Roma Mülâkatından Anladıklarım * Fransız hariciye bakanı bay Laval ihtişamlı merasimle P. risten Romaya gitli. Cumartesi ve pazar günlerini bay Musolini ile ortada kalmış siya- © iyel göüyü., Avrupanın siyrsl vaziyetini gözden geçirdiler. Bugün, yana da Parise dönecek. Bu siyaret, | iki komşu ve irkan kardeş millet | #rasında uzun zamaadanberi devam #degelen bir takın 1a'oşamamazlık- iat derhal halledebilecek bir mucize kuvretini haiz değidir. Fakat bu'u- nacak hal çarelerinin bir mukad'l- Mmesinl toşkl edeceklir, denilebilir, Bu iki ulusu birilirine yakaştırmak mümkün idi de acaba niçin gimciye | kadar bu apılmıdi? di; Mr Gaal geletile C Üye ttt Eesnaa ile İtalya arzarndaki zibmiyet farlı © dereceyi Lulmuş idi kâ bune dan birkaç ay evvel y:pılacak böyle bir ziyaret Franan ile müttefiki küçük ilâf devletlerinin ve dostu Balkan birliğinin — mütekabi bozabilirdi. vaziyetlerini Binaenaleyh Fransı hükümeti, bu ..—h üzerinde her iki tarafın diküre İnin — o'gun'aşmasm bek'emeyi rb oüî. Tarafları ayıran fikir far. ':.. #öyle keydetmek mümkündürn aa her türlü hudud tadi &tna MUstedı ve mu:r zdir, 1919 1920 Llıı-—ııı Yöz metrenin değişti- w—uıı—..ı dahi sebebi harb ıu.m—u' ;&1. İtalya buna aksl krna- * ı:ı. :.ni:ıı:;ı vukua gelebik Siması lâzendir. *A..Tn el ’d'fii—"ı olaraktı, - Böyle, biritirine Yaklaşamıyan görüşün birdenlire telif edileyimen İ mevcad meselleri deha ı—: H! zaviyede görmek istemek arrusu mümkün k lm ştır, Hıki—k:ılı belki iki tarafın da biri A H:.'ıu'."' fe'a etmiyecektir. Müzamalak - Miİş oluyorlar L.i_:,u'd:'b'm '"“: Vey değildir. — Süreyya GĞt eR'nizde Bir Facla kaoavil, (Amerika) 8 — Hava- bülün yalcular sağıme mürettebatı ile ©L Büflkişi, dame eeei gada Vah Bt aşkına, Cevad, çabuk söyle! Üzme, Cevad Galib, gibl Harun Şi asi — Şirketin vede, elile, teselli eder nn dzire vurda; civarındaki kah- günlerce beklemekten iş ü.nkın. kâ:tık yavaş yar : fikri ilk ı...yoı'.d_“ı Dü D, Ümitsizliğimi T Cesaret ıdıâıir;u:::_ Zaman, elinden çekeceğim vardı, =—ı =ı,:“fini birakmiyacak- öi deâue::;memn de bir Harun Şinasi, sabırsızlanıyor, İ hy:" Vuruyordu; — Uzatma, kı Cevad Galib, aöküneüe bake- yordu; Pantolonunu » arka - cebim den gümüş bir tabaka çıkardı: — Eğer böyle sık boğaz eder- sen, hiç Nı_'q söylemem. Şinasi, dişlerini gıcır- Cevad Galb, tabakadaı *iğara almıştı, donuk M:.:; __; me yapayım, istiyor- Almanyada Ne Oluyor? || Bay Hitlere Suikasd Yapılmamış Son günlerde Almanya'da bazı || bâdiseler vukuunu bildiren hbaberler sıklaşıyor. Şimdi de, Bay Hitlere karşı suikaed yapıldığını tekzib eden bir telgraf sliyoruz: Berlin, & ( A. A.) — Bay Hit- Tere karşı sulkasd hakkındaki şa- ylaların doğra olmadığı resmen bildirilmektedir. Deniz Silâhları | Japon Teklifi Fransanın Hoşuna Gitmedi Tokyo, 8 (A.A ) — Fransn Büyük elçisi Harie'ye Bakamı Bay Hirota'ya, Londra deniz andiaşmasna tevfikan Fransaya tahsis — edilen — yordımcı tonajlar hakkındeki Jspon teklifinin, Fransanın hoşuna gitmediğini bildir- miş va diğer bazı hükümetlerin ve bilhassa Almanyanın müstakbel deniz konferansına davet edilmesini iste- Mmiştir. Bay Hirota Fransız büyük elçisine verdiği cevapta J-ponyanın, Vaş'ng- ton muahedesini imz-layan hükümet- lerden başka diğer hükümet'erin bu konferansa iştirakini arzu etmemekte olduğunu bildirm'ştir. Siyonist . Kongresi Krakovi (Lehistanda ) 8 — Siyo- et cihan teşkilâtı reim Bay Vladi- mit Japonceki'nın riyaseti —altmda cihan # yonist konferansı zçılm ştr. Konferansa Poloaya, Fitlsta ile Avrupa memleketlerinden 500 muruh has iştirak etmiştir. lte Bükreş, 8 — Romanya ile Sovyet Rusya —arasında ticari münasebetler 24 Hk Kânan tari- hinden itibaren baş'amıştır. Fakat, daha şimdilik doğr- dan doğruya demiryolu nakliyatı yapılamadığından — irtibat temin — Biraz canlan... — Beni de, kendin gibi, tepe- sinden dumanlar çıkan bir âşık Mi samıyorsun? Harun Şinasi, yalvarıyordu: — Covad, bırak şakayı... Cevad Galib, sıgarasını yak- — Ben de sana yalvarıyorum, keyfimi bozma... Günlerce, hep bu günü bekledim. Ayni yerde oturup beklemek, kolay mı sanı- yorsun? Bırak da, şunü — ağız tadile bir anlatayım... Ayağa kalktı ve Harun Şina- sinin önünde durdu: — Sabah akşam, bekle bekle ne gelen var, ne gidenl Artık usanç gelmişti. Kahvenin gedikli müşterilerie ahbab oldum; piket, altmış altı, hatta ahçı iskambili, tayla partileri seyretmekten bık- tım, Bu sabah da kahvede pinek- lerken, — doğrusü, hiç ümidim yoktu. Saat on buçuğa geliyordu. oturduğum — kahveden caddenin alt başı görünüyor. Elim şaka- ğımda yorgün yorgün bakıyor- dum, Eirdenbire seninki gözüktü, Ama ne gözüküşl Parmaklarının uçlarını ağana götürmüştü: Romanya Sovyet .—"' Arasında Posta Münasebatı SON POSTA Sarda İlk Reyle. Verilmiye Başlandı Bu Arada N'ü;ıayişler De Durmuyor Sarbrük 8, (A. A.) — Sar reyi- ümına adik pu- | sulalar dün san- dıklara atılmış- tır. Bu reyler, Pazar günü pek ziyade — meşgul olub da rey ver- meğe vakit bula- m yacakları tah- mix edilen polir lerle, bhükümet me mür İarının, hastane ve hari- sanede yatanla- rın reyleridir. Sarbruk,&( A. A.) — Matbuat dünkü tezahurat hakkında uzun uzun teksdiratta bulunmaktadır, Hitlerci gazeteler Alman ceb- hesi tezahuratçılarının — sayısını 350 bin göstermekte ve Hitler aleyhtarı matbuat ise Hitler teza- huratına mahdad bir yer tahsis ederek müşterek cekhe. tezalı- ratçılarının say:sımı 150 bin göz- Macaristanda Seçim Ve Neşir İşlerinde Islahat Yapılacak yazal — hayatın'n temellerini ziyade değişliren bir ıslahat progra- manta yıkında parlamentoya - verile- ceği bildirilmektedir. Progrrm seçim hakkında wlahat, karal naibinin sıla- b'yetlerinin geniş etilmesi, matbuatta eui ya kadar posta münakalâtı Lebistan tar.kişle yapılmakta de- vam edecektir. pembe'eşmiş? B.lmiyorum... Göz- lerim kamaşmadı desem, yalan! Doğruca şirkete girdi. O daki- kada düşünmeye baş'adım; otu- rup — kalacak mıi? Yoksa - bir-la koruşup hemen çıkacak mı? Ev- velkilerden müdhiş bir bekleme azabl. Kuşu kaçırmıyayım, dİye gözlerimi dört açtım, bek'iyorum Fakat dakikalar geçmiyarki.. Sigarasını bir tablaya attı: — Allah belâsım versin, o sırada, müzic kir tıraşçı, at sineği gibi enseme konmaz mı?.. Ne abuk sabuk şeyler söylemiyar... Fettah, mars cluyor. Hiddetini iniz. —Allabaşkına, şöyle bir dakikacık seyrediniz. Hani tmiye değer... .q'&v: Gl'hh. hâlâ hiddeti geçmemiş gibi kollarımı kavuştur- muşlu: — Başımı döndüremiyorum ki.. Mukaddcratı bugünlerde belli olacak olan Sardan hoş bir görünüş termık'edr. Ferlii, TÇA. A.) — Propa- ganda Bakanı bay Göbels Berlin Sar sergisl münasebetiyle rad selesinde Alman kilisesi Alman- ya lehinde müsbet bir hattı ha- reket ittihaz etmiyir,, demiştir. Bir Teklif Amerikanın Meksikayı Artık Tammaması İsteniyor Vaşington, 7 (A. A.) — Say- lav Higgins, meclise bir takrir vererek, Amerikanın arlık Meksi- kayı tanımamasını ve Meksikada- ki elçisini geri çağırmasını İste- mişt'r. Bu saylav bir müddet evvel bay Ruzve'te bir mektub yollıya- rak Meksika hükümetinin din aleyhindeki — siyasamna — karşı protestoda bualunmasım - istemişti. KÜT A 6 VU Savta 5 | | Gönül İşler | (“Efendim,, Cevabı Yerine Ne Kullanacağız? Bir okuyucum, Bayan Şükran buna gönül işlerine yandan temas edebilecek bir sorgu sordu : — Bey, efendi, ağa kalktı, fakat “elendi,, den müştak olan “efendim,, cevabı elân dilimizde durmaktadır. Bunun yerine acaba ne kullanabi.iriz ?,, Düşündüm, bulamadım, kalde- rılmasında da zaruret görmedim, dilimizde yer eden — beyciğim, efeadiciğim, efendim, gibi bazı hitablar vardır ki, kolay kolay kaldırılamaz, yerine yenileri bulu- namaz, bulunsa da alışılamaz, | sanırım. * Nüşantaşında Bay ( Öztürk )e r Nice kız anaları kız babaları tamrım ki, evlenme talebi şahsen yakından tanımadıkları bir adam- dan kl hakkında aldıkları malümat nekadar İyl olursa olsun tereddüd ederler. Fakat sonra talib olanm zat karçılarına ç- kınca, iyi bir tesir yaparsa tereddütten — vazgeçerler, Kem dilerini — ayıplamam, bi'âkis doğru yapar bulurum. Sizin vazi- yetiniz de bu şekildedir. Tavsiye ederim. Gidip annesile babasile şahsen — görüşünüz. — Kendilerini iknaa çalışınız. ve bilkassa mek- taplaşmak işini bir kenara bıra- kınız, doğru değildir. * Kadıköyünde bayan (R.B.Ş.)'a Sigara içiyonsa, eş olmak şars tile bir tabaka, bir çakmak, bir ağızlık verilebilir. Aksi takdirde kol düğmesi, kıravat iğnesi, niha- yet cüzdan ve kalem gibi şeyleri tercih ediniz ve ne alırsanız alınız mümkün olduğu kadar sade o masına bakımz! TEYZE —Daha mı beyazlaşmış, daha mı | ketin kapısından çıktı, ben de kahveden frladım. Yanına birden- bire yaklaşsam, iyi tesir etmiye- cek... Biraz uzunca mesafeden takibe başladım. Caddeye çıkdı... Sonra yan caddeye sapdı. Ağır ağır dalgın da'gın yürüyor, vakit vakit camekânlar önünde durarak bakıyor... Harun Şinasi, sesi merakla titiriyerek sordu: — Şirkete gittiğine göre, şir- ketten çıkmamış... Cevad Galib, omuzlarım kal- dırdı: — Orası belli olmaz. Kavga ederek ayrılmadı ya... Eski arka- daşlarını arayıb sormaz mı? — — — Peki, şirketten çıkmış m? — Hayır, Harun Şinasi yerinden sıçra- mışlı : — © halde biz, fena atladık, Cevad Galib, boynunu çar- iğe gelsem, yine olmaz! | pıtmıştı : O, tepemde bir düzüye söyleniyor: Fettahın dörttü, Kotaki çelebinin sıfırdı... Şimdi Marsla dört dörde geliyorlar... Cevad galib, 6.kılı yumrukla- rını havada saladı: — Hay sana da, Fettaha da, — O kadar da göyledikti.. Ace'le edecek ne var? Harun Şşinasi, kolunu havada savurdu: — O zaman, ben, kendimde miydim ? — Kendini bu kadar kaptır- Kotaki çelebiye de... Amma belâ- | manın sonu budur. ya çattık... Tam da sırası... Başımı yarı çevirdim: Bakarım, bakarım, — Peki, sonra? Cevad Galib, ellerini oğuş- dedim. Herif oralı değil kL.. Hid- | turuyordu : detten, vallahi Güyordum. Sazt onbir buçuğa doğru, Beyhan gşir- — Ka'dırımın nisbeten tenha- laştığı bir anda yaklaştım. Beni görünce —pek — gaşırdı. — Fakat, gayet mazikti. Senim anlayacağın, hava tebdili için Bursaya gitmiş. Harun Şinasi, iki elile yanak- larma vurmuş'ur — Bursaya m ? Yazık, bu güzel fırsatı kaçırdık., — Ona, ben de yandım amma, elimizde bir şey yoktu ki., Harun Şinasi, kaşlarını çatmış, homurdanıyordu : — Türkân da, Behice de mu- hakkak biliyorlardı; söylemediler. Onların alacakları olsun, ben yanlarında bırakırsam ! Cevad Galib, elini arkadaşır nn omuzuna koydü: — Yine, kendini kaptırma.. Sinizlenir, hiddetlen'rsen, bir şey kazanmazsın, her zaman olduğu gibi. gaybedersin. i Harum Şinasi, büsbütün hire anlaşmıştı: v İkisiaim de yüzlüne bakmı- yacağım, e — Sen, yola gelmiyeceksin, oğluml — Neden? — Biz, onlara — multacız... Eğer vaziyete hâkim olsak, Mllll' bir kalem çıkaralım. Hatbuki l..' zın ayağı öyle değil... Onlar, is- tediler mi, Beyhanı, blıdfı ı_ıııle- laştırırlar. Sev, b“hk.b hiç Monh' sana karşı mahcub, eks.kli mev- kide kalsınlar. ü ei HF S BU