1 Mayıs ı Siyaset Alemi ı' . Tarsilya Uinayetinin Mu- hasebesine Doğru Bir tarafta devletlerin hararetli bir surette silâhlanmaları konuşulur ve bu filan — devam ederken, Uluslar Kuru- şka mevzu meş- gül etmeğe başladı. Bu mevzu, Mar- #ilya cinayeti münasebetile Yugoslav- ya'nın Cenevrede yaptığı şikâyete Macaristan'ın verdiği cevap ve bu cevapla beraber yapmayı ku'ul ettiği tahkikattır. O zaman, bu tahkikatın mazbata muharrirliğini İngi'iz murah- hassı Lord Eden üzerine almıştı. Lord Eden mazbatasını 30 Mayıs Uluslar Kurumu celsesine hazırlamakla mü- kelleftir. Mamafih bu mazbatanın tanziminin ima havale edil- miş olması, Marsilya cin>yetinin vu- kuunu mütcakıp İngilterenin o zaman müdafaa i noktalnazar — düşünü- Iğcek olursa; Macaristanın bu badire- yi tamamen nazari sahada kalmış bir münakaşa ile — atlatacığına şüphe edilemez. Fakat bu münasebetle Ar- sıulusal tedhişçilik hakkında Uluslar Kurumunun bazı esatlar müzakere etmesi de müsteb'at değildir. Meselâ İeviçre hükümeti, daha şimdiden bir takım tedbirler almaya karar vermiş ve bu nevi hadiselere karşılık olmak g maruf miralay kkar isminde bir zatı getirmiştir. ütün bu alâmetler 30 Meyısta bir firtina kopacağını göstermeyorlar de- gi Fakat yine bütüm alâmetlerden anlaşılan bu fırtınanın zararsız geçe- ceği seziliyor — Süreyya Bir Çarpışma Faciası ! Vuppertal, 30 (A.A.) — Sür- atle gitmekte olan bir otomobil, bir demiryolu geçidinin parmak- lığını kırarak raylar Üzerine dev- rilmiş ve oesnada gelen bir trenle feci bir surette çarpışmıştır. Oto- mobilin içinde bulunan Üç yolcu ölmüştür. İtalyanın Müstemleke Siya- setl Ve Harcadığı Para Roma, 30 (A.A.) — 15 se- ne müddetle Trablusgarp ve Bin- gazi'nin İstimarı cemiyetine senevi S milyon Liret tahsis ed'lmiştir. Edebi Hacer, elini kalbine bastırdı: — Acaba, ne haber alaca- Kalktı, odanın iİçinde sinirli sinirli dolaştı. Sofaya kulak verdi, dinledi. Merdivende ayak sesleri pey- da olmuştu; Hacer kayıtsız gö- rünmek için İskemleye oturdu. Kapı vurulduğu zaman, ağır bir sesle: © — Giriniz! Dedi. Zihni Efendi, omuzları düşük bir halde içeri girmişti: — Coevat Bey, karakolda yok. — Bir yere mi çıkmışlar ? Otel kâtibi, dudaklarını büktü: — Bir haftadanberi yokmuş! Hacer, * kendini — tutamadı, kıçradı: — Bir haftadanberi mi? Ne. rede? — Takipte imişler! Hacer, anlamamıştı : '— Takipte mi? Zihni Efendinin yüzü, hiç te heş'eli değildi: — Bir firari takibinde.. Hacerin. aklı ermiyordu: — Bir haftadauberi mi? HARİCİ Habeş Ve SON POSTA TELGRAFLAR Harp Günü Yaklaştı ! |Fransa lle İtalya Çarpışmak |Rusyal Üzeredir İlk Tüfek Eylülde Patlıyacak Londra 30 (A. A.) — -Deyli te'graf'ın Eritreye gönderdiği mu- habir, gazetesine yolladığı bir mektupta, Eritre'deki limauzda büyük miktarda harp malzemesi- nin toplanmış olduğunu yazmak- tadır. Hazırlıkların ehemmiyeti, yalnız müdafaa için yapılmış ol- maları ihlimalini bertaraf ettir- mektedir. Umumiyetle — düşünüldüğüne göre, harp harekâtı, yağınur mev- siminden sonra, Eylül yahut ilk teşrinde başlıyacaktır. B. Musolininin — Habeşistanı. Italyan nüfus fazlalığı meselesinin anahtarı - olarak telâkki etmesi muhtemeldir. Habeşistana gelince, Kıralın Italyan İstilâsına bütün kuvveti ile kerşı koymak kararında bu- lunduğu aşikârdır. Habeşistana ancak fransız Somalisinde Cibutl yolu yahut İngiliz Soma'isindeki bazı boş arazı yollarından - silâh- lar, tayyareler, top arabaları ve tanklar itbal edilebilir. Bu itibar- la Habeşistanın harbe hazırlan- ması müşkül bir meseledir. Burada dolaşan rivayetlere gö- re, Japonya silâh ithali hususun- da kırala yardım etmektedir. Adisababada kıral ile mülâkat- larda bulunmuş olan bir İngiliz bu şehirde 9 silâh ticarethanesi- nin — mümesssillerini gördüğünü söylemiştir. Belçika Bir Para Konferansı Teklif Etti Brüksel, 30 (A.A.) — Başba- kan, paranın istikrarı için arsıulu- sal bir konferans toplanması için devletlere müracaat etmiştir. Bazı devletler, böyle bir konferansın gelecek kışdan önce toplanmasına lüzüum olmadığını bildirmişlerdir. — Evet., Müfreze ile birlikte tekibe çıkalı bir hafta olmuş... Hâlâ dönmemişler.. — Bir - kişiyi ml takip edi- yorlar? — Galiba.. Fakat bunu söylerken, Zihnl efendi, Hacerin yüzüne bakamı- yordu. Hacer, helecan içinde idi, onun hâline dikkat edemiyordu: — No vakit dönecekleri de malüm değil mi? — Tabil... Belli olmaz.., Hacer, giltenin kenarına çök- müştü: — Demek, ister istemez bek- liyeceğiz... Otel kâtibi, caketinin yan ce- binden bir zarf çıkarmıştı: — Takibe giderken bu mek- tubu birakmış... Eğer Zihnl efendi gelir, beni ararsa, bu mektubu verirsiniz! Demiş! Hacerln yüreği ümitle, sevinçle dolmuştu: — Mektupda ne yazıyor? Zihni efendi zarfı gösteriyordu: — Üzerinde, Demir ağaya ait iş için! Diye yazılı... Bundan, bu moktubun, size olduğunu anladım, Anlaştı Paris, 30 (A. A.) — Hariciye narırı ile Sovyet elçisi dün Sov- yet Rusya - Fransa antlaşması etrafında görüştüler. Antlaşmanın metni bugün kabinede görüşüle- cektir. Antlaşmaya yarın (bugln) sah çekilmesi muhtemeldir. Bu takdirde Bay Laval gelecek hafta Moskovaya gidecektir. Mukavele Milletler Cemiyeti misakının çer- çevesi dahilinde, Lokarno muka- velesine uygun olacaktır. Mukavele, herhangi bir başka devletin aley- hine müteveccih değildir. Müsavl hukuk ve vecaiple ve Uluslar Kurumunun çerçevesi dahilinde şarki Avrupa için karşılıklı bir müzaheret sistemi tesisine çalış- mayı istemek şartile ileride bu mukaveleye herkes - iltihak ede- bilecektir. Venedikteki Üçler Konferansı Viyana, 30 (A. A.) — 4 Ma- yısta Venedik'te toplanacak clan Italya - Macar - Avusturya konfe- ransının programı, Tuna umumi ademi mücabale misakı — ve iki taraflı mütekabil yardım m sak- ları çerçevesi içinde tahdit edi- lecektir. Muahedelerin tâdili ve tex.4r silâhlanma işi ikinci derecede bir mevzu o'acakltır. Habsbargların tahta geçmesi meselesi, dipiomaltik mahafi.i alâ- kadar etmemektedir. İki Yeni Tevkif Berlin, 30 (A.A.) — Yabancı matbuat ile alâkadar olmak tüh: metile Protestan kissesi matbuat başkanını ve Protestan papazını tevkif etmişti. Zarfı, Hacere uzatiyorda; Ha- cer, elile reddetti: — Mektup Size yazılmış sayılır. — Zannelmiyorum. — Açıp okudunuz mu? — Hayırl Hacer, işaret etlil! — Açın, okuyun... - Ötel kâtibi tereddüt ediyordu, Hacer, sinirlendi: — * — Açın, okuyuu, efendim... Zihni Efendi, zarfın kenarını yırlmıştı; içindeki kâğdı çıkardı ve göz gezdirdi. Hacer, merakla sordu: — Sizemi imiş? Zihni Efendi, Hacerin yüzüne baktı: — Size, hanımefendi. Ve mektubu — tekrar Hacere uzktmıştı: — Buyurun, efendim. Hacer güldü: — Okuyunuz, Zihni Efendi.. Bir kere okudunuz... Yüksek ses- le, banada okuyunuz! ÖOtel kâtibi, bundan alınmıştı: — Affedersiniz, emrettinizde okudum. — Onun için söylemiyorum. Cevat Beyle, aramızda gizli ka- paklı bir şey yok ki.., Sizinde bil- diğintz ler... ğ zıı..ı'î mektubu, ağır ağır tane tano okudu: *“Hanımefendi, “Ben, bu akşam emir aldım, - Ordu Her Tecavüze Mukavemet Edebilecek Moskova, 30 (A. A.) — Har- biye Komiseri Voroşilof, 1 Mayıs münasebetile, Kızıl Orduya hita- ben neşrettiği beyannmede di- yor ki: Sovyet Rusyası, sulhperverane eserini ikmale çalışmaktadır. Bu- nunla beraber, kendi topraklarına karşı vukubulscak her türlü teca- vüze mukavemet etmek azmin- dedir. Kızl Ordu, en mükemmel tes- lihata maliktir, her nefer işçiler yurdunun müdafaası uğrunda ca- nni feda etmeye hazır bulunmak- tadır. , Büyük Koanal Moskova, 30 (A.A.) — Baltık denizimi şimal — buzlar — daerizine bağlıvan kanal işletmiye açılmıştır. takibe çıkıyorum, Ne zaman dö- neceğim, kat'iyetle belli olmarz. Şayet, Demir ağayı görmek ister de ,beni aratırsanız, merak etme- meniz için bu satırları yazıyorum. Demir ağayı bulmak için, Çep- kenlide sırma keselerin Demir Ağa, diye yazarsınız;. gider. Ben, geldiğim zaman Aktaşa gitmenizi düşünürüz. Eelki de doğruca şehre gidersniz. Her halde De- mir ağa, sizi görecektir. Siz, şim- dilik kasabada kalmalısınız. De- mir ağa da, Zihni Ef. de, ayni fikirde bulunuyoruz. Selâm ve hürmetler ederim hanımefendi... Cevat,, Otel kâtibi okuürken, Hacer, içinden manalar çıkarmağa uğra- şıyordu. *“Bu, geldiğim zaman Aktaşa gitmenizi — düşünürüz!,, sözünden asıl istediğini anlamıştı; Hacerin yüzü gülüyordu: — Çok nmazik, kibar çocuk doğrusu... İşi arasında, bizi de düşünmüş! Zihni Ef£, mektubu Hacere uzatmıştı, genç kadın, mektubu aldı: — Aman saklıyayım... Demir ağanın adresi var, kaybolursa na yaparım! Kırık kırık gülüyordu. Onun yüzünün güldüğünü gö- ren Zihni afendi de gülmeğe bap- lamıştı : ASıy'ı 5 | Gönül İşleri (Evlenmeden Evel Bu Suallere Cevap Veriniz Evlenmeden evvel sevişmak güzel şeydir, fakat kâfi değildir. Sevmek saadetin zamini sayılamar. Her evlenecek genç aşağıda- ki sekiz kaideye riayet etmelidir : 1 — Nişanlınızın sıhhati yerin- de midir ? Evlenmeden evvel ni- şanlınızı tibbi bir muayeneye tabi tutturunuz. 2 — Nişanlınızın aile hakkın- da fikri sizin fikirlerinize uygun olmalıdır. Kız, evli bir kadından, bir anneden ve bir. aşıktan ne- ler beklendiğini bilmeli ve bunlara cevap verecek Gurette hazırlan- mış olmalıdır. 3 — ailesinden ay- rı yaşayabilmelidir. Annesine ve ailesine onlardan — ayrılamıyacak kadar bağlı olan kızlar, evlilikde mes'ut olamazlar, 4 — Nişanlılar insanlarla te- mastan hoşlanmalı ve onlara va- &l muamele edileceğini bilmelidir. 5 — Nişanlınız ihtiyaç halinde kendi hayatını kazanabilecek ka- biliyette olmalıdır. Yarın bir ka- za vukuunda siz ölürseniz o sefil kalmamalıdır. 6 — Karımız, boş zamanları- nızı İyi geçirmenin sırrına vâkıf olmalıdır. Evli bir çift kendilerine mahsus hiç olmazsa bir müşterek eğlence vasıtasına malik olmalı- dırlar, 7 — Her izdivaç bir nevi pi- yangodur. Nişanlınız bir az da ta- Kihe inanır olmalıdır. B — Sevmekten, sevilmekten korkmıyau bir kızla evleniniz. Su- kutu hayale uğramış bir kız, toy bir kızdan daha iyi zevce olur. İşte siz'a için mes'ut evlenme- nin sekiz şartı. TEYZE Fransanın Hava Kuvvetleri Paris, 30 (A.A.) — Salâhiyet- tar bir zat, Fransız hava kuvve- tinin bu sene içinde tamamiyle yenilenmiş olacağını söylemiştir. “Yenileme programı 1937 de biti- rilecekti. Fakat harici hâdiseler karşısında buna hız verilmiştir. — Demir ağanın adresi malüm! Hacer, mektuba fazla ehem- miyet verdiğini göstermemek için şakaya buleştırmak - istiyordu : — Sizin için, öylel. siz bili- | yorsunz.,. Fakat, sizi her zaman :ıluıılı. ele geçirmek kabil değil | , — Kinayeli kinayeli bakıyordu: Bazan — kayboluyorsunuz, artık yüzünüzü — görenlere, ne | mutlu! İ Otel kâtibi, kekeledi, müsaade istedi ; — Ben, gideyim artık, hanım- efendi. Hacer, elini uzatmıştı: — Şaka ediyorum, bana d:- rılmadınız yal.. | Zihni efendi, şiddetle inkâr eder gibi başını salladı : >— Size darılmak, ne haddime | efendim... : Genç kadının sıcak, yumuşak elini sikarken, içine tatlı bir bay- ginlik göçmüştü : Sizi ne zaman rahatsız ede. yim ? — Estağfurullah.. siz, Cevat beyin ne zaman geleceğini anlar- sınız... sonra, Demir ağayı da gös rürsünliz... neredeyiz? Na oluyor? Ne yapacağız? Anlıya'ım değil ml a? 7 Otel kâtibi, odadan çıkarken 1 — Siz, hiç merak etmeyin... Ben, her şeyi anlarım ! (Arkası var)