Dünya Hâdiseleri , Fransa Denizde Sür'at Şampiyonu Bütün dünyadık harp gemk- mpilizlerle | |s:i-in en Bür'atlisi Almanlar | v sç . Fransadar ir. Adı (Terrible) dir. Eu, bir torpl- to muhribidir. Saatta ( 45 ) mil yapar. Fransızların düşüncelerine göre yeni yapıp Normandie adını verd kleri Transatlantik vapuru ise, harp gemilerinde olduğu gibi ticaret gemilcrinde de sür'at re- korunu — Fraasaya — getirecektir. Çünkü saatta (30 ) milden fazla yapacağı anlaşılınıştır. Halbuki bugüne gelinceye kadar dünyanın sür'at rekoru, ( 28 ) mil yapan A'man'arın Eremen Transatlanti- ğinde İdi. Yalnız acaba siir'at rekorunun Fransaya geçmesine Ingilizlerle Almanların müsaade edip etmeyecekleri belli değildir. Zira bugün Alman ve lngiliz müsaade ederse “tarpitolarının azam! sür'atleri ne olduğunu bilmiyoruz, bunun harl- cinde, İngiterenin yeni yaptığı Keen Mary Transatlantiğinin kaç mil yapacağı da meçhuldür. S1 — 19 MAYIS 935 Arabi. 15 Sefer ’lıııı !v.ı.ı Vakit |Exzaml Vanat! Güneş ooıı“ 40 | Akşım 13 — | 19 22 Öğle | 447 | iziş| Yadk Ja sz zi 15 İkindi | 8 45 F16 08 | İmsak |7 10|2 35 Nöbetçi Eczaneler İstanbul tarafı: Şehzadebaşında * kendi Iddiasına | (Asaf), Cerrahpaşada (Şeref Celâl), Topkapuda — (Nazım), Samatyada (Erofiles), Cibalide (Necoati Ahmet, Eyüpte — (Hikmet), — Gedikpaşada (Asadoryan), — Doefterdarda (Arif), Divanyolunda (Esat), Bahçekapuda (Salih Necati), Bakırköyünde (Mor- kez), Beyoğlu taralı: (Yüksekkald- tim - (Vinikopulos), — Guletasarayda (Galatasaruy), — Findiklida — (Hilâl), Şişlide (Şişli), Kamımpaşada (Mer- kez), Hasköyde (Halk), Kadıköy tarafı. Müvakkıthane — caddesinde (Leon — Çubukluyan) Kuşdilinde (Hulüsi Onman), Büyül a (Halk). Bir Doktorun Günlük —Pt Soğuk su banyosu Sabahları güneş doğduktan bir saat sonra başlanır ve öğleden bir sant evveline kadar devam eder. Akşam üzerleri alınacak soğük su banyoları akşam güneşl batmadan bir eaat evveline kadar yapılabilir. Güneş battıktan soura kapalı yerlerde yapılacak banyo- ları batmadan evvel yapmak ta mümkündür. Yukarıda bahsetti. ğim, açık göl, deniz ve derin nes _!_ollarındın ('! hir banyoları içindir. Açıkta banyo yapanlar aymı zamanda güceşin vekarada, kumsalda e.cak kum- Tarın tesirinden de istifade eaaerler. Sötr d Bu banyolar umumiyetle sinir zaafı olanlar için çok faydalı gelir. Uy- kusus gece geçirenlere bir soğuk duş en güzel bir müsekkin tesirini yapmaktadır. Deniz banyoların« daki tes'ir ve fayda daha çoktur. Bu husustaki — izahatımıza devam edeceğiz. () Bu solları kesip saklayımdı, yahut bir albüme yapışlırıp koelleksiyon yapır van, Sıkımti zemanınızda bu netlar bir dektor gibl Tmduduma yet.gebilir. Bugün De “Sehze,, Derdi Istanbulda En Ucuz Ve En Pahalı Olan Şey Sebze Ve Meyva larında sebze ve meyva alış verişi Sebzeyi ve meyvayı niçin pa- halı yiyiyoruz?.. Bu dert, Istanbulun ezell bir derdidir. Bilmem hatırlar mısınız? Osmanlı tarihinda bir “Ağalar saltanatı,, devri vardır. Dört zor- ba Ağanın astığı astık, kestiği kestik hüküm sürdüğü bu devir- de İstanbul pahalılıktan — inim inim inlerdi. Et, sebze, ekmek, meyva hep ağaların elinde idi. ls- tedikleri Hlata satarlar, keselori bir kat daha kabarırdı. Bir za- man geldi ki, Istanbulular hep birden Padişaha dayandılar: — Nedir bu bizim halımizl.. Aç- lıktan ölelim mi?.. Et yemez ol- duk, sebze pişiremez olduk. Ak- çemiz değerlerine — yetişmiyor!.. Dât Padişabım dât!.. Fakat Padişah da ağaların avucu içinde idi, bir şey yapa- mıyordu. Ağaların en azılısı Mu- rad ağa, halkın karşısına geçip ne dedi bilir misiniz?. - — Eire nâbekârlarl. Et pa» hah, ekmek pahalı, sebze pahalı dersiniz?, Burası Istanbul şebhri, elbette ki herşey pahalı olacak!, Ucuzluk İsteyen gitsin Anadoluda bulgur, bulamaç yesin!.. * Ben bu sebze, meyva pahalı- İğımı araştırırken, bana kabzimal- lardan biri de buna benzer bir şey söyledi: — Efendim, Istanbul koskaca şebir.. sebze ve meyva çıkara- miyor, Bittabi ihtiyacı tatmin için de uzak yerlerden sebze, meyva geliyor. Yol parası, küfe — parası, işçi parası, şu parası, bu parası yüzünden sebze — pahalılanıyor. Bu işte kimsenin suçu yok. Fakat ne dersiniz, Em nönünde güzel bir meyva dükkânı o.an Ismail, bana ÂAmssya elmalarını gösterdi: — PRunu görüyor musunuz bayım, biz bunun kilosunu 35 e veriyoruz. Güzel elma değil mi?. Fakat pahalı.. ne yapa'tm. Va'lahi ben kilosunu 30 kuruştan aldım. B'r de bunu kaç kuruşa satıldığını sor bakayım?, Bu elma Amasyada çıkar. Eahçeci bir sene uğraşır, ağaçlarını budar, bakar, su verir, gübre verir, elma yetişir. Sonra Ai kalkar, malını top tan satar. Kaça?. Kilosu iki kuruş, yüz para, haydi haydi 3 kuruş- tan,. elma evve- 14 kabzimalın eli- ne geçer: Oradan buraya gönderilir, kilosu, yol! parasile beraber 6 kuruş olur. Haydi bunun dokuz kuruşunu kabzımal kâr etti diye- lim. Bu canım elmalar 15 kuruşa olsa, kim almaz?. Gel gelelim ki işte böyle 30 kuruştan bize veri- yorlar. Biz de yüz para, beş kuruş kazanmak için 35 e satıyoruz. * Kereştecilerde her sabah le- keleye, Istanbulun yiyeceği seb- zeler gelir. Motörler, — takalar “içinde çuval çuval, sepet sepet kabaklar, — fasulyalar, — baklalar yığılır, bağrışmalar, — çığrışmalar arasında satışlar yapılır. Kerestecilerde bana dert ya- nan bir müstahsil elile" Hali gös- teriyordu: — Bu Hal yapılıyor, iyi, hoş.. Fakat sebze ve* meyvanın hali, bizim balimiz ne olacak ?.. Yak varırım size, İsmimi yazmayınız da size dertlerimi dökeyim. Ben meyve ve sebze yetiştirir, çoluğu- ma çocuğuma bakmıya çalışırım. Bir bakımdan herkes beni zengin zanneder. Öyleya, sürü sürü bah- çelerim, tarlalarım vardır. Fakat a ükmne meyvaya bakar oldum, ne de sebzeye,. Meyvayı yet şiir- l — Gazetenin esvas yarısile Bir sütunun ikl satırı bir f(santim) sayılır. 2— Saylfasına göre bir santi- min ilân fiatı şunlardır: 3—)Bir — şantimde (8) kelime vardır. 44 İnce ve kualın yazılar tutacakları yere — göre sanlimle ölçülür, K e ö oet ci eei ee f oe BRrİi a ea öesii e GAĞA lli YetıştırenZarır- da, Yiyen Zarar- da, Fakat Ara Yerde Dolaşan- lar Parsayı Top- luyor v paraya ihtiyacım * var. Borç alına- cak yer elim al- *nda., Fakat bu- na mukabil mah- gulüm su parası- na gidecek. Birşey küâr edemiyeceğim. Meselâ benim çilek tarlalarım da var, Geçenler- de yüzyirmi sepet çilek getirdim, 40 kuruştan verdim. Dün çarşıda 150 ye satıldığını gördüm de, ağ- zün açık kaldı. Birkaç hafta sonra — kirazlarım da yetişecek. Geçen seneden boörcüm vardı, bu sene alacaklıya İstediği Hattan mahsulü vermek lâzım. — Çünkü sönedi Öyle yaptık. * Allah selâmet versin. Geçen sene ortalıkta bir velvele kop- muşlu, Sebzede iktikâr var de- nildi. Belediye bir komisyot teşkil ederek tedkike koyuldu. Çalıştı, çalıştı ve tam sebzeler bitip de kış başlayınca kürsüsünden aza- metle doğrulan hatipler gibi elini kaldırdı: — Ihtikâr yoktur!. dedi, çıktı işin içinden... Bir müstahsile yine bu ihtikârı sordum; — Var, dedi. Devam da edi- yor. Sebzenin kaç elden geçliğine şöyle bir dikkat edin. Müstahsil kabzımala verir, kabzımal toptan alıcıya.. Toptan alıcı da seyyar satıcının komisyorcusuna satar, oradan da seyyar satıcıya geçer. Meselâ fasulye.. Şimdi kilosu 25 den.. Müstahsil bunu 5 kuruştan salar, Kabzımala 7 kuruşa mal olur. Kabzımaldan toptan satıcıya geçi ce 10 clur, nihayet çıkacağı fiat 15 kuruştur.. Geriye kalan 10 kuruş ihtikâr mahsulüdür. Ka- bak da böyle.. Şimdi 15 kuruşa piyasada.. Halbuki biz bunu kab- zımala GÜ paradan veriyorur. Nasıl yükselişor, nasıl 15 e çıkı- yor, bir türlü anlayamıyorum, * Adana sebzecilerinden birile de konuştum. Nedense hep- sinde anlaşılmıyan bir yerden korku var. Bu korku mahsülleri- nin alınmamasından mı, boykot# Kari Mektubları Açık Pazarlarda . ye . Temizlik Meselesi Geçenlerde Beşiktaşta cumars tesi — pazarından — geçiyordum. — Birden gözüm. bir üzümcünün | çuvalına ilişti ve Irkildim.. Evet, | bu, olur şey değildi. Köpeğin biri çuvalı adamakıllı islattı ve | giti. Üzümcü ne yaptı bilir misi- | niz?. Köpeğe birkaç —taş attı, birkaç kere — hoştladı. — Sonra Gzümleri şöyle bir karıştırdı ve yine bağırmağa başladı. Acaba bu pisliğin, — bilhassa seyyar pazarlardaki dikkatsizliğin önüne geçmek mümkün değil mi? — Okuyucularınızdanı Hasan Âdil | Çankırı Belediyesi Ve Bazı istekler | Çankırıda memleket yollarını yaptırmak ve birçok caddeleri ağaçlandırmak — için — belediye — heyetinin faaliyete geçtiğini duy- dum. Bu meyanda hatırıma gelen — ve faydalı — addettiğim — şeyleri hatırlatmıya çalışacağım. Ankara ile Çankırı arasında — htasyon yakınında Abüzülâl nam | mevkide harap bağlar vardır. Bu bağlar Imar edilir ve memba suyu yeniden akıtılır veya çeşme yar — pılırsa, burası çok güzel bir mee — sire ve eğlence yeri olur. Ayrıca yine aynı yol Üstünde bir “ Sarı baba,, mezarlığı da — vardır. Bu mezarlığın tek binasının — etrafı ağaçlandırllr. ve aşağı tarafa bir de mektep yapılırsa memleket güzelliğe kavuşmuş olacaktır. Bu — mezarlık Ulu yazıya kaldırılmalı ve ayrıca bir de cenaze otomobili alınmalıdır. Belediye heyetimizden — ricalarımız çimdilik bunlardır. Okuycularınızdan G. Kiızıltuğ. Soyyahlar Ve Çingeneler Geçenlerde Nuruosmaniyedeti geçiyordum. — Tesadüf — ettiğimi çirkin bir manzora beni dehşetli bir asabiyete #sürükledi, seyredes — medim, kaçtım. Hâdise şu: - Nuruosmaniye caddesinde kalabalık bir seyyah — kafilesi toplanmış, camli seyrediyorlardI Z| Bu sırada dört çingene geldi vt — çatlak bir zurna, def ve kırık bİ? utla çalgıya başladılar. Bir d de plis bir sesle şarkı söylüyor. — göbek atıyordu. — Seyyahlar bü enteresan manzarayı — kaçı , mı?.. Derhal fotoğraflara Ti dılar ve kahkahalarla bir M'H resim çektller. Şimdi bu resi %W yabancı memleketlerde “Türklefir — diye mi teşhir edilecek, ıloy”' mizde yapılan propaganı ; en I:Mhnnn mü teşkil edecek?e Ü Bu gibi çirkin manzara önüne geçecek hiçbir. maka yok müdür?.. Cerrahpaşa ca' No, löde O? uğramaktan mı bilmiyorum. AĞ? — gali sebreci ea ziyade - beledll den şikâyetçi: — Sebze ve meyva işi ylw da belediyoye geçecek, dly“v amma, ben pek Inııımyd'; Geçti lim. — Yine — eski devam edecek mi, biz yıne mabe sulü 60 paradan verip, 30 “x satıldığını görerek acıdan nacak mıyız? '.f’ | Bence sebzeyi de, moy döşür | belediye eline aldığı zaman K 4 neceği şey şu olmalı: .el.:dlı.lıyy'ıphrıııııı karer ır*""