skkr eee aA ra AA Perşembenin Gelişi Yalnız Siz — Bayan, mantonuz çok gü- zel. Dedim, yüzüme baktınız: sor- dunuz: — Yalnız mantom mu güzel? Hayır Bayan, yalmız mantonuz güzel değil, mantonuzun içindeki robunuz da güzel! Ve siz manto- nuzu çıkardığınız zaman robunuz, üzerinden kâğıdı çıkarılmış bir çiçek buoketi hissinl veriyor. otuz bir kere koklayacak olsam bin bir gül bağçesinin kokusunu bir anda duyacağım sanıyorum. Ceza Bayan, baya bir ceza - vermişti; yüz kere: “ Ben birşey bilmem,, Cümlesini — yazacaktı, Misafir gelen bayı ceza yazısını yazarken gördü: — Bu ne hal? Dedi, Bayan anlattı: — Ne olacak üç defa oğlumun vazifesini yaptı; Üçünde de oğlum sıfır a- dı. Ben de bu tezayı vor- dim! — Konferans Üç saat sürer miydi, Üç sant sonra geleceksin ? — Sirer ya, konferansı veren biraz kekemedir. Hayır Bayan yalnız robunuz güzel değil başınızdaki şapkanız da güzel, Belli ki usta şapkacı bulmak için zihnini çok yormuş belli ki işçi kızları dikişinl dik- mek için çok göz nuru dökmüşler. Hayır Bayan yalnız şapkanız güzel değil, mini mini ayakları« mıza giydiğiniz Iskarpinleriniz de güzel, Hani insan derile kösele- oin birbirine dikilmesinden bu kadar güzel bir san'at eseri çe kacağına inanamıyor.. Hayır Bayan, hayır yalnız bunlar güzel değil, asıl güzel | olan sizsiniz. Mantonuz, robunuz, gapkanız, — İskarpinleriniz — sizin | Üzerinizde oldukları için güzel görünüyorlar. * * mantonuz — Bayan, çok güzel. Dedim, yüzüme bakdınız, sar- dunuz: — Yalnız mantom mu güzek Cevap vermeliydim: — Hayır Bayan yalnız man- tonuz değil, fakat yalnız siz çok güzelsiniz! İMSET Gençler Böyle Düşünürler! maeresaaca Asere aa AAA AAA AAA BAA AAA AAA AAA AAA AAT Beraber Katil, meşhur bir avu- katı davasında vekil bu- lunduracaktı. Avukat ka- tili tevkifhanede gördü: — Ben seni” tanıyo- rum. — Ben de seni, tam yirmi beş sene evvel ufak bir hırsızlık için mahke- meye düştüğüm — zaman avukatımdın. — Evet.. — O zamandanberi ben İşl azıttım. Sen de meslekte ilerledin; bera- ber terakki etmişiz. İhtiyarlar Da — Kızı çok küçük amma, anası tam dengim ! l MANİLER l Göründü gözüm daldı, O kazda gönlüm kaldı; Saçları kumral biraz, Yanakları al aldı. * Boyu uzun, uzunca; Endamı hoş durunca, Böyle! MANİLER Sevdinse, dedi, we varı Hem bu aşk neyo yarart " Ben gencim haddini bil, Saçı beyaz ihtiyar. * Bu, dedim, tuhaf gönül Yopınca bir gaf gönül, İmkânsız Dostu, şaşı gözlüye söyledi! t — Bir Dakika bütün dikkatldi özerimde topla! Şaşı: — İmkânsız, dedi, yalnız bt yere dikkat edemem! Ne İyi j — Adamın iki kızı var, babit — ları her ikisine de evlendikleri 4f man birer apartıman verecek — İki kadın almıya müsaade etse idi ne iyi olurduk . Olmaz — Büyük anne ilkbahar mevsimdir değil mi? — Güzel mevsimdir. amitl yavrum; benlm gibi yetmiş yı gelenler için, bir ilkbahar göreyim diye telâş etmek hoş şey olmaz. Güzel Rüya — Bu gece bir rüya gördüf! kaynanam bana darılmış, ©' çıkıp gitmiş! — Sen evli bir adam tleğ'ldıl — Öyle amma bu rüya yint hoşuma gitti. Neyi Genç kadına sordum : — İlkbaharda en çok- neyl s#eversiniz? Cevap verdi: — Mevsime göre roplar yaP'P giyinmeyi! Başlamıyalım Lokantanın kapısına, gırd'” garsonu yaklaştı: — Soyunmıyacak mısınız? — Yemek yedikten sonrâ Di olsa soyacaklar, şimdiden Kız seni sevdim, dedim, Kalbim tık tık yuruncal a A Mizahçı Kabahat benim değil Dinlemiyor lâf gönül! Mizahçı — 'Seyahat için kendime lü- zım olan bir şey alacaktım. — Bir balayı seyahati içinse beni alınız ! — Ablan bugün benim gele- ceğimi biliyor değil mi ? — Biliyor ya, oönuün İçin sa- bahleyin erkenden — gitti. — Bu saati niye aldın ? * — Üç kişi ayni zamands ate bakabilmek için | , Golmozdw Hiç gitm Denilir Mi — Geçen ada- ma niye selâm vermelİn, tanımı- yor musun? YALNIZ YALNIZ Anlaşalım biz güzel, Senin'e yalnız ya!nız! Gezelim azacık gel; Seninle yalaız yalmızl! — Tanıyorum z . x amma geçende Na Bahar geldi her yer hoş bana — hakaret Gün aydınlık gece İoş; * İ O'uversek biz ıııho:' d h — Ne dedi: Seninle yalnız yalnı: * alı lhı;i);:lr' B Gitsek tenha bir yana, dala, dedi. Beraberce yanyana; i Sevişsek kana kana — Vay lertbı- Seninle yalnız yalnız! yesiz vay; otuz beş — yaşındaki * ihtiyar Ben sorsam, sen söylesen; ;dıT. ı.ıhuıy"- Seni çok sevdim desen, ııe.“ı ;:ııı':; Dıör Başkam yok ben ve sen, liyeceğini bugün Seninle yalmız yalnız! #öylüyur, nutuyorsun' Dedi. Çif yüzüne baktı ki berberim? der, sanl ,J' mezdim. — Yüz kişilik bir sofra hazırlattın değil mi ? — Evet amma davetiyeleri gönderip gönder- mediğimi hatırlayamıyorum, — Karımla biz yekvücut sayılırız. — Yanlış söyledin, bir buçuk — vücut tin| diyecek- Mizahçı