Tefrika No: 18 — Senl fazla a'ıkoymuş demek. Kadın mı, erkek mi ? Lavrence güldü: — “Erkek,, dedi. — “Öyle ise kabahati daha büyük...., k Perı kestii — “Dün akşam oldukça müş- kül bir vaziyette kaldık. Belki — bize yardım edebilirsiniz diye size telefon ettik.,, Caresse der: — “Evet, Çekce okuyabilirsen bize yardım edebilirsin, dedi. — “Açık yazılmışsa belki de okuyabilirim. ,, Zaten Lavrence hariciyedeki bugünkü mevküni müteaddit iisan- lara vakıf olduğu için elde ede- bilmiştl Praga tayin olunduğun- dan biri de, şarki Avrupanın ga- rip ve karışık lehcelerini " öğren- mekle meşgul olmuştu. Şifro Perdita: — “El yazısı değil, makina ile yazılmış,, dedi. Çekce oldur — günü da bilmiyoruz.. Öyle tah- min ediyoruz... Şunu lütfen masa- ya koyar mısınız Mistr Norton?,, — “Bana Norton demeyiniz. Lütfen Lavrance deyiniz.,, — “Lavrence, öyle ize,, — Perrita dizinde duran kahvalti tepsisini Lavrence'e uzattı ve ar- kasına dönerek yastığın altındaki arkadaşının — sözünü yanıbaçındaki telefon çaldı: — “Allol... Telgraf mı? Pek- Alâ... Yukarıya gönderiniz. ,, Sonra Lavrence'e dönerek: — “Ne o, içinden çıkamadın — galiba?...., — “lk sayfalar oldukça ba- alt... Uzunca bir liste.... Bundaki isimlere bakılırsa ekserisi Alman ve bazılarının - isimlerini evvelce işittiğim için hepsi de Nazi fırka- “gina mensup galiba.... Diğer say- falara gelince, bunlar şifre ile “yazılmış olduğundan Japonca mı- dir? Acemce midir? Ne, pek belli olmuyor...... Fakat Allah aş- kınal Bu kâğıtlar nasıl oldu da H#izin elinize geçti? Yoksa burada mı buldunuz?,, O sırada kapt vurüldü ve kü- çük bir şassör içeriye girerek elindeki telgrafı Caresse uzattı. — Caresse telgrafa göz gezdir- dikten sonra başını kaldırdı. Per- dita gündüz. trende ve gece otelde geçirmiş oldukları sergü- zeştleri anlatıyor, Lavrence de — hayran mazarlarla onun yüzü- ne bakıyordu. — Bü, Caresse'in hiç te boşuna gitmiyordu. Lavren- — cenin bakışlarını kendi Üzerine taraf arını kadaşının sözünü sık sık kes- meye başladı. Telgraf Sıra, geceki vokuata gelince, Perdita: — “Caresse bunları daha iyi aulatır.. Ben apdal gibi uyumuş kalmışım.,, Dedi. Hikâye bittiği zaman Lavrence kaşlarını çı Düşünüyordu: — “Her ikinizin de ilk trenle avdet —etmeniz İâzım.,, Dedi. “Bunu bu vakayi işittiğim için söylemiyorum. Zaten buraya ge- lirken maksadım bunu size söy- Temekti: Perdita: — “Nasıl olur?,, Dedi “bari sebebini anlasak...,, Caresse güldü: —"Kocam da senla fikrinde.. Al da oku, dedi ve elindeki telgrafi uzattı. Telgraf şu maalde izenle ve Viyana, Cenevre ve n tarikile avdet ediniz. Ciddt sebepler vürdır. İhmal etmeyiniz.,, Gerald Lavrence telgrafı okudu ve hiç bir hayret everi göstermedi: “ Tamaml.. Ben de bu fikirdeyim. Londradakiler işin iç- yüzünü bizden iyi biliyorlar. Caressa kızmılı. Sert — “Hiç de tamam d letler mizi ne yapacağız? Atacak- mıy:2? Kocamın da, seniü de mak- sadınızın ne — olduğunu — açıkca söylesenel ,, — “ Benim fazla birşey söy- lememe hacet yok. Kendi gözle gördünüz. Şu sırada bura- seviyorlar — * Öyle ise başka söze ha- cet yok. Hudut geçe geçe, bıktık, uzandık. Birkaç gün istirahat et- “ Miamy Sahil- lerinde Bir Deniz Kızı bu genç kız. insan eli ile dokun- muş kumaştan — elbise — geyin- mez. Vücudunu örten ve süs- leyan ber şeyi denizden çıkarık mıştır, içlerinde deniz altı otlar rından midye kabuklarına varın- caya kadsr herşeyi — bulunur. Fakat bütün bunlar o derece güzel tanzim 'edilmiştir kl göze €n bahalı kumaştan daha çekici gelir, esasen kıymetleri de pek fazladır. Fakat mesele yalmız bundan ibaret değildir: Bu genç kızın hem güzelliği, hem de serveti dolayıs- le yüzlerce talibi vardır. — Yalnız bu. taliplerin arasından — birisini seçmek için ortaya koyduğu şare tın yerine getirilmesi pek kolay değildir. — Filhakika beğeneceği erkegin : — Servetçe, tahsilce, zekâca kendisine — muadil bir vaziyette olmasını, bundan başka da tıpkı kendisi gibi deniz otlarından ya- â> Bu yıl Amerikanın Miamy kıyılarında SON POSTA 8-5- 1935 mek istiyoruz. ,, — “Korkarım ki kabil olamı: yacak. Bir an evvel buradan git- melisiniz. ,, Lavrence bu son sözlerini ga- adeta emrediyormuş ü larp mi olacak demek İstiyorsunuz ?,, dedi. Sesinde hiç korku eseri yoktu. "“Öyle birşey söylemedim. Sakın yanlış an'amayınız. Ortalığı velveleye vermek bize — düşmez, hem — harp sözünü lâfa karıştır- miya İüzüm yök.ee. — Buradaki ahval ziyet sizin biran evvel ve salimen İngiltereye dönmenizi icap ettiriyor. İşte bu kadar.... , — “Günde iki — defa hudut geçmek kolay mı... ,, Garesse sözünü bitirmedi. Ha- fifce kapı vuruldu. İçeriye giren adam sivil giyin- mişti, fakat bütün tavrıhareket lerinden asker olduğu besbelli İdL Alman şivesile Ingilizce söy- lemiye başladı: — “Affedersiniz,, dedi. Sesi gayet sert ve haşindi. Hiç te özür dileyen bir adamın sesine benzemiyordu. (Arkar var) Gizli İttifak ! Fransa Bu Haberi Tekzip Ediyor T (AA) — Dış İşleri Ba- dale yabancı — matbust — tarafından meşredilen şaylaları kat'T surette tek- zip etmektedir. pılmiş bir elbise giymesini, buna rağmen de hiç kimsenin gözüne batmıyacak bir görünüşü mubafa» za etmesini İstemektedir. Bu dakikaya kadar bütün bu şartları bir yere birisi çıkmamıştır. toplayabilen aa L . Tröst Teşekkülleri nowm__::&ml Başladı ( Baştarafı 1 inei yüzde ) Tröstler, tihsal miktarı ve fiatları Üzer büyük istediği Çüskü talep, daha fazlacı Bizde Tröstler Bizde tröstlerin ancak dört beş senelik bir mazileri vardır, Tröstlerimiz, gerek sermaye ve tekâmül ve gerek ticari noktasından ecnebi tröstlerile ök çülemez. Memleketimizde — tröst- ler şunlardır : 1 — Çimento tröstü: Aslan (Eski Hisar), Yunus, Bakırköy, Türk çimento ve kireci anonim şirketi, ve Ankara çimentosu bir- Teşmesile vücuda gelmiştir. Yakında Sümer bankın aça- cağı yeni bir çimento fabrikası da bu teşekküle girecektir. Bizde sermaye — vesair hususlar nokta- sından en kuvvetli tröst budur, Bu tröstün, çıkardığı çimentonun kalitesi iyi fakat fiatı yüksek idi. Son zamanlarda, bükümetin teşeb- büsü ile, çimentonun torbası fab- rikada tesellim 159 kuruştant 12,5 kuruşa - indirilmiştir. Maamafih bu fiat ta yüksektir. 2 — Trikotajcılar tröstü : Fiat ve kalite mutedildir. 3 — Fanilâcılar tröstü. 4 — Konservacılar tröstü. 5 — Tarakçılar — trösü: fabrikadan ibarettir. 6 — Soğuk hava tröstü ( Frigidaiv ) 7 — Glikoz tröstü: — Şimdi Hiat yüksekt'r. Üçüncü bir fabrika açılmak Üzeredir. Bu yeni fabrika tröste dahil olmadığı takdirde rekabet başlıyacaktır. 8 — Oksijen — tröstü: yüksektir. Bir de ipekçiler arasında tröst yapılmak özeredir. Şimdi şiddetli bir rekabet vardır. Tröstler serbest, kendi başp larına bırakılırsa, piyasaya hakim olurlar ve istedikleri gibi ihtikâr yaparlar. Fakat tröstlerin fatla- rı, ve diğer faaliyetleri htkümet tarafından sıkı ve pratik bir su- rette kontrol edildiği — taktirde bu gibi ihtikârlara mahal kalmaz. Memleketlmizde, küçük sermaye- darlar biribirine rekabet ederler, istihsali arttırır, fiatı çok indi- rerek ve malların kalitesini bo- zarak birlbirile insafsızca rekabet neticesinde iktisadi ve ticar! fa- aliyetleri sarsar ve sermayeleri mahvederler. Bir zamanlar ço- rapçılar, trikotajcılar, ve şimdi de gpekçiler bu yüzden acınacak hale gelmişlerdir. Tröstler - kontrol — edilmediği taktirde fiatlarda büyük bir ih- tikâr basıl olacağını kayıt ettik. Fakat, şimdiki halde mahsullerin pabalılığı ve ecnebi mallarla kı- yas kabul edememelerinin sebebi, İki depoları Fiat memleketimizdeki sermaye ufak- | lığından, — istihsalin — azlığından kredinin pahalılığı ve azlığından, tesisatın ufaklığı ve pahalılığından sermayenin hâlâ amortize edilme- mlş bulunmasından, amelenin mü- |— Senl gidi gırfımtı #cal 1 2 — Ben hiç böyle şey görmedim. Sen kemşü Fatmaın yaptıklarını duydün tehas ısolmamasından, nakliyat ve mevaddı. iptidaiye pahalılığından, dökün tülerden istifade olunama- masından ve daha sair amillerden dolayıdır. Nazarı dikkati celbeden bu fi yakından ve daha prelk ve sıkı bir surette kontrol etmek Üzere (Sanayi tetkik bürosu) namile yeni bir teşekkül meydana getirilmiştir. Bu büronun tedbir ve mürakabesinin tesirlerini bek- liyoruz. * Şehrin mohtelif ” yerlerindeki ekmekçilerin — birleşerek — girket kurduklarını haber alan Şehreminl ve Topkapı fırıncıları da birleş- mişler, —aralarında bir — şirket kurmuşlar ve bir Hat birliği yap- mışlardır. İşçi ve amele sınıfından teşekkül eden Topkapının fakir halkı bundan zarar görmeğe başlamıştır, çünkü şimdi evvelki gibi rekabetle ucuz ekmek sat- mak mümkün olmuyor. Belediye ise Şehremini ve Topkapı ekmek- çilerinin şirket yapmalarında mah- zur görmüyor. Fransa Seçimi Piris, 7 — Tan garetesi, son be- lediye weçiminde eski durumun değiş- memiş olduğunu yazıyor. »Dr. ibrahim Zati Cağaloğlu: Mahmudiye — enddesi Çatalçeşme sokağı No $ -r.ııw"_ıııhuı—_—.ıııı sonra hastalarını Dr. HAFIZ CEMAL Dahiliye Mütehassısı OSMANLI BANKASI TÜRK ANONİM ŞİRKETİ 'TESİS TARİHİ: 1868 Türkiyenin başlıca Paris, Marsilya, — Nis, Mançester'de Mizir, / Kibru, İrak, İran, — Filistin ve Yananistan'da Şabeleri, Yagoslavya, Romanya, Suriye ve Yananistan'da Filyalleri vardır. Her tüzlü banka muamefeleri | yapar