SÖ Ü B K Ş v BKUŞ v — HARİCİ TELGRAFLAR || Sörü boleri | Batı Okuyucularıma Avr * ISi ı ş Pi gi Loyd Core Fransız Meclisinde.. — Cevablarım.. üzakereler Ve Sıyasal Hayat Ş” — KT Boyazı'da Bayan ( Hioran ) we Ka Avtaponn büyük Sudlarını | Eski Başbakan İş Başına | Bir Defa Daha Almanya Ve Fransanın KAŞM, mektabunu birkaç defa Almsayayı tekrer Ulüdar. kuramana Dönemez Mi? Kuvvetleri Ve Vaziyetleri Konuşuldu | tü n ganaan ç mak meselesi başta geliyor. Daha Londra, 30 (A. A.) — Bay Loyd d k tah; Dİl . kalb doğrusu bu işe büyük ehemmiyet | Cörçun siyasal hayata dönmesi, açtığı | — Paris, 30 (A. A.) PE LAİ A GĞ KD veren İngilteredir. Bir taraftan Ames | Mücadele, ortaya attığı ökonomik | — Dışarı — İşleri malik bir kızın kaleminden çık- =_uıı: taraftan İngiltere olmak iki — Angilesaks l dit Ângilesakson — ulus, h"“uı tahdid işini bir aabit fikir tirmişlerdir. Uykularında bile #urette Ü üye değru yürümesini ınrlliı“ :::.l Sunuu kabul etmesi mümkün değildir. Bundan ötürüdür ki bir taraftan Fran. :.:nkcııııı’:. ile olan davasi K l | _u’."ı. Grken Öbür tar rlr olur da aftan isteklerinde müzaharet 'yor. Maksad ise malümdur: VVati gu veya bu suretla tesiri tul B x M l:.ıık bir mevi muvazenet ei ı:::ı:e döndürmektir. Fransa, îııı[.ıı. * kuvvetlidir. Birçok men- Ka vardır. İngiltere, bir haylı 'Minyop sahibidir. Her birinin reyine Ve olarak diğer ulusl. 'e ::n şekinmekte — oldu; :uhîıl:.i;; tarsak, — İngilterenin nda, Onun kabullendiği Kaziyet almak mümkün olamaz. Bunu 'en Almanya, C evreye dönmek- îılılııık:ıe, fakat davalarını bu #vvel Cenevre kurumu d_-::ı. halletmek istemektedir. Batı ae Pada, İngiltere, Fransa, İtalya :-_ıyı urasında ve bunlarla bera- ı'." Müteferri devletlerin müte- __:-: zorlaşıb bazan halletmiş, WT '& etmemiş göründükleri mes- pi 4te bu davadır. Bu davanın, bu L Yardır daha çok su götürür İf davaya muarız Badi Süreyya ü gö n Loyld Corc Va Almanya e | "’ı: l.—ı.':ıınıuuı muhabirine — Yeni Almanyayı anlıyor tııı:ıııı derin bir. saygı duyuyo- luk Yük Alman ulusu ile dost- Â ""'Ilıııını ihtiraslı fyanın hukuk Şahsen M H Ücadel mdir.,, almıştır. ı..ıT"ıkı:.l;ı ,l:lllııtdı kalkmış- Kü zİyaretten :'h : bl;—.:ı::ıı:;' takib -dıı“ :ı:ı'l gıktılar, Dü : Cevad Galib, onların Manto- vi giymelerine yardım eder- aÜ l'ıçılı bir. tek kelime y arun Şi kalı Saaei. odad B .:ııı farkında do;ll;i: Şarı İ 'k'l!. HL ab doldurdu Midesi değil Dökl » beynii ha Elini 80franın :: Yiçekliğe Uzattı, ş Ğdı istedi, - çiçeklik srun dökü'en , Sinasi, ,_p__;" Siçekleri yalnız "ı';'“ Üzerine aldı. Y larımı İuı'k:p"dx' did“dıdi-l ': Yere atarak ..'çıl'd' ve Yuvarlanı- Ürüguvayda Dahili Muharebe| “Pi Star,, gazetesi, plün, sabık Başvekilin y mevküne yeçmeslel recek kadar tesir yapmıştır. Dün ve bugün Londra gazeteleri, demokratlar önderinin şimdiki ulusal kabine ile birlikte çalışabilmesi ihti- malinden bahsetmekte idiler. Fakat bu husustaki haberler ve tahminler mevsimalzdir. Zira ulusal sahada uygunluk varsa ması, ONA a. delerde bulunmak- la temin edilebilir mi?,, #ualine uzun bir nutukla cevab da, derin kanaat farkları ve gahsi | Yermiştir. a rekabet duyguları, iki tarafın birleşib "l“ı'_!" İ de İş görmelerini güçleştirecektir. GNUK AU LA Uzak Şark Ka eee t ca! işler peşin- z Şar dedir. ve Alman- yadan — tutulabile- cek bir aöz bekli- yor.,, Demiş ve Bay Lavâldan şu cevabı almıştır : “— Biz hakikati müdrik bulunuyo- ruz. “Yurdumuzun müdeafarsı İçin ne- ler Tâzım olduğunu da biliyoruz, çünkü bunu — bize, tarih öğretti. Zayıf bir Fransa, dostlarının indinde yalnız başına kalmış — bir Fransadan daha değersizdir. Fr kuvvetten düşerse, — sulha yarı olmaz.Biz, emniyet temin edilmedi sulku anlamay z. Bizim aradığımız da lıdtl_ı u'as'arın hakkı olan bu emni- yettir. Biliyoruz, ve yabancılar da biliyorlar ki, Fransa, sulhu takviye için uluslar arasındaki her türlü gay- retlere filen ve hulüs İle yardım - et- miye ber an hazırdır.,, Bu cevab çok alkışlanmıştır. İngiltere ve Fransa Londia, 80 (ALA.) — Liberal İngiltere höküme- tinin Fransaya emniyet meselesi hak- kında yeni bir teklif yaptığım zan- netmekte ve şunları yazmaktadır. t İngiltere hükümeti, emniyet meselesi ile Almanyanın tekrar silâh. lanması ve sulh (i teminat —meselelerini hallini teklif etmiştir.,, Bu gazeteye göre, İngiltere bu Vaziyeti.. Ve İngiliz - Fransız Menfaatleri Londra, 30 (A. A)— Uzak Şarktaki arşısında İngiliz karşı tevcecüh- ayrılmamakta, şayet — Londranın — müdahâlesi icab ederse bunda çok ihtiyatl davranıle masını istemektedir. Morning Post gazetesi, —Japon faaliyötinin Çinden 2siyade Sovyet Mogolistanına karşı olduğunu yazıyor. Diğer taraftan Uzak Şarkta İngil. tere ticaretinin azaldığını — söyliyen Deyli Meyl diyor ki: * — Erki sadık müttefikimiz Ja- ponya ile bir harb olursa, Singapur bahridir. artan — kuvvetinden betile Fransadır. Fakat Fransa, umacı masalları ile korkacak bir devleş değildir. , Montevideo ( Ürüguvay ) 30— Çeraolargo'da ve Takuarembo'da tayyareler, asilerin Uzerine bomba yağdırmaktadır. Askeri kuvvetler, Kolonyada 4 kişiyi telef etmiş, T kişiyi yaralamış, birçok ta esir Son zamanda sıyasal âlemde pek çok kasan kaynatan Fransız dış işleri bakanı Bay Laval aşçıbaşı kıyafetinde teklife şu suretle müzaheret edecektir. gu mecburiyetleri tokrar cek ve bumna hava kuvvetleri ile yardım valdi ilâve edecek. £. — İngiltere, Roma audlaşması- barile girecek ve Avus- turya tiklâli — haricden tehdid edildiği takdirde yapılman tasavvur edilen letişareye iştirak edecek. & — Tasavvur — edilen — silâhları tahdid anlaşmasını takviyeye matuf kolletif. zâman — sistemine — iştirak edecek. Fransanın Asker! İsteklori Lon ra, 80 (A. A.) — Yanrı resn! mahafil, Fransa tarafından istenilen aakeri züman programı ile alâkadar- dır. Bu programda — başlıca — şünlar vardır : 1 — Almanyanın Uluslar Derneği- mış gibi göründü. Bununla bera- ber hâdisede seni büsbütün ka- bahatsız. görmüyorum. Bu çönül macerasına pek vakitsiz ve pek tecrübesiz olarak atılmışsın, son- ra da sevildiğini hlsseden mağrur bir erkeğin bir genc kız için teh- llkeli olacağını unutmuşsun ve kadın gururunu da hiç kullanma- mışsın. Âsrımız maddiyatın mane- viyat ile- mütevazin yürümesini emreder, Bu noktayı hiç hesaba katmamışsın. Sevmek yasak değil- dir ve sevgisir geçen ömür çorak toprağa benzer. Yalmız bu sevgi bir aile kurmayı istihdaf etmezse işsizin vakit geçirmesine yarayan bir. Ooyuncak olur. Sana tav- siyem şu: maziyi bırak, bü- tün — aşkını kitablarına ver. ls- tidat ve kudretini — sağlam bir makine haline getir. Bugün sen- den kaçan aşkın yarın — senden merhamet dilendiğini görürsün. TEYZE ne dönmesi ve-mıntakavi andlaşma- lara İştiraki. 2 — Fransız ve Alman kuvvetleri srasında geniş bir emniyet kurulması. 3 — Nizamın muhafazası için İn- gilterenin flen yardım. Birinecl nokta için gunlar söyle- niyor : Eğer Almanya, metinde bir deği- şiklik yapılmak ı ademitecavürz — adla, lsterse, Sovyet Rusya ile küçük itilâ- fiın bir reddi, bunun nazandikkate alınmasını çok güçleştirecektir. Üçüncü nokta, dominyonlara ve anlaşmaların — mefhumunun ancak mevcud teahhüdler, yani Uluslar Kurumu muahedesi, Lokarno misakı ve Uluslar Kurumunun kendi kadrosu dahilinde tevzih — edilebileceğine dairdir. — Hılkate piyango mu çıkmış acaba? e Pertev Nejad, kollarını açdı ve başını salladı: — Hem de büyük ikramiye... Nişanlanıyormuş... Belki de nişan- lanmış! Beyhanın dudaklarındaki gü- lümseyiş donuvermişdi. Beynine birdenbire giren şüpheye iaanmak istemiyordu: — Nişanlanmış mı? Kimin'e? Pertev Nejad, ikramiyeyi ken- disi kazanmış, adeta ağzını şapır- datarak ballandıra ballandıra an- latıyordu: — Belki siz de tanırsınız... Belki değil, muhakkak tanırsınız.. Çünkü bu yaz, sizin de © zatla nişanlandığınız, hattâ evlendiğiniz verdil İiğ Kalem âmiri Şevket Yahya, bir mesele hakkında müdürle konuşmak için odadan çıktığı za- man, Pertev Nejad, karıştırdığı dosyayı hemen bırakmışdı: — Haberiniz var mı, Beyhan, Hılkat şirketten çıkdı! Beyhan, anlamiyarak — bakı- yordu: — Çıkardılar mı? Çünkü hılkat, kendiliğinden, kendi isteğile şirketten çıkmıya- i olmuştu. ::İ""ı c::h.-ol:;:..k vaziyette ol- Cü B:ıyhlllı içi ürpererek doğru- gunu y . Perlev Nejadı sinat singi güldü ÜT CA b7 Benln biberimi — Hayır, efendim... Istifasını Z verib çıktı. üK ei b e i’.rh' Nejad, boynunu çar- Beyhan, anlamiyor, pitmiştir mana veremiyordu: — Muhakkak başka bir yerde, daha dolgun maaşlı bir iş bul- muştur. Pertev Nejad, başını geriye iterek kıs kıs gülüyordu: — Yine bilemediniz! Eğer altı ay sabretmiş olsaydı, çıkarken tazminat alacaktı. Bunu bile gözü görmedi.., Beyhan da gülmiye başlamıştı; — Günahı, bu dedikoduyu çıkaranların boynuna... Ne ise, bu zat vaktile bizim şirketin de- polarında ikinci şef mi, ne imiş... lsmi de durun bakayım... Parmağile şakağını kaşıyordu: — Harun... Onların konuşmasını — sessiz sessiz dinleyen mukayyid Nafiz Yusuf da başını kaldırmıştı: ” finea Şistel.. B Pertev Nejad, elini şiddetle masaya vurdu: — Bıravo, Nafiz... nnd, lmış! Harun Şinasil.. Çok zenginmiş |.. Motörü, motosikleti, otomobili varmış.. Hilkat, tam turnayı gözünden vurmuş | Neme- lâzım, güzel, şirin kızdır !.. Sevin- dim, doğrusu | Nafiz Yusuf, ilâve etil : — Tabü ! Arkadaştır, sevini- mez mi? Bir ay kadar da bu kalemde — arkadaşlık — etmiştik.. Elbelte bizi de unutmaz, düğünü- ne çağırır, pilâv zerdesini yeriz ! Pertev Nejad, Eeyhana soru- yordu : — Siz de memnun o'dunuz ya, şu işe, Beyhan ? Beyhan, — kendini güldü : — Elbette.. Hilkat, İyi arka- daşımdır. Pertev Nejadda daha havadis var gibiydi ; fakat odaya Şevket Yahya girmişti ; sustular, Beyhan, yarı — bıraktığı — İşine başlamıştı. Kafası, tuşlar Üzerin- de sağa sola, ileriye geriye me- kik dokuyan parmaklarından da- ha süratle işliyordu. Hilkati kıskanmıyordu ; fakat bir gönül tahtından inmek, ona, anlıyamadığı bir Üzüntü — veri- yordu, Harun Şinasinin davetine git- mediği gündenberir Behice ile Türkân, ona karşı bir hoş, hemen zorlayıb hemen yarı dargın duruyorlardı. Ikisinde de bir kırgınlık, bir çekingenlik vardı. Bunu gören Beyhan, artık onlara, eskisl gibi sokulamıyordu. Koridorlarda biribirlerine tesadüf ettikleri zaman, — gülümseyerek selâmlaşıyorlardı. Türkân, lokan- tayı değiştirmişti. Behice, Hay- darpaşadan — Göztepeye trenle idiyordu. T ()")nlıı'lı eskisi gibi sıkı fiki dost olsaydı, bütün tafsilâtile öğrenirdi. Hilkat, şirketten ne zaman çıkmıştı? Ona, günlerdenberi ne şirkette, ne de sokakta rastgeb memişti. Fakat Beyhan, bunu, tesadüfe hamlediyordu. Türkânla Behice, her halde vaktinde — duymuş — olacaklardı. Yarım ağızla olsun, havadis şek- linde, neye bahsetmemişlerdi? Beyhan, bundan, ııiı-.iıllın- nın dargınlıklarındaki eiddiyet ve derinliğin derecesini — anlıyordu. Demek onlarla şakadan kırılmış değillerdi? Beyhan, en yakın .ıı- kadaşlarımı da mı kaybetmişti ?. Kalbinde garib bir yalnızlık his- setti. Sevdikleri tarafından ihmal edilmiş, terkedilmiş olmak, yüre- ğini bir gürbet acısı gibi sızlatlı. Arük, onun yüzüne kimsa bakmıyacak, onu kimseler arayıb sormıyacak mıydı? ( Arkası var )