22 Şubat SON POSTA Sayfa 7 Ziraat Bilgisi (*) Ziraatimizde Beygir Ve Bakım Meselesi Begün açığa çıkmış bir ha“ kikattir ki xirantini tamamen makineleştirmiş olan ve bu yüz bir hayli ilerleyen memle- ketlerde bile tekrar ve kısmen Olsun hayvan kuvvetine dönmek İsteyen bir cereyan baş almıştır. assa tabii gübre ihtiyacından doğan bu zaruret hentiz makine- miyen memleketlerde de ken- ini göstermektedir. Bir taraftan gübre ihtiyacı bir taraftan da makinelerin o çivitinden yakaca- Üma kadar herşeyin o dışardan gelmesi bu milletlerden hiçbiri- tinin ökoromi siyasasına uymu Yor. Türkiyenin gidişinde de böyle temeli çürük ve yabancı bir kuve Yet onun için yer tutmamıştır. İm ziraatimizin terakkisi belki ds öktzden beygire geçmek şek- olacaktır. Gerçekten bütün İncelikterile düşünülürse yurdu- Muzun gerek bugünkü ve gerek Yarınki rivaat sisteminde kuvveti beygire geçirmek on doğru ve kazanelı bir şekildir. Ne mutlu bize ki Türkiye hiçbir acı tecrübeye kalkışmadan doğru yolu ele almış ve Cüm- hurluğun kuruluşu ile beraber hayvan neslinin de ıslahına el atmıştır. Bugün yurdumuzun öte- sine berisine kurulan haralar, gu- Fatıma burasma konulan damız- Uıklar hayvanlarımzın kanını arıt- maya başlamıştır. Çok yakın bir gelecekte çiftçimizin önünde zayıf e alar öküzlerin yerine kur- etli ve dine beygirler al : ig in yer göreceğiz. edilmiyo- cek bir gerçeklikte ancak o gün siraatimizin değerince bir ileriliğe ulaşacağıdır. * Beygir neslinin yurdumuzda den güne yayılması ozun işi- kapi görecek kertede irilmesi ve Şi etlenmesile mümkün olacak; ve ci meselede onların soyuna Üötlenmesine göstereceğimiz İlay ile mümkün olacaktır. atalarımızın miras br beygir o bakıcılığı her günden güne sönmüştür. lüks bakıcılar istisma edi- f . köylümüzü genel surette bük ine bakımsız buluruz. Hak yurdumuzda © beygir soyu adiğı nisbette bakım meselesi d lidir ki dilediğimiz ha, * ulaşalım. Yoksa en iyi bir tayin bakımsızlığın elinde az ola da yine çelimsiz bir hayvan ye kuşkusuz hepimiz biliriz, vet'i beygirlerin yetiştirik ade bakımı Henöz tayken Süne Bizde taylara altı aylık Kabeyi da ana sötöle idare Bak ine dalr kötü bir göre da > iştir. Güya bu müd- iy orfinda son sütü tayı büyüt- Yay, verirmişi! Oysaki bu; çok T, bir düşüncedir. la bayan ik altı ayları en faz- tok bekleri ve bu yüzden en radar, çamiye muhtac oldukları tittik, , * Yaşına girdikten sonra y da Szaln, başlıyarak dört ten mii kertenini bulur. Ya- bi; ti anasından do- ya geçmenin çoğu da tk al (Devamı e sn taya Dünyada Olup Bitenler Bir Gazeteci, Kadın Hapishanesinde Ne Görür? Bir Binanın İçine Girebilmek Için Mutlaka Kapısını Dünyanın hemen her memleketinde, müsaade alarak erkek hapishane- lerini tamamen olmasa bile (oo kismen (o gezmek mümkündür. Fakat kadın hapishanelerini o nedense birtürlü göstermezler. İçk nin görülmesinden, gö- rülenin © söylenmesinden e çekinirler, Bu, değişmez bir kaidedir. Fakat buna rağmen bir Fransız gare- tecisi Fransanın kadın mahkümlara taha's ettiği hapishaneyi görmüş, hem de basit cezalılara mahsus olanını değil, müebbed hapis cesasına mabküm edilmiş olanlarınınkini görmüğ, gördüklerini yazmıştır. Mamafih bu, hiç te kolay olma- mıştır. Meslekdaşımız diyor ki: — lik iş olarak Adliye Ba- kanına müracaat ettim. Ricamı tebesslimle dinledi. Fakat: — Maalesef benim elimde değil, diye cevab verdi, ceza müesseseleri müdürünü görme- hisiniz | Ceza müesseseleri müdürüne gittim, Daha ilk cümlemi işitir İşitmez yerinden fırladı : — Kadın bapishanesini gez- mek mi? Ne diyorsunuz? Bunu hatırınıza bile getirmemek lâzım! Çıktım, o fakat vazgeçtiğimi #anmayıma, aklıma koymuştum elbette yapacaktım. * Elbette bilirsiniz. Fransada müebbed hapis cezasına mahküm edilen kadınları Pariste veya büyük şehirlerin herhangi birinde bırakmaz. Hageno şehrine gön- derirler. Orada vaktile hastane olarak yapılmış. eski bir bina vardır, kahn ve yüksek duvarlarının ar- kasında ölüm sükütu hüküm sü- rer, müebbed hapse mahküm olan kadınları buraya gönderirler. Bu biçare bir defa demir kapının aşiğini geçti mi, hayata sırtını dönmüş demektir, artık oradan ölüsü çıkacaktır. x Haogenau yirmi bin kişilik kü şük bir şehirdir, içinde olub biten hemen duyulur, adeta sakin- lerinin yekdiğerine telsiz telefonla bağlanışı vardır. Hüviyetimi gizleyerek, bir ko- misyoncu şeklinde bir otele indim ve eşyami bıralir birakmaz da şehrin başlıca meyhanelerini do- laşmıya koyuldum, yerlilerle ta- nışmak, hapishaneye girmek için yol aramak İsteyordum. Müsahabe cönasında öğrendim ki hapishanenin kaloriferleri bo- | zuktur, yakında değiştirilecektir. Bu, benim için bir ışık oldu. hemen trene atlayarak en yakın sanayi merkezi olan (Strazburg) a koştum ve burada kalorifer ya- pan fabrikalardan birinin içine daldım. Müdüre söylediğim şu oldu : — Hagenau civarında büyük bir fabrika atelyelerinde kalorifer tesis etmek arzusundadır, Bana bir komisyon ayırınız ve bu fabrikanın müdürüne hitaben bir Kadın haplahanesinin dış avlusu tavsiye veriniz, işi sizin alaca” ğınız muhakkaktır. — Bu fabrikanının adi ne? — Mazur görünüz, söylemem. Işi kendim yapmak isteyorum. Alelhusus birkaç rakibim var, elma bk ii denle Fransada Dinli- yenleri Bağırtan Bir Hüküm... Siyasetin Girdiği Salon- dan Adalet Çıkar | Şubatın 6 ncı günü, Fransada geçen yıl yapılmış olan karga şalıkların yıl dönümüne tesadüf ediyordu. O gün kargaşalıklarda ölenlerin (hatıralarını taziz için kilisede bir Ayın yapıldı, âyinda Başbakan M. Flanden de hazır bulundu, merasim hâdisesiz geç- mişti. Fakat tam Başbakan kilise- dem çıkarken halk arasından bir adam < ayrıldı, hükümetin dul kadınlarla yetimlere karşı vazi- fesini yapmadığını söyledi. Şid- detli bir lisan kullanıyordu, po lisler bu adamı tuttular, Roşfordier adını taşıyn bu zat eçen gün ceza mahkemesinin al çıkarılmıştır. Bu zatın müdafaasını yapan avukat Söylenen sözlerin hakikate tetabuk ettiğini, tahkir mahiyetini haiz olmadığını anlattıktan sonra hekimlerden siyasete göre değil, adalete göre hüküm vermelerini is'emiş: — Siyasetin girdiği mahke- r Mahkeme salonunda Roşfordisi eli adalet çıkar, demiştir. Buna rağmen mahkeme cürmü sabit görmüş ve maznunu bir ve- ne babse mahküm etmiştir. Fransız gözetelerinin anlat» tıklarına göre mahkeme salonum da bu hükmü dinliyen seyirciler hü- küm anlaşılır anlaşılmaz bağıra" rak protesto etmişlerdir. Bazı ga- zeteler da; "“Saltavat devirlerinde hükümdarlar aleyhinde söylenme cezasının ihya edildiği zaman geri mi geldi,, sualini sormuşlardır. Açık Bulmak Lâzım Değildir kulakların gitmesinden kor- karım, — Hakkınız var! Ve elime açık bir tav- siye mektubu verdi, şim- di benlm için kaloriferci. Miğe ald biraz malâmat edinmek lâzımdı. Tesadüf imdadıma yetişti, kitaper- ların birinde bir ameli bilgi kitabı buldum ve Üzerinde üç baş saat kafa yorduktan sonra Hage- mauya dönerek hapisane binasının kapısını çaldım, açıldı ve bir ses sordu: — Ne istiyorsunuz ? — Kalorifer fabrikası tarafın- dan geliyorum, yeni tesisatın plân- larını yapmıya memurum, Kapı aralıklandı: — Şu binaya müracaat «de- cekainiz! Gösterilen bahçe ortasında bir köşktü, girdim, buradada beni hapishannein muhasebecisi kabul etti, o yaşlı ve vazife o bilir bir adamdı, Fakat az kaldı bütün İşlerimi altüst edecekti, esabdan kltabtan başka birşey o bilmesine ihtimal verilemiyecek olan bu ik- Kadın hapiahanesinin rahibeşi tiyar zat, meğer kalorifer işlerini mükemmel etüd etmiş değil mi imiş? Musahabeye başladık, o s0 ruyordu, ben söylüyordum, üç b saat içinde edinilmiş alaz e yavaş yava tükenmiye yüz tut tuğunu da görüyorum, terlediğimi abm erlediğimi Ne ise güç hal bitti ve muhaşib; — Belki uyuşabiliriz. dedi. — Zannediyorum, ları hazırlatabilmek İ N çin binaya umumi bir göz atmatlığım lâzım! — Birlikte gidelim) ile imtihan fakat plön- * Asıl bina bahçenin dibindedir, pencereleri demir kafesli 'olmasa uzaktan bir tımarhaneye benzer, içine demir bir kapıdan girilir. nönüze çıkan dar bir korider, sonra pis bir £ el aylıktır. Bu kısımda anyoyu (o göreceğiz, sonra yine bir demir kapıyı geçe- rek taş merdivenlerden yukarı çıkacağız, Asıl hapisanenin koğuşlarında ne görülür, Fransız güzetecisi bu kısmı birkaç gün sonra arlata- caktır. Fakat biz guüu kaydede- lim: Fransız adliyesi sehte hüviyete bürünerek hapisaneye girdiği için bu meslekdaşımızın aleyhine dava açmıya İüzüm görmemiştir. Bunu meslek muvaffakıyeti saymıştır. | $- İ caklar; Puugul | kara Ga; Bilmecemiz Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler Birer losyon alacakları İstan- bul rum kız İlkmektebi © Giucı sınıf Etrosini Rasiliadu, İstanbul Yeninesil mektebi 7 Salih Necati, İstanbul 49 cu İlkmekteb sinif 3den 161 Mirvan Bay ve Bayanlar. Birer muhtıra defteri &la- Cedid ya © sokak wanı Güner Mithat, An- ız Ükmektebi sinif 4 den Baha Avar, İstanbul kız ortumekteb 164 Sabahat, Ordu rirmat bank mua“ melât âmiri Bay Hüdi kiz: Leylâ, İ tanbul d4 üncü mekleb B-öden 3060 Necati Berkan, Eskişehir İsmet İnönü mektebi 330 Munllâ, İstanbul 12inci mekteb 5 iriei sınıf 279 i Sıvas erkek lisesi A 5 Otyakmaz, İst nei o mekteb talebesindon 'Terkan Erkan, Samsun inbisarlar fen memuru Bay Nafiz kızı Jale Tüzün Bayı Saylar, birer boya kalemi alacaklar: İstanbul kız Ortamekteb 58 Hikmet, Alpullu İkmekteb sım? üçden 57 Sami, Eyüb 36 mo: İlkmekteb sınıf 4-B den Celâl, Huren ziraat mektebi birinci sımf 321 M. Emin, Paşabahçe Kayabaşı 80- kağı No, 20 den Sabiha, Arıkura erkek lisesi S.A dan 102 Gi kulp, Kadıköy 8 inci İlkmekteb Belma Bayan ve Baylar, birer lâstik top alacaklar: İs- tanbul kız hisesi 329 Su İzden, Üs“ küdar 24 üncü mekteb sınıf den Feb» mi Ertürk, Vefa lisesi 871 Hulüsi De- nizalp Bay ve Bayanlar. boya birer büyük sulu cakları Bakırköy 1 inci mekteb 2 inci sınıf 325 Halâk Fpbri, İstanbul kız lisesi 886 Melâhat Fabri, Ankara İnönü mektebi ikinci sımf Rabia, Boğaziçi lisesinden Şehim Kemal, Bursa Hoca» aliznde İlkmektebi sınıf 8 den 124 Sa- lühaddin Kartal Bay ve Bayanlar. birer küçük sulu boya ala caklar: Manisa Ortamekteb 2-3 den 116 Nevrad, İstanbul 44 üncü mektb $-A dan 90 İsmet, Çorlu Şücaaddin İnektabi sinif öden 925 Yusuf, İstanbul Kabataş lisesi 652 Tarık Ülker, İstane bul 44 üncü mekteb Süncü sınıf 133 Cahid Aybey B Bayanlar, Birer kart alacaklar: Davud- paşa ortamekteb 575 Kılıç Aslan, Dev- rek merkez mıntakası muhafız me muru Bay K, Günay kızı o Sabahat, Zonguldak mektubeu Bay Hilmi Oluğ oğlu Ertuğrul, Sıvas kız ortamektebi B-1 den idi Ferldun Göktürk, Davide paşa ortamekteb 39 Muzaffer, İstanbul 44 ünoli o mekteb 862 Kemal © Öze Beyoğlu 10 uncu mekteb sınıf eden öğ Kevser, Tokat ortamekteb 303 Saadet (o Türk Yılmaz, | İstanbul 3 üncü mekteb B-öden4ii Hasan Çöztelek, - Cağaloğlu Tuşsavaklı © 80- kak No. 1-8 de Necati, Adas na erkek bisesi 1/8 den 728 Ahmed, Edime muhtelif Ortamekteb 1-0 dek 290 Yaşar, İstanbul £ inci mekteb 253 Muzaffer, Erdek Örtamekteb 71 Rasim, İstanbul 4 üncü mekteb #nf birden 42 Müzeyyen, Edirne Hocayustt meks tebi sınıf 4 den 301 Nesihe Aygil Samsun Ortamekteb sınıf 2den 251 Hüseyin, Konya Akifpaşa mektebi 4 den 574 Şadan, Ankara Gari lisesi No. 28 Turgud, Kadıköy 15 inci mekteb Yusuf Çeliköre, Salihli avukat Bay Hayri kızı muazzez, 'stanbul 47 inci mekteb 3 üncü sınıf 113 Nevin Said, Samsun Orlamekteb 2-A dan 272 Hayri Aydım, İzmir Bornova 9 Eylül İlkmek- tebi Aytekin, İstanbul erkeklisesi 4#-D den 1357 Şinasi Süslp, Çorum Gazis paşa mektebi 5 inci sım! 347 Mübecoal Konya General İsmet 5 inci sımf 627 Kemal, imektebi S-U den 840 G Somuun Örtemektebi 2-A dan 118 M, Gökçen, Adana topcu alayı yüzbaşı Nazıni oğlu Nevzid, Çanakkale İstiklal mektebi sınıf 3 den 362 Şayegân, San sun Dumlupınar İlkm: 400 Sab » dal sokak Bay Mümin Konya İsmetpaşa mektebi 5-A dan 17 Nizameddin, Adapazarı Çek sok d ekili Bay Hüseyin oğla Hell Cihad, Konya kilçükzabit mektebi son sınıf 160 M. Alptekin, Konya Akilpam mektebi 563 Küzm, Adapm kız İse 1-2 den 3:0 Mediha Güneyeü, Ankurü Necatibey İikinektebi swf 8-B den bul yalla İlkmektebi snr di kan Erkek lisesi B den 902 Nuri Bay ve Onyanlar, Kestan apa ala“ Ç-1 den