— SON POSTA Seşfi 13 24 Nisan — ——— — Patavatsızın Vasfi Rızanın & Deli Aslan Deli Kıtalarında ü nlü Aluııcılar Vardı.. Yazan : Tefrika ŞA BEar - Yol Mektupları: 2 bitn No | Patavatsızlığı E Mevlâna Muzesı Bu / Evvelki kıcımların hülâsasıı Orta Macaristan ovalarında Türk İleri kollarından biri de Su- buska palangasıdır. Bu küçük kalecik, bir defa daha Macar ve Alman Şöüvalyelerinin muhasara- #na uğramıştır. Kahraman mü- hafızlar, iki huruç hareketi yap- mış, düşmana bit hayli zayiat verdirmişlerdir. Fakat onu çekil- meye mecbur edememişlerdir. Çünkü sayısı pek çoktur. Bun- dan başka Subuskaya — yardım ihtimali yoktur. Palanganin mu-> hafızı Şahin Bey, beraberinde Deli Aslan olduğu — halde kale burçlarından — düşman ordugühünı tarassut ediyor — ve vaziyole bir Çüre — düşünüyorları Şu kadar var ki: Kahraman- rımızdan — başlıcası olan “ Deli lan ,, nın kılığı ve sevabi bür Tada anlatmamıza değecek kadar ""tlmımi. ve korkunç İdi. Çün- u delikanlı Türk imparator- luğu tarihinde bemen bundan Yüz otuz sene öncelerine kadar bulunan ve Ayrupalı düşmanlarımız karşısında ününü, korkunçluğunu Son gününe kadar korumuş bir Suvari — takımımızdan bulunuyor- du ki: Bunlar da tarihimizde Ve halk arasında * Deli bölük- leri ,, denilen kıt'alarımızdır. Ba: & Türklerinin Iyi bir askeri tarihi Yazıldığı zaman * Deli — bölük- i,, miz görçekten araşdırma- & değecek bir unsur olacaktır. Deli bölükleri suvari İdi ve bura- Ya ölüm eri (fedai | olan blr. ta- kım gönüllüler girerdi. Bu deli kıtalarının Rumeliye Zeçen türk atalarımızin — kurmuş Oldukları o Ünlü akıncı teşkilâ- tından seçme bir takımı oldukları Biydikleri başlıkların, tulgaların, Sarıkların bile en tanınmış ıkı_uu kumandanlarımızın, beylerimizin Udlarını — taşımasından bellidir. olarak, — Evrenns gazi Mihal, hacı İl bey, kiraz İlyas biçimi başlıklar giydiklerini oku- Maktayız. Deli suvarilerinin Av- Tupalılarda uyandırdığı korku ile birlikte hayranlık pek lınyük!ll.. Deli suvarileri: ana prensipleri “Serdengeçti,lik, mutlaka ölmek, Ya öldürmek olduğundan, ıte_çll silâh kullanmaya bile girişmemiş- lerdi. Daima boğaz boğaza: kılıç, alta, topuz, — mizrak [_l] ile dövüşen bu ateşli süvariler © i) Delilerin maraklarına çok defa sg"lkıî-'ı::':-or::r:(uıılido Kosdü- bice denilirdi. Bu nd belki İs'âv veya Carcadır. Bu — mızrakları :ı:::: N iğimiz naria ha ""':-ı:ı'ı'ı," ."b:ı':ün dövüştükleri Avrupa Şövalyelerinin uzun, büyük » kalın ( Lans ) ları biçimime sok- Tuşlardı. Türk akıncıları Orta Macar ovalarında zamana göre ancak bir defa atabilecekleri tabancaları bir fay- | dasız yük saymakta idiler. | Delilerle — yaşamış, — onlarla savaş ve uğraşa girmiş Üç yüz senelik bir Türk yazıcısı onları anlatırken diyor ki: M “Geçen bin kişi deli askerinin samur Evrenus Gari, Kiraz İlyas, Behluli, Bektaşi, Gazi Mihal bi- çimi taçları vardı; bunların Üze- rine balıkcıl kuşu - telleri, lurnı. telleri, deve kuşu, şahia tüyleri ve tuğları sokulmuştu. Beş, altı yüz kadının sırtında samur kapa- nice (1) vardı. Kaplan postu ce- ketlerin arkalarına karlal, kara- kuş, kanatları dikilmişti. Fıın- ların ellerinde yalnız — on'arın kullandıkları Kosdanice denilen bayağı kol kalınlığına yakın bir türlü mızrakları vardır ki: Hepsi çok süslü, altın kakmalı, yaldızlı idi. Ba bin deli askerinin hepsi al atlara binmişlerdil..,, geğeteni İi eet ile aldıkları 'hlı.l:t:r birl de ayaklarına giydik- lerl ağır çizmeler, sivri çelik mah- muzlardı. Türkler, tatarlar son kadar yumuşak çizme, :..îıi:,r .kukiı üzengi kullanmış- l"dg'ıu askerinin en çok göze bir şeyi de atlarının gü- ::l."ıl::: dayanıklılığı '; ı;ıılıı:ı Bt- olan sevgi, hattâ say- ı;ıîıı':ı.dıl:.”l:ln doğrusu, Bu adam- ların işlerine göre atları onların canları, can yoldaşları, en güven- dikleri şeyleri Idi. Akıncılar ha- fif süvari idiler, Delilerin atları ise ağır süvari alı olmuştu. Yani bu hayvanlara da şövalyelerin yap- tığı gibi zırh giydiriliyordu. * Subuska kalesi kumandanı Sarı hin beyin karşısında korkunç bir heykel gibi duran Deli Aslan işte bu anlattığımız gibi giyinmiş, zırhlanmıştı ve gerçekten gönülleri örkütecek bir duruşu yardı. Kaplan postu başlığının altın- da, kalın damarlı alrıra oturmuş olan çeik tulga Üstünde ve ke- narlarında kombilir. nasıl kanlı savaş'arda vurulmuş ağir kılıçların, mızrakların, — topuzların — yaplığı çentikler görünüyor, bir baltann da biraz daha yukarıda babadan kalma bu ağır baş siperini delmiş ğ iiyorcu. um%:ıı"f&.& bu Deli adırı iğilliğinden almıştı, ancak :::â?şıy:ısı Dei bölüğünden oldu- gundan bu söz iki halini de pek iyi ar latabilirdi. (Arkası var) —— (1) Kısa ve Rumeli serhacinde giyilen bir ceket, — Ne zaman bir patavatsızlık yapsam, kendi kendime gülerim. — Demek hayatın hep gük mekle geçiyor !.. bz— Türkçe Bilmecemiz Dünkü Bilmece 1.23.45078 KF ee gee ÜzRrla TYİZİT İA İN M l A KEEERK St l erkmz ı.fı" uâ[vîiıw' Bugünkü Bilmece Boş dört köşeleri aşağıda ya- zi manalara gelen öz Türkçe kellmelerle doldurunuz. Bu sa- yede hem vakit geçirmiş, hem de öz Türkçe kelimeleri öğren- miş olursunuz! ÇÜĞ p SEZ SAD lli A | Soldan sağa: 1 — Hicret - islm $ — Mevta - pişmemiş $ — Bir nota » sene 4 — Mütcessir — olmak $ — Haff masdar lâhikaır 6 — Souk alma 7 — Yoğurtla yapılan içk & — Mefküre - bir nota Yukardan Aşağı: 1 — Hiri $ — Ölmek masdarından — emri- hazır « alfzbenin son harfi * kırmıziıya yakın bir. renk 8 — Bozulmuş - ortasına bir O konulunca bulunmayan 4 — Yed * sonluna bir N geti- rilince muhsül B — Asker - ateş tutan alet 6 — Eklet - geref 7 — Küşnde 8 — Lisan - bafta Yeni Heşriyatı ——HHT——— “ Rasin Külliyatı — Meşhur Ra- sin'in külliyatının dördüncü yani son gildi çıktı. Teredme üstat H. Nazım'ın- dıt. Büyük bir irfan mahsulü ve zorlu bir. himmettir. Mütercim her ikl dile bütün inceliklerile tasarruf ettiğinden her dört cilt birer ayda teşkil etmiştir. & Holivut — Holivat'an 24 Nizan sayını renkli ve güzel resimler — Suat rvişin, Cbat Kenatmen'in ve Münir aları intişar etmiştir. Düzce İcra daliresinden: Bir borştan doluyi merhün — ve satılması mukuürrer 14647 — kilo tütün açık aftır. ma ve peşin para ile Aartırmaya çıka- rılmıştır. Satış günü olarak 80 Nisan 935 tarihine müsadif Sah günü tayin edilmiştir. Taliplerinin mezkür günde sünt 14 de Düzce icra dairesinde huzur bulunmaları ilda olunür Konyadaki Mevcut Müesseseye Büyük Adamın İsmi Verilemez Mi, Konya — Her sene daha gü- zelleşen Konya- nın — göbeğinde mühim bir abide vardır : ş Mevlânanın eski türbesi, ye- ni müzesi.. Türk hüküme- tinin eski asara verdiği ehemmi- yetle, gün geç- tikçe memleketin her tarafı bir müze haline so- kuluyor. Gelmiş geçmiş bütün medeni milletle- rin faaliyet mer- kerzini teşkil eden Dersiniz? Anadolu, esasen Mevlânanın türbosi, işte şu sivri kulenin yükseldiği yerdedir böyle bir sıfata lâyıktır da.. Bir karış toprağı yoktur ki, altında tarihi olmasın. Konyanın müzesi de işte böyle iki mühim devrin: Selçuk ve Os- manlı devrinin en güzel eserlerini sinesinde saklıyan bir yer oldu... Etrafını Roma ve Yunan asarlle sösledikleri bu kubbeli bina, garplı ( asarıatika) müteahassır- larını imrendirecek kadar zengin ve rengin bir hale konmuştur.. Kıymetli bir alim ve büyük bir mütleahassıs olan bu müzeni mü- dürü ( Yusuf Akyurt) tan öğren- diğime göre: Binanın içindeki bü- tün bu kıymetli asar, hariçten hiçbir şey ilâve edilmeksizin, bu kubbe altından çıkan eşyalardan ibarettir. Binaenaleyh asıl söyle- mek istediğim fikrime geliyorum. x» 6 Rebiulevvel 604 te doğan, sonra babnsile beraber (Belih)ten 608 de hicret eden Mevlâna, kanına su katılmamış halis bir Türk evlâdıdır. Yazdığı ve mey- dana koyduğu eserlerile beynel- milel filozoflar arasına giren bu Türk çocuğuna Osmanlıların son devrine kadar - bütün büyük adamlara söyledikleri gibi - evliya demişler. Tekke, tarikat ve evli- yayi kanunları ve muhakemelerile tanımıyan cümhuriyetir in bugünkü ve yarınki nesli de Mevlânayı, Farabi, Ibni Sina haktım ve filo- zof ; Füzull ve Yunus Emre gibi şair tanıyacaklardır. Haftada bir sima'hanelerde yapılan merasimlerinde din? âyim den ziyade musiki, edebiyat ve beyet ilmi vardı. şeyhin etrafın- da dönen müridanla şemdiye, şemsin yalnız hareketi mihveriye ile ve onun etrafnda arz ile beraber daha birçok kerelerin hem hareketi mihveriye | ve hareketi devriye ile mahşerin bulunduklarını — EÜmeali — o.arak göstermek istemiştir.. (Copernic) den üç buçuk asır | evvel keşfiyatta bulunan Mevlâna- yı daha başkaca iddialarından sonra büyük bir heyetşinas ola- rak da — görüyoruz,. —O halde Mevlâna, aırkımızdan yetişen ve yetişmesile ifüihar — edeceğimiz bir ilim adamıdır... Bugünkü — müzen'n içindeki asarı, Mevlânanıı yüzü den ©o bina dahili ide toplanımış ve kal- manzumel | | mıştır.. -Fakat — bütün bunlara rağmen şimdi bu müzenin İsmi (Konya asarıatiıka müzesi) dir.. Diyorum ki: Süleyman Nazif, tan- burl Cemil sokakları açacak ka- dar hakşinas, sultan Mahmut, sulk- tan Ahmet, Beyazıt İsimlerini de- ğiştirmiyecek kadar eskiye riayet, *Piyerloti ve Klodfarer isimlerini sokak başlarından kaldırmayacak kadar hatır. hoşluk güden bu- günkü Türk, (Konya asarıatika müzesi) gibi basma kalıp bir isim yerine — şöhreti — hudutlar aşmış böyle bir şair ve felesofun ismile (Mevlâna müzesi) adını ne- den vermiyor. Mevlânanın kusuru, halkın Ev- llya diye bir sıfat takmasında ise, Yunus Emreyi de yalnız Evliya değil Anadolunu bazı yerler'nde daha ileri gidilerek Türkün Pey- gamberi diye tanırlardı. Tarikat sa; Yunus Emre bektaşi mutasavvuf idi.. eğer asarı Farisi se; Mevlâna zamanında Se'çukun resmi İisanı farisiydi. Mesnevisinde; “ Eskilik ve eski şeyler satanların nöbetleri ve za- manları geçti., biz şimdi yenilik ve yeni şeyler satıyoruz.. bugün bu pazar bizimdir!.,, Diyecek ka- dar yeni ve ileri fikir hareketle- rini cinleyleilerine aşılayan inkı- lâbcı gibi düşünen bu insanın İs- mini bir müzeye vermekle hata €&tmemiş oluruz zannındayım. Vasfi Riza Zobu Denizyolları İŞLETMESİ Acenteleri * Karaköy Köprübaşı Te', 42362 - S keci Mühürdirzade Han Tel 22740 iMROZ YOLU KOCAELİ vapuru 25 Nisan PERŞEMBE günü saat 16 da Tophane rıhtımından kalkacak gidişte Tekirdağ, — Gelibolu, Lâşseki, Çanakkale, Imroza; dönüşle bun.ara ilâveten Şar- köye uğrayacaktır. — “2111,, Dr. HAFIZ CEMAL Dahiliye Mütehassısı 118, Divanyolu Cumadan muada her sün öğleden sanra Telefon 22398 21044