Eşek Eti Yeyince.. — Hasan B.! — Sus! — Bana — dokunma.. üzerimde bir fenalık var. — Yine ne oldun? — Vallâhi bilmem, birader!. Hoş: birader demeğe de dilim varmıyor a?. — Neden? — Sonra bana darılırsın. — Darılmam, söyle. — Ben eşekleşiyorum galiba. — O nasıl lâkırdı? — Basbayağı.. geçen günkü gazetelerde mahut havadisi oku- yalıdanberidir, benim bu mesele zihime saplandı, kaldı. — Canım anlamıyorum.. açık konuşsan olmaz mı? — Yahu! Bilmiyor musun? Bizler, âlâ buz gibi dana miyetine, meğerleyim eşek eti yiyormuşuz. — Ne olur? — Nasıl ne olur? Ben aklıma %ıtirdlkçc fenalıklar geçiriyorum. aten kafam — Allaha Bir de kulaklarım uzadı mı idi, tamamdır. Düşün ne hale gire- rim? — Bir şey olmazsın, merak etme. — Sen öyle diyorsun. Bir de bana sor: Ben bu hakikatı öğren- diğimden beridir, sabahleyin evden çıkarken, bizimkine: — * Ver şu çulumu! ,, demeye alıştım. Soyunurken: —-" Alh palanımı kaldırl. ,, diyorum. Sofra başında: —" Yeml getirin! ,, diye l::'ı— miyorum, Akrabadan biri at etti, geçenlerde. Önüme gelene, adamcağızın kara haberini verir- ken: — * Nalları dikti.. kuyruğu titretti.. ,, gibi tabirler kullana- rak, zavallının hatırasını rencide ettim.. Canım türkü çağırmak İstese, anıracağım diye korkuyo- Tum da ağız açamıyorum.. — İlâhi Hasan Beyciğiml! — Dur, dahası varlı. Sırtım kaşındı mı İdi, düvarlara sürtü- yorum, Daha olmazsa yerlerde yuvarlanıyorum. İIslık çalan ob mazşa bir yudum su kursağim- dan geçmiyor.. asıl facıayı, hele iç sorma, — Nedir, Hasan B.? — Köprünün üzerindeki demir- lerden, haddin varsa geç. Onların önüne gelince, hemen oracıkta mıhlanıp kalıyorum. — Ennln sinir hall hep; geçer, — Ha, azkaldı unutuyordum. Bu işin, yalnız iyi bir tarafı var, nedir, biliyor musun? — Hayır. Nedir bakayım? — Bana: —" Eşek! , — diye Seven olursa, aldırmayıp geçi- yYoruml!. -O _d!ğlr şey, Hasan B.! emaneti | İA Güzellikte yok benzerin, Bakışların gayet derin, Tasa elme sevdicöğim Gönlümdedir. senin yerin — Hasan B. Son günlerde yine sokaklar pislikten geçilmiyor! — Epey köpek zehirlediler de ondan. Para Kıymeti Bilmiyormuş Yeni şairlerden biri Hasan B.e dedi kl: —Babiâlideki kitapçılardan biri benim şiirlerime elli lira verdi, Hasan B. başını salladı. — Yazık! dedi. Herif Tüccar olmuş amma, hâlâ paranın kıy- metini öğrenememiş! — Yool Şüphesizl. Zaten bir takım insanlara baktıkça, eşek- liğime, eşekleştiğime hamdedesim geliyor. — SON PosTAa aa aa Hasan B. — Ara sıra hortlamıya başlayorsun, fakat yağma yok: Kalkamazsın. Maniler -2- Kapina çık, bir göreyim, Uğuruna can vereyim, Sendean uzak bulundukça Öksüz kalıyor yüreğim. Hasan B. in Diplomatlığı Pazarola Hasan B.yi, doatların- dan biri, sevdiği bir kadınla ev- lenmek için araya vaşıta koymuş- tu. Hasan B. gitti, kadını buldu. — Bayan! dedi. Dostum, ken- disine varmıya razı — olduğunuz takdirde, bütün servetini ayakla- Fınıza dökecek. Kadıncağız dudak büktü, itiraz etti. — Lâkin onun çok az serveti varmış.. — Ben — öyle biliyorum. Nesini dökecek? Hasan B. — Hakkınız var. Çok xengin değildir amma, dedi; bu minimini ayaklarla kıyas edince bu azacık para dağ kadar bir yıgın teşkil eder. Kadın bu cevaptan hoşlanmıştı. Hasan B.in dostile — evlendi ve mes'ut oldu. ca Şebekîgi Yak alandı -5- Denlz coşar, durulur, BSeni gören vurulur, Saat gibi yüreğim, Sen bakarsan kurulur. — Çok yaşamak için sinirlen- memeli imiş Hasan B.! — Öyle ise “terkidiyar,, ede- lim, azizim. Üsküdar Tramvayında Pazarola Hasan B., Üsküdar lekelesinde tramvaya - biniyordu. Birdenbire, — telâşli — telâşlı, kocakarının biri geldi, Hasan B.yi İterek, tramvaya — doğru - atıldı. Hasan B. fena sendeledi ve ax kaldı, hareket —üzere bulunan tramvayın altına gidiyordu. Güç belâ, tutundu ve basa- mağa atladı. İçeriye Çocuğa Ad Arıyormuş Pazarola Hasan B., umumi telefon — merkezlerinin — birinde, yarım saattenberidir. telefon def- terini karıştırıyordu. Arkasında, bir yerle acele görüşmek için sıra bekleyen bir zat: — Aradığınız numarayı bulmak için size yardım edebilir miyim? Diye sorunca Hasen B.: — Zahmet etme, Bayım, dedi, benim numara - filân aradığım yok.. Bizim ahpaplardan birinin yeni doğan çocuğuna ad seçmeye bakıyorum ! Daha Ucuza Gelirdi Hasan Bey, tanıdığı bir gencin evlendiğini haber almıştı. Bir gün yolda rasgeldiği bu gence sordur — Evlenmişsin diye duydum öyle mi? — Evet, Hasan B. — Karın ne yapar, senin? — Ne gibi? — Meselâ, dikiş diker mi? — Hayır. — Yemek pişirmesini bilir mi? — Onu da bilmez, Hasan B. — E, ne meziyeti var, öyleyse? — Çok güzel sesl var, Hasan B. ciğim. Bir duysan, hayran olursun. — Pekli amma, ben senin yerinde olsaydım, Yenicamiden bir kanarya satın alırdım. Daha ucuza gelirdi, her halde ! Emniyet Mesolesi Hasan B. eczaneden İçeriye girdi. — Pazarola, eczacı başı! — Eksik olma, Hasan 7.| Bir emrin mi var? — Sen eczacısın; değil mi? — Evet, Hasan B. — Zanaatının ehli misin? — Şüphesiz, Hasan B.ciğim, — Diploman var mı? — Nah, duvarda asılı duruyor. — Hiç yanlışlık yapmazsın, ya? — Tabii yapmam.. — Öyle ise, bana — bir macunu verl. - döndü ve kendisini iten kadına — Zorun ne idi, beni ittin? — A, elbette iterim.. Karaca- ahmede gideceğim,. Hasan Ba — Peki amma, gideceksen, yalnız git, beni de göndermiye ne hakkın var? dedi, Düşünen zamanaın binbir derdini, Aklını kaybeder, zır deli olur. Dünyanın, bilenler germilserdini Herşeyi hoş görür, dil ehli olur. A İnsanlar değişti mahiyetini, Gösterir her biri marifetini, Dana niyotine eşek etini, Yiyenler, olbette çifteli olur. » Elimizde iken, tahat yaşamak, Kendi kendimize kurarız tuzak, Böylece ne kadar didinip dursak, Saba rüzgürları sam yeli olur. * “Pazarola ,, derim böyle acuna, İlişmem bile ben onun ucuna Uyuzu olanlar benden kocuna, Hitabım onlara dikenli olur. — Hasan B. ciğim! Bazı açık gözler halka eşek etini, sığır eti diye yediriyorlarmış. — Tevekkeli değil, huyları- mızda da İnatçılığa doğru bir değişiklik peyda oldu gibi. ıyasa u * Ne tuhaf şey oldu gu dünya yüzü, Her ağızdan başka bir ses çıkıyor, Hepsinin de fazla kızışmış gözü, Hopal ortalığa meydan okuyor. * 'Tayyareler, tankları, gazli bombalar, 'Toplar, mitralyözler, zırhlı dubalar, Uzaktan şehirlar yakan gualar.. Duydukça bunları, insan korkuyor. * Uluslar Kurumu derin uykuda, Çalışıyor Kurup, Vikere, İşkoda, Her Devlet yeniden gemi yapmada, Paralar, durmadan, gırla, akıyor. * Etrafımda sert sert, kokuyor barut, 'Tükeniyor bende her türlü umut, Ulukları sardı bir kara bulat, Gene tan yerinde şimşek çakıyor!...