28 Ocak 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A— İATI 5 KURUŞTUR O Gemm apmak istiyor ? Ja .%WHYŞ'nın uluslararası geçi- a va rihi üzerinde bir araştır- “qu"a_*_( bu araştırmayı ge- Prnde y Püyücek — bir bitik biçi- Ülş g 'asan bir Amerikalı, Japon n 'Yna_;mm dönüm yeri olarak ı _h:" göstermektedir: 1 — Ge- l . ;'" 2 — 1921 yılında İngi- Tası, &Pon antlaşmasının -bozul- p. 1921 yılından önce ve hele ge- 'q,..::! başlamadan, Japon:dış | k'lv inm amacı, Ayvrupa uluş- İt ..e._hlrleşik Amerika ile birlik- 1 i. Genelsavaşta batı A "xp* “_l“şları ve sonra da birle- ğ jnenkı_ Almanya ile uğraşır- M'Pohya uzak doğuda kendi irdi UVe süel durumunu pekleş- ıiiçı' ıd_( doğuda Japonya'nın *$mesine karşı, Avrupa uluş- Buuîlıherika güçsüzleştiler. do _hember Japonya'nın uzak Nİ €nge) istediği gibi yürümesine Olan bir bağ vardı: 1902 yı- l ::r:—.’:l;g;n İngiliz - Jaıîıon and- Pa . 1 Waşington deniz si- h Wlîl:nma konferansında bu | arhk J'”l da bozulduktan sonra, İ ha kaş aponya başına buyrukluğu- €| gih; '““u ve uzak doğuda bildiği İ92y Ürümeyi kestirdi. — Gerçek &h Yılında deniz silâhsızlanma âası imzalanırken, bir de p p: İtalyan elçisi Baş bakan Çaldaristen izahat istedi Sefir on iki adada sükünet olduğunu söyledi Bay Çaldaris “ Bu sükünet verici haberleri- nize teşekkür ederim ,, demekle iktifa etti. Bay Çaldaris ATİNA, 27 (Husust muhabiri- mizden) — On iki adanım Kalim- nos ad da karışık vaziyet de » E_kdo“ İ vam etmektedir. Adanın şehirle a- lâkası gene eskisi gibi kesiktir. Ro- l _'ıt._hlmuı için andlaşma yapîl— t il Ancak Japonya bu andlaş Ça 'Keâıdini pek bağlı görmedi ü oğuda yayılmak ve ge- | .cl’:lmbll için sırasını düşürmeye dostan alınan malümata göre İtal- yan kilisesi aleyhinde bulunanlar tevkif edilmektedir. Yunanistanda bulunan on iki a- dalı gençler, ve bazı milli teşek - küller arasında İtalya hakkında hiç te dostça olmayan temayüller görülmektedir. On iki adalı genç- ler bu akşam Atina Üniversitesin- de Viozi tarafından İtalya hakkın- da verilecek konferansı menet - mişlerdir. Geçen akşam buradaki İtalyan mektebinin levhaları, camları ba- zı meçhül kimseler tarafından kı- rılmıştı. İtalya Elçisi de Rossi dün Başbakan Bay Çaldarisi ziyaret e- derek izahat istemiş ve şikâyette bulunmuştur. Başbakan sefire ver- diği cevapta hadisenin umumi ol- madığını, ehemmiyetsiz bir şey olduğunu söylemiş ve bunu yapan- ların tutularak cezalandırılmasızı emrettiğini ilâve etmiştir. — * Bay Çaldaris bilâhare izahat o« larak hadisenin on iki ada mesele» si dolayısile ahalinin hiddetinden ileri geldiğini bildirmiştir. İtalya elçisi İstefani Ajansının bildirdiği gibi on iki adada tam bir intizam olduğunu beyan etmiş ve bunun üzerine — Bay Çaldaris kendisine: “— Bu sükünet verici haberle. rinize teşekkür ederim!,, demekle iktifa etmiştir. 