giden bir çalışma aletidir. Bu sebeple, bu memleketin , müdafaası için 600 uçağa lüzum gös- teren Başbakan, verdiği söylevle bü- tün bu ihtiyaçlara işaret etmiş oluyor. * İngiltere bir adadır. Bizim toprak- larınızdan çok küçüktür. Hava mü- dafansı için (1500) uçağa lürum Bösteriyor. Bu lüzumu müdafaa eden muhafazakâr parti lideri bakiniz nasıl hazin konuşuyor : “Dünya için büyük tehlike, ulus lardan uğramış olduklârı korku has- talığındadır. Avrupanın özerine çul. an bu debşetten kurtulmak suretile terakki Şolunda yürümekte devam edebiliriz, Medeniyet Kurumunun özerinden bu kadar yıl geçtikten sonra Avru- Panın bütün devletleri, ulusları, İn- #anlerile yarın, uçaklar tarafından Yaralanacak kadınlarını, bombalarla Zehirlenecek © çocuklarını O kurtarma Şaresini arar görmek, beni hssta «diyor. Bütün bu aksak işleri düzelt. Mek zamanı gelmiştir.,, * İngiliz muhafazakâr partisinin relsi ve yarının Başbakanı Baldvinin söz“ İerindeki © acılık Oo insana © ürper veriyor. Yarının tesirli silâh uçaklır, Bombalar atacak ve zehirli gaz saçıcak olan uçaklar. Bu yolda hazırlıklı bulunan uluslar, &n iyi müdafan tedbirini almış olan- lardır. Gaflet devresi geçmiştir. Geçen Bamanı telâfiye bakalım. — Süreyya İspanya Ve Yabancı İşçiler Madrit, 26 — Sivil o mühcadisler #stitdsd, bütün yabane İşçilerin © dışına çıkarılmasını istemiştir. Bu kerar, bilhassa Asturi mıntakası İçin lüzumlu görülmektedir. - Silâh sesleri, homurtular, su- n oğultusu susmamıştı. Ibtiyar kadın, başını fki yana sallıyordu: — Eskiden, kahpe dere taşar- » Onun taşması, (deli çayın masına benzemezdi... Tekrar kerevete oturmuştu; #aki günlerin masalını anlatıyor- Muş gibi söylüyordu: — Kahpe dere, azgın taşardı.. Bir yol taştımı, (dört yakasını Siler süpürür, alir | götürürdü... da dere, eskiden kahpe ders “ Hacer, annesisini (o dinlerken Yorganın arasından gözuçüyle bar "lyordu, İhtiyar kadın; — Kahpe dere... Kahpel Derken, âdeta dişlerini gıcır- datıyordu, Hacer, bu diş bileyişten, ken- - Pay çıkarıyordu. o Demek, nlar gibi suyun, selin, taşın işPrağın da * kahpel ,, si vardı *€er, kat kat kalın yorganların ty da, yine üşüyordu; vücudünün di ndeki ağırlık, uşümesini gi- şi alt onun, damarlarının içi * “Yordu, Emeti Molla: anlatıyordur.. - Yeni Bir Dünya Ökonomi Konferansı Nevyork, 26 — Bir'eşik Amerika hükümetlerinin gümrük O engellerini #zaltmak ve kımbiyo fiatlerini letik- rar ettirmeli için armulusal (beynel- mile') bir anlaşma konferansı hazır» iem:k üzere bir dünya konferansı top'amak niyetinde olduğu haber veriliyor. Amele Partisi Ve İngilterenin Müdafaası Londra, 26 — Taymis” garetesi amele partisinin hava uvvetlerini ziysdeleştirmek için hükümet tarafın» den istenilen tahsisatı vermemesini acı bir dille tenkit ediyor, diyor kir — Anlaşılmıyan şey smöle. parti. sinin düştüğü tezattır. Hem İngiltere- nin dünyada büyük bir rol oynamak vaziyetinde (o bulunduğuna (kanldir, hemde bu rolü oynamak için icap eden parayı vermemektedir. Düşünülmek lâzimadır ki ulusal emniyet olursa böyle bir politika güdülebilir. Bir Alman Hava Filosu İsveç Toprakları Üstünde Uçmuş Bern 28 — İsveç huva hududunun bir Alman hava filosu tarafından geçilmesi hâdisesini | alâkadar ma- kam'ar şöyle izah ediyörları “Tek satıhlı 8 Alman tayyaresi 22 mayısta saat 14,40) ile 14,50 eresi Şafavz kantonunun şimalinde hududu geçmiş ve geyet a'çak uçsrak İsveç arazisine keşifler yapmışlardır, İsviç- se hükümeti, lu hususta siyasi bir teşabbüs yapmıştır. Marsilya Cinayeti- nin SiyasiMesuliyeti Cenevre, 26 — Yugoslavya hükü- metinin muvafakatile, İngiliz delegesi bay Edenin de teklifi üzerine uluslar konseyi, Marsilya suikasti hakkındaki siyasi mesuliyetler için Yugo: in müracmatını bir sonuca (notice) bağ- lamıya karar vermiştir. Yazan: Mahmut Yesar! — Aktaş, Kahbederenin az mı kahrin çekti idi... Sen İstanbula gittiğin yıldı, Kahbedere, yata; nı değiştirdi. Şimdi Deliçaya akıs yor... Deliçay, Kahbedereyi bas- tırdı, emme, Aktaşa, ziyanı do- kunmıyor... Silâh sesleri seyrekleşmiş; İn- san çığlıkları, nâralar, havayı bir yangın gibi sarmıştı. Emeti molla, birden sustu, kulak kabarttı; — Bu, Deliçayın (o taşmasına benzemiyor! Oturduğu yerde doğruldu ve gövdesini pencereye doğru uzattı: — Deliçay taşsa, köylü bu kadar ayaklanmazdı... Kalktı, pencereye yaklaştı: — Acaba, ne varki? Hacer, yatağın içinde, titreye titreye sordu; — Sahi, anne, nevar? Ne olu- yor? İhtiyar kadın, şaşkın şaşkın bakınıyordu: — Bilemenki... Sokakta, su şarıltıları arasın- da insan sesleri, homurtular du- yuluyordu. Ihtiyar kadın, yağmura İ İran - Irak Sınır Anlaşamamazlığı Bu Dava, Uluslar Kurumunun Gele- cek Toplantısında Görüşülecek Cenevre 26 — İran ile Irak arasin- daki sınır geçimsizliği Ulüslâr Kurumu konseyinde Iki tarafın Dış Bakanları Bay Kânmli ve General Nurinin bu- zurlarile görüşülmüştür. Bu İşin ra- portörü Bay Aloizi henüz halledilemi- yen bu meselânim, gelecek konsey toplantımma bırakılmasını istemiş, iki taraf muvafakat etmiştir. Ayrıca, bu müddet zarfında vaziyeti gerecek her hangi bir teşebbüste bulunmamıya da sözlemişlerdir. İki taraf, bu zaman içinde doğrudan doğruya konuşup davalarını kendi aralarında hallet. | miye çalışacaklardır. Bu münasabetiş Bay Kâzım! Ajans Havas mümessiline bu toplantının çok faydalı olduğundan bahsetmiş, bu konuşmaların yakında (o bir sona ermesi umudunu göstermiştir. Romanya Ve Alman Sermayesi Bükreş 26 — Gazetel ya ile Almanya ar fin ediyorlar. Bu halin, Romen endüsiri- sini Alman sermayesinin kontro'u a'tına koyacağından dem vuruyorlar, hn dış işleri bakanı Bay Küâzımi Musolini Konuşuyor Habeşistanı Böğrümüze Çevrilmiş Bir Tabanca Gibi Taşıyamayız Roma, 26 — Pörlâmentoda Dış İşleri Bakanlığı bütçesi konuşulurken Bay Musolini bir söylev vermiştir. Musolini 1928 de, Aysn Meclisine fs- şizmin dış işeri hakkında bir tabo gelmedi- evvelki münase- betler safhasının kapandığım kaydet- miştir. Bu İşin bu kadar uzamasının sebebini de, aradaki (Omenfavtlerin aldırış etmedi, pencereyi açtı. Sokakta, (o sular içinde O güç- lükle (o yürüyen — karaltılar, te- lâşla sağa sola kaçışmıya çaba: liyorlardı, Çok geçmedi, karşı ve yan evlerin kapıları ; yumruklanmağa başladı; hem yumruklayor, hem de bağırıyorlardı : — Kahpedere taştı... Kahpe- dere taştı... Emeti Molla, geri çekilmişti: — Kahpedere mi taştı? Tekrar (o penicereden sarktı; dinledi, Sokakta bağırmalar de- vam ediyordu: — Köprücülerin kurddğu köp- rü yıkıldı... Deliçayın akmasını önleyip kesti... Ters gerileyen sular, oKahpederenin O yatağına akıyor. Kahpedere de taştı... Emeti Molla, bağırarak sordu; — İnişbaşını sular bastı mı? Ihtiyar kadının sesine, cevap veren olmamıştı. Emeti Molla, tekrar seslendi: — Sular, Söğütlümescide ka- dar yürüdü mü? Buna da, cevap vermemişlerdi. Yalnız, sağlı sollu, karşılıklı evle- rin kapıları yumruklanıyor, bağır- malar devam ediyordu: — Kahpedere taştı... Bu, bağırış, suların uğultusu kadar korkunçtu... Emeti Molla, durdu ve elini alnından geçirdi. Neye ona, ce- Açaprapklığı. olduğunu ve Fransanın -gist rejiminin durumunu beklemiş olmasına atfetmiştir. Musolini, bundan sonra Almanya- nın silâhlanmas. bahsine dokunmuş, bundan köyle İtalya için silâhları bırakma meselesinin mevzubahsola- mıyacağını, maamafih ortaya müsbet birşey atılırsn buna (O karşı zorluk çıkarmayı da düşünmediğini bildirmiş- tir. Muso ini, A'manya - İtalya müna- sebatını bozan işin Avusturya mese- 'Devsmi 10 uncu yüzde) vap vermemişlerdi ? neye onların kapısını yumruklayıp Kahbedere- nin taşmasını haber vermiyor- lardı? Ihtiyar kadın, döndü; yatakta yatan kuma baktı, Yağmurdan aslavan başını çekti, pencereyi ağır ağır kapattı, Kendi kendine söylenir gibi dişleri arasindan: — Kahbedere taşmiş! Dedi. Sesi, büsbütün kekreleş- miş, yüzü büsbütün buruşmuştu. Hacer, hiç sesini çıkarmıyordu. Onun, Istanbula gittiği yıl kuru- yan Kahbedere, köye döndüğü gece taşmıştı! Vakit geç te olsa, yağmurlu da olsa; köye, şehirden bir ara- banın geldiğini ve kimleri getir- diğini köylüler elbette duymuş- lardı. Emeti Mollanın sesine cevap vermiyorlar, onların kapısını yum- ruklamıyorlardı. Hacerin konakladığı ev, de- mek ki “İânatleme,, idi! Emeti Molla, kızma baktı, baktı: — Ne susuyon, Hacer? Hacer, titrek titrek: — Ne söyliyeyim, anne? Dedi. Ihtiyar kadın, homurdandı: — Kalk! benim odaya geçe- lim.. Sesinde, azarlayan, emreden Kadın Ve Erkekler Için EvlenmeKaideleri Genç ve severek evlenin, fa- kat evlenirken kafanızı kullanın. Evlenme işinde genç kır ve er- keklere (12) madde içine sıkıştı rılmış bir kılavuz: Kızlar için I — Kendinizden daha kuv- vetli ve daha zeki bir erkekle evleniniz. 2 — Yaşça sizden büyük bir erkekle evleniniz. 10 yaş büyük bir fark değildir. 3 — Ailesinin birlik oğlu olan erkekle evlenmeyiniz. 4 — Siyasette ve dinde müteassb olan birile (o ev- lenmeyiniz. ER e yer emi rem İm Dn düşünen er kekle evleniniz. 6 — 40 yaşına gelmiş bir bekârla evlenmeyiniz. 7 — Heyecanlı bir kızsanız okumuş adamdan kaçınız. 8 — Bir adamı islâh etmek ümüdile evlenmeyiniz. Erkekler İçin Ii — Sizi çeken kadın tipini İyi tetkik ediniz. 2 — Kendini küçük gören bir kızla evlenmeyiniz. 3 — Tamamen rıddınız olan kızla evlenmeyiniz. 4 — Geceleri evinizde kal- mak istiyorsanız, yalnızlıktan kor- kan bir kızla evlenmeyiniz, Bu tavsiyeleri yapan adam, Amerikada aile meseleleri Üze- rinde senelerdenberi tetkikat ya- pan bir ruhiyat âlimidir. Bu adam yüzlerce aile geçimsizliğinin se beplerini tetkik etmiş ve bunun en ziyade cinsi meseleye temas ettiğini mi . e TEYZE Emel Rızadan AAA ya Sizinle konuşmak istediğim şeyler o kadar mühim ki, bunların yalnız aramızda kalmasını muvafık görme. dim. Sizi yana beklerim. Adresim ga- zete idarehsnesine verilmiğtir. Emel Riza bir sertlik vardı. Hacer, bu dik kekre sesten korkmuş, Üşüümesini unutmuştu; yorganları, Üstünden sıyırdı, dizlerine tutunarak kalktı. Emeti molle, elile lâmbayı işaret ediyordu: — Şavkı da al.. Hacer, lâmbayı aldı, annesile birlikte, sofaya çıktılar. Emeti Molla, sofada: — Üşüyon mü daha? Diye sordu. Hacer, dişleri birbirine çar- parak: — Hayır! Dedi, başını geriye itti. Annesinin odasına girdiler. Emeti Mollanın “odası da Hace- rin yattığı odaya benzemiyordu; yalnız, kapının sağında, Üzeri sarı çivilerle süslü, büyük bir yeşil sandık vardı. Sandığın Os- tünde, büyük bir bohça duru- yordu. Emeti Molla, yatağı gösterdi: — Haydi, yat. Daha üşüme, Hacer, hiç sesini çıkarmadı, uysal bir boyun büküşle yatağa girmişti. Emeti Molla, odadan çıkmıştı, biraz sonra elinde, Hacerin esvap” ları, çantası ile tekrar içeri girdi, kapıyı kapadı. Sokağın oğultusu, odaya kas dar geliyordu. çi Lam ver),

Bu sayıdan diğer sayfalar: