8 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

8 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Ceza Mahkemelerinde ——— ——— Deli Mi Akıllı Mı ? Iki gün evvel Asliye Üçüncü Cezada — zabıtaya hakaret ve tecavüz etmek töhmetile Şaban oğlu İsmail İsminde birisi gıyaben muhakeme ecdilmiştir. Şaban oğlu lsmail Yedikulede | İşsirz. güçsüz dolaşan ve biraz da dimağan malül addedilen - birisi- dir. Halk ara sıra kendisile alay etmekte ve — çocuklar peşinde dolaşmaktadırlar. — Tsmail — çok küfürbazdır, ara sıra şuna, buna biçak ta çekmektedir. Yine bir gün — balıkçı Mehmet isminde birine çarşı içinde bıçak kaldır- mış ve hâdiseye müdahale eden polise de kızarak ağıza alınmaz küfürlere başlamış ve yerden bir taş alarak polise atmaya kalk- mıştır. İki polisle merkeze getir- len İsmall orada komisere de kafa tutmuş ve şiddetli bir el hareketile iki kere yumruk vur- muştar, Muhakemede şahitler de aynen bu ifadede bulunmuşlardır. Fakat bu ifadelere nazaran Ismallin deli olması kanaati kuvvetlidir ve mahkeme de bu neticeye vararak suçlanun tıbbiadi! müşahede kıs- mına sevkile muayene ve müşahe- deye alınmasına karar vermiştir. * Bir Kadına Hakaret Etmiş Adalet isminde bir bayanı fena — sözlerle tahkir etmekten suçlu Nuri 14 lira para cezasına çarptırılmıştır. * Evli Mi, Nişanlı Mı? Bir kadına tecavüz etmekten suçlu “17,, yaşında yumurtacı Halil Birinci Cezada muhakeme edilmiş ve muhakeme esnasında tuhaf bir safha cereyan etmiştir: — Evli misin? — Evliyim. — Ne demek? On yedi yaşın- da bir çocuk evli olur mu? Yoksa metres'n mi var?. Suçlu müşkül vaziyette kalmış, zekâsı imdada yetişerek kendisini kurtarmıştır: — Şey, efendim... — Evliyim dediğim.. yani nişanlıyızda... * İki Ahbap Aliler Iki iyi arkadaş olan iki Aliler her akşam beraberce rakı içtik- leri meyhanede yine bir akşam tütsülenmişler, fakat — Alilerden birinin iki lirası bu esnada yok olmuştur. Parası kaybolan Ali arkadaşından şüphelenmiş ve iş karakol ve “mahkemeye — düş- müştür. Bugün Birinci Ceza Mah- kemesinda bakılan bu dâvada paranın yastık altında unutulmuş ve sonra bulunmuş olduğu anlaşı- larak dâva du'mu,ıuı Veme sercee rkemeeremer ee renemnen PTT — KUN CA Dü GRTMLA CAMCAN SELÂNİK BANKASI arihi 1888 Tesia İdare Merkezi Istanbul ( Galata) Türkiyedeki şabeleri: İstanbul, — V( Galata, İzmir, Mersia, Yunanistandaki şubeleri : BSelünik, Yenicami ); Atina, Pire, Her nevi banka muamelâtı | SON POSTA Londra Mektupları ——— 8000 Ölü, İngilterede Bır Yılda Vukubulan Yol K azalarıııın Vasati Kurbanları BirMu- 250,000 Yaralı |harebenin K urbanlarmdan F azladır. Londra, (Mayıs) — Önümde | açık bir spor otomobili, içinde | iki kadın, fakat bu bahar baş- langıcında kürklerine o kadar İyi bürünmüşler ki, arkalarından ha- yallerini seçmek çok güç! Önle- rine geçip bakmayı düşünmüyo- rum bile, zira İngilterenin dar ve dönemeçli yollarına, hiçbir raman korna çalmıyan - otomobillerine çok alışkınım. Zaten acelem de yok. Hoş, bu sükün ve Iitidal memleketinde acele eden her- hangi bir kimse de görülmez ya, diyecektim. Diyecektim amma arkamdan bana sürünecek dere- cede yaklaşan bir otomobil çı- kageldi, tenis elbiseli bir delikan- hnın idaresinde. Anlaşılan gidece- ği yere bir an evvel kavuşmak arzusunda. Benzine bastıkça ba- sıyor, nihayet bir hamlede beni de, önümdeki genç kızları da atlattı. Fakat genç kızlar bu hareketi hazmedememiş olacaklar ki, yarışa başladılar, tekrar Ööne geçtiler, geçince de az sonra durdular, otomobillerinden İndiler ve bir saniye İçinde soyundular. Yolun ortasına fırlayıp, arkadan gelen etomobili durdurdular, Bu iki genç kız, hakikatta kadın kıyafe- tine girmiş iki polisti, yol zabı- tosına — mensuptü' ve muhavere başladı: — Saatte 30 milden fazla sür'- atle gidiyorsunuz! — Zannetmem! — Biz 30 mil ile gidiyorduk. Siz bizl geçtiğinize göre daha fazla sür'at yapıyordunuz! Bu mantık önünde sporcu de- Hkanlı nizamnamede yazılı olan para cezasını verdi, makbuzunu aldı. Ve bu defa daha yavaş olarak tekrar yola koyuldu. » Size yukarda anlattığım hadişe, bu dakikada Ingilterenin, adı en çok geçen avamı sayılan nakliye işleri bakamı Mister Hore Belisha- nin çıkarttığı yeni nizamnamenin tatbiki şekillerinden birini gösterir. Ingilterenin bu meseleye niha- yet bu derece fazla ehemmiyet vermekte hakkı yok değildir. Bir kaç rakam sayayım: — Hgilterede her yıl yol ka- zalarında ölenlerin sayısı 8000dir, yaralananların sayısı ise 250,000 ni bulur. Ufak tefek berelenmeleri hesaba katmıyorum. Zira sigorta kumpanyalarının bir yılda verdik- leri tazminat 500,000 kalem tutar! * — İhgiltere gibi itidali ile meşhur bir memlekette yol kaza- larının bu kadar fazla oluşunun sebebi ne? Bu suali sormak hakkınızdır, cevabını. vermeye — çalışmak da bana düşer. Söyleyeyim: — Son günlere gelinceye ka- dar şoför vesikası almak isteyen- ler imtihana tabi tutulmazlardı, 5 şilini verince cüzdanı alırlar, ceplerine yerleştirirlerdi. Bu ko- laylığın neticesini tahmin edebi- lirs'niz: Yolda volanı makniştinin elinden alan kadın, Üç kadeh vizkiden sonra hayatı güzel bula. rak benzine basan erkek, kam- yonu at arabasına tercih eden köylü, mektep kaçkını çocuk ve ölüm! Buna ilâveten Ingiliz yollarının kazaya çok müsait olduklarını da söylemeliyim: Şose kıvrana kıv- rana tepeve çıkar, - biribirini kat- teder, dönemeçleri sıktır. Birini geçerken öbürünü göremezsiniz. İngiliz ovası, muntazam kesi- silip taranmış, itina ile bakılıp süslenmiş bir bahçe gibidir, Üze- rine bir. kâgıt çöpü — atmaya kıyamazsınız. Bu güzelliğe şosede hürmet etmiştir, bahçeden bahçe- ye atlar, köyün bududu nere de bitmiştir ? Ova nereden başlar ? hisedemezsiniz. Zaten bir kile- metre gitmezsiniz ki, karşınıza bir ev, bir yaya yürüyen çıkar, fazla olarak bafta sonunda bütün bu yolların hınca hinç dolduklarını düşününüz, kazanın sebeplerini anlarsınız ! _Faknl (12) y_ıl_ _icinde (110,000) İSTYANBUL n Gazelemizde — çıkan ve resimlerin bütün Mmakfuz ve :uuımııı vittir. ABONE FIATI.ARI Abono bedeli peşiadir. Adres değiştirmek kurüştur. Gelen evrak geri verilmez. ilânlardan mes'uliyot alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk ” pul Mveıytnadıı e kişinin ölümüne sebep olan bu vaziyet acaba değişebilir mi? değiştiren çıkabilir mi? Az evvel adını söyledim, du mühim vazifeyi Üzerine | alan bir adam çıkmıştır, adı Hore Belishadır, İngilterenin nakliye —İşleri — bakanlığını yapar | Yeni bakanın lik — işl 4 Londra şehri içinde işaretli * kaldırımların tesisl oldu. Bun- ! dan sonra yaya yürüyenler, hatta — polisin — otomobilleri aurdurduğu — zamanlar —da bile bir — taraftan — öbürüne ancak bu işaretli yerler Üzerinde yırıyonk geçebileceklerdir. İlk günlerde : — Adete uygün değil, diye söylendiler. Zira bilirsiniz. adet İngilizin hayatı demektir, haricine çıkamaz, zor bulur. Bununla be- raber alıştı, alışınca da şehir için- deki kazalar eksilmiş oldu, sıra şehir haricindekilere geldi. Bakan ile konuşuyordum : — Bakınız, geçen yıl Nisan ayında bir haftanın kurbanları 187 kişiyi bulmuştu, halbuki bu yıl aym müddet zarfında ancak 85 kişi öldü, dedi. Balkanlarda 'Bulgaristandaki Türk Emlâki NasılKapatılıyor? Sofya, 7 (Hususi) — Burada çıkan Zora gazetesi, Dobricedeki Bulgarlara karşı Romanyalıların birçok haksızlıklar ve pek ağır muameloler — yaptıklarını haber veriyor ve diyor ki: “— Romanyalılar — tarafından Dobrice Bulgarlarına yapılan fe- na muameleler okadar çoktur ki bu vaziyette bulgar akalliyetinin ağır tazyikler altında inlediğini kabul etmek lâzım geliyor. Hattâ Romanya — hükümeti Dobriceden Türkiyeye —hicret etmek istiyen Türklerin emlâkini — Bulgarların satın almıyacaklarını da — kanuni bir şekle sokmuştur. Rumen hü- kümetinin bundan maksadı, ora- daki Bulgarların Iktisadi refaha kavuşmasına engel olmaktır. ,, Halbuki — benim tahkikatıma göre mesele hiç te böyle değil- dir. Romanya hükümeti Dobri- ceden Türkiyeye hicret etmek isteyen Türklerin mallarını Bu- garların satın almalarını yasak etmiştir. Çünkü Bulgarlar, Türki- yeye hicreti fırsat bilerek Türk- lerin mallarını yok pahasına ve çok ucuzca kapatmak maksadını güdüyorlar. Esasen buna benzer hâdiselerin çok daha acılıkları Bulgaristanda sık sık cereyan etmektedir. Artık herkes - biliyor ki Bulgaristanda Türklerin kalabalık yaşadıkları yerlerdeki Bulgar mütegallibeleri, Türkleri Türkiyeye hicrete icbar için akla gelen hor fenalığı yapı- yorlar. Bu suretle de varını yo« ğgunu bırakıp Türkiyeye giden Türklerin bütün malları bu dere« beylerinin ellerine geçiyor. Meselâ! eski Cumada geçen böyle bir hâdise vardır ki yürekler acısıdir. Eski Cuma tacirlerinden Şişmanof adında bir Bulgar, Akmehmeat — Bunu neye hamlediyorsunuz?| köyündeki Türklere karşı birçol birincisi, şo- mecburi olma- —İki şeyel för — vesikasının sıdır. İkincl gşey de — süratin tahdididir. Bundan sonra otomo- biller saatte 30 milin Üstüne çıka- miyacaklardır. — İyi, fakat şu halde otoma- bilin vücudunun hikmeti nerede kaldı ? — Öyle, fakat ölmemek için buna da katlanılmalı! Ben bu son cümleyi dinlerken bir Hint darbımeselini hatırladım, orada: « Randevuna bu dünyada bir saat geç gitmek, öbür dünyaya 20 yıl erken gitmekten mürec- cahtır » derler. Yeni Ingiliz bakanının koydu- gu kaide de budur. İngilterede yol işleri yavaş gidecek, buna mukabil de haftada 150 cenaze merasimi daha eksik yapılacaktır. Sordum : — Efendim, polislerin kadın kıyafetinde dolaşmalarının halkın pek hoş görmediğinl işitmişsinizdir. — Evet, fakat çaresiz! Bir otomobi'ci polis ile karşılaşırsa yavaşlar. Benim vazifem kendisini suç Üstünde yakalayıp hızlı gitmek huyundan vazgeçirtmektir. - Bilir- siniz ki Ingilir. kanunu bu nokta da gayet sarihtir. Polisin ceza vermesi için Üniformalı olması şarttır. Ben onlara öyle bir kıya- fet emrettim ki, bir saniyede atı- lınca altından Üniforma ile çıka- bilsinler. Halkın hoşnutsuzluğuna gelince, | eminim netice Öönünde zall ola- caktır. Titayna 1 plânlar kurmuş ve — neticede bunların emlâkine konmuştur. Bu adam geçende Eskicuma« nın hatip mahallesindeki Ceneviğ oğullarının ve diğer — Türklerin emlâkini ucuzca satın almak İstes miş, Türkleri tazyik etmiş, fakat milletdaşlarımız. buna yanaşmas« yınca bu mütegallibe, bir gece bütün Türk evlerini taşlatlırmışı tır. Ertesi sabah bu evlerin cam ve kiremitlerinin parça parça o4 duğu görülmüştür. Bunun üzerine Türkler kaza kaymakamına şikâ- yet etmişler, fakat ortada delil ve şahit olmadığı ileri sürülerek bu hâdise de örtbas edilmiştir. keterceLecEKEKEEKEKELAMAKEELAEAAAAAEDANE KAE CESEAKAELELESAEŞ ivut — Holivtu'un 8 May « çok güzel resimler ve zenş n bir münderecat ile intişar etmiştir. Sardes Laris, Yıldıztepo, İz- mir — Anadolumuzun tarih ve arke« olujisinden bahseden ve külliyalın 1 ol numarasını teşkil eden bu kitap, dol- gün münderecatla çıkmıştır. muharr'ti Avni Candardır. Büyük gazete — Bu hafla'k mecmuanın 28 inci sayısı gayet güz I, dört renkli bir kapak içinde çıkmıştır Karınca — Türk Kooperatifçilik cemiyeti tarafından ayda bir çıkarılan bu ekim mecmuasının 165 incl süyısı çıkmıştır. Nafın işleri mecmuası — Ba- yındırlık Bakanlığı tarafından her ayın sonunda çıkarılan bu mesleki mec- muanın İdarf kosmi çıkmıştır. İçinde birçok yeni kanunlar, — demiryo va köprü inşaatına dair yazılar ve resim- ler vardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: