27 Birnti kânun — nn H .lvl/,"'ı'ıaerica!ımızm çoklu- Yundan — dercedilememiş- tir. Üç Şeririn Akıbeti Bunlar Para İçin Adu Öldürmüş erdi, Haklarında Ölüm Cezası Verildi Bilecik, 26 (A. A.) — Silâhlh ve maskeli üç kişi bir gece Yeni- şehirin kozdere köyünden Şerif oğlu ihtiyar Halimin evini, ev sahibleri uykuda iken basarak Halime ve karısı Ayşeye İşkence yapıp küp içerisinde yere gömülü paralarını almışlar, bu mücadelede teşhis edildiklerini anlıyarak Ha- lmi ağzından çifte kurşunu ve mütcaddit yerlerinden kama - ile öldürmüş'er, karısı Ayşenin de ayaklar mçak saplayıp ve ba- şındaki yörtüsü ile boğarak öldüğüdüne kani olduktan sonra savuşmuşlardır. Halbuki Ayşe ö- meyip bayılmış ve katiller yaka- lanmıştı. Bunların — muhakemesi Bilecik Ağırceza mahkemesinde Grülerek nıihayet bulmuş ve tüy- fer ürpertici cinayeti yapan Yeni- şehirin Cihadiye köyünden Hüse- yin oğlu Mustafa, Hasan oğlu Halim ve Mehmed oğlu Hüseyinin suçları belli olduğundan üçü de ölüm cezasına çarptırılmışlardır. Hangi Vilâyetler- den Fazla Saylav Çıkacak ? Ankara, 26 (A. A.) — Elde edilen neticelere — göre vilâyotü — eskisinden 1 — farzlasile Ankara 4, Antalya İ, Aydın 1, Balıkesir 2, Burduz. 1, Bursa 2, Çanakkale 1, Çankırı 1, Ço- rum 1, Çoruh 2, Denizli 2, Diya- rıbekir 3, Erzincan 1, Erzurum 2, Eskişehir 1, G. Anteb 3, Giresun 2, Gümüşhane 2, İçel 3, İzmir 2, Kastamonu 2, Kayseri 3, Kırşehir 1, Kocaeli 1, Konya 4, Kuütahya 3 Malatya 3, Manisa 2, Maraş 1, Mardin 4, ordu 2, Seyhan 4 Sam- sun 2, Sürt 2, Sinop 1, Sivas 3, Tekirdağı 1, Tokat 2, Trabzon 2, Urfa 3, Van 1, Yozgat 1 Zonguk- dak 2, Muğla 1, Muş 1 Niğde $ fazlasile saylav - çıkaracaklardır. Buna nazaran bu seçimde saylav sayısı 78 artmıştır. Kurultay Başkanı İstanbulda Ankara, 26 (A. A.) — Kurul- tay Başkanı General Kâzım Özalp şehrimizden Istanbula git- miştir, Holanda HFlühümetimize, - Elçisi Vasıtasile Teşekkür Etti Ankara, 26 (A.A.) — Londra- Melbura hava yarışlarına iştirak etmiş olan Holandı tayyaresine memleketimizde iken hükümetimiz tarafından gösterilen yardımdan ve kolaylıklardan dolayı Holanda sefareti hükümetinin teşekkürlerini bildirmiştir. Tireboluda Zelzele Tirebolu ( Husus! ) — Burada Pazartesi akşamı üç saniye süren bir Zelezele oldu. Zayiat yoktur. Fakir Çocuklara Yiyecek Erzincan, 26 (A. A.) — Halk evi mekteblerde okuyan yoksal çocuklardan ellisine dera senesi #onuna kadar yiyecek verecetir. Resimli Maka e Alyon | Y » ş geliyor, biskaç gün sonra yeni bir yıla adım atacağ z. Yeni yıla girerken çocukl rınızı düşünÜnüz mü? Onları sevindirecek Şşeyler yaptınız mı? Mekteblerdeki fakir ta'ebeler içi> neler düşünüyorsunuz? SON POSTA B Çocukları Da Düşünelim! B çok vy vereceks.niz? Kazancınızda; x da olm, Himayei Etfal Cem'yetine ne Eğer ken | çocuklırın z ve yürd çocukları İçin bir hediye hazırlım dınıca - vazifenizi y pmam'şanız demektir. SON TELGRAF HABERLERİ Menemende İnkıiâb Şehidi Kubilâyın Menkü Taşı On Bin Kişinin Önünde Heyecanlı Tezahürat İle Açıldı Ariz Kubilây için İstanbulda yapı- Jan ihtifal tafsilâtını birineli sayfamız- da okudunuz. Menemendeki abir açılığ tafsilâtını da — bu - aütunlarda takibedeceksiniz: Izmir 26 (Hususi) — Mene- mendeki Kubilây âbidesini açmak üzere gelen Fırka Genel Kâtibi Receb Peker burada büyük te- zahüratla karşılandı. Saat 13,55 te kalkan hususl trenle Menemene — gidildi. Bu trende birçok teşekküller, genç- ler birçok İnsan vardı. Aynı za- manda Manisadan da bir tren hareket etmiy bulunuyordu. Tam saat 14 de herkes Kubi- lay abidesinin etrafında toplan- mışlardı. Açılışa İstiklâl marşı ile başlandı. Marştan sonra Receb Peker çok alkışlanan söylevini söyledi ve menkü taşını açtı. Bundan sonra bir zabit ile muallimler tarafından söylevler söylendi. Havanın pek çok — yağımurlu olmasına rağmen merasimde 10 binden fazla insan bulunuyordu. Menemen — kuruluşundanberi ilk heyecanlı gününü yaşıyordu. Menemen 26 (Hususi) — Bay Receb Peker Yıldıztepede Kubi- lây âbidesi açtıktan sonra Mer nemende Fırka, Belediye, Hül ü- met dülrelerini gezmiş, İzmire dön- müş, çerefine 40 kişilik bir ziyafet verilmiştir. Meremendekl merasim sesli lme — alınmıştır. İnkılâb şehiti Kubilâyın menkü taşına yüzden fazla çelenk konmuştor. Bay Roceb Pekern Nutku Abideyi açan Bay Receb nulkuna şöyle başlamıştır : “ yaşayışımız İçin dünyalar değer kıymet olan ve başkalarının gözü ile de üslün değerler ifade eden Türk inkilâbının korunmas: yolunda başını vermiş olan koca yiğit Kubi- lâyın ve onun iki yüce arkadaşı bekci Hasan ve Şevkinin Isimlerini Uydurma Bir Haber Asker Tahşid Ettiğimiz Haberi Yalandır Ankara, 26 ( A. A. ) — Ankara civarındaki bir alayın deneme sefer- berliği — dolayınile Anadolu — ajansı tarafından hava- disin — bir ' &| tarafın- dan — bizâ atfen yanlış bir tarzda dildiği buraya gelen Avrupa g erinden anlaşılmıştır. O bha- berimizde 12 ada karşızinda asker tahşid edildiği şeklinde hiçbir. fıkra mevcud olmadığı — gibi esasen bu yoldaki kavadis de hiçbir. hakikate istinad etmiyen musanna bir iddia olduğundan keyfiyetin tavzihine lü- zum görülmüştür. Sivas - Erzurum Tahvilleri Ankara, 26 — Sıvas-Erzurum tahvilleri ayın onunda satışa çıka- mlacak ve beş gün satış devam edecektir. çıkarılacak tahviller 2 milyon liralıktır. — b Öz arkadaşlarım, bizim | | DOLAŞAMAZSINIZ AKAT İ SS&Ğ&&%: Bİ Bürün ÜLkeyİ HER GUN %oîıl_â: | saygılarla anmak için burada top- lanmış bulunuyoruz, İrtica, kör ta- assub, Türk inkılâbını yok etmek icin ta baştanberi bütün vasıtalarını kullandı ve her çarpışta ihkılâbın yakıcı ve yaşatıcı güneşi altında eridi, geriledi. Onların son dö- küntüleri ve artıkları sayabilece- gimiz afyonla ve esrarla sar- hoş edilmiş birkaç serseri yur- dun Akdenize açılan Ege parça- tında, bu topraklar üzerinde Ku- bilâyı boğazlamak cinayetini İş- lediler. Kubilâya kastetmek onun batır şalsında bütün uludarlığı- mıza kiymet demekti. Hâlâ şurada burada İnkılâb ilerlemelerini hoş — görmemekte zarar tasavvur etmeyen ve yeni Türkiyenin inkılâbsız yaşayabile- ceğini sanan beyinsizlere rast- geliriz. Onlar Kısa akıllarınca ulusumuzun eski düşkün iç hayatı Bürerek yaşayabileceğine İnanırlar ve bunu söylerler. Bu yalan ve yanlış düşünce yalnız kendilerinde kalsa zararı belki az olur. Fakat buna başkalarını İnan- dırmak — vaziyetine geçince bu fena fikirler söz haline gelince teşebbüs bir cinayet olur. ,, Bay Receb çok alkışlanan nut- kununu şöyle bitirdi : « — Koubilây için sın duyan- Tarın şu anda bütün acılarile Ççar- pan yüreğimle ve batırılığını uzun yüz — yıllar — yaşatacak — olan eseri bizim neslimizin ve yas kın — çocuklarımızla — ve — uzak torunlarımızın ibret gözlerni aç yorum.,, * Yozgad, — Amanya, Erzincan, — Bilecik, Diyarıbekir, Zonguldak, Ankara, Denizli, Ada- pazarından aldığımız telgraflarda Dda inkılâb şehidi Kubilây için Iht fal yapıldığı - bild.r.lmektedir. | İSTER telarda aktıldığını duyüyoruz, FN ZN ci Birkaç gün evvel bazı değirmenlerde buğ İ- yların pis ğmaı de bir kısım süyle el yıkama sularının aynı musluktan Sütlere su kar şt rıldığı © kadar çok yözlp söy'lendi iSTER İNAN İSTER İNANMA! STER lokn- sünlenai ki, artık bilmiyen kalmadı; İstanbulda hilesiz y ğ bulmanın zorluğu ise bilinen hakikat erdendir. ! karşı bu şahirde hasta olmadan biz İnanmıyoruz. Sen de ey okuyucu: —N Sözün Kısası Ötomobil Kornası Ne Söylüyor? * &* Vaktlle bir gazetede okumuştum: Gene bir. İngiliz bayanı gene bir Fransız bayına varır. Kendisi — gibi genc arkadaşarı, evlenmesini kut. Tularken: — Peki, derler, siz fransızen miyorsunuz, bari kocanız söyliyebiliyor mu? Gene evli - — Hayır, der, kocam da - ingisizce hiçbir söz bilmiyor. D aranızda nasıl konuşu- yorsun diye sorarlar. İngiliz bayamı hiç gülmedem: — Bunu anhyamayacak me var? der, kocamla bön aramızda aşk dilinde konuşuyorual.! Bu hikâyeyi okuduğumdan beri, haylice yıllar geçtiği halde ve o vakitten beri, aşk dilinde şmak nasil olabileceğini haylice düşündü. güm halde, - bunu bulamamıştım. En sonunda bulduğumu sanıyorum, * Bugün erkenden bir sokakta dal- gin dalgim giderken, aokağın öteki yanında duran blr sira otome” ” biribiri arkasından. “gag!,, Di öttürmeleri beni dalgınlığımdan uy. « dırdı. Ne oluyor? Diye etrafıma ba- kındım. Gördüm ki: Arkasında gözleri kamaştıracak kırmızı renkte bir manto, başi açık, boyalı sarı saçları kıvrılmış ve dağıle mış, elindö parlak deriden büyük bir çenta, kırmızı yüzlü, kırmızı dudaklı güzel bir Bayan, otomobiller — avata sürünerek gidiyor. Güzel Bayan hor etomobilin yanıma gelince, goför kor« masını “gagi,, Diye öttürüyor... Bizim geneliğimizde, sadece çare b olanların değil, ka en gayınlııın bile ı,okılı':ıp nçıkmhı. germeleri hiç te iyi bir alâmet sayıl- mazdı. Hattâ, hiç unutmam, bir gün Pariste — bir — okulalılar — Tokanta- sında yemek yerkön — arkadaşlar- dan birl başı Şapkasız bir. bas yanla Jlokantaya — gelmişti. — Lo« kantanın patronu hemen para çekme- cesinin başından kalkarak yeni gelen giftin önüne dikildi ; — Giremezsiniz 1. — Diye dayattı. Arkadaş bu lokantaya başı açık bir kadımın giremi; ü anlayınca, ka- pkacı dükkü. aldıktan im ihtiyarlığımızda, bayanların sokakta saçları açık ve dağınık gezmeleri mutlaka fona alâ- met sayılamaz. Bizim geneliğimlz. denberi acun çok — değişti. Şimdi erkek olsun, kadın olsun birçok kişi. ler için kaş, yaz açık baş germek moda oldu. Onun için bugün erken- den, otomobillere sürünerek yürüdü. günü gördüğüm, gene bayanın açık baş olmasını da mutlaka fena bir alâ- met sayamıyacağım, Öyle amma, sokağın beri yanine daki kaldırim boş duürürken, bayanın otomobillere sürünerek yürümesi, hele her otomobil kornesini öttürdükçe, sokaktan geçen başkaları sinirlendik- leri halde, onun istifini bozmâmasını da iyi bir. alâmet — sayamıyorum. Otomobil — goförleri hergün — türlü türlü kimseler — taşıdıklarından, her kesin yürüyüşüne göre ne kişi oldu. unu elbette benden — iyi anlarlar. Sıluıı genc bayanı görünce, korma- larını öttürmeleri de onun erkendean kendisine bir yoldaş aramağa çıkmış bir aşk perisi olduğunu anladıklarını gösteriyordu. * Sözün kısası, benim anlıyabildiğim Çeğker,, | doğru ise, ney öttüğü vakt ayrılık- » lardan şikâyet ettiği gibi, otomobil kornam da “gagi, diye öitüğü zaman aşk dilinde — bir şey demek - istiyor. Ya, bay şeförün gönlü aşk perisinin di ralai otomobilile yeceğini sulatımıya ç Bay şoförlerin aşk rinin altındaki elbette aei maz. Ancak İstanbulda herke | rültüye karşı mücadele açtığı bu za- manda, (işlek) Lir sokakta “ gürültü ile mücadele,,ye karşı mücacdele :çır & bi, bütün geçenleri rahatsız etmek v şahirli terbiyesine uygun olur mu? Eskıden, terbiyeden söz açılınca, vurası İstanbul, bundan ötesi yoktlur, derlerdi.