Dünya İktisad Haberleri Süveyş Kanalında Faaliyet Roma (ALA) — Süveyş Son kanalının ( 1934 ) yılana alt seyri- senelerde |e Kaatistikler artmıştır. | dne nazaran bir —— yıl — içerisinde kanaldan geçen gemiler, (1933) e nisbetle (2) mik yon fazlasile (32) milyon - tonilâ- toyu bulmuştur. Kanal varidatı (1933) de (852) milyon iken (1934) de (856) mi- yona baliğ olmuştur. * Yugoslavyada çimento sanayli 119 ;Sllııınıdktıd!l:. 1 yılınde bu da çimento memleket — kendi ihraç ediyor | ihtiyacım yerli çi- mentolarla gördükten sonra, dışa- rıya da, 358 bin ton çimento çıkarmıştı. 1934 yılı için yapılan İstatis- tiklere göre geçen yıl içindeki Yugoslavya çimento ihracatı biraz daha terakki etmiş ve 421 bin tona varmıştır. Yugoslavya Ispanya hükümeti zeytin yağı piyasasında nazım bir rol oynamıya karar — vermiştir. Hükümet bütçe- sinden muayyen bir sermaye ko» narak | takriben 10 milyon pe- çeta | bir teşekkll meydana ge- tirilecektir. Bu teşekkülün kura- cağı bir zeytin yağı komlayonu piyasadan zeytin yağı satın ala- rak bunları stok edecek ve mü- sait piyasa vaziyetlerinde — dış pazarlara sevk edecektir. * Amsterdamdan yazıyorları Bir- Amerika | leşik Amerika ile tütün güm- Holanda ,arasın- rüğünü indi-| ŞA yeni Lir an, riyor mu? laşma için ticarf konuşmalara bap- lanacaktır. Bu konuşmalar sonun- da Amerikaya — ithal edilecek Holanda — tütünlerinin — gümrük resminin indirileceği Ümit edil- mektedir. Bugünkü tarifeye göre gümrük resmi kilo başına 2,27 dolardır. ( Yani takriben 280 kuruş kadardır.) Böyle bir vaziyet karşısında Amerika ile mukavoelesi olan memleketlerin de tütün İthalâtı tenzilâtlı tarifeye tabi tutulması nı koruyor (İSTANBUL elemledi kan — yan m.imlıı;ı b&ün h&n ahfuz ve gezetemize aittin | ABONE FİATLARI Abone bedeli pealııdin Adres değiştirmek 28 burüştur. Gelen evrek geri verilmez. “&ılııdıı mes'uliyet alınmaz. Vap İçi ktuplı 10 kur y lçı::l ıiılı;vıııpl.i':ıııdıı. vit î::ı_'u_ıonuı TAL İstanbul GeRel * Son Enı;ı " Sovyet Hükümeti 10,000 Tayyareci ' Yetiştirmeğe Karar Verdi SON POSTA Her Dilde Dol.ışın Bir Cünıle: Bir Rus İçin Tramvaydan İnıâek Ne Kadar Kolay İse Paraşüt İle Tayyareden Atlamak Ta O Kadar Kolay Olmalıcır Rus Gençliği 1935 Yılı Içinde (1,000,000) übe Yapacak nazaran bu azlık içinde çokluğu teşkil edenler erkeklerdir. x Rusların gerek tecrübelerde, ge- rek profesyonel uçuşlarda kullan- B Defa Tecr ——— tamam 1,000,000 defa — paraşutla < tayyareden inme . tecrübeleri — ya- “ pılacaktır. € * z Verllen — bu rakamlarda mü- balaganın yeri yvar mıdır, varsa derecesi — nedir, bilmiyoruz. Fa- kat — cemiyetin işe bütün kuvve- H ile sarıldığı velik vazife ola- Bir paraşütçü tayyareden atılmıştır; paraşlitünü iki üç aaniye rakta halk ara- gonra açacaktır Almanyanın isteklerine dair son birkaç gün içinde gelen telb- graf haberlerinde : — “Berlin kükümetinin (4000) tayyareden mürekkep bir bava kuvveti vücude getireceği, fakat bu sayının Rus kuvvetlerinden aşağıda kaldığı anlaşılırıa onu da artıracağı,, söyleniyordu. *.. kuvvetleri bahsinde Moskovada Maksim Gorki bahçesinde “atlama kulesi,, Almanyanın Rusyaya Fransadan daha fazla ehemmiyet vermesi, Rusyanın bu sahada giriştiği mu- | azzam bir teşebbüs ile alâkadar, olacaktır, bu teşebbüs — nedir, | okuyucularımıza anlatalım : Sovyet Rusyada "Ossoavlak- him,, adı altında yeni bir ceml- yet teşkil edilmiştir. Maksadı halkı hava ve kimya hüârbinde müdafaa — usüllerine — alıştırmak, | aymni zamanda da askeri! sahada kullanılacak pilot yetiştirmektir. Programında Rus gençleri ara- sında bir milyon kişiyi kü- çük modelde — tayyare — imaline hazırlamak, 500,000 kişiye yelken ile uçan tayyareleri kullanmayı öğretmek, bundan başka da 10,000 tane tecrübeli pilot yetiş- tirmek vardır. Ayrıca İptidaf bir hazırlanrma olarak ber isteyene paraşatçuluk — öğretilecektir ve Rus matbuatımın kaydettiği bir ryakama bakılırsa 1935 yılı içinde sında şiddetli bir propagandaya — giriştiği muhak- kaktır. Bu propaganda esnasında en sık olarak tekrar edilen cümle şudur: — Her Rus için tramvaydan inmek ne kadar kolay lse tayya- reden paraşut İle İinmek te okadar kolay - olmalıdır. Bu kolaylığı herkese vermeyi temin maksadile evvelâ “Mosko- va,, nın Maksim Gorkl bahçesinde bir tate “atlama kulesi,, yapılmış, ve elde edilen netice cesaret veri- el olduğu iİçin —memleketin her tarafında eşlerinin vücude — getk- rilmesine girişilmiştir. Bu atlama kulelerinin yüksekliği asgart (23) metredir, yaptıkları hizmet para-« şutçuluğu öğrenmek — istiyenlere llk mektep olmaktır. Atlama kuleleri mütehassısla- rın İdareleri altındadır, her Istiyen bu mütehassıslara müracaat eder, onların İdareleri altında sırtına bir paraşut geçirir. ve kendisini yukardan aşağıya fırlatıp — atar Burada Uç beş tecrübe yaparak paraşut hakkında iptidal malümat öğrendikten sonradır ki, sıra asıl tayyareden atlamıya gelir. Bunun Için de ayrı bir mektep ve mektep tayyaresi vardır. Bu mektep tay- yaresi adeta muazzam bir yolcu tayyaresidir. — İçine on talebe biner ve hepsi yekdiğerinden birkaç dakika fasıla İle boşluğa atılırlar. Söylendiğine — bakılırsa aralarında tereddüt eden epeyce- dir. Fakat son dakika korkusuna tutularak atlamaktan büsbütün çekinen pek azdır. İstatistiklere Bir , gevç #mele atlama kulesinden fırlamaga hazırlanıyor Dünyada Olup Bitenler | him bir meseledir. Paraşütün atlama kulesinden görü « şekli dıkları paraşutlar tayyareye bağlı olmıyan, sadece atlayanın sırtına bağlanmış cinsten paraşutlardır. Bunların zamanından evvel açıla- rak tayyarenin bir kenarına takıl- maması, yani hem kendisini, hem do tayyareyi tehlikeye - düşürme- mesi için, atıldıktan iki dakika Atlama kulesinin bir me bir gen, kız üzerinde paraştitün iyi takılıp takılmadığını tetkik ediyor sonra harekete getirilmesi lâzım- dır. Bu (2) dakika içinde boşluğa atlayan adam saatta asgarl 190 kilometre — sür'atle başaşağı yu- yuvarlanacak demektir. Bu müd- det içinde sersemleyerek peraşutu açamıyacak hale gelmemesi mü- x 1933 yılında “Tevselefe,, adını taşıyan genç bir paraşutçu 7200 metre yükseklikten atlamış ve paraşatunu ancak toprağa 150 metre kala açmıştır. Geçenlerde ise Evdokimof adında başka bir paraşutçu (8100) metreden atla- miş ve paraşutunu topraktan 200 metre evvel harekete getirmiştir. Eu zatin yere İndikten sonra em- lattığı şudur: — Tayyare yükselirken hep aletlerle meşguldüm. 500 metrede bir dereceye bakıyordum, hava tazyikını — ölçüyordum, kendimi yoklayordum. — İçimde heyecan var m İdi, ona dikkat ediyordum. Aklımda küçük çocuğum vardı, fakat gözümü de, pilotun bana verdiği emirleri yazan lâyba; Sıyşfa 7 ——— Müstehcen Yaban- cı Neşriyat Şikâyetçi Babadan Matbuat Umum Müdürlüğünün Dileği Matbuat umum müdürlüğün- den: 1 Nisan 1935 tarihli gaze- tenizin altıncı sayfasında ve kari mektupları sütununda okuyucula- rınızdan Arnavutköyünden N. K. Gürer adlı babanın mektubunu gördük. Fransada çıkarılmakta olan ve gençlerimiz. üzerinde çok fena tesirler yapıcı resimleri ihtiva eden “ La Vie Parisienne ,, mec- muasının da, emsali gibi yurdu- muza sokulması İcra Vekilleri Heyetinin 15 ilkteşrin 1935 tarihli kararile yasak edilmiştir. Yurdun her tarafında memnu- niyotle — karşılanan bu kararın gerl alındığı ve “La Vie Parislen- ne,, İçin müsaade verildiği şeklinde bu kariin mektubu altına gazete- nizin yazdığı mütalâa yanlıştır. Bu ve bu kabil mecmualara tek- rar müsaade — olunmadığı — gibi olunmasına da ihtimal yoktur. Bu babanın çocuğunun dola« bında bulduğu “La Vie Parislene ne,, Mecmüuasının — tarihi, eğer Vekiller Heyetinin yukarıda yaz- * dığımız kararı tarihinden evvelse bu mecmuanın yurda girmesi ya» sak edilmediği bir zamanda gel- diği ve © zaman satın alındığı anlaşılacaktır. Eğer mecmuanın tarihi, yasak edilme tarihinden yeni ise bunun nereden ve ne zaman alındığı mecmua İle birlikte - yasağı İhl. edenler hakkında - kanunl taki- bat yapmak Üzere bize göndere mesini bu babadan rica ederiz. Uşak Saraçoğlu Bay Mehmede: Bu mesele madem ki adliyeye intikal etmiştir, netice alınıncaya kadar — bir şey yazılamaz. - Bizi mazur görünüz. ayıramayordum. Bu lâvhada evs velâ (hazırlanınız) işaretini göre düm, sonra “maskeyl takınız,, emrini okudum. Birkaç saniye sonra İse “hazır olunuz,, İhtarı geldi ve nihayet (haydi) emrini gördüm. En hoşa gitmez dakika bu idi. Korkuyor muydum? Hayır, sadece tansiyonumun arttığını sanıyorum. Kronometremin düğmesine bastım ve atladım. Hemen o saniyede tayyarenin pervanesinden çıkan hava cereyanı — başımı aşağıya getirdi. Üzerimde kalan ilk tesir Üşümeydi. — Filhakika derecenin sıfırdan 29 çizgi aşağıya indiği bir günü seçmiştim, toprağı gör- meyordum, bulut içinde yapyak nızdım, 7.500 metrede hava taz- yikine karşı koymak için bağır- maya başladım, 4.000 metrede buluttan kurtuldum, fakat dümdüz inemiyordum, kimbilir hangi ce- reyanlata kapılıyor oradan oraya savruluyordum — ve muyazenemi bulmak için de kollarımı açıyor- dum, mamafih gözüm hep krono- metredeydi, ibre ( 142 ) saniyeyi gösterince paraşutun düğmesine bastım, hemen açıldı, geniş bir nefes aldım.,, * Görülüyor ki Almanların azami ehemmiyeti —Rus — kuvvetlerine vermeleri yersiz değildir. N E : _ş