2 Aralık 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Vehbı nin Allı' ya M Muhabbetı Artıyordu Çırpıcı dönüşü, Macuncudaki hengâmeden beri Kâtib Raifle Pehlivan Hilmi, görünmez olmuş- lardı. Vehbirin ikisinden de sıtkı sıyrılmıştı, herifleri diline dola- miştı. Vay gidi beş kardeşine üfür- düğümün palavracı kâtibi vay!.. Vay gidi Koca Yusufluğa yelte- nen kof pehlivyan vayl.. Biribirinden zırtapoz, biribirin- den kıtıpiyos imişler de bilememi- şiz. Cart curt atmakla, göğüs şi- şirip kol sallamakla babayiğitlik sökmez. Bir tokatlık hakkı olan, yüreği beş para etmez ikı miskinin se- sini düyunca uyuz itler gibi kuy- ruklarını altlarına aldılar, şipşak ftüydüier bel.. Diyordu. O gecenin bahsi açıldı mı, * blraz da içkili oldu mu daha ziya- de azıtıyordu: — Kâtib midir, racon kılefte- cisi midir, bir yüzünü göreyim, burnumu imanına kadar çekip avurt dolusunu suratından aşağı yapıştırmazsam yuh diyin banal.. O ramazan davulu karınlı somun pehlivanının da alacağı olsun, ayı gibi görünce birşey sanmıştım. Çırpıcıdaki görüşümde avali öyle bir kurt kapanına sıkıştırdım ki (pes beyciğim pes!) Diye elime ayağıma sarılmasaydı işkembesini boşaltacaktım. Eşşoğluluk bende ki sırtını yere getirdikten sonra acıdım, bıraktım. O da bizim fiyakamız o'sun değil mi?.. Vehbi, bunları anlatırken, san- ki güreşe tutuşmuş gibi sıçrayor, dalıyor, kol bacak oynatıyor. - — Tahsinciğim, gördün ya demir gibiyim demir! Diye böbürlenmek- ten de geri kalmiyordu. * | Tombul, Küçük Allıya, abayı yakmıştı. Macuncuda geçirdiği gece aklından çıkmıyordu. Yos- maya fena halde tutulmuştu. Onu her dakika, her saniye düşünüyor, ( kâfir, kundağı soktu. Âşık Ga- rib, âşık Kerem, solda sıfır kalır. Çayır çayır yanıyorum! ) diye göğsünü yumruklıyor, yine Kâtip Raife atıp tutuyordu: — Kelebek, örnekmiş hal.. Çiçekten çiçeğe konar, keyfine bakarmış hal.. Hay senin saman dolu kafana, Kâtip gibi turp sı- kayım,.. Öyle gözlerin hançerile yüreğire zımbayı yedikten sonra sıkı İsen gel de dayanl.. Âşıkın dili durur mu? Traş edecek adam arar. “ O gecenin ertesi günü, Bolsesi görür görmez, derdini dökmiye başlamıştı: — Tahslaciğim, vuruldum, ya- ralıyım. Bıçağı, kaba etten değil, mortoyu kıracak yerden yedim; sol böğürden, karından, kasıktan. Bu geçmişi kınalı dünyanın her tarafına parmak atmış, dinine oku- muş bir erkeksin; benden görgülü- sün, yüz bin kat akıllısın, pişkinsin. (Kendine gell) Diye ne diye ku- lağıma yapışmadın... Ne diye o Hilmi kofile kapıştım; o göreşte domuzu yere vurdum. İşkembesi ağzıma boşalsaydı da yenik kalsay- dım; gözlerim söneydi de lıuhbı- yl göremez olsaydım; — ayakla- rım kırılaydı da o eve gideme- seydimi. “ Tahsin, bıyık a'tından gülmüş: — Kayıkçılık değil, bu.. hep bu fırtınaları geçirdik. “yı savdık. Tam zamanın gö- Tuyar aa _*__...._ııî'nuğ'.—: ..._ _"% Rıulıııll Buılk lllllı lloıııııı -— TOMBUL MİRASYEDİ Yazan Sermet Muhtar Loses “Tahsin züm nuru, şimdi de sıra seninil.. Demiş, niçin bu derece sıkıntılı bir vaziyette kaldığını da keşfet- mişti. Küçük Allının, Arab Abdul- lahım dostu olduğunu oda işit- mişti. Delikanlının bu noktayı düşündüğünü tahmin etti; yarayı deşti: — Yaani ya, içime doğduğu gibi söylemiyorsam, yüzüne karşı mü- railik ediyorsam ateş mekânım olsun... Sen istediğin kadar sak- | la, benden gizle, sapına kadar arslansın. Zira doğruyu düşünü- yorsun. Bilmez değiliz, bu kâfir karılar tehlikeli şeylerdir. Elin belâlılarından, ipten kazıktan kur- tulmuş külhanlarından, dostları, postları vardır. Bu gibilerle gö- rüşmek değme her yiğitin harci değildir. Tombul hemen dilinin dakini çıkarmıştı: — Hay var ol ağabeyciğim, parmağını tam yarama bastın... O hokkabaz borusu gibi öten kâtib kaltabanına İnanayım mı bilmem, Küçük Allı, sözüm ya- bana, Arab Abdallahın dostu imiş. Tahsin, bir kahkaha attı: — Kah, kah, kahl., Kusura bakma amma vallahi çocukgun Vehbiciğim.. Bir defı her duy- altın- ! bir boy... - 12 - 934 duğunu sahih sanma, İşit te İn- nanma.. Haydi bu rivayeti doğru farzedelim Arap Abdullah de- dikleri kıpti bozmasiı kim olu- ' yormuş?.. Bugün onu susa dur- duracak, pabucunu eline verecek nice baba yigitler var, Tombul alık alık bakınırken yüreğini balladı. — Bizim Ayı Nurinin kulağını bükelim. Fazlasına gitmeye hacet yok, göyle Üstün körü bir çıtla- talım. Arabı da, çorabı da ih- vanları da yanımıza yanaşabilirse, bize yan gözle - bakabilirlerse Be- yazıt meydanına çıkar aptalım diye bağrırım, ' Ayı Nuriyi tarif ettir — Etme AÂllahını seversen, Nuriyi — duymadin hal. Kızma amma Vallahi ayıb, Istanbulda onu tanımayan, İsmini bilmeyen var mı ki.. Bu odaya gelecek değil mi, — Vallahi şu kapı- dan giremez, kafasını eyer dae öyle girer. Böyle tavana kadar Ya gövde? Bir omu- zundan Öbür omuzuna arşınla babam arşınla: Bir, iki, üÜç... Bo- yun kilise direği; kollar demir külünk; olleı' çelik balyoz.") 4 ( Arkası var) E.ıkl Fransız Tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de “BU BİR RÜYA,, Yazanı Selma Muhtar Pek yakında DELİDOLU İstonbut Belediyesi sı hııı'n'ua'ı'm Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda Bu akşam #saat 20 de Madam San Jan Komedi 3 perda 1 Başlangıç 4412434 te HAMLET mwm lllllllım T Ü RK Sinemasinda Teesslüir ve heyecan do'u muazzam bir Rus süperfilmi olan OKRAiİNA kemali muvaffeak'yetle devam ediyor. İlâveten: İSTANBUL şehrimizin tabii ve emsalsiz manzara ve yerle- YALOVA ŞARKISI NAŞİT BEY MÜSAMERESİ 20 kişilik balet-orkesira ve tekmil muganniyelerin iştiraklerile şirin Yalovanın - Yüce Keşişin dekorları sahnede 3 Kâıınnuewel Pazartesi günü akşamı p (5391) rini gösterir kıymetli bir film, Rövü Operet 3 perde gençlik aa —e — z ı—:_, , İAi #L 'vgazi Y - ba a z ST KOŞ t —— twq—rm yazn ——-—*4&——- 1—"&.3::—-& r—cm Londrada "Günüri Enâ Büyük Hadısesı.. ;ş;i. bi h - v"*ı Ingiliz kıralınn Ü- . çüncü oğlu Prens orj Dük dö Kent ile ses Marinaya gönderıleıı bin ka- dar armağan, şimdiden Sen Ceymis sarayında gözönüne kon- : muştur. Durmadan yeni armaganlar geliyor. Sarayın bir odası salt gümüş ve altın sofra takımları, yontulmuş billür bardaklar va birçok çeşid süs eşyasile doludur. Başka bir odada yığınlan cava- hir, çamaşır ve çok güzel oda takımları vardır. Yine bir odada, daha açil- mamış sandıklar — durmaktadır. Bütün bu eşya, düğünden sonra, halka — gösterilecek ve karşılık olarak, hayır işleri için, halktan, az bir para toplanacaktır. * Prenses Marinanın şapkaları da bir moda hâdisesi olmuştur. Bir çok şık kadınlar prensesin Pariste yaptırdığı şapka mağazasına mü- racaat ederek prensesin şapkala- rinın örneklerinde yaptırmak iste- mişlerdir. Fakat: bu müessese, şimdilik bu müracaatlara karşı itizar beyan etmekte ve sipariş kabul — edememektedir. Çünkü prensesin şapkalarının her birl modeldir ve taklidine muvafakat edilmemektedir. * Düğün evvelki gün yapılmış ve davetliler, başta Danimarka Kıralı Hanedanı olmak üzore ı Evlenmı- sidir e AĞLIRLI B gibi üç büyük san'atkâr tarafından Şımdı, Sadece, Prens Jorj İle Prenses Marinanin TRELU Londradan ayrılmıya başlamışlardır. İngiliz Kıralının Memnuniyeti Londrı. 1 (A.A.) — Ingiltere Kıralı Prenses Marina ile Kent dukasının düğün günü asayişi mükemmel bir şekilde temin ettiğinden dolayı Polis Müdürüne memnuniyetini bildirmiştir. Şehzadebaşı HiİLÂL Sinemasında MARIE GLORY-JEAN MURAT ARMAND BERNARD temsil edilmiş Fransızca sözlü ve gşarkılı DAKTiLO EVLENiİYOR filmini herkesin görmesi! lâzımdır. Neşe ve zevk filmidır. DOUĞLAS FAİRBANKS JR. tarafından temsil edilen KAÇAK heyecanlı hissi şaheser ayrıca gösterilecektir. Victorlen Sardou'nun eseti ve ÜMARIE BELL'in muhteşem temsili olan FEDORA filminde kusursuz bir teknik ile inceliğin timaalidir. Pek yakında SUMER Sinemasında Istanbul Ziraat Bankası Satış Komisyonundan: Sıra — Semti Mahallesi Sokağı - Emlâk Cinsi Hissesi Hisseye göre mu- No. sı No. sı hammen kıymeti 1113 — Beyoğlu Kamerhatun — Kalyoncu kulluğu Cad. 1-3-5-105- Tapu 1-3- Kaârgir üç hane ve 15/120 1628 T.L, “ve Simitçi sokağı 5-109 kapı dükkân ; 2770 — Kuzguncuk Kuzguncuk Bahçe 5 Arsa metresi 88 Tamamı — 52 yi 2714 — Yeşilköy Ümraniye Bı'dıran ve Güvercin 5 İ » — 79,04 a 158 İ 2845 — Arnavutköy Arnavutköy Yenimahalla 36 ea 115 . 250 e 2949 — Edirnekapı Kariye Şeyh Eyüp 25 a# 0450 ğ 195 ” 1645 — Küçükpazar Demirtaş Kantarcılar 23 : ee ©L 00 e 116 be Tahtakale 1922 — Galata Tophane Yahya çelebi — Tatarağası 3 ü 1/6 150 bi 2240 — Tarabya Tarabya Ayazma 65/4-65/5 İki bağ metresi 249,50 Tamamı — 26 ” 2506 — Hasköy Abdüsselâm — Yağhbane 9 eski 11 yeni — Arsa metresi 63 p 50 ö 2954 — Büyükdere Büyükdere Çivici 45 v 69 a 110 ” 3116 — Kuzguncuk Kuzguncuk — İcadiye 171 46 158 Yüzde yedi buçuk pey akçalarile ihale bedellerl nakden veya gayrimübadil bonosile ündınmok Üzere yukarıda menkuller , birinci - satışlarında müşteri bulmadığından 1113 - 4/12/934 salı günü saat on dörtte ihale olunacaktır. 2710 « 2714 - 2949 numaralılar 3/12/934 pazartesi evsafı yazılı gnyrl- günü ve diğerleri

Bu sayıdan diğer sayfalar: