“eehulumuyor. Dünya bankaları, Bi -— L — ağ| | I Mali İşler I Iş Bankasının — | 1934 Yılındaki Mart Ü üllünenü gösterti gralik Birkaç gün evvel, İş Bankas- an ortakları Ankarada toplandı, sankanın onbirinci yıl hesapları iörüldü. Yüzde 8,8 kazanç dağıl- sasına karar verildi. Ajansların kısaca anlattıkları bu genrel toplantı. Üstünde bir parça durmak, ulusal ökonoml bakımından, bir borçtur. Bütün dünya beş yıldanberi ökonomi zorluklarının - türlüsü ile tenkleşmektedir. Her tarafda sor- maye kabuğunun - içine çekilmiş, kazançlar neğari haddine İnmlş tanç dağıtmıyorlar ve yılıııİ çok az bir yüzde ile iktifa ediyorlar.. Yeni işler açılması Şöyle dursun, takileri bile güçlükle ayakta du- tabiliyorlar, Işte böyle bir durumda, Tür- kiye Iş Bankasını normal devir- lerde bile muvaffakıyot sayılabl- lecek bir verimle çalışmış görü- Yoruz, Bankanın 1934 yılı bilân- Şosu #zerinde yapılacak ufak bir bu vaziyeti meydana koy- dır: 1 — Pasif yani alacak ku- : a — Banka geçen yıl faydalı çalışmıştır. Safi kârı 675.705 lira futmuştur. Bu güzel netice İyi ı—';— mahsuludur. — Bankaya yatırılan para miktarını bu yıl yine daha ziyade artmış görüyoruz bilhassa ta- Sarruf sandığına yatırılan paralar 16.969.798 İlrayı bulmuştur. Di ğer carl hesapdaki mevduat İse 34.924,401 lraya varmıştır. Hak- kın bankaya karşı olan İtimadını bu mokta güyet İyi meydana koymaktadır. € — Bankaya halkın göster- diği itimadın bir aksi de İs(:hlıt hesaplarında görüyoruz. TMAaye ve ihtiyat akçesi 8 mil- îon varmayan bankanın tam 7.251.051 liralık kefalet işine vamta oluşu dikkatle göz önünde tutulacak bir moktadır. 2 — Aktif yanl verecek kıs- mında: Banka 1934 yılında da mem- leketin iş hayatına yardım etmek- ten geri ka'mamıştır. Bu çalışma- da kendisine kazanç temin eder- ken memleket ökonomisine de faydalı olmuştur. A — Lankanın muhtelif işler- deki iştrakleri 5.131.541 lirayı ADevramuı 9 uncu yüzde) Milk Takım Çalışıyor. Kadronun Aksak Tarafları Ve Oyun- cularda Görü Yugoslav milli takımının gel- mesi ihtimalile Ingiliz antrenörün nezareti altında hazırlanan milli takımımız dün Taksim stadında maç halinde bir ekzersiz yap- mıştır. Dünkü mlilli takım kadrosu ! gu şekilde yapılmıştı : Avni » Yaşar - Faruk - Feyzi, Lütfi, Esat - Rebii, Salâhattin, Rasih, Muhteşem, Niyazi. Bu kadronun karşısında da Güneoş ve Istanbu'spor oyuncula- ri dan — millt kadroya - alınmamış olan on bir kişiden karışık bir ekip yapılmıştı. Milli takım kadrosu karşısın- daki teşekkülü iki 45 dakikalık oyun neticesinde 1 - 4 kazandı. Fakat bu galibiyetin alınış tarzına bitaraf bir gözle ve Yugoslav takımının kâğıt üstündeki kıymeti nazarıdikkate alınarak bir hüküm vermek lâzımgelince, netice pek memnuniyetbahş görülemez. Dünkü millt takımın Yugoslav ta- kımı gibi bir teşekkül karşısında da- yanamıyacağı zannını veren tarafı muavyio battı Idi. Dünkü muavin hattının sağ tarafı topu fazla bekletmek ve muhacim hattı hi- zalarına — kadar — dayandırarak ondan sonra tevziat yaptığı için ekseri arkasında tehlikeli bir boşluk bırakır şekilde oynadı. Vakın dün o boşluktan hakkiyle Istifade ederek tehlikenin derece- sini bizlere daha açık gösterecek bir rakip yoktu. Fakat her akışta müdafilerle muavin hattının sol tarafı arasındaki fasılanın yarı saha kadar açıldığını gördükçe bilâ ihtiyarı “Ya karşıda Yugos- lavlar olsaydı,, sualini kendi ken- dimize soruyorduk. Muavin hattının sağ tarafı soldan daha vücutlu ve biraz daha top kontrölünde korkulu olduğu için rakiplerile yakın me- safelerde bulunduğu sıralar - topu karşıya kaptırmak korkusile pas- larını daha seri verdiği — oldu. Rakiplerile uzak bulunduğu va- kitlerde ise, uzun top- sürme ha- tasına düştüğü ve vaziyet sıkış- tıktan sonra verecek muhacim arasından — mütevellit — tevzlatta isabetsizliklere şahit olundu. Merkez muavin, kendi oyunu- nu karşı tarafın zayif Oyumu önünde tatbik edebildiği şeylerle muvaffak — olmuştür * sayılabilir. Yalnız bu oyuncumnun da bir. ec- nebi takım karşısında ne derece- ye kadar işini başaracağı mese- lesi dünkü oyunla kökünden hal edilmiş olamadı. Tenkidimize muavinlerin - oyun tarzlarından başlamamıza sebep şuduür ; Kaleci Avni bugünün en İyi kalecisidir. Onun hatalarını say- makla belki cesaretini — kırmış olmaktan başka birşey yapmış olmayız. Esasen Ingiliz antrenörü kalecimize bizden daha faydalı şeyler söyliyebilir. Müdafaalarımız muavin - hattr Ha nazaran daha olgun görün len Ku“s’_urlaî Nelerdir? iyeli gençler bir arada halde tehlikeli mesafeye girince top kontrölünü ve pıkyılçlllı pas yermek — arzusunun — mübalagaya kaçtığından gol olacak yerlere kadar bin zahmetle getirdiği hat- tın tersyüzü olduğunu — gördü. Maamafih hücum oyuncuları için- de parladığını kabul etmeliyiz. Hücum hattınınn sağ - açığı fırsat çıkarmak ve seri koşmak dolayısile göze girdi. Fakat bir ecnebi. takımı için vücutça ve oyunculuğunun bütün hata sira- yeti derecesi itibarile, hafif kala- cağı şüphemizi giderecek bir mahiyette oynıyamadı. Sağ iç —| Mühteşem, tarzı itibarile anlaşıla- Anadolu kelesina gol düklerinden onlardan da bahset- miyerek doğrudan doğruya mua- vinlerden işe başladık. Müdafiler de ikisinin ayrı kulüplere mensup olmalarından, arkalarındaki kale- cinin de başka kulüpten bulun- masile ilk zamanlarda hasıl ol- ması tabil olan oyunu kavramak noktal nazarındaki farklarla bazı şaşırmacalar görüldü. Fakat bu nihayet Üç oyuncunun muhtelif kanaatlerle yoğrulmuş üç kulü- be mensup bulunmasından ileri gelen ve göze pek batmıyan ak- saklıklardı. Noktal — nazarımızı kuvvetlendirmek Üzere şu mülü- hazayı da ilâve edelim ; Meselâ eskiden ayni kalecinin önünde oynamakla kazandığı an- laşma beraberliği ve bir şeyi ayni şekilde düşünüş farkile top veya raklp Farukla Avnl arasında ka- hınca ikisinden birl daha evvel müdafaa ile vazifelerinde nazari taksimetını İyi yaptıklarını göste- riyorlardı. Muhacimlere gelince ; soldan Rebiinin akış temposuna iç tara- fın İyi deşiklemediği ekseri hü- cumlarda göze battı. Sol açıkla, sol İç arasındaki hat meselesi de dalma çatallı gitti. Hücum hattı- mın vaziyeti dolayıslle bazan İleri ve bazan geri kalarak oynıyan bu iki oyuncu aralarındaki — paslaşma koridorunu açık bulunduramadık- larından biribirlerine topu geçir- mek lüzüumu hâsıl olunca arada bir rakibin olduğunu görerek ya şahst veyahut hücumü faeda edecek şekilde aktılar. Merkez muhacim Rasih, hattı- nı rakip tarafın 29 melre açığına kadar daima iyi sevk edebildiği mıyacağı bir orkestra içine alın- mış bir kemapcı gibi ekseri akor- da, ahenkle pek aldırmadan çal- di dürdü, Göoller nasıl oldu? Millt takımın Ük goli naltıdan Muhteşem :liı?nnlkll:ı:l golü, Muhteşemin ortaladığı to, Salâhattin kısa bir vuruşla ya Zı“ oîııı.nı golü Rasih şahat bir gaye retle yaptı. — Dör, BAD A, düncü golü de Milli takımın bu dö; karşı takım penaltıdan r:m;ıd ıı; göolle mukabele etti. Okuyucularimıza ettiğimiz oyunculara b'ı: ::::::: dolayısile şunu hatirlatmak lıtl 'oruz. Bugün takımı tamamile lıkııl'i bilhassa tenkit etmel M hakeme ettik. Bu İlibarla yazdık- larımızın — heyeti umumiyesinden ıı'l:ım; llı,lcırbü'llm'diiimlı manası çıkarılabilir. Nerdeki ecnebi takı- ma k_l!yll Hü ziyade gözükmesi ihtimali olan —kusurl rımızı şimdiden - söylemekle 'b: fayda umduğumuz içindir ki, bu- günkü yazımız şu şekilde oldu. —H n | K Dün Yapılan Terfi Müsabakası Dün Beşiktaş sahasında Ana- dolu * Süleymaniye takımları ... sında lerfi müsabakası yıpd;ı.. Bu maç Anadolunun çok İyl öy- namasına rağmen Shloyınıııiyı]ı- lerin 1-2 galibiyeti ile netice- lendi. Oyun başlar başlamaz Süley- maniyenin merkez muhacimi Ali ilk golü attı. İkinci golü de atan Süleymaniyeye karşı Anadolu bu devrede bir gol çıkardı. Ikinci devrede Anadolu çok sıkıştırdı ve çok güzel oynadığı halde Süleymaniye — müdafaasını yarıp berabe.lik golünü atamamıştır. | k Üzere mu- ae I_Dlıııı İktısad Haberleri I l İstanbuldan Orta Avrupaya Yeni Bir Yol! Dünya iktısat buhranı yüzün- :ın. her mem.lî n ette, birçok ti Fari MeRine birler ılfııc'ı. ld- bağlanıyor | halât takyid edil- di. Ihracat azaldı ve bunu - arlır- mak için yeni çarelere baş vurulk: du. Kliring ve takas anlaşmaları bu yeni bu'uşların başlıcalarıdır. Bu takas işleri ihracatları ar« tırmakla kalmadı. Bugüne kadar transit yolları yüzünden gümrük istatistiklerinde bulunan bazı yan- lışlıkları da düzeltti. Birinci müşte- ri bilinen memleketlerin birer mü- tuna iskele- tevassıt olduğu ve hakikati ha bilâkis” de hiç mal almadığı, hiç almadığı zannedilen diğer ba- zı Ülkelerin en İyi alıcılar olduğu anlaşıldı. Bütün bu vaziyetler memleke- timizin ihracat siyasetini değiştir- di. Yeni mahreçlere yeni yollar- dan mal göndermek lüzumu her- gün biraz daha artan bir zaruret halini aldı. Normal — devirlerden — kalan bir — itiyatla Orta —Avrupanın bilhassa şark kısmına yaptığımız ihracat Tiryesteye kadar uzun bir deniz yolculuğundan sonra maliyet fiatını arttıran aktarma ve tren yolu — ücretlerile — varmaktadır. Halbukl Tuna yolu bu işler için biçilmiş kaftandır. Bu uygun ve memleketimiz ökonomisine elve- rişli Ihracat yolunu bugün artık bir hakikat olarak gördüğümüz- “dolayı çok memnunuz. Şehrimizin vapur kumpanya- larından Lastır Silberman Cene- veli bir firma ile uyuşarak vapur- larını İzmir ve Istanbuldan doğru Tunaya yollamağa ve böylelikle uzun zamandanberi düşünülen işi halletmeğe muvaffak olmuştur. Türkiye ile Yugoslavya, Ma- caristan, Çekoslovakya ve Avus- turya arasındaki ticaret münase- batı bu suretle çoğalma arefesinde bulunuyor. * Sofyadan yazılıyor 1 ;u' Sof- daki igar « Tü Ticaret a':f;.unııu-ı- yesl altında, gâr milli ihracat mallarını propaganda maksadile (Konteverde) vapuru salonlarında bir sergi hazırlanmaktadır. Bu .: sergi İtalya, Mısır, Hindistan, Çin Hlmanlarına uğrayarak Tokyoya — kadar götürülerek teşhir ediler — cektir. Sergi ile beraber gidecek olan Bulgar - Japon Ticaret miyeti Reisi, Iııîı Japonya arasında ökonoml anlaşması — temellerini kurmaya çalışacaktır. — Sergi vapurn <ü Mayısta hareket ederek (6) AĞvS tosta dönecektir. < Yugoslav Takımı Gelmiyecekmiş Yugoslav ihtimali ıı:iü?hguf:'f'”“ R e alrleyerarin Romanya milli takı- da gelmese, başka bir ecnebi :hıı getirterek mlli takım kad- yosuna bir maç yaptırı.ması mu«- / hakkak gibidir. Japonyada Bulgar- — takımının - gelmesi —