9Duncu sene No. 3222 PAZARTESİ Sahip ve Başmuharriri : Siirt Meb'usu Mahmut SOYDAN Vilâyet Meclislerinde Kadın üyeler Beşte bir olması kararlaştırıldı ANKARA 27 (Telefonla) — Yakında Fırkaca ilân edilecek olan Vilâyet Umumi Meeclisleri âza namzetleri arasında beşte bir nisbetinde bayan olacaktır. Tevfik Rüştü Aras Dün geldi Atatürk dış işler bakanını kabul etti ; Tevfik Rüştü Aras Sirkeci istasyonunda Riyaseticumhur seryaveri ile konuşuyor Dış işleri bakanımız 'Tevfik Rüştü 28 İKİNCİKANUN 1935 — Milliyetin yeni adıdır Te: ( Müdür » 24318, — Yazı işleri müdürü « 24319 Idare ve Matbaa : 24310 Geh_e_—;îacia! Cuma günkü kırıcı oyunun akisleri süryor İlk yapılacak iş sporun ve onun idare- sini ehil ellere vermektir En şöhretli kaleci ne diyor? (Galatasaray - Vefa maçı hâdi- sesi münasebetile spor muharri- ftimizin düşüncelerini dünkü Sayı- mızda neşrederken, spordan veya spor idareciliğinden yetişmiş ha- kiki sporcuların bu hâdiseler hak- kında düşündüklerini de, bugün- den itibaren, sırasile neşredeceği- mizi okuyucularımıza — vadetmiş- “Bunlar — makale veya mülâkat şeklinde olacaktır. Bugün ilk ya- zıyı, milli takımın eski ve şöhretli kalecisi Ulvi Ziya Yenaldan almış bulunuyoruz. Yarın da bir başka- sını dercedeceğiz.| Geçen -sene bir futbol — maçında yirmi iki oyuncu, gözleri kızmış bir- birlerinin gırtlaklarına atılmışlardı. Bin- lerce seyirci para verip futbol seyret. mek için girdikleri bir stadda bir ma- halle kavgası — görmüşlerdi. O zaman, (cezri tedbirler) alındı ve bu gibi (şa- yanı esef) ve (çirkin) hâdiselerin te- kerrür etmiyeceği temin edildi. Cuma günü bacakları kiyotin gibi işliyen bir futbol takımı, karşısındaki oyuncuları ekin biçer gibi biçti... a v Geçen seneki, Galatasaray - Fener- bahçe kavgasından — sonra bu gibi dü- zensizliklerin nasıl yoluna konulabile « ceğini uzun uzadıya Anlatmış ve sporu- muzdaki düzenin, ancak sırasile teşki - lâtm, klüplerin ve oyuncuların ıslahile kabil olabileceğini ve ne şekilde hare « ket etmek lâzım geldiğini uzun uzadıya ler bir di bavadie verir gibi vak'ayi yazıyorlar: Biri ağır, ikisi hafif olmak üzere üç yaralı hastaneye kaldırılmışlar!. Galiba, gelecek sene bu (cezri ted- birler) sayesinde belki, yıll: üzerle- Aras dün sabah saat dokuz — buçukt kspresle Sofyadan şehrimize gelmiş - du. — 1921 yılınd aki Z yılından sonraki W uı__ı:lruu geçimi de Japonya'- N dileklerinin yerine gelme- Nç"k elverişli idi. — Amerika, iş ğ eee w €ri kendi sınırları, içine çekil- *"İy bir işe — karışmıyacağımı %m“l'. Sonra da büyük bir öko- sıkıntı içinde ne yapacağı- ! &l ış, Sovyet Rusya, kapita- İı..k:_!lürdan çekiniyor. İngiltere Ğ"quil’ı?'