8 Sayfa TTTT ÇU SON POSTA ” Büyük resimil roman aa 72 aa Yazan! SBermod Muhtar Alus — İKİ GÖNÜL BİR OLUNCA.. 13 « 4 » 936 Samanlık Seyran Olur ! Yaşar, Işi Kabadayılığa Dökmüştü.. Gelsin fısıltı. Son günlerde, Zişandan başka kimse ile görüştüğü, kimseye tek kelime — söylediği yoktu. Hep onunla burun buruna Idi. Yaşar, yine arkadaşlarından aldığı talimat eseri olarak her gece yeni bir numara yapıyordu. Geç vakit, paldır küldür gelir gelmez hemen kaputu, - ceketi fırlatmalar; arkasından kuru sıkiı — Ceplerimi kim karıştırırsa, içindekilere kim el sürerse dinim Rabbena hakkı için kafasını kırarım. Saçlarını bileğime dolayıp bacağına bir çelme, yere serip canını alırım.. Ulan cebimde belki gizli bir şeyim saklı; sırf bana «it bir kâğıt veya mektup var, Yoktaya karşı pek ileri var- mayı gözü yemeyerek, kızım sana söylüyorum, — gelinim sen işit hesabınca, — çeyiz — halayıklarına seslenme; karşısına çağırıp çe kışma: — Andavallılar, kulaklarınızı diktiniz mi, söylediklerimi işittiniz mi?. Ben dediğimi yapar mıyım yaparım. Bana, Yaveri ekrem, Müşir Affan Paşa zade Hünkâr yaveri Binbaşı — Yaşar derler. Gözüm kızarsa babam olacak moruğu bile sallamam; onun da koca sakalına üflerim. Önceden, lâzımgelen tertibatı almış. Şekerlemeci Löbonun ya- nında, passajdaki Yahudi kart- postalcıdan aktris kartları, yarı çıplak kadın resimleri alıp ceble- rine yerleştirmiş... kartların arka- larında: (Sevgilim Yaşaral) Diye Fransızca yazılar. Altlarında Mari, Maryet, Olga diye İsimler... Bum ları, o akıl hocası arkadaşı ber kimse ona yazdırmış. Yekta yine hiç oralarda de- ğil Umursamıyor bile. Yüz bu- ruşturup, omuz silkip kahkahayı atıyor, Şişmanın odasını boyluyor- du Yaşar, karısını kıskandırama- dığı, yumuşatup kendine celbede- mediğli için kudurdukça kudarı- yordu. Ne yapsa küâr etmiyordu. Buhranından çatlıyacak raddeye Mısırlı ve Hindli Kadınlar gelmişti. Oarkadaşına yine baş vur- muş, bir takım yeni öğütleri zih- nine mıhlamış, konağa gelmişti. Kararlaştırılan şu: . O akşam erkence eve gidecek. Kapıdan içeri ekşi suratla gire- cek... (Arkası var) Geldiler SO Armulusal kadınlar kongresinde bulunacak olan murahhaslardan Misirli ve Hindli Bayanlar dün şehrimize geldiler, Türk kadın Birliği mensupları tarafından Sirkeci istasyonunda - karşılandılar. Bu resim- lerde yukarıda Mısırlı, aitta Hindli murahhasları görüyorsunuz. İnhisarlar U. Müdürlüğünden: Soma Fiatlarında tenzilât yapılacağı yolunda piyasada şayia olduğu öğrenilmiştir ma fiatlarında tenzilâtı istihdaf eden bir tasavvurun aslı mevcut olmadığı alâkadarlara malüm olmak üzere ilân olunur. “1864,, —w TT TU YO NC F ÇAR NNU Nisan 13 Elli Gün Aç Kalan Bir Adam (Boştarafı . inci yüzde ) aiz olarak yaşamıştır. Açlık tecrübesinin ilk dördün- cü gününde ağzına hiç bir şey koymamış, dördüncü günü akşamı doktorların İsrarı üzerine bir bar- dak su içmiş, müteakıp günlerde de her gün Üçer bardak su almış, enstitünün bahçesinde doktori'e beraber gezmiş, kitap ve gazete okumuş ve kendi kendisini kontrol etmiştir. Tecrübenin — sonlarına doğru çok asabileşmiş ve Üşüme- ğe başlamıştır. Bu sebepledir ki son günlerde yatağından biç çık- mamış ve yatağı ısıtmak mecbu- riyeti hasıl olmuştur. Bununla be- raber harareti 26,5 ile 36 arasın- da dalgalanmıştır. Nabzı da 82ye mukabli, 50 ye düşmüştür. lşin garibi şudur ki, orkestra şefi geceleri güçlükle uyuyor, ve bütün gün aklından yiyeceği çe karmıyordu. Hattâ geceleri uyku- ya daldığı zaman kâbus şeklinde yiyecek rüyaları görüyordu. Orkestra şefine 50 incl günün akşamı biraz şurup verilmiş, son- ra, şuruba nlişasta karıştırılmış, çay ve tereyağı ile gıdalanma hazırlığı yapılmıştır. Ancak bir hafta sonra et yiyebilmiştir. Fa- kat ilk defa yiyecek aldığı zaman bunları giddetle dade etmiştir. Yine bu tecrübe müddeti xar- fında bütün Aağırlığınm — yüzde 26,5nu teşkil etmek üzere 16 kilo kaybetmiştir. Bu bir rekor- dur. Çünkü şimdiye kadar açlık neticesi kaybedilen ağırlık mik- tarı vücudü ağırlığına — nisbetle yüzde 25,3 ü geçmemiştir. Fakat bir daha vücudün gıdalanmasına başlandıktan sonra eski kayıp- larını çabucak elde etmiş, hattâ günde 3kile ağırlık aldığı ol- muştur. O süretleki 13 gün son- ra eski ağırlığını geçmiş bulu- nuyordu. Yeni Noşriyatı Çocuğun tahilli ve terbiyesi Musllim Nazım Yücelt, bu isim altında bir kitap çıkarmıştır. İçinde muallimleri —alâkadar eden birçok bahislar vardır. Ülküç — Çorumda muallim Rifat Rami Arıncı eski ve yeni şürlerini bir araya — getirerek 145 sahifelik bir kitap halinde bastırmıştır. Hafta — Bu doğerli mecmuanın dün — çıkan — sayısında da — meraklı, calibidikkat, kiymetli yamılar var. Nafıa Bakanlığından: 13/4/935 tarihinde münakasası yapılacağı ilân edilen İrmak - Filyos hattı üzerinde 8 muhtelif istasyonlardaki bina inşaatına ait Hânlar iptal edilerek: Muhammen ibale bedeli 160 bin llradan ve muvakkat temina- tın da “9250,, liradan ibaret bulunan bu inşaat ve ameliyatın eksiltmesi 25/4/935 Perşembe günü öğleden sonra saat 15 de Ankarada Nafıa Bakanlığı binasında Demiryol: İnşaat Reisliği eksiltme komisyonunda yapılmak üzere konulmuştur. Isteklilerin teklif mektuplarile yaniden — münakasaya münakasa şartnamesinde yazılı 1 diğer evrakı 25/4/935 Perşembe günü öğleden sonra saat 14 de kadar İnşaat Reisliğine makbuz mukabilinde teslim etmeleri lâzım- geldiği ve münakasa şartaamesi ile mukavele projesi ve İlişiklerin- den mürekkep bir takım evraki Bakanlık İnşaat dairesinden alabilecekleri ilân olunur. Sekiz lira bedel mukabilinde (1757) Osmanlıcadan Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu 1 — Öz türkçe köklerden gelen sözlerin karşısma ('T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her bir bakkında — mrası ile uzmanlarımızıa (mütehassıs) yazılarırı gazetelere ve- receğiz. 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırt edilmesi için, geregine göre, Fran. sızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. 3 — Kökü Türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenilmiş ve kullanılan şe- killeri alınmıştır. Aslı ak olan hak, salı Ügcüm olan hüküm, Türkçe “çek, kökünden gelen şekli gibi. Haver — Doğu Havf — Korku Havfetmek — Korkmak Haif — Korkak — * Ihafe etmek — Korkutmak Mahuf — Korkunç Örnek: Mabuf — bır. firtma - korkunç bir fırtına Hiras — Korku Hirasan — Korkak Havl olmak, ihtiva etmek — Içine almak, kaplamak Örnek: Bu kitabın havi olduğu (ihliva ettiği) fasıllar - Bu kita- bin içine aldığı ayrıçlar Havza — Havza (T. Kö.) Hayâ — Utanç Hayasız — Utanmaz Hayasızlık — Utanmaz'ık Hicap — Sıkılma Macup — Utangaç Örnek: Çok mahcup bir çocuk- tur- Çok utangaç bir çocuklur. - Hayal — Hayal (T. Kö.) Hayalet — Görümsü ' Hulya — Kuruntu Hayat — Hayat (T. K3ö.) Hayide — Bayat &uek: Bir takım hayide söz lerle başımızi şişirdi - Bir takım bayat sözlerle başımızı şişirdi. Hayıflanma (Telehhül) — Yazık- lanma Haylı — Haylı (T. Kö.) Haylület etmek — Araya girmek, yol kapamak Örnek: Haylület eden manialar dolayıtile - Araya giren engel- ler do!'ayısile. Hayme — Çadır Hayr — Hayır (T. K8.) Hayret elmek — Şaşmak - (Fr.) S'ötonner Hayran — Hayran (T. Kö.) Hayran ka'mak — Hayramak Fr. Admirer Şayanı hayret — Şaşılacak rmek: — Şayanı hayret — bir bareket - Şaşlacak bir hareket Müteha; yir — Şaşkın Meftun ve meshur olmak — Tam sımak - Fr. S'ömerveiller Haysiyet — 1 - Osur, 2 - (Bak: keyf.yet, mahiyet ) Hayşum — Geniz Hayt — Ipik, tire Hayvan — Hayvan (T. Kö.) Hayyen — Diri olarak, diri diri Örnek: Hayyen mi, mey; iten mi derdest ed.ldi? - Diri olarak mı, öl olarık mı yakalandı Heyyen meyyiten — Ölü diri Haz — Haz (T. Kö.) Hazan — Güz Hazfetmek — Kaldırmak, çıkar- mak Örnek: Bu kellmenin bir har- fini barfedince - Bu kelimenin bir harfini kaldırınca (çıkarınca) Kabil hazf — Kaldırılabilir Örnek: Bir noktası bile kabili- hazftir denemez - Bir noktası bile kaldırılabilir denemez. Hazer — Çekin Içtinab — Kaçınma Içtinab etmek — Kaçınmak Örcek: Her türlü fenalıktan içtinab eder - Her türlü fana- lhıktan kaçınır. Müctenib — Kaçıngan Tevakki — Korunma, sakınma Örnek: Büyük söz söylemek- ten tevakki lâzımdır. - Büyük söz Löylemekten sakınıma ge- rektr. >. Tevakki etmek — Korunmak sa- kınmak Örnek: Herkes sar! hastalık- lardan tetakki etmelidir. - Her- kes bulaşık — hastalıklardan korunmalıdır. Gençler, yalancılıktan tevakki edinir - Gençler, yalancılıktan sakın nız. Mahzur — Çekinecek Örrek: Bu İşin mahzurlu bir tarafı yoktur - Bu işin çekine- cek bir tarafı yoktur. Ihtraz — Çekinme Öraek: Onun bu İşte ihtiraze na hayret ettim « Onun - bu işte çekinmesine şaştım. —« eli eini sar ae Büz Bi « Ihtikarz etmek — Çekinmek Muhter:z — Çekinger Hazır — Hazır (T. Kö.) Fr. Prat Ihbzar etmek — — Hazırlamak - Fr. Prsparer Istihzarat — Hazırlıklar - Fr. Priparations, prüparatifs Müstahzarat (ı tıbbiye) — Hazır- Hlâçlar - Fr. Sptelalite phar- maceutiğue Örnek: — Eskiden memleketi- mizde müstaazaratı — tıbbiye imal — olunamazdı. - Eskiden yurdumuzda hazırilâçlar yapı- lamazdı. Müstabzerat (ıkimyeviye) — Ha- zaırlamalar - Fr. Priparation Hâzik (Bak:mahir) — Uzel Örnek: O, hâzik bir tabiptir— O, uzel bir dişçidir. Hazakat — Uzluk Örnek; M. hazakatı ile müşte- birdir — M. uzluluğulle ta- nıamıştır Hazine — Hazne (T.Kö.) Hazm — Ezim, sinirme Hazmetmek — Ezimek, sinirmek Hazmi kolay — singin Heba — Boş, boşuna Heca — Hece Hediye — Armağan Hedmetmek — Yıkmak Helâk olmak — Bitmek, yo- ğgalmak Örnek: Düşman ordusu açlık- tan helâk oldu — Düşman ordusu açlıktan bitti. Bu senenin mahsulü kargalar yüzünden helâk oldu — Bu yı- ha *ürünü kargalar yüzünden yoğaldı. Istihlâk — Yoğaltım Örnek: Şeker istihlâkı gitgide artıyor — Şeker yoğaltımı git- gide arlıyor. Istihlâk etmek — Yoğaltmak Örnek: Ankarada günde ne ka- dar buğday iİstihlâk edilir. — Ankarada günde me kadar kooperatifleri çoktur — £| yada yoğaltman kooperatifleri — çoktur. Helecan — Çarpıntı Heleroni — Yılankavi Hem — Hem Heman — Hemen (T. Kö.) Hemağuş — Kucak kucağa Hemasıl — Aslıbir Hemayar — Denk ; Örnek: Bu Iki adam biribiri ile hemayar mı? - Bu iki adam biribiri ile denk mi? Hemcins — Cinsibir Hemdem — Arkadaş Hemnam — Adaş Hempa — Ayaktaş Örnek : Âsilerin reisleri ve hem” paları kaçtılar - Azıyanların baş" kanları ve ayaktaşları kaçtılar. Hemrah — Yoldaş Hemsin — Yaşıt Hemşehri — Hemşeri (T. Kö) — Örnek : Samsun'un fahri hemr — ( Devamı 9 uncu yüzde ) Ş