2) İk c Tüwn DA 7 <Z OÜNYA MATBUATI RDÜKLERİ HkreeeeeAeAAAAAA A ŞA AA AAA AAAAAAAAAARAĞ AA AAASASAAAAAAAER AAA AAA Harb Günlerinl'_ Hatırlatan İş Fransız Gö Nasıl Görü zile Alman ya lür? teiğ HAada okuyacağınız dört mub- Gözetelkta, — dört muhtelif .* *tesinden ayrı ayrı ayrı kesilerek ;"' gtar, Pili L'_h,ülı.. 12 (İkincikânun)—“Sar, da öreyisite — başlınmasıadan bir gün ._ıd'.'» istasyona Almanyadan 9 katar İ, Almanya'da otur-ukları halde İ"iıdit.rm. hakkını baz olanları İ incl katar 10,45 de 10446 ,, 10,58 ,, 10,59 ,, 11,22 11,36 ,, 11,42 1154 » ue 12,09. ,, geldi. ._.l!ı 9 katır Almanyanın 9 muhtelif tinden hareket etmiş'erdi. Variş üt birkaçar - dakika » b AUK N a'arında Smasına reğmen, yolda birer — saniye he gecikmemişlerdi. Tam zamanımda Tutlak bir intizamla gelmişlerdi. * Sarbrük, 12 ( İdincikânun ) — Rey v ekk için, dünyanın dört köşesin. e Sar havzasına ge'ener, zeman Bt ki istasyona biner kişilik kafiteler linde çıktılar. Fakat en küçük bir k bile görülmedi. Al, ©n yolcu için bir ':_ı , sıra ile kapıda ran bu memurlar peşlerine on tükar zülüyorlar, ge- takm , yı İsaleri kendileri için vvelden- hrirre Kutub Havalisinde Gazete Çıkıyor | lanmış olan otellere götürüyozlardı. Makine bir saat int zamı ile işliyordu. * Sarbrük, 12 ( ikinci kânun ) — Reylerin atılmasına baş'anmadan 12 Baat evvel baş'ıca alâdarları görerek tahminlerini sordum: Statuko tarafdarlarına nezareti Her Kruffmannı — Yüzde 40 biz kazsnacağız, ekse- riyeti temin etmemiz ihtimali de var- dir, dedi. Sar sosyalistleri başkam Her Braun — Yüzde 40 stıtukoya, yürde 40 Al. 20 tered.'ütlüdür. Vaziyeti son dzki- ka bu tereddüt.ü olanlar halledecek- lerdir, deci, Alman devlet relsi Hitler tarafın- idan memur olarak gönderilmiş olan (Her Bruchel)i görlum; — Yüzüe (70) Almanya kazana- caktır, dedi. * Sarbtük, 18 (ikinci kânun) — Rey sandıklerı açılır açılmaz, in bi küiseleri hep Lirien çe lödler ve bütüa —h Almasiyanın milli şarkısı yükseldi. — Almanya sen her şeyin Tevklna- desin! * Görlü'üyor'ki bizzat Alman hükü- Mmeti bi'e yüzde (79) rey ümid edi- yordu. Halbuki ( Sar ) halkının milli: yetperverliği ona yüzde (90) dan faz- İayı temin etti. “Havadis,, Almakta Acele Etmiyen Bir Millet.. Kutub havalisinde epeyce za- Matdanberi bir gazete çıkmakta Olduyunu bilmiyorsanız, bizder Öğreniniz. Bu gözete “Gruenland,, ada- sında, “Ümt,, — manasına gelen “Gothaab,, limanında, küçük bir evin içinde basıır, ve senede bir dofa neşredilir, parasızdır, Kutub havalisinde okuyan herkese bir tane gönderilir. Gazetinin adı (Atungagdiiutit)- dır. Bu, eskimoca bir sözdür, parasrız — posta demektir, zatca gazetenin dili de Eskimo dilidir, harfları ise “Lâtin,, barfiarıdır Gazetenin başmuhbarriri, muh- SÖON PCS A Fırtına Geliyor, Dikkat Ediniz ! Alman gazele'eri denizde kaptan- ları en çok korkutan firt manin ve sisin çıkışım ve istikamelini zamanıncan evvel anlamak için Hagen acım t yan vapurda bir silsl e tecrube dığını yazıyorlar. Bu tecrübe'ere olun bokta, teli elefonun hıva şevvüşlerinden fazla mütcess r olduğu hakk nda herkesçe bilinen bilgi ir. Ve tecrübelerde muhtelif telsiz aletleri ile yopılmıştır. E in'len kanaate göre firtinanın çıkacağım kolay'ıkla kes- tirmek kabildir. lstikameti anlamak için ise eyni havı dolaşan vapur- ların yekdiğer'ne telsiz'e yardım etmes ş rttir. Bu veziyette yeni br “tarama, aletinin yapılın: sı mevzuubehistir. Bisikletle 7500 Kilometre Gezen Kız ! da bir gene kız, | en rahat vi ucuz — seyahat etmenin yo unu keşfettiği kana- atindedir. Bu gene kız, srtın- da bir. çanta * halind& — gayet (Z bafif bir çadır, $ cebinda 20 Türk Kiram ile bir ro- velver oldu. îıı haziranın isikletle yola çıkmış, bütün garti Avrupayı dola- şarak 7500 kilometrelik Cı'. seyabat yaptıktan sonra geçen hafta Parise dönmüştür. Bu gene kız masraf etmemek için gecelerini şehir kenar« larında çadırda geçirmiş ve rovelveri hep elinde olduğu halde uyumuştur. Bir Kadeh Konyağın Yaptığı İş Franmz gezeteleri bir zavallıyı | ölüme kadar götüren feci bir yan- | lışlıktan bahsediyorlar : i dinı taşıyan bir trene binerek | zat avlanmak niyı #-hirden uzak'” bir ©1 | köylen köye do'aşır, fakat talil yok- muş, eli boş Cöner, Akşam Üzeri kenı | yan diğer bir trendi irdir. Adı S ul 4 boş dözmesne Mmukabil, onun amtraı doudur. Akşamı dönüşünde battâ yekdiğerini tonumuyan iki avcı zaşlaşırlarsa mahakkek günün bâ- dBe erini biribirlerine anlatırlar, Bu deta kaldedir. da - böyle olur. geri geti. Mösyö epice talihli çıktım, der. ki ise: — Val'ahi ben bir şey vuramadım amma, köyde elll senelik bir konyak buldum, onu götürüyorum, cevabını verir, ve gişeyi çıkararak korgunda. kine ikram eder. İşte zavallı avcıyı ölüme gölüren yanlışlık bu aokta- dadır, çünkü karşımındaki ya'mız kon- yak almamış, bir çişe de kezzab ak- miş ve yanlışlıkla konyak yerins kezzab şişesini vermişlir. biri, mütercimi, ve — makinis'l sadece bir kişiden ibarettir. Bu zat dünyanın dört tarafından gelen gazeteleri okur, — baş'ıca haberleri hulâsa eder, Kutub işleri hakkında kendine gelen malümatı da alır, gazetesine ge- çirir, senede bir nüsha çıkardığı» na göre bol bol vaktı vardır. Bu gazetenin masrafı “Norveç,, hökümeti tarafından verilmektedir. A UĞ ee NDA vaserecesAA AA RA AAA AA AA SALAAAERAAA ö Cahil Her Yerde Cahildir Halk Doktoru Mu Sever Şarlatanı Mı? Macaristanda Hâkimleri Teessüre Diüşüren Bir Vak'a Son haftalar içinde Peştede, 20 inci asırda yaşamamıza rağmen bir kısım halkın zihniyetini göse teren çok garib bir vak'a oldu: Jozef Balog ve Louis Perga adını taşıyan iki zat ayni kadımı seviyorlardı, yekdiğgerini kıskanı- yorlardı. Bunlardan Jozef Balog zabıtaya müracaat ederek Louis Perga'nın hakkı olmadığı halde doktorluk yaptığımı söyledi. Zabıta Louis Pergayı tutarak mahkemeye verdi. Prager Tagblatt gazetesine göre bu zatin mahkemede verdiği ifade şudur : — “Şikâyetçi pek eyi bilir ki, ben hakikakten doktorum, 1920 yılında “aliyülâlâ,, kaydile diplo- ma aldım. Doktorluk edebilirim. Esasen fakülteyi bitlrir, bitir- mez bir muayenehane açmıştım. Fakat gelip giden olmadı, para- #z kaldım, ve nihayet muayene- haneml kapadım ve o vakitten- beri de sürünüp durdum. 1930 yılında Darülâcezede yatıyordum, sokakta süprüntücülük ediyordum, nihayet canıma tak dedi. Uzak kasabalardan birine giderek yer- leştim ve orada kendimi, ev ilâç- larında, nefesinde tesirli düzme doktor olarak tanıttım, tertiblerim eyi geliyordu, halk hücum etti, para kazandım, fakat iş zabıtaya akaetti, d?lomı göstermek met- buriyetinde kaldım, hâdise kulak- tan kulağa gitti ve müşterilerim de birer birer ayağını çekti. Nemleketi bırakıp başka bir köye gittim, yine o şeklde yaşamıya koyuldum, yine para kazanıyor- dum, aileme de yardım edi yordum. ,, Maznunun bu ifadesi hâkimler Üzerinde büyük bir teessür uyan- dırmıştır. Diploması da olduğun dan tabiatile beraet etmiştir. Hükümdarlar Ârasında En Çok Sevilen Kimdir? Listede Japon Kıralı, İngiliz Kıralından Önce Geliyor Doğrudan Doğruya Güneşten İnen Bir Aile Nev - York Times gazetesinin temin ettiğine göre: Dünyanın en eski ailesi Japon bükümdarınınkidir. — Filhakika bu gün tahtı işgal eden imparator, ailes'nin sayı defterinde (124)üncü gelir, ilki doğrudan doğruya gü- neşin çocuğudur, güneşten bir parça olarak kopmuş, yere inmiş ve memleketinde öyle tanınmakta öyle olduğuna İnanılmaktadır. ? * Bazıları, dünyanın en çok sevilen hühümdarı, Ing'ltere Kıra- hdır, — derler, yalnıştır. Japon Imparatoru başta gelir. gelir: Geçen'erde kıral bir mektebin açılma resminde hazır bulunmak Gzere küçük bir şehre gitmişti, halk kıralın geçeceği caddeye yeniden kum serpilmediğini ve hiçtir gözün kırala yukardan aşa; bakmasını menedecek tedbir a'ı- madığını Ööğrenince adeta isyan etil. — Filhakika Japon impara- toruna — biçbir göz yukardan aşağıya İnerek bakamaz. Mutlaka n yukarıya kalkarak diki- lebilir. Çünkü Japon İmparatoru güneşin çocuğudur, — günep İse Bugünkü Jepon mperetoru hepimizin tepesindedir. Bunun içindir ki geçt gi sokaktaki evlerin üst kat pe cereleri kupa> tılır. Halk sokağa İ miye veya alt kat pencezeden bakmıya mec> burdur.