L | Resimli No: 129 Yazanı Sermed Muhtar Alus lk Milif Roman TOMBUL MİRASYED SON POSTA 9. 2. 0865 Melek, Derd Ortaklarile Kaynaşmıştı.. Kabak Nabinin Başına Patlıyor Vehbi, sabaha kadar, daha dağrusu ertesi günün öğlesine kadar, korkulu rüyalar içinde, bo- | ğuk boğuk bağıra bağıra, fırlayıp sıçraya sıçraya, bir yandan öbür yüâma döne döne, inleye inleye uyadu. Hani, dayak yemişten beter derler; ayni mecalsiz, bitkin halde idi. Üstüne basan kâbusun şidde- tinden kaç kere gözlerini açtı. Vücudünün ber bir azası sanki kıyım Liyım kayıl yor, içi hararot- ten çayır çayır yanıyordu. Karyolasının yamıbaşındakl sı- rahiyi iki dikişte Lit'rdi. Bir türlü kanamıyor, bağrının kavrulması geçmiyor, her uyanışlta suya baş- vuruyordu, Lâvabonun — Üstünde — duran kulpludaki, kuş kafeslerine kor müş olan çanaklardaki, pencere önündeki çiçekleri sulamak için getirilmiş te yarısı ka'mış olan kovadaki suları bi'e haklamıştı. Gece, evin önüne geldikleri zaman, Nabi yine arabanın arka- anda — saklanarak gözükmemiş, kapı açılıb onlar içeri girince, ıı'_hlnıııdıı usulcacık — giriven mişli. Vehbi, Tahs'ne: — Mariz gürültüsünü şimdi 'a duyurmanın, ortalığ velveleye vermenin lhııııııı;lo.:.l Yarın sabah olsün; biraz canla- naşım, kendime geleyim; o kam- burla - kozumu poylaşacak — be- nim! Deyib doğru — odasının yolünü — tutmüş, — sırtında liy- me liyme olmuş elbisesi, kafa- mada püskülü kopmuş fesile, ka- pıyı çekib yatağının üstüne yayı» hvermişti, Binaenaleyh, dayak — faslını kimse duymamış, suratındaki be- releri, çürükleri de gören olma. mişti. yolda gidişlerin, Bu gibi oyunların ergeç sakalı bileceği âşikârdır... Su testisi su yolunda kırılır... Bir sıçrarsın çekirge, —iki sıçrarsın çekirge, akıbet avuca girersin çekirge... Fakat işin mühim ciheti, teh- likeli tarafı, hiç suçu yokken kabahatin Nabinin üstüne yüklen- mek istidadısı göstermesi idi, Biçare, son zamanlarda, ,:-.ı- at, b stığı çatçat hale ::îı;.::ı? Vur #balıya olmzdı mı? k Vehbinin: (Beni bu hale sok- Bız... Bir defa bir şeyi zihnine sok- tu mu, mimledi mi kıâı::iı keş- sen inden dönmez; — fikrine den şaşmaz, turan köse kam- burdur!) Diyerek onu önayak gös- termesi, başına geleni ondan bil- meşi, — Nabinin aklını fikrini alte Üst etmiş, zavak lyı yeni bir iş- kenceye sokmuş- tu. Delikanlıyı, bu zân ve zehabın- dan nasıl vazge- çirecek? Düşünüyor, ta» şiniyor, — çıldıra- cak raddeye ge- Lyordu...Ne yap- mah ?.. - Nasl inandırmalı?.. Bu babda zerre ka- ü ok nasıl deli, Zırzop, patavat- Nabi, hakikaten çok müşkül bir mevkide tdi. Önce, azabından iki kirp'ğini kavuşturamadı. Allah! Diyerek sabahı sahahladı. Kaç gecedir. karışık rüyalar görmüş, sol gözü belki kırk kere seyirmiş, okuyub bstüne üflemışti. Nihayet, korktuğu şey, yaklaştı. ğını belli etmişii. Daha ötesi var mı, deli oğlamın Tahsine söylediği sözü, ( sabah olsun, o kambur Azraille kozumu Paylaşacağım! ) deciğ'ni kulağile duymuştu. Tombul karyolasında, diğ » yediği köteklerden her tarafı sızım sızım zızlıyarak, durmadan sağa ' sola ken, zavallı Nabi de, küf d.':.“ll;mdı. kerevet gibi yatağında, kabir azabı çeker gibi kıvrandı & Jrfı nihayetin- <imesine — kada: ( Sabah ) gazetecini ekumakken, Tn çıkmadan — alelacele Uyuyanları uyandı z bir v urmamak için ise kapısını açıp sofaya çıkması muhtemeldi. Herhalde Göüceden bir defa onu görmek, bu işte hiçbir. ci- rüm ve günahı olmadığını bildire mek, göğsünden mushafı çıkarıb elbasarak bâlı, tâlhı, vavlı kasem- ler etmek kâri akıldı. Fakat hatun, sabah sabah, Gstünde uyku sersemliği, birden fenalaşıver.rse ? — Evlâdcığıma me - oldu ?... Gözünü mü kör ettiler ? Kolunu, bacağını mı — kırdıar ?... - Yoksa Seyirciler arasında yaverihâs paşa bıçakladı'ar mi ?.. Diye — çığlığı koparırsa ? Yardakların da hepsl araya karışacağı, evin ölü çıkmışa dö- meceği yüzde yüz.. O memşane arasında, uykusu başına sıçrayıb Tombul da ayaklandı mı, araya karıştı mı ayıkla pirincin taşımı. Nabi, terlikleri divit gibl be- line sokulu, öksürmeyim — diye mendili ağzında, merdivenin alt- başında, ne ileri, ne geri adım atabiliyor, Sendendir ilâhi yine bu mekr ile fitne Bu mekr ile fitne yine sendendir ilâhi Diye mır.ldanıyordu. Yunan'standa Misyonerler Din Propagandası Yapıyormuş Selânikte çıkan “Volente,, ge- zetesinin yazdığına göre, Yuna- nistan iç işleri bakarlığı, son za- manlarda katolik misyonları tara- fından mühim mikyasta din pro- pagandası yapıldığına dair ma- halli makamlardan raporlar ak maktadır. Bu raporlara nazaran katolik misyonerleri genç'erin her ne güretle olucsa olsun din değiş- tirmelerini mümkün kılmak - için küllyetli para sarfetmekte ve bu propagandayı bilâhare mirasla- | rından istfade etmek niyetile, bihassa iyâ ai'e çocukları ara- sında yapmaktadırlar. ,Bu hususta gazetecilerin suah lerine maruz kalan İçiğleri Bakanı, Meseleyi ciddi bir surette tahk'k ettikten sonra bu gibi cenebi pro- agandalarına mani o'mak Üüzere len sıkı tedbirleri alaca- ”) taraftan Le Messa, D'Athene gazetesi, Yınıâ Kültür nn ecnebi pro- ş'f"*"' yapılmasını meneden hemişmnz. una ilaat etme- dikler'nden dolayı biri Selânikte ikisi Korfoda olmak lizere üç ecnebi mektebini kapatı d ğunu ve ayni sebebten dolayı diğer on beş mektebi de üç bin ile on bin drahmi arasında muh: telif para cezalarna mahküm ett ğini haber vermektedir. Hafta İçinde Neler Duyduk ? Afyon — Afyon piyasası aylardanberi hep bir durumdadır: « Uşuşturucu maddeler — inh'sar idaresi» afyon satın — almıyor; Berbest piyasada da soruşduma- lara rağınen iş olmıyor. Bu hafta da öyle oldu. Kilosu beş ile beş buçuk Jira arasında Anadolu afyonu almak için bazı depozitciler mal — soruşturdular fakat yedi gün içinde hiçbir alışveriş işidilmedi. Uyuştarucu maddeler inhisar idares'ne gelince: Bu kurum bir yıl içinde 1100 sandık kadar afyonu dışarı pa- zarlara satabilmiştir. İşe başladığı sırada hemen bütün varle afyon satın almış bulunması, bu mücs- sesenin, mali bakımdan faaliyetini azaltmıştır. Son satışlar Üüzerine piyasadan — mal — alınmamasının sebebini bu noktada arayanlar çoğalmaktadır. Bu son diş satış- ların karşılıkları eski bağlantılar için ayrılmıştır. Bu İşleri görüşmek Üzere uyuşlurucu maddeler inhisar müdiriyetinin bayram ertesi tekrar Ankaraya gideceği söylenmek- tedir. TIftIk ve Yün — Yılbaşı yortularından ötürü bu piyasalar- da görülen gevşeklik sürüb git- mektedir. Hafta içinde yeniden bir alışveriş olmamıştır. Önümüz- deki yedi günün yarısından çoğu bayrama geliyor. Bu gidişle yeni işlerin. bayram ertesiden evvel başlaması için görünür bir ışık yoktur. Almanya ile yapılan kliring an- laşması üzerine hemen bütün dış satışların yapıldığı piyasa Almanya olmuştu. Her yıl yün ve tiftik piyasalarımızda görülen İngiltere ve Sovyet Rusya gibi alıcılar bu yıl fiatlerimizin yüksek olduğunu ileri sürerek piyasamızda gözük- mediler. a Şöyle anlatıyor : “Tiflkk ve yün piyasalarında da yeni bir şey yok -fbidiî._f_ıbı rikalar mal almaptan çekingeti davranmaktadırlar. n Bu çekingenliğin sebebi Arl jantin ve cenvbi Afrika gibi ük kelerden ucuz fiatlarla yün alabik mek umududur. Bundan haşka geçen aylar | içinde elınmış üÜfük ve yünleri henüz büsbütün işleyip harcama”* * mış o'malarının da“Biyasada tesir yaptığı söylenmektedir.,, Buna bakılırsa fiatları biraz kıracak olursak dışarıya hemen tiltik ve yapağı gönderebileceğir miz an'aşılmaktadır. Piyasanın genel durumu gev- şek ve durgundur. Buğday — Buğday piyasası hafta içinde bir aralık on para kadar yükseldi. Fakat yedi gü- nün sonuna doğru yine eskl ye- rine geldi. N Ekistra beyaz malların kilosa dört kuruş otuz beş para, beş kuruş arasındadır. Yirmi çavdarlıların ki'osu 4,50, kırk çawdarlılar ise 4,25 kuruş arasındadır. Piyasanın genel gidişi geçen yedi günün eşidir. Arpa — Arpa piyasası biraz isteklenmiştir. Fiatlarda büyük bir — fark yoksa da durum daha sağ- Jamdır. Dökme malların kilosu — 3,75 kuruşa kadar satılmıştır. Çu- vallı gelen Tekirdağ malları ise 4,25 kuruşa kadar alıcı bulmuştur. ! Fındıik — Yılbaşı yortuları- — ma kadar canlı olan bu piyasa ber yıl bu günlerde durgun Şüne lerini yaşar; bu yıl da öyle oluyor. Hafta içinde geçen yedi günde © dılıinkıî'* üstünde — durulacak — bir iş olmadı. | Bu yıl rekolte az ve bunun — yarısından çoğu satılmış olduğum — dan fiatların kırılmıyacağı ; ye-iğ ni rekolteye kadar sağlam Duru- — mun süreceği oranlanmaktadır. — Tutandu! Betediyesi ŞehirTiyalrosü Bu akşam Şehir (DT tiyatrosu ve Oper ret kısmı rölaş yapacak, temsil vermiyeceklerdir. SATILIK KAHRAMANLAR (Şafak Keşif Kolu ) nun unutulmaz kahramanı RiCHARD BARTHELMESS ve cazibedar yıldız LORETTA YOUNG tarafından temsil edilen hisst ve muazzam bir facla Memure Aranıyor — Ankara Ziraat Bankasından: arada yetmişbeş liraya kadar ücretle muhasebe makinalar nııdıAç:klumk ;an Bayan mekanograf ve bir daktiloğraf-alınacaktır. — Müsabaka 20/1/935 pazar günü Ankarada yapılacaktır. Müsar bakaya girebilmek için enaz orta tahsil görmüş olmak ve 18 ile 25 da bulunmak şarilır. İ '::':;:llu:f 15/1/935 gününe kadar Türkiye Ziraat Bankasi Genel Muhasebe Müdürlüğüne bizzat veya mektupla müracaat — etmelidir. a Mis'n a.