Alâettinin Sihirli Lâmbası Doktor Cemil — muayeneden tonra başını kaldırdı. — Hemen deniz kenarına bir yere götürmelisiniz.. O zaman İyileşir, fakat burada kalırsanız.. Dudağını büktü. Cümlesini ta- mamlamadı. Fakat Cemilin anne- * Bayan Emine doktorun ne de- mek istediğini anlamıştı. O git- Hikten sonra Cemil annesine döndü. 1 — Döktor da bizim ne halde lolduğumuzu bilmiyar sanki.. De- niz. kenarına gidin diyeceğine Amerikaya gidin deseydi.. Bizim lçin deniz kenarına bir yere git- mek Amerikaya gitmek gibi bir Şey meyle nasıl gideceğiz... Fakat Üzülme amne ben burada da iyi- leşeceğim. İyileşiyorum bile... Annesi göz yaşlarını oğluna göstermemek için — dışarı çıktı. Oturdukları yer dar, güneşsiz bir tokakta, dar, güneşsiz, karanlık bir evdi... Denize ihtiyacı olma- yanlar deniz kenarında eğlenip dururken hasta oğlunu oraya gö- türememesi Bayan Emineye pek zor geliyordu. Akşama doğru Ce- milin arkadaşı Nazlı mektepten çıkmış, Cemili eğlendirmek iİçin Uğramıştı. Cemlli mahzun mahzun Körünce: — Cemil dur sizin şu tavan trasına çıkayım, büyük babandan eşyaları bir karıştırayım. Belki oynayacak, vakit geçicecek ir şey buluruz. Biraz sonra Nazlı elinde koca- Mman bir kutu ile aşağı İndi, ka- Pağını açtı, içindekileri birer birer çıkarmıya başladı.. Bir tencere, klr vazo, birkaç kitap derken bir Japon kimonosu çıktı. Nazlı sırtına taradı “artık ben Nazlı değilim, Ponyadan yeni gelmiş bir Ja- Pon kızıyım,, diyerek Cemili eğ- dirmeğe uğraşıyordu. Elini bir daha kutunun İçine salladı. Bu defa bir dâmba çıkardı. “Hah,, dedi, — Şimdi / farzedelim ki bu B inin sihirlâ lâmbasıdır. Her tediğimizi yapacak — demektir. N İstemiye başlıyorum.. Lüâmba, Da, Cemili iyileştir, onu ecskisi ibi kuyvetli, sağlam.. Cemil sö- IM L“u. İi Dur bakalım. Üç dileği «de k bitireceksin. Bana bir şey Üm yacak.. Filân diye o gün Üti a kadar eğlendiler. Akşam Ü Nazlı lâmbayı rafa koydu. gitti. Ertesi gün doktor lüm ? geldi. Rafın Üstündeki Yi görünce şaşırdı kaldı. ba — Artan bu eski antika lâm- Ra :l'll’:' burada diye sordu. anlattı. Doktor Ba- a Emineden izle aldu. Tümbayi SON POSTA Bu model ince bir kartonun özerine — yapıştırınız. Kuruyunca etrafını oyunuz. Değirmenin yuka- rısında bulunan ( O ) biçimindekl halkanın içini de oyunuz. Aşağıda, iki tarafta noktalı çizgiler var, buralarını da bükünüz, resmin arkadan görünen bitmişinde ok duğu gibi.. Şimdi bir kibrit kutu- Bu Hayvanlar, Bahçeden Nasıl Dışarı Çıktılar? Emel küçükken annesile bera« ber Avrupaya gitmişti. Annesi bir gün onu hayvanlar bahçesine götürdü. Burasını okadar beyen- diler ki., Fillere bindiler. Domir kâfeslerin arkasındaki azlanlara yem verdiler. Maymunların - yap- tıkları oyunları seyrettiler. Akşa- ma kadar orada kaldılar. Annesi ortalığın kararmıya başladığını görünce Emelin elinden tuttu. *“Haydi evlâdım. Şuradan girelim, öteki kapıdan çıkalım, evimize gidelim, artık geç oldu. ,, dedi. Aşağıda sağ köşedeki on işaretli yerden girdiler, üslünde “ çıkılır ,, diye yazılı olan kapıdan çıkacak- lardı. Fakat bir türlü yolu bula» madılar. Karanlıklar - bastı. Emel korkmya başladı. Babası da evde Med Ve . Cezır Bazı denizlerin suları zaman zaman karaya doğru - ilerliyor. Bazan da denizin ortasına kadar çekilir. Buna med ve cezir derler. Avrupanın batı tarafındaki deniz kenarlarında meddicezir çok olur. Işte bu resim deniz böyle çe- kildiği zaman alınmıştır. Eğer dikkat ederseniz vapurun dibinde olması lâzımgelen zincirin görük düğünü fark edeceksiniz. Eğer med ve cezrin ne olduğunu me- rak ediyorsanız hocanıza sorun. O, size daha iyl anlatır. sunun — dışıni ılıı;, karşılıklı iki tarafına birer delik açınız ve ara- dan bir çubuk geçirin. Bu çubu- ğun, kutunun içinde kalan kısmı- nn ortasına bir iplik bağlayın, ucunu kutunun İçinden aşağı doğ- ru sarkıtınız. Kibrit kotusunu de- girmenin arkasına, uzunlamasına yapıştırın, çabuğun ucunn değir- meraktan çıldıracaktı. Şunlara kuzum yolu gösterin.. Siyah çizgi- lerin Östünden atlamak yok bili- 'yorsunuz. “Girilir,, yazılı yerden başlayıp “Çıkılır,, yazılı yerden Güneşle Yemek. Pişirmek Kaliforniyada — çok okumuş bir adam bugünlerde tohaf bir tecrübe ile uğraşıyormuş. O da gu: Güneşin sıcaklığını toplamak. Banun için birtakım aynalar icat #etmiş. Güneş no tarafta İse ay- —e antikacılara götürüp sattı. Geriye Cemili yalnız bir yax değil, öm- rünün #sonuna dar her yaz deniz kenarına götürecek kadar ra getirdi. Na Nazlı hikâyeyi dvyunca pek ind'e '.V:Gördh mü? Ben asana bu lâmba Alâeddinin sihirli lâmba- sına benziyor demedim mi? D- yordu. malar hep o tarafa dönermiş. Bu aynada toplanan ışıklar bağlarla bilmem daha melerle dolu bir takım tüplerden geçermiş ve bir fırına kadar gidermiş. İşte ali- min yapmak istediği şey hiç nteş yakmadan sırf güneşin sıcaklığile bu fırında yemek - pişirecek- miş.. —Annelerinize babalarınıza, söyleyin. Yakında odun kö- mür masrafından kurtulabilirler, Çünkü bu alim — tecrübelerini yapabilirse, yakında yemeklerimizi masrafsızca güneşle pişireceğiz demektir. 1000060D2D000000ALARECEA | Oyuncak:Yel değirmeni /| küte Karal — ba-- *| okuyucumuzla e- Di li şarı çıkarın, bu uca değirmenin kanadını iyice yer'eştirin, ipliğin ucuna küçük bir taş parçası veya düğme bağlayın, bu ağırlık Ipliği aşağı doğru çekecek ve değir- menin kanadı dönecek, duracak.. Eğer dönmüyorsa muhakkak bir yerini yalnış yapmışsınızdır. Bozup tekrar yapın, çıkacaksınız. Doğru yolu bulup gösterenlere Emelin babası bir takım hediyeler yollayacak, acele edin. Hemen yolu bulup işaret edin ve bize yollayın. Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler 9 Mayıs günlemeçli bilmecemizde S gTz ramiyemiz olan bir yazı takımını İstanbul kızlise- sinden 1826 Şü- zanmıştır. Talili tanbtılda — bulü- nan diğer kaza- ıı.. P ! menin yukarısındaki delikten mal, Üzünköprü —Ceşkua İaranmkla Mimari in mektebi amıt — 8 de hayrettin n nanların Pazar- Şözleri Söledes | ' leri öğleden sonra hediyele- ı *| rini bizzat ida- 5 hanemizden al- Bi ü ' Te he larımızın hediye- VĞ leri — posta - ile gönderilir. € Bi Cağaloğlu Y P ) z orta 1 den 60 İhsan, Yunanla- ıân Gümülcine lkü — gazetesi z mürettiplerin den Kîı’çükler Y5-985 taril h Aril Tabir, Ka- — y D brinci mür diköy Sen Jozel — küfatımı Eylip orta- Tisesi 151 A. Sı- ,'::::”.:"Mâ sunar at Kayseri kız — 16-5-908 taribli bilme: ortümaktep “166 Tipiie GÜRE Arşaguhi,; Boğa- — Tlkmaktep tatrbanla: ziçi — liseslüden — den ve müstehkam 195 Şehim Ke- mevkl Binbapı Haye l Kibirlilik ı Kendilerini Pek Beğeniyorlardı! Yer yüzünde daha hiç çiçeli / yoktu. Dünya bir takım koca ko- ca otlarla kaba saba ağaçlarla dolu İdi. Fakat yavaş yavag bunlar — kaybolmuya, — yerlerini güzel çiçeklere — vermiye başı layorlardı. Bunlar hergün birag daha ziyadeleşiyordu. On çeşit, yirmi çeşit, Yüz çeşit.. derken sayılamıyacak kâdar çok çeşitleş oldu. Hep ayrı ayrı. güzel, hep ayrı ayrı sevimliydiler. Hele kuları.. aman ne hoştu. Fakat gün dünyaya bütün bu çiçeklere den daha güzel bir çiçek doğr du. Onun Üstüne güzel yoktu. Onun renkleri hiç bir çiçekte yoktau. Onun kokusu hiç bir çi çeğinkine benzemiyordu. Onu bi gören saatlerco bakmaktan kemp dini alamazdı. Bir koklayan kokue sunu Öömründe unutamazdı. Bütün diğer çiçekler kendi cinslerinden bu kadar güzel biş çiçeğin doğmasına pek sevindilen Onu kendilerine kıraliçe yaptır lar, Şenlikler oldu. Çiçekler di yarında onun şerefine ziyafetler koptu. Fakat gel zaman git zaman bu güzel çiçeğin goncaları etraftan beğenile beğenile kibirlenmiye başladılar. Kendilerini o kadap beyeniyorlardı ki başka ne bir çi çeğe, ne de bir böceğe bakmıya tenezzül ediyorlardı. Nihayet yape raklarını da kendi içlerine doğru kapattılar. Dünya ile bütün ilke giklerini kestiler. Birisi ve meselâ bir arı onlar- la komuşmiya gelice bunlar he- men onların yüzlerine karşı yap« raklarını kapatır geleni kapıdan döndürürlerdi. Nihayet bir gün öldüler. Hiç bir tane kalmamacasına öldüler. Çünkü geriye biç bir tohum bi- rakmadılar. 132 Rükiye, İstanbal 2 incl — mektep 182 Ayuş, Eakişebir İamet İnönü meke tebi sınıf 2 den 339 Muallâ, İstanbul 28 İnci mektep 196 Faruk Deniz, An- kara ulus İlkmektebi B-S den 80 Nedim Bay ve Bayanlar, Bamatya 43 üncü mektep sınil $ 620 Mehmet Yaşar, İ ee l 578 Nadir, İstanbul erkek lisesi D-g den 465 Asal Bay ve Bayanlar, Ergani maden İlkmektebi — 5 inol m | *Uf 144 H. Korkmas, kalemi | Tirebolu Sakarya mekte- bi amıf 4 den 29 Melek Ünal, Emire - güân Hekimata sokağı No, 40 da De mitri, İstanbul kız ortamektep A-1 de 432 Meliha — Altan, İstanbal — birinel maektep B-3 den 802 Süheylâ, Samsun Hsesi 81 den 518 Osman Tüzün, Yak lova İlkmektep sınıf & den 24 Leman Bayan ve Baylar. İstanbul kız Hisesi sınıf D/2 dea 766 Handan Favzi, Ankâa -EEEEİ za Çankaya — ilkmektebi 4 üncü sınıf 90 Muallâ, İstanbul 10 in- ci mektep 4/0 tea 279 Ramiz, Antalh ya vilâyet mektupçusu Bay Fuat Türk doğan kızı Beyhan, İstanbul kız orta mektep 3/B den 180 Nimet Akçul, Edirne Karağaaç ilkmektebi sıwf 4 ten 86 Recai Ceronl, İstanbul 16 incı mektep 4/B den $S54 Saflet, Gerede Mühkssebei Hususiyede Kümil oğlu Bal Arkdamir, Fatih Hayriye mek- tebi birinci e.mt 24 Cavit Beren, Kon- ya erkek Üsesi 472 den 628 Sukı Bay ve Beyi n ea (Sonü yaz a )