ıe uğraşıyor. Uzak do- v, Istatükonun sürüp git « Ya a İstiyen — uluşların her biri sine gücenmiş, yahut ta Yoş, MNik sıkıntı içinde kıvranı - l 'ı Aponya için gün doğmuştu. yılında bir biçime getirerek & l ançurya'yı — eline geçirdi. Uslar derneği, ne de dernek Na , Ca bulunan büyük uluşlar, bu- 8%: olamadılar. a Mançurya'nın bir parçası Unu ileri sürerek, bitişik bir ' Jehol'u aldılar. Şimdi de ŞA içine doğru yürümektedir- 'ı%anar gelip, büyük Çin du- 'h“k df)’anı'ııışlauvdır. Pekin'den :u,’ı.:'“; kilometre kadîr ııâalş— * Bu gidişle Japonlar Çin'- ıii:nk'rıımı ellerine geçirecekler- N — 3 —a A A LEAMA t'lıiq:r"'fk Japonya'nın uzak do - tk .iîı“tüğü sıyasanın amacı ar- Bi Siy €nemiyecek kadar açıktır. Büzy Sayı ölen Baron Tanaka Ya'yı :nl“ml!tl: Önce Mançur- ,'hl., geçirmek, sonra oradan t ak Çin'de ve orta Asya'da Ya, k. Görülüyor ki, Japon - "İrü..:ı"' !:ım, bu ıma’cı doğru Üng A dedir. Şimdiden Çin'e sö- t& 'glnlehııiye başlamıştır. Ge- h Japon dışbakanı Hiroto, “n,.ı ! uzun bir söylevde, Ja- ':;“ barış sıyasasmı anlattı. v :l? lkamılım o sözleri ara- ü apon dileklerinin içyüzü Yor Ğ"dftedır. Hiroto demek isti- "Neşm Japonya ile birlikte Nmıe.li'Ulmı" l;ierneğine gü- > üyük uluşlar- tda î"d"n ummamalı. Uzak ba- & N gücünün çok büyük ol- w? ç :e",:ıl!ll:lı.kBu, ne demek- ektir ki, Çin dış ve iç h':ı::."ffia hiç bir vakıt, Japon- Dün Istanbulda yapılan ihtifalden intibalar ve orada bulunan Sarki ” Türkistanın Tür klerinden bir grup Dün yurdun her yanında ihtifal yapıldı Ankaradaki Tayyare ihtifalinde Baş. bakan İsmet İnönü de bulundu Istanbuldaki ihtifal nasıl oldu? Dün tayyare şehitleri ihtifali her seaski gibi Fatihte tayyare şehitleri â- bidesinin bulunduğu Fatih parkında yapılmıştır. Dün havanın oldukça bozuk olma- sma rağmen parkın dört tarafındaki ddel, M Ş kürsüye ilk olarak tayyare yüzbaşıla- rından Bay Tekin gelerek ateşli bir söylev verdi. Bay Tekinden sonra Yeşilköy tay- yare mektebi muallimlerinden Bay Bürhan kürsüye çıkarak tayyare ce - miyeti söylev v iştir. e halk erkend başlamıştı. i Saat 13 buçukta davetliler birer bi- rer gelerek kendilerine ayrılan yerle- ri doldurmağa başladılar. 'Tam 14 te Merkez kumandanı ge - neral Fehmi hazırunu şehitlerin hatı- rasına hürmeten süküta davet etti. Bo ru sesleri arasında bayrak yarıya iner oplar atıldı. öi tırılî'lıeı sakin ve sessiz — bir lııh!e bir dakikadan fazla kaldı. Bu .ıi'ıkut belki dillerin sükütu idi. Kalplerin, ha va ;ehider'miı:k;ı:;ırıu ile şiddetle ığı muhal tı. ” çargit’ğlh tüller ile örtülmüş âbidenin ünde dikilen çelenkler ar dak Ve ezcümle demiştir ki: — Bu âbide köklere yükselmek i- çin canlarını veren kahramanlar için dikilen bir âbidedir. Onlar canlarını verdiler fakat bizim kalplerimizde yaşıyorlar. Havada uçan bir Türk gen ci yaralanır da yere düşerse yere dü- şen yalnız onun cesedidir. Şerefi ve namusu gökte asılı kalır, Bir an sonra yeni bir Türk genci bir kartalın sır - tına binerek göklere uçar ve o şeref ve namusu göklerde korur. Bay Bürhandan sonra kız Hisesi müdür muavini ve edebiyat mu- allimi Bayan Cemile çok alkışlanan (Devamı 7 inci sahifede) İ Ci | Bonya? Sözünü dinlemeli. Bu, “."'—.ıı k:"' Çin'i koltuğu altına Çilkü ’!i d'_'“'hnı demektir. Ve bu- Ünkü Üa işle de buna varılabilir. v mpo'_îYn'nın bu amacına I_y% R“: kim engel olacak? So- il:l'“ Ya, ancak kendi toprak- l._ı?i' v""! yapılırsa, Japonya K Mtir, Aşı göze alacağını söy- Ya p Mmerika yalnız başına | üiyedez, İlııe _kl'şl' karşıya gelmek L_ı— aa Dgiltere'nin iki yüzlü bir tut dediği ve Japonya ile ayrıca anlaşmak istediği bile ıiş!lenıyor. İngiltere'nin böyle h_el'lı olmıyan sıyasası Japonya'nın işine çok el- veriyor. Gün geçmez ki önce lı_ı— ile Japonya arasında bir vakit amacından ayrılmıyarak, ile- riye — doğru yürümektedir. Dün Mançurya, bugün Jehol, yarın yu- karı Çin, sonra kim bilir? Avrupa uluşları ve birleşik Amerika kendi kaygılarile uğraşırken, istediği şe- yi ve onu nasıl elde edebileceğini ya, hiç durmadan ama- giltere. di imzala ğı ve sonra ; ı da b doğru olmadığı yazıl bilen Jap sın. Bu yayımlar (şayia) Ameri- ka'yı da, Soviyet Ruıya’y.ı_ ıîn ay- rı ayrı düşüncelerden ötürü _kor- kutmaktadır. Bunun içîndır ki Ja- a-aal ea hia hir cına doğru yürüyor. Amerika'lıla- tir. Bakan Bay Tevfik Rüştü Aras is- tasyonda bir çok kimseler - tarafından karşılanmı, ştır. | Bakan Parkoteline misafir — olmuş öğleye kadar istirahat etmiştir. Oğle- Hden sonra da Dolmabahçe sarayma gi- derek Atatürk tarafından kabul edil. miştir. Bay Tevfik Rüştü Aras dün geceyi Park otelinde geçirmiştir. Bu akşam da Ankaraya gidecektir. Yunan bakanı ile yap ATINA, 27 (Milliyet) — Dış iş- leri bakanı Bay Maksimos ile birlik- te Cenevreye gidip dün geri gelen dış işleri bakanlığı siyasi işleri müdürü (Devamı 7 inci sahifede) 20 bin yıl evel Amerikada yaşıyan Mogolların şehri A.B. .DAF ğ Arizona k ! çansmraşt ' p Mogol şehrinin bulunduğu Arizo- na mıntâkasını gösterir harita : NOGALEZ — Arizona, 27 (A. A.) — Sonora mıntaka - sında meçhül bir şehir keşfe- dilmiştir. Bu keşif sayesinde, -20,000 yıl evvel buralarda, Asyai kaynaktan gelme bir Mogol ırkının yaşadığı tesbit edilmektedir. Sovyet Rusyada Suikastçılar Yedi kişi yakalandı, as- keri hapishaneye atıldı MOSKOVA, 27 (A. A.) — Hükümet aleyhinde bir suikast rinde emek — sarfedilmiş bir iki Türk gencini kaybedeceğiz... Uzun senelerin, tecrübelerin, tetkik- lerin muhassalası olan bu yazılar bir kuyuya atılmış bir taşın çıkardığı kadas bile ses vel K Gene herkes bildiğini okudu ve bu. (Devamı 7 inci sahifede) Takas yolsuzluğu Mesul memurlar kaçakçı suçu ile takip edilecekler Buna ait tahkikat raporu bugün Baş- müdürlüğe veriliyor ü NF A PT EXSUM haber takas suiistimal tahkikatı evrakı, bu- gün tahkik heyeti tarafından Istanbul gümrükleri baş müdürlüğüne verile - cektir. Bu arada tahkikata esas olan ve iki büyük kasa içerisinde saklanan vesikalar da baş müdürlüğe devredi- lecektir. Üzerindeki tetkiklerini bitirir bi » tirmez iş ihtisas mahkemesine intikal edecektir. 42 memur ve taciri mesul gösteren tahkikat fezelekesinde, ta - kasa tâbi mallara kıymet biçen ko - misyon azalarından bir çoğuna büyük mesuliyet düştüğü de yazılıdır. Diğer taraftan suçlu görülen me « murlar hakkında suç kaçakçılık ne « vinden olduğu için doğnıı_iın doğru « ya takibat yapılabilecektir. Tahkik komisyonu — reisi Bay Ali Kemal dün kendisile görüşen bir mu- harririmize şunları söylemiştir: — Kereste takas yolsuzluğunun tahkiki edilen komi: va- zifesini bitirmiştir. Evrak ve feıolek_e yarm gümrük baş müdürlüğüne veri - ktir. Yolsuzlul iyeti ve mesu- Başmüdür Bay Seyfi liyetler tamamile tesbit edilmiş bulun. maktadır.,, teşkilâtı meydana çıkarılmıştır. Teşkilâtın Amerika birleşik hü- kümetlerinde de şubeleri vardır. rm elli yıldan beri “Sarı korku” dedikleri şeyin — ne olduğu şimdi anrlaşılmıya baş'adı. ; A. Sükrü ESMER Resmen bildirildiğine göre bu | l'l 'e ALAA L İ CR ) re yedi kişi yakalanmış ve as- hkeri hapishaneve atılmıştır. Öztürkçe yazı örnekleri; (La Fontaine) in masalları 3 — İki arkadaş gideyim düşmanla dövüşeyim... Yok bu değil de odanda yalnızlıktan sıkılıryorsan a Vaktile Afrikanm M deni- len obasında iki adam varmış. Bunlar bi- ribirlerini candan uverkfuıig, araların- da ayrılık gayrılık yokmuş, birinin nesi var :eıı yı.:uı ötekinin demekmiş. O obanın arkadaşları şimdikileri geride bı- rakacak kadar bağlı yaşarlarmış. ş Her ne ise, gelelim masallarımıza: Bir geceyarısı bunlardan birisi yürek çar- pıntısiyle yatağından fırlayıp koşa koşa arkadaşının evine gitmiş, uşakları kal- dırarak arkadaşını uyandırmış; adamca- ğız şaşkınlık içinde gözlerini açmış ve bir eline kılıcını, öbür eline para kese- sini alarak arkadaşını karşılamış, daha ağzını açmadan: '— Nen var arkadaş, demiş, yataktan kalkıp sokağa fırlamak senin için pek olağan şeylerden değildir. Bilirim ki uy- ; kuyu sever bir adamsın. Geceyarısı bu geliş neden? Kumar oynayıp varmı yo- ğunu mu kaybettin? Tasan bu ise, al ke- semi, içindekiler senin olsun... Yoksa bi- risiyle kavga mı ettin? Eğer bundan ö- | &ürü tasa ediyorsan, işte kılıcın elimde, y güzel bir halayık var, onu sa- na göndereyim ister misin? — Hayır arkadaş hayır, tasam ne o- dur, ne de bu... dediklerinin hıçbınıın- ' den zorum yok. Gösterdiğin sevgiden döe layı seni çok çok alkışlarım. Beni gece- nin bu vaktinde buraya koşturan nedir bilir misin? Biraz önce düşümde seni ta- salıca gördüm; kendi kendime: sakın ar- kadaşım gerçekten tasa içinde olmasın, dedim ve koşarak yanına geldim. Gör- dün mü bu körolası düşün yaptığını?.. Oğüt: — Şimdi sorarım size okuyucu- larım: bu iki arkadaştan hangisinin sev- gisi ötekinden — üstündür? Bu öyle bir sorgudur ki karşılığını bulmak güç, an- cak ne de olsa sorup araştırılmağa de- ğer... Yeryüzünde — böyle bir arkadaş lhıktan daha tatlı ne olabilir? Bir arkadaş ki daha siz ona içinizi açmadan o sizin dileklerinizi arayıp buluyor. Böyle arka: daşların yüreği değil bir düşten, bir hiç- ten bile çarpıntı duyar. Ismail Müştak MAYAKON

Bu sayıdan diğer sayfalar: