e * BCĞAA AUK L ŞNDT E DEĞNİL DAUA SA SÖTME ŞK E T REDAÇ YAY TĞYE FORTERANERMNRR A ÇETKEYTTPNERÇTN TEADAYTERÇAUT YO GAS ĞDN AAA N Muharriri: A.R. 'Tefrika No.: 12 Şen Kahkahalar.. Bir Anda Rıhtım', İyi Talim Görmüş Bir Yeniçeri Takımı Gibi Sıraya Dizilen Renk Renk Ferace'ilerle Dolmuştu || (Yosma Nigâr)ın Kolu Güneşin son pembe ışıkları, Anadolu — sahillerinin — üzerinde dalgalanıyor; Üsküdar semtindeki evlerin camları, birer pırlanta külçesi gibi parlıyordu. Sirkeci iskelesinden kalkan iki tebdil kayığı, yavaş yavaş Beşiktaştaki Ibrahim paşa sarayının önlüne yaklaşmış; rıhtıma yanaşmak için manevre yapmıya başlamıştı. Harem — dairesinin kafesleri arkasına, saraydaki bütün kadın- lar toplanmış; hayretlerle açılan gözleri, kayıktakilere — dalmıştı. Rıhtımın Üzerinde, haremağaları, baltacılar, yaşlı bostancılar bek- leşiyorlar; kayıkların yanaşmala- rina yardım ediyorlardı. Nihayet hamlacı başıların sert emirlerile hareket eden kürekciler kayıkları rıhtıma yanaştırmışlardı. Birkaç haremağası, kayıktan çıka- caklara yardım için ellerini uzat- mışlardı. Kayıklardan şen kahka- halar yükseliyor.. Tatlı kadin sesleririn biribirine karışan manalı sözleri işidiliyordu: — Aman hemşire; soruverse- ne. Mangal kömürünün okkası kaça?.. — Kız dikkhatet.. karası olacak. — Ayol bunlar nasıl harem- ağası.. İnsana yiyecek gibi bakı- yorlar. — Eski yamyamlıkları akılla- rına gelmiştir. — Burada yedikleri ete doy- muyorlar mı?.. —A, civanım.. Her kuşun eti yenir mi?.. Bir anda rıhtımın Üzeri bir renk ve zarafet meşheri hâline gelmişti. Renk renk feraceliler, sanki iyi talim görmüş pişkin bir Yeniçeri takımı gibl sıraya dizi- livermişlerdi. Acemi baltacılardan biri, yaşlıca haremağalarından birinin kulağına eğilmiş: — Kuzum ağam.. o güzel #ürmeli gözlerini seveyim.. bunlar kim?.. Demişti... — Çipil gözlü Ağa, Baltacının karşısında — şişinerek cevab vermişti: — Ulan, ne budala baltacısın sen... Demek ki bunların kim olduklarını bilmiyorsun ha?,, Bum lara Çengi kolu derler.. Meşhur ““çengi, yosma Nigârın kolu... Yosma Nigârın kolu, munta- zam bir dizi halinde ikişer ikişer sarayın kapısına doğru ilerliyordu. En önde Kolbaşı olan ( Yosma Nigâr) ile muavini ve muhibbesi olan (Baygin Ayşe) gidiyordu. Bunların kıyafetlerinden, pek uy- gun bir eş oldukları anlaşılıyor- du ,Koyu tarçın! (gron) dan fe- racelerinin üstünde kar gibi beyaz yaşmakları kabarıyor; bu yaşma- ğın altında da rengârenk - oyalı hötozlarının — arasında, — küçük elmas iğneler parlıyordu. Ayaklarındaki gıcır gıcır sarı çedik pabuçları hususi bir ahenkle sürükliye — sürükliye yürüyorlar; ellerindekl yarı açılmış yelpaze- leri, ince bir zerafı güya yüz- lerine siper etmek istiyorlardı. Bunları, bir.birimin ayni olan sarı, kırmızı, mavi, tozpembesi g bi açık renklerde feraceler giy- miş gene kadın ve kızlar takib Elin marsık ediyor.. bu genc ve körpe ( çen- gi ) lerin, kalçalarını sallaya sa- laya yürümeleri; al yanaklı gür- büz baltacıların önünden geçer- lerken biribirlerini kollarile dür- tüştürerek gülüşmeleri, seyreden- lere tatlı bir sersemlik veriyordu. Dar belli, topuklarına kadar yakalı feracelerinin içinde fıkır- daya fıkırdaya yürüyen, zar gibl ince yaşmaklarının arkasından, sürmeli gözlerini mahmur mah- mur süzen bu çengileri, ( sıracı ) denllen dört yaşlıca kadın takib ediyordu. Bunların da koyu renk- li feracelerinin koltukları altında renkli kumaşlardan kılıfları için- de bir keman, bir çiftenâra (1) iki de def görünüyordu. Alay, bitmemişti... Dört sıra- cının arkasında küçük ve sarışın bir çerkes kızı gidiyordu. Sırtına kleenarları - kılaptan — harç — işle- meli mor çuhadan kısza bir ceket giymig olan bu kızın belinden topuklarına kadar al kumaştan bir şalvar dalgalanıyordu. Kız, kenarları oyalı başörtüsünün Us- tünde, sarı sırma işlemeli küçük siyah çuhadan bir bohça ile elin- de, kenarları zımbalı uzun bir çubuk kesesi taşıyordu. Başında taşıdığı bohça, ( kolbaşı, yosma Nigâr ) ın (yakı takımı ) idi. Bu kızın arkasından da, kol- başımın, muavininin, — çengilerin elbise bohçalarını elleri üstünde götüren ve adlarına (yardakçı ) denilen dört hizmetçi kadın ge- liyordu. Uzunca bir kafile teşkil eden bu alay, sarayın harem kapısının önüne geldiği zaman, Fatma sul- tanın Başkaplan ağası ( Anber ) ağa tarafından İstikbal edilmişti, Hayatını, İbrahim Paşa sarayının zevk ve neş'esi İçinde geçiren Anber ağa, şakrak bir tavırla, kolbaşı Nigârın karşısına geçmiş: — Vay, efendim.. — Safalar geldiniz.. Hayırlı neş'eler getirdi- niz.. Oh, oh, oh.. hele bu has- balar yok mu?., Vallahi herbiri, cennetten çıkmış birer Hüriye benziyor.. Kim bilir, velinimet efendilerimizden ne kadar bah- gişler alacaklar.. Amma, bak bir tey söyleyim, haaa.. Oyun oynar- ken, şöylece canügönülden kıv- rılmalı.. Anber ağa, coşmuş.. hattâ, mevklini bile unutmuştu. Kollarını iki tarafa açmış, parmaklarını şaklatmıya, vücudünün alt kısmını kıvırmıya başlamıştı... Fakat tam © anda, - evvelce pencerelerin önünden alayı seyreden - saray- hlar, gelenleri daha yakından görmek için merdivenlere, dehliz başlarına koşmuşlar.. Her köşeyi, ( Arkası var) —) (1) Nakkâre -— TAKVİM — ün PAZARTESİ — Kası S1 28 2 nci KÂNUN 935 82 Arabi Rumt 12 2el Künun 1380 Vakit |Kasaf | Vasa T 16| Akşam 19 — 12 28 | Yataı “ | 15 08 İmmak n 19 1 ss | 18 sg M l3 33 lear ; Üiinde Patinaj Kadın — Çabuk kocacığım, düşüyorum!.. Dünya İktısad Haberleri Japonyada Otomobilcilik İlerliyor Japon pazarlarında satılan ve bu — memlekette Ü u:at h;'n ? | kullanılan / ötomo- ampinE. | billerin — çoğunu yapamaz | Amerikan malları teşkil etmektedir. Bununla bera- ber Japonlar, son zamanlarda hükümetlerinden gördükleri teş- güzel otomobil'er 'amışlardır. Bu fab- rikalar verimli olarak çalışmakta- dır. Bazı Avrupa merkezlerinin korktuğu g.bi Japonlar otomobil üzerine dünya pazarlarında bir Damping yapacak kadar hehüz kuvvetlenmemişlerdir. Şimdilik ça- lışmaları memleketlerinde yabancı markalara yer vermemek içindir. Zira Japonyada otomobil kullanı- şı çoğalmaktadır. 1926 dan 1930 yılına kadar bu memlekette çalışan otomobil miktarı 38,693 den 90,116 yük- selmiştir. Bu artık yıl hesabile yüzde 30 dan Fazladır. Bundan sonraki artışlar daha yavaştır. 1930 dan 1931 yılına yözde 9 on- dan sonraki yıllara da sırasile yüz- deki ve yüzde iki nisbeti düş- mektedir. Yalancı * ipek, icad edildiği gündenberi ulus- lararası bir mad- de olmuştur, de- nilebilir. Daha henüz 1884 yılında Hilialre Bernicaud adlı bir Fransız mucidi tarafından — İlk imtiyazı alınan bu madde bugün kullanılan mensucat arasında kendisine bü- yük — bir yer ayırtmıştır. 1900 yılında dünya yalancı ipek İstih- sali 1000 tonu geçmezken 30 yıllık kısa bir mn: idet içinde 180 bin tonu bulmuştur ki 180 misline varmış demektir. Bu artış bilhassa 1913 yılından sonra kendini göze termiş ve ham maddelere hasret çekilen büyük savaş yıllarında bu yeni doğan ve iptidal maddesi ormana dayanan mensucat büyük bir rağbet görmüştür. Bugün dünyada bu maddeden en çok yapan memleket Ameri- kadır, yıllık istihsal 50 bin tona yakındır. İngiltere Italya hemen hemen ayni vaziyettedirler; yılda yaptıkları yalancı ipek mikdarı 20-25 ton arsındadır. Bunlardan gonra sıra ile Almanya, Fransa, Holanda Belçika gelmektedir. * Brüksel'den bildirildiğine göre imza edilmek üz- re olan Bolçika - İtalya ticare! laşması — Belçika kömür madenlerine Italyaya her yıl için 500,000 ton maden kö- mürü satmayı temin etmektedir. Bu düyüm gerçekleştiği takdirde Belçikanın İtalyaya yaplığı kömlür Ahracatı önceki yıllara göre on kat artacak demektir. | içinde birçok #siyasal, ilmi, | Tarın mi Yeni Neşriyatı Büyük Gazete — Büyük Gazete- nin 14 üncü sayısı bugün güzel bir kapak içinde, zengin yazılarla çıktı. Yeni Adam — Terbiyeci İsmail Hakkının idaresindeki bu haftalık kül- tür azetesinin 60 no1 Bayısı pek güzel bir şekilde çıktı. Yeni Adam renkli güzel bir kapak iktısadi etütleri pedagoji, ve vanat tarihi dere- leri veriyor, ve birçok tanınmış yazıcı- ini taşıyor. Yeni Adan bir aile reisinin çocuklarına ve bütün mekteb — münllimlerinin — talebelerine ehemmiyetle tavsiye edebileceği bir kültür gazetesidir. Yeni Adam çocuk hikâye- leri — “ Yenvi Adam ,, gazetesinin çıkarmakta olduğu bu hikâyelerin 11 incisi çıkmıştır. 82 sayfalık hor kitabda çocuklara çok yararlı ve eğlenceli hi- kâyeler anlatılmaktadır. Günün Iiktısadi işleri — Dün- yayı sarsan, milletlerden ferdlere kadar herkesi alâkadar eden, günün derdlerini en yüksek âlimlerin kaleminden anlatan bir eserdir. Tercüme prolesör doktor Subhi Nurinindir. Baştan başa faydalı- dır. 60 Kuruştür. Havacılık ve Spor — Her sayıda birarz daba güzelleşen ve olgunlaşan Havacılık ve Sporun 1$öinci sayısı canlı bir kapakla süslü olarak çıkmıştır. Sers ver Ziya Gürevinin ( Türk Kuşu ) ya- zur, Behçet Kemel Çağların ( Beyaz Ankara ) şüri, Abidin Daverin hava hâkimiyetine dair görüşleri vardır. Hatta - Adna — Bu hafta çıkan sayısında Poyami Safanın “bir adamın iki türlü izahı , başlıklı bir yazısı ile İtalyanın istediği müstemleke yazıni vardır. Bundan başka birçok resimlerle de süslüdür. Deniz mecmuası — Üç ayda bir büyük erkânıharb deniz şubesi dan çıkarılan bu kiymetli mecmuanın 835 inci sayısı, tarih kısnn ile beraber çıkmıştır. Naha işleri mecmuası — Ba mecmuüaün idari kumı, 7 inci sayı olarak, birçok yapı yazılarile çıkmıştır. Warlık — Ankarada çıkan bu ede- biyat, fikir ve san'at mecmuasının 37 inci sayısı intişar etmiştir. Fikirler — İzmirde çıkan bu kül- tür ve meslek mecmuasının 120inci sa- yasını da aldık. Gürbüz Türk çocuğu — Çocuk- ları Esirgeme kurumu tarafından aylık olarak çıkarılan bu mecmuanın 97 inci sayısı dağıtılmaktadır. 'Türkistan — Berlinde çıkan bu | Kafkas —mecmuasının 4 üncü sayısı | gelmiştir. Sanat felsefesi — Üniversite Edebiyut Fakültesi estetik sanat tas rihi doçenti Suut Kemaleddinin eseridir. Resimli Ay matbaasında basılmıştır. Fiati 50 kuruştur. Yalanın kudreti — Kültür. Ba- kanlığı M. 'T. 'T. üyelerinden Küâzım Nami, Norveç güzel yazıcılarından Jo- han Bojerden dilimize çevirlmiştir. Resimli Ay matbaası tarafından ba- silmıştır. Fiati 75 kuruştur. BAŞ ve Ayrıca : 10.000. 4.000, 215 AĞRILARI.ARTRiTiZM BÜYÜK TAYYARE PİYANGOSU 18.inci tertip 4.üncü çekiş 11. Büyük ikramiye 25.000 liradır. 20.000 lirılık mükâfat vardır. l İ Uluslar Arası Tenis ğ Paris, 27 (A. A.) — Jorj Bo i 4 nordel kupası için uluslar aratl profesyonel tenis müsabakalarınd Avrupa - şehirlerinin birinde bağ* lanacak, Final maçları Hazirandâ Amerikada yapılacaktır. Bu müs sabakalara on dört büyük dev” let tenisçileri Iştirak edeceklerdir. Mühim Bir Hava MüsabakaSi Vaşington, 27 (A. A.) — Ames r ka hava birliği 20 bin kilomet* relk bir hava müsabakası torll' bine karar vermiştir. t Bir Hava Muvaffakıyetli Paris, 27 (A. A.) — Pilot Bart'ın idaresindeki bir tayyare, hiçbir Ingiiz tayyaresinin Croy* dondan Parise uçmaya cesaret — edemediği şiddetli bir fırtına ese — nasında, Paris - Londra arasın — daki mesafeyi 67 dakikada aşma* ya muvaffak olmuştur. Sivasta Kayakçılık Sıvas (Husust) — Dağ sporile meşgul olmak Üzere burada ku- rulan kulüb “Yıldızdağı,, ismini — almıştır. — Bu hafta içinde — ida- | re heyeti seçilmiş, lise | Almanca — okutanı Naci, Kes mal, mühbendis Ali, lise beden terbiyesi göstereni Fahri ayrık mışlardır. Çevrede avlübün açılışı mem- nuniyet uyandırmıştır. — * Yeni Güreş Madalyaları Güreş fedarasyonu Darpha- neye (750) kadar gümüş ve bronz madalya ısmarlamıştır. Ma- dalyaların ortasında bir güreş ıuhneiı göıııkmokledk Denizyolları İŞLETMESİ "rııbııl arcade Acenteleri : Karaköy Tel. 42362 - Sirkeci Mühü: Haa Tel, 22740 iskenderiye Yolu KARADENIZ vapuru 29 İkinci Ş Kânun SALI günü saat 11 de Iskenderiye'ye kadar. — “386,, Trabzon Yolu ANKARA vapuru 29 Ikinci kânun SALI günü saat 20 de Rize'ye kadar. (409) Dr. NIŞANYAN ' Beyoğlu Tokatlıyan Oteli yanında ' z Flılft.p sokak No, 35 Şubat. 1935 dedir. :3.000 1liralık ikramiyeler