Dünya Haâdiseleri Dünyanın En Ucuz Otomobili ! Bir Ingiliz gazetesinin neşret- v ilt ği istatistiğe göre BĞ ggnyının :. îcuı 'aponlarda.. | gtamobili Türk pa- rasile 97 liradır. Dünyanın en pahalı otomobili de (26,541) lira- dir. 97 liraya verilen bir Japon markasıdır. (26,541) liraya olan da bir Ingiliz fabrikasının yaptı- ğıdır. Avrupada yapılanların en cuzuna gelince bu bir Alman otomobilidir, fiyatı (395) Hiradır. Ikincilik — Ingilizlerdedir, — fiyatı (450) liradır. Ingilterede satılan kullanılmiş otomoblilerin — fiy gelince markasına ve eskiliğinin derece- sine göre değişir, (21) Türk lira» sından başlar, (3500) Türk lira- sına kadar yükselir. (21) liraya alınan da arizasız yürüyecek vazi- yettedir. | * Ünihte yeni açılan — bir birahane, bira sevenler | Bir biraha- | #tasında bir. mü- sabaka — açmıştır. "“I_n açtığı | Müsabaka netice- müsabaka | ginde en fazla bi- ra içen adam seçilecekti ve ken- disine mühimce bir mükâfat veri- lecekti. Mükâfatı Hans Lehrem isminde; bir zat kazanmıştır. On saat zarfında iİçtiği bira - (200) litredir. Bu adam bu kadar içtiği halde"ne sarhoş olmuş, ne da hastalanmıştır. —4 * 'ngilterede yeni neşredilen bir kitapta, anlatıldığına — göre meşhur — sinema san 'at kâr ların dan Norma Shearerin evlenmesi pek ga- garip bir şekilde olmuştur. Norma Shearer stüdyo tara- fından (Nevyork) şehrinde otur- dugü sirada angaje — edilmiş ve mukavelesini cebine koya- rak çağrıldığı - günde — (Holly- vood)e — gitmiştir.. Bu — yıldız © zamana kadar bu şehri bilmi- yormuş, bir otomobile atlıyarak stüdyoya gitmiş, intizar salonuna girmiş ve kendisini — karşılıyan hademeye kartını vererek: — Mistr Thalberg'i istiyorum, demiş. gönderiniz! görmek Biraz #sonra onu bir odaya gölürmüşler. O odada geniş bir masanm - gerisinde — kısa boylu, çelimsiz. bir adam duruyormuş. Genç kadın bu adamı ikinci bir hademe sanarak elindeki manto- sunu ve paketlerini — ona ver- miş ve: — Mistr Thalberg'in yanına götürünüz, bunları da bir yerde saklayınız, demiş. Meğer Mistr Thalberg o, uşak sandığı adammış, bilâhara tanış- mışlar, sevişmişler ve evlenmişler! Ka eçenlerde ölen Fransanın devlet adamlarından Mösyö Puvankare'bin vasi- yetnamesi geçen- lerde açılmış ve bu zatin servet —namına küçük bir köşkten başka bir şeye malik olmadığı — anlaşılmıştır. Mösyö ( Puvankare ) bu — köşkün bir yetimhane yapılmasını — vasiyet etmiştir. — Müteveffanın — ihtiyar zevcesi ölünceye kadar köşkün bir kısmında oturacak — ve dul aylığı ile geçinecektir. | hikâyeyi biliyor -— Bize Yabancı Gelen Memleketlerde — Bir Kadeh Koktail İçer Misiniz ? “Bir Ölüyü,. Camdan Yıpılmış—Bir -öd;nın İçine Koymuşlardı, Eline De Bir Kadeh Tutuiturmuşlnrdı..,, Amerikâda” Ölenler Ölümü- Nasıl Telâkki Ederler, Vasiyetname Franasanın çok danınmış muharrirle- rinden Fransia de Kruvasact geçenlerde ( Holiyvood )a gitmişti. Döndüğü 2a- man gördüklerini yazdı. Aşağıda oku- yacağınız eatırlar onun — kaleminden çıkmıştır : “Otele dönüyorduk, arkada- şım Florey bana: — Mişel Anjn istatüisüne alt musunuz? Diye sordu. Bilmiyordum: — Ne İstallisi, ettim, — Vallahi ben de bilmiyorum hiç görmedim. Yalnız vak'a ger- çektir. Amerikada mecrarlıkların pek basit olduğunu elbette işit- mişsinizdir. Bu plâk, bir de haç, herşey bundan ibarettir. Halbuki ihtiyar bir antikacı, genç yıl- dızlardan — birisinin — hesabına, yıldızın — bahçesindeki — havu: zun — önüne — dikilmek — üzere Nevyorktan ( Mikel Anj)ın bir heykelini satın almıştı. Fakat işin aksi tarafına bakımız, bu genç yıldız. daha heykeli teslim al- madan evvel bir kalp sek- tesine uğramaz mı7?.. Sipariş ağızdandı ve heykel antikacı- nın elinde kaldı. Adam bunu ne yapsın? Düşündü, aklına bir fikir geldi, hemen mezarlıkta ge- niş bir yer alarak heykeli oraya dikti. Sonra başlıca zenginlere tamim şeklinde bir mektup ya- zarak kendilerini öldükleri xaman 150,000 dolar kıymetinde bir heykelin yanına gömmeye hazır olduğunu bildirdi. Bunun için istediği Hat ta çok değildi. Makul görüldü, moda halini aldı, mezarlığın o kısmına ( Mişel Anj köşesi ) deniliyordu, herkes oraya gömülmeyi istiyordu. O derecede ki çok geçmeden yer kalmadı. Antikacı da hemen bir başka köşe satın alarak hey- keli oraya götürdü, işe tekrar başladı. — Fakat ilk köşede yer almış olanlar heykelin başka yere ta- şınmasına itiraz etmediler mi? Arkadaşım gülerek: — Hayır dedi sebep malüm, &iz onların — yerinde olsaydınız susmaktan başka birşey yapabilir mi idiniz? " Otele gelmiştik, — arkadaşım beni bıraktı, ayrılacağı sırada da ehemmiyetle söyledi: diye merak — Saat altıda buluşacağız, arkanıza açık renk bir elbise gi- yiniz! — Peki, haniya bir defin merasimine gidecektik? — Hayır, değişti. Şimdi bir kadeh kokteyl içmeye gideceğiz!. Üzerimden bir yük kalktı: — Bu, daha hoşuma gider, Saat altıda arkadaşım, yanın- da açık renk -elbise giyinmiş, çok zarif karısı olduğu halde kapının önünde beni bekliyordu. — Kokteyli kim veriyor? Diye sordum. — Benim sol filmimde. rol alan Zizl isminde genç bir san'at- kâr! Hani bahsetmiştim. Alıklaştığımı itiraf etmekliğim lâzım: — Yahu, siz bana bu efendi- lerinde Ne Yazarlar ? -«0lyvood'tan bir köşe nin öldüğünü söylemiştiniz? — Eb, ne çıkar? Vasiyetna- mesinde kendisinin daha bir hafta evvel dostlarile birlikte kokteyl O’&_n)___ oe Bizde âdet olmuyan bir... manzara içerek gevezelik ettiği bahçes'nde sonuncu defa olarak teşhir edil- mesini ve bu sırada bir de or- kestranın bulunmasını, toplