-Tayatımızda Jeğişiklik Yapan Kararlar K aei Hayatımızda Değişiklik Evvelâ haf a tatliı, sonza dük- kânların saat yedide kapanması Ve müce.ese.erle, fabrika ve rem- Bi dairelerde çalışanların haftada irbuçuk çün tatil yapmaları. Bunlar bizi yaşayış ve telâkki doktasından garplılaştıran karar- lardır. Biz esas itibarile ne vaktin kıy- Melini, ne de garplı bakımından Yaşamasını biliriz. Çalışanlar talil Yapıp dinlenmesini bilmezler. ğu ayarsızlık hayat hakkın« daki — telâkk'lerimizin bas:tliğim gelir, * Aradaki Fark Bir mücssese Avrüpadan bir ne getirti. Bu — maki- heyi işletmek için bir de müte- hassıs celbeder. Işe başlandığı za- Man mütehassıs günde Ğ saat ça- İlşir; kecdince iş saati bitti mi, tlerini yılkayıp çekilir. Aymi işin bulunan Türk işçiler ça- ı'!lllıyı devam ederler. gıı bunu hayattan alınmış misallerle göz- terebilirim. Garbk tatil günlerini ve iş "uıddıi saatlerini kendisine en faydak olacak şekilde geçirmesini bilir. Biz me tatilde eğlenmesini, Be de boş saatlerimizi faydalı Reçirmesini öğrenmişizdir. ç Hafta tatili bize bir gün din- nmeği — öğretti. - Dükkânların *rken kapanması bize gece eğlen- tt zevkini verdi. Şîıı:l'l hafta ta- in bir buçuk güne çıkması, kahvelerden kumarın kalkması — hayatımızda yeni bir değişikliğe tebep olacaktır. *« * * Geç Başlıyan Opera Londrada tiyatro ve sinemalar Kat on birde kapılarını kapamıya Bitcburdurlar. n — oyniyan uzun olur. O vakit tiyatro Pıları saat altlıda veya yedide lir, fakat saat on birden son- ya kalamaz. k Bün gelen logiliz bi gözüme büyük ha ” serlavha ilişli : Vaktinde açılmıyan perde Geç başlıyan opera Okudum. Opera saat 'yedide h.;[yıodıııı. Kapılar kapanmış. derin bir süküt içinde bek- ::ımç Bir dakika, iki dakika, dakika... Halk sabırsızlanmış. âtlı ve ayak gürültüsü. Beş da- ; senraj şefdorkestra — yerine h"lq ve muzik başlamış. İiş Gazeteye göre bu, bir yangın h'lr. tiyatro içinde bir kavga b;,""' mühim bir hadise. Çünkü li tiyatronun perdesini baş da- YA gonra açması görülmemiş şey. '_Hllbıkl bizde bazı sinamalar di akşam seanslarına dokuzu SYrek geçe başlıyor, ve filmi on buçukta bitiriyorlar. Şüyük Parti öngresinde Ne- * Konuşulacak? Ankara, 7 (Husasi) — Per- Bi ünü toplanacak partl ku- mhfyluşk k:ııuq:l?ulıpı parti ıe“.x"luıı esaslarına göre saylav Pmi Iki dereceli olarak kala- deçi Yalnız ikinci müntehiplerin ":n:ınueııîı olacaktır. ı:,. devlete lı;.':""' I:._:.l’"hdı meclisi idare Üyesi düsj 'Y'cıklırdır. Umumi ve hu- İt © mülhak bütçelerle Idare îieır:' menfaati devlete ait olan S.yı: işlerini - yapamıyacaklar, hayi ” Avukatlar bu müesseselerle Yir v ıknğlmyctlm ve Belediyeler Ünüy, © dava alamıyacaklardır. “Versitelerin sayısı arltırılacaktır. zetelerin- erle şöyle saylavları — germaye- nit müceseselerde, şirketlerde, — inhisar Resimli Makale Atinalı feylezofon hikâyesini bilirsiniz. O, kapısının önünde çırılçıplak bir fıçının içinde yaşardı. Bir gün bükümdar yoldan geçerken onun önünde durdu ve niye böyle çıplak yaşadığını sordu. Fakat nen Diyojenin güneşine mani oluyordu. Diyojen ona —amararae ni SON POSTA bu sırada güneşle- sadece gu cevabı vermişti: istemem,,, Diyojenin bu felesefesine muhtacız. Kimseden yardım dilenmeyiniz, kimsenin min- neti altında kalmayınız. Başkalarından isteyeceğiniz şey yalmız size gö'geetmemeleri olmald r. K Diyojen H SON TELGRAF HABERLERİ Tarikatçi Yobazlar Sorguya Çekildiler ( Baştarafı 1 inei yüzde ) Mustafa, Milâslı Şef.k, tahsildar Ali Riza... Daha birkaç kişi de nmezaret altındadır. Arama — neticesinde meydana çıkarılan mektuplar ve diğer vesikalar Adliyenin elinde bulunuyor. Suçlulardan bir kısmı, hüdiseyi lakâr etmek istemişlerdir. Bursada Sorgular Bursa, 6 — Iapartadaki tek- kecilik hâdisesile alâkadar olduk- ları sanılan bazı kimseler hakkın- da burada :.ı' uhkikılç.lüıhdı. imdiye kadar sorguya lenler îıı kişi kadardır. Tahkikat devam ediyor. Yalana Bakınız! Ortada irtica İle alâkadar hiç bir hâdişe yokken harice birta- kım yalanlar aksetmiştir. Atina ajansı Paristen aldığı bir telgrafta, oraya hâdisenin, Anadoluda gizli dint teşkilât yapıldığı şeklinde aksetmiş olduğunu bildiriyor kl baştan başa yanlış ve yalandır, Ortada bir İrtica değil, sadece bir kaç meczubun tarikatçılık yapmak istemesi gibi gayrikanu- nt bir hareket vardır, Yüzlerce İnsanı Öldürecekti Izmir, 7 (Hususi) — Tütün inhistrı fabrikasında servis şefi Rahminin, kendisini cezalandıran müdürden intikam almak kastile l Kamutayda Sert Bir Münakaşa Daha Oldu Kars Zelzelesi Ankara, 7 (Hususi) — Son ge- len habuerlere göre Kare zelzelesi evvelki gün çok hafiflemiş ve dün de durmuştar. Zelzele felâketi kar- gısında bütün ecnebi elçiler Hari- ciye Bakanımızı ziyaretle tecesür- lerimi bildirmişlerdir. Ayrıca dost devletlerden — teessür — telgrafları alınmıştır. Hükümet felâketrede- lere yardım İçin bütün tedbirleri almıştır. BayLaval Paris, 7 (Hususi) — Harlciye Bakanı Bay Laval Perşembe günü Varşova ve Moskova seyahatine çıkacaktır. Bay Laval dün Türkiye elçisini kabul ederek görüşmüştür. fabrikanın motörünü patlatmaya ve makineleri parçalamaya teşeb- büs ettiği iddia olunmuştur. Rahminin kandırarak bu işe âlet ettiği ileri sürülen Ibrahim ve Nebi de yakalanmışlardır. | Ankara, 7 ( Hususi) — Dün kamutayda Konya ovası sulama idaresinin 935 bütçesi görlişülür- ken Muğla saylavı Hüsnü Kitapçı söz alarak dedi ki: —*“ Cümhuriyet hükümetinin iki mümtaz prensipi de, başar- etlik ve yaratıcılıktır. Bu — vasıf- lara tabantabana zit o'an bir müessesenin bütçesini telkik eder- ken yürek acısı duydum. Sulama Idaresi şimdiye kadar ne yapmıştır? Sonra Bütçe Encü- menimiz 932 bütçesinin tetkikatı sırasında, 700 bin dönüm araziyi sulamak için yapılan teslsatın, bir taraftan susuzluk, diğer taraftan Idaresizlik yüzünden en çok on köyün 36 bin dönüm arazisine inhisar ettiği esefle görüldü. Şu da var ki sulama işleri tamamile bu idarenin bimmetile görülüyor değildir. Halk kendi işini kendisi başarıyor. Buna rağmen parasını da lv;.ı:yoı. enin yaptığı şey — yalnız Bozkır çayında bir ark açmak ve kanallar vasıtasile boşaltmaktan ibarettir. Yapılacak Iş Sulama idaresini Nafın Bakanlığına devretmektir.,, Hüsnü Kitapçı bu kadar az İSTER İNAN ISTER INANMA! Deniz yolları idaresi İle İstanbul Akay idaresinin gelecek senelör içinde on milyon wapurlar almaları kararlaştı. Bu geçmek Üzere bu iki iİdare müdürlerinin Avrupaya gönderilmesine lüzum görüldü. Bu zevat Avrupada me yapacaklar? Gemileri mi alacaklar ? diyeceksiniz. Hayır.. Bunlar gemi almıya- lira kıymetinde yeni kararın tatbikatına gemi yapan sipariş edilme! gibi. Avrupada nerelerde vapı şirketlerin kabiliyet, kud: gibi; sanki bunları buradan tahkik mümkün değilmiş caklar, Çünkü gemilden anlamazlar. Bunlar Avrupada vapurların nereye » Sanki yapılabileceği, vapur yapan ve kuvvetleri Bılinmiyormuş İSTER İNAN İSTER İNANMA! — Sözün Kısası Bil c Pa Büyüklük l 'Server Bedi saama; Önünde Bu yıl Koca Sivan için her zamankınden daha bü;Ük b.r ih- tifal yaptık. Yaptık amma He oldu? Eserlerideki şaıdırvas a. n bozuk muslukları » tamir ettirmi- ye başladık mı? Rütuübetlen ka- raran mermer direkleri si dik mi? Oymaları, çinileri, sedelleri temiz- ledik mi? İçine serçelerin yuva yaptıkları saçakları harap olmak- tan kurtardık mı? Ne gezer! Evvelki günkü “Son Posta,, da çok duygulu ve usta bir kalem, Sinana karşı İddia ettiğimiz sevgi ile bu tasasızlık arasındaki teza- da, bir kerre daha, fakat ne gü- zel tasvirlerle dokunuyordu! Evet, bizde nutuk, vaat, ye- min boldur. Söylerken kendimiz de inanırız; fakat bütün heyecan- larımız dilimizin musluğundan bo- şanır ve tatbikata geçmek için lâzım gelen iradenin kaynağı tü- kevir. İhtilal olup bitti ya, gele- cek yıl ayni güne kadar S.nanı hatırımıza bile getirmeyiz. Hattâ, biri bize sorsa: — Kazum, Sinan ne oldu? Biz de sorarız: Hangi Sinan? Meşbur Sinan, Bozacı Sinan mı? Hayır canım... Matbaacı Sinan mı? Değil: Mimar Sinanl — Hal. | Der ve susarız. Gözlerimizin önünden Selimiye veya Süleyma- niyenin minareleri — bir duvara vuran parmakların gölgesi giLi titrek ve ince karaltılar halinde geçip gider, fazla birşey düşün- meyiz. İtiraz etmeyiniz: düşünmeyiz diyorum, düşünmeyiz. Düşünsek ihtifalin haftasına kalmaz, Koca Sinanın eserlerini harap olmaktan kurtarmak için hemen kolları sıvarız. Fakat biz yalnız - ihtifal gününü bekliyoruz. Bütün bir yıl, onun hatırasına ithaf etmek için toparlıyabildiğimiz sözlerin hulâ- sası da şundan ibarettir: “ Ah, Koca Sinan, sen ne büyüksün!,, Hiç olmazsa şu sözü değiştir- sek de Koca Sinanın büyüklüğünü başka türlü ifade etsek. Meselâ: ''Ah, Koca Sinan, biz ne kü- çüğüal, “demeğe başlasaki Mahkemede Ayak Ayak Üstüne Atılabilir Vi? ( Baştarafı 1 incl yüzde ) suretile mahkemede de ayak ayak Üstüne konulmasının bir mahzuru olmamak lâzım geldiği esasını mü- dafaa etmiştir. gııı şabitler din- lenmek lâzım gelmektedir. İç İşleri Bakanı Seyahate Çıktı Ankara, 6 (Telefon) — İçişleri Bakanı Şükrü Kaya bir memleket seyahati yapmak Üüzere bu ak- şamki trenle İzmire hareket et- miştir. Bu seyahat nüfus sayımı ile ve umumi idare işlerini teftiş ile alâkadardır. Bakan, Ege ve cenubi Anadolu vilâyetlerini do- iş için birçok memur kullanılma- sının da aleyhinde bulundu ve: * — Ortada su yokken 250 Kira maaşlı bir su mübhendisinin burada işi nedir?,, Sualini sordu. Bundan sonra Ziraat Bakanı Bay * Muhlis cevap — vererek, sulama işinin her yıl arttığını, ve idarenin inkişaf yolunda oldu- ğunu söyledi, neticede sulamak idaresi bütçesi 150 bin lira olarak | kabul edildi. Mide, Barsak ve Karaciğer rahatsızlıklarına AFYONKAR AHİSAR MADENSUYU