Nisan 19 — ( Sigaset Atemi ) İngiliz Kıralının Jübilesi Var İngiliz milleti, Kıral Beşinci Jorjun haziran ayına tesadüf eden Jübilesinl ten'it etmeye hazırlamıyor. Bu hazır- hlıklar hummalı bir hararet içinde devam ediyor. Bu münssebetle Kıral, gerek Kıraliçenin © gü bBir kıyafetle İngiliz milletinin karşı- ina çıkacakları dahi şimdiden tesbit ! büyük ÜUniformasını, h dantol elbisesini giyecel » ynunu, dünyanın en zenginl addolunan Mmeşhur inci gerdanlığımı takacaktır. İngiliz milleti demizci olduğu için bu hüdiseyi, denizle alâkadar heybetli bir merssime bağ- lamak — niyetile meşhur — Spithend koyunda İngiliz armadasının bir da Bötçit resmi yapmasına karar ver- miştir. Mühtelif tonda, — büyük'ü küçüklü 160 harp gemisi bu koyda toplanacak ve Amiral gemisi ittihaz edilen Küvin Elizabet zırhlısının önün- den geçecektir. Şimdiye kadar kıralın da huzurile İngiliz donanmasımın haş- metli bir varlık halinde böyle geçit resimleri yaptığı görülmemiş değilidir. Meselâ 1911 de kiral taç giyerken yine buna benrzer bir donanma top- lantısı olmuş ve bu toplantıya 165 tmişti. Daha evvel ve nevi merasim hatıralarına tesadüf etmök ender sayılamaz. Fakat insanım tuhafına giden şey, bu kuvvet tezahürlerinin bu azametli kudret — gösterme — nümayişlerinin, dünyadaki sulh ihtiyacının en çok olduğu bir zamana tesadüf ettirilme- aldir. Almanyamın silâhlanma teşeb- büsünün daha bir iki gün evvel şabidi olduğumuz derin melin- den sonra Jübile, Mübile diye yapılan bu kuvvetli nümayişlerin — manası anlışılmayor. Yahut çok iyi amlaşılı- yor. Bu, ne perhiz, bu ne turşu. Süreyya Japonya - Amerika Paris, 19 (A.A.) — Amerika ıya arasında K gti :ı:ıhtcmvl itilâfın, ]ıpoı,= | mia Âmerika sanayiinin istikrarını bozmıyacak - bir. şekilde tesbit edileceği söylenmektedir. Venedikteki Diplomatlar Venedik, 19 ( A.A ) — Lehis- tan Dışarı İşleri Bakakanı B. Bek ile Macar Maliye Bakanı B. Fabini ve Macaristanın Berlin Orta Elçisi Fon Masieviç Cenev- reden buraya gelmişlerdir. li Onu, akrabaları aramadılar. Siz, annesini aramıya gittiniz, ne oldu? Emeti Molla, geldi mi? Hayır... o dünyada kasabaya gelmez... Çün- kü Bekir Efenin vakasından son- ra korkuyor... Ebehanım da, Hacı Cuma da öyle... Hacer Hanımı gör- mediler, onun vaziyetini bilmi- yorlar... Mehmet Beyin ağız yapmaları, — doğru — mü, yar lan mı ? bilmiyorlar... Ve en mü- himi, hem Mehmet Beyden, hem Bekir efeden korkuyorlar... efe, halk tutulmadı... Tutulsa da, hapse girecek ve yine çıkacak... Hacer Hanımın, bunların birinden haberi yok.... O, akrabalarını liyor... Genç mülâzim, bütün ciddiyeti ile söylüyordu: — Ben bu kadına, asıl bunun için acıyorum... Sen onun tarar fından, k.öyo gittin, geldin; işin İçyüzünü biliyorsun, samyordum. İlk önce ağzını aradım. Senin ek çiliğin, Hacer Hanımın, bu işlerle hiçbir a'âkası olmadığım gösterdi... Ses, gittikçe ağırlaşıyordu : —Muddeiumumi, bana: sen, göz SÖON POSTA Ingiltere İle Amerika Ara- sında Bir ihtilaf! ' Amerikadaki Silâh Tahkikatı İngilizleri Oldukça Kızdırdı Vaşington 18 (A.A.) — Ingi- lz hükümeti, kendisi ile Ameri- kan bankaları arasındaki muha- berelerin, ayan meclisi silâhlanma komisyonuna bildirilmiş olmasını protesto etmiştir, Komisyon reisi B. Nye, B. Ruz- velt ve hariciye bakanı Hul ile bu hususta görüşmüştür. B. Nye, Morgan And Kom- pani fabrikasının büyük harbe ait evrakının tetkiki esnasında, komisyonunun ecnebi hükümet- lerle ihtilâf tevlit edecek herhan- gi bir hareketten ictinap edece- ğinl söylemiştir. Komisyon, neşredilmeleri mü- nasip olmayan muhabereler hak- kında alâkadar devlet dairesinden lstizanda bulunmayı ayrıca kabul etmiştir. Mançuri Meselesi Petrol İnhisarı Yeni Bir Mesele Çıkardı Vaşington 19 (A.A.) — Ame- rika hükümeti Japonyaya bir no- ta göndererek Mançukov petrol inhisarının — tesisini protesta et miştir. Amerika bükümeti bu in- hisarı mevcut muahedeler ahkâ- mını ihlal eder mahiyette telak- ki etmekte ve inhisarın uzak şarktaki açık kapı — siyasasına muhalif olduğu mutaleasında bu- lunmaktadır. y kulak ol! dedi. Bu meseleye be- nim de merak sardığımı biliyor. Acaba, bir ipucu bulabilir ııılyi'l'l' Diyordum. Genç kadının ıleyhln_' de bulunanların hepsi, ya kendi, yahut bir başkasının hesabına çalışıyor. Aktaştaki Dursun Bey- lerin Halil Ağahın, bu mirasta gözü var, Nalbant Şumnulu Adem Ağa, değirmeni kapatmak istiyor. Şu, bu... Hacerciğim, daha köye gitmeden bıkacak, usanacak... Malları, ucuz pahalı — demeyip satacak, Ya, temelli şehirde otu- racak, yahut ta tekrar Istanbula dönecek! Mehmet Beyin, Aktaş taraflarında dolaşması, daha kız oralara gelmeden — kötülemesi, evvelce söylediğim gibi, kendine kalması — içind. — Mehmet Bey, bu suretle Hacer Hanıma, köy yolunu — kapıyordu. Kasabadaki adamları da el, ağız birliği edip faaliyete geçtiler. Mehmet Bey, doktorları xzorladı, kendisini şe- hir hastanesine yatırttı. Hükümet doktoru, bana; buna hiç lüzum olmadığını — söyledi... Mehmet Beyin adamlarına sorarsan; kemik Ç E Kİ aa n Tevfik Rüştü Aras Cenubi Amerika Muha- rebesi Duracak Mı? Vaşington, 19 ( A. A.) — B. Velles ile Şako meselesi hak- kında müzakerede bulunan - Şili, Arjantin ve Uruguvay diplomatları şimdi mezun bulunan — Arjantin dış İşleri bakamı Vedra Hamas'ın avdetinden evvel hiç bir karar alınamıyacağı — fikrinde — ittifak etmişlerdir. Brezilya, Iştiraki kabul etsa bile, müzakerelerin tekrar diril- mesi imkânsız görülmektedir. Paraguay — Cümhburreisi B, Ayalan'ın Bolivya ile doğrudan doğruya mürzakerata gir'şmek için yaptığı teşebbüslün neticesi diplo- matlar tarafından — sabırs zlıkla beklenmektedir. Yugoslavyada Seçim Belgrad, 19 (A.A.) — Temyiz mahkemesi, 5 Mayısta yapılacak olan intihabatın ilk namzet liste- ni tasdik etmiştir. Bu İisleye başbakan B. Yevtiç dahi'dir. zedele-miş, alçıya konmak lâzım- mış! Hepsi yalan... Zihni Efendi, gözlerini kırış- tıra kırıştıra bakıyordu: — Acaba Mehmet Beyle Ha- cer Hanım, — Hakikaten tanışı- yorlar mı? Cevat Bey, bir kahkaha attı: — Bu, o kadar merak edi'e- cek birşey değil, azizim. Istan- bulda — tanışmış — o'maları çok muhtemeldir, — diyorum — sana... Hacer, eteğinde namaz kılınacak, irz ehli kadınlardan - değil... Ha- yatın her rengini görmüş, tat- mış... Mehmet Beye gelinceye kadar kimleri görmüşlür, — Acaba Mehmet Beyle kar- Aılqıı.lır? — Hacer Hanımın — Mehmet Beyi tanıyacağı şüpbelidir. Maa- mafih bunu gayet kolay anlarız. Hacer Hanım, nasil olsa, vilâyet merkezine — bir gün — gidecek. Sen, hastaneyi gezdirirsin; tesa- düfen bende bulunurum. Orada Mehmet Beyi görür. İş te anla- bhl kâtibi, başını sallıyordu: — Hakkınız var, Cevat Bey- ciğim... Jandarma zabiti, kurnaz kurnaz gülüyordu : — Meraklı bir güreş seyredi- yoruz, Zihni Efendi.. Müddeiu- muminin ihtiyatlı hareket etmesi, hakikatleri meydana çıkardı ve Hariciye Bakanımız Bir İhtilâfı Halledecek ! Komisyona Reis Olarak Seçildi Cenevre, 19 (ALA.) — Uluslar kurumu konseyl başkanı Tevfik | Rüştü Aras, Birmaya ile Yunan | arasındaki hududun cenup mınta- | kasını tahdit içia İngiltere, Hin- distan ve Çin larfından tavzif edilen muhte it komisyona bitaraf bir reis tayinini kabul etmiştir. Felemenkte Hitlercilik ! Lahaye, 19( A.A.) — Inti- habata ilk defa iştirak etmekte olan Nasyonal Sosşalist partisi vilâyet mec'islerinde 39 aza'ık elde etmiştir. — Hollandanın eski partisi olan Liberal ve Radikaller ise biri 28, diğeri 26 azalık ka- zanmışlardır. Nasyonal Sosyalist partisinin bu mühim muvaffakı- yet'nin gelecek saylav seçiminde eski partilerin zararına — olarak çok İleri gideceğinl göstermek- tedir. (Son Pusta; Nasyonal Sosyalist- lik, Hitlercilik demektir. Bu telgrafa göre Felemenkte de Hitlerellik kendi- ni göstermiş demektir. | İşsizi Yokmuş! Brünsvik, 19 (A. A.) — Son iatat'stiklere nazaran — Brünsvik şehrinde işsiz kimse kalmamıştır. çıkaracak ta.. Eğer Hacer Hanım, vilâyete gelir gelmez, sorguya çekmiş — olsaydı, — mesele, bu kadar açıkça —meydana çık- mıyacaktı.. Hele Demir ağanın talip çıkmasına, çok sevindim. Demir ağa da inatçıdır. Mehmet Beye de, Halil ağaya da karşı durur, Bekir Efe de, Demir ağaya Bses çıkarmaz, hoş görür. Fakat İşin, tehlike'l bir tarafı var. Hacer Hanım, bir gün Ak- taşa gitmek mecburiyetinde ka- lacak... İşte o zamana kadar Lekir Efe, ele geçmezse korkulur. Çünkü, Bekir Efe kardeş çocuğu demez, Hacer Hanıma da kıyar.. Hacer Hanım, köye gideceği zaman, inzıbati tedbirler. almıya mecbur kalacağım.. Zihni Efendi, düşünüyordu : — Çok iyi edersiniz, Cevat Beyciğim.. Yalnız, Hacer Hanım, Kızbeylide oturmamak, güzelce ötele dönmek istiyor. Siz, han- gisini muvafık görüyor sunuz ? Genç Mülâzim, gayrühtiyari içini çekti: — Bence, kasabada oturması, daha muvnfıktır. Fakat bunu, kendi hesabıma söylüyorum, zan- netme.. Hacer Hanım, neresini Mmünasip görürse, orada otura- bilir. Bizim vazifemiz, hiç bir süretle, hiç bir şekilde sızıl- tıya imeydan — vermemek, — bir mesele çıkmasına müâni olmak, | Bir Rum Okuyucum Soruyor Kuvvetli bilgi ve zekânızdan istifade etmek için ben de size müracaat ediyorum. — Gençlerin aldanmamaları için nasıl hareket etmeleri lâzımgeldiğini bildiriyor- sunuz, Siza dert yanayım : Ben de bir yuva kurmak Üze- reyim. Fakat bir uçuruma yuvar- lanmakta olduğumu seziyorum. Bu #sebeple sizin direktifinizle hareket) edeceğim. On yedi ya- şandayım,| sevdiğim genç ise 19 yaşında bir mektep talebesidir. Bir buçuk senedenberl sevişiyoruz. Velilerimizin. bu — münasebetten haberleri yoktur. Ben rumum. Sevdiğim de öyle. Yarın aşk ateşl sönerse beni terkeder mi, dersi- niz? Bunu, kendisine sordum, Hukuk mahkemelerindeki boşan- ma davalarının ekseriyetle rum- lardan gayri alleler arasında gö- rüldüğünü söylüyor, acaba beni aldatıyor mu? Kızım Bir defa yaşınız çok küçlk, bu yaşta bir yuva kurmanın pek çok mahrurları olduğunu düşün- meniz lâzımdır. Sonra sevgilini iyl tetkik et de böyle bir huyda olup olmadığını anlamaya çalış. Kaldı ki evlenmede esas iİyl o- makla beraber bu, biraz da piyangoya benzer. — Başlangıçta nihayetinin nasıl çıkacağını tespit etmek mümkün değildir. * Yaralı kalp imzalı okuyucuya : Bu genç sizi sevmeğe başlı- yor, günden güne alakası arlıyor. Belki resmen sizi istemek — için kendisince tamamlanması lâzım gelen bazı noksanları — vardır. Acele edip üzülmeyiniz, bekleyi- niz. Her halde netice sizin için hayırlı olur inşallah. TEYZE herhangi bir hâdisenin önüne geçmektedir. Demir ağa, bu mes- elenin çabucak halledilmesine yar- dim edacektir. Çünkü, müddei- umumi!, Hacer banımın İstanbuldan ne miktar para ile geldiğini, ve elindeki paraları nerelere ve nasıl sarfettiğini öğrenmek İstiyor? Bu kadının parasız. kalması, İnzibat ve asayişi tehlikeye — koyabilir; diyor. —- Otel kâtibi Zihni efendi, jan- darma zabitisi dikkatle dinliyordu: — Doğru Cevat beyciğim, çok doğru... Bunlar, hep düşünülecek meseleler... Bu kadarına benim aklım ermez. — Evvelden düşünmezsen, son« radan uğraşırsın, Zihni efendi... Ve Zihni efendinin koluna girmişti: — Bana, namusun Üzerine söz vereceksin! Burada konuşdukları- mızi, kimsoye, bilhassa, Hacer hanıma söylemiyeceksin... O, be- nim hakkıunda ne düşünürse, dü- şünsün; kendisi için söylediklerimi belki şahs! bir alâka sayar. Bırak Öyle bilsin... Kasabadaki dediko- duları bastırmak lâzımdı... Fakat, Kızbeyli oteli, kahvesine toplana- cakları ve açık açık konuşacakları aklıma gelmemişti... Bekir Efenin hâlâ tutulmaması, çok canımı 8- kıyor.. Kumandan, bemen her gün gibi, beni sıkıştırıyor. Nardö- vene gillim, yine yakalıyamadım. (Arkası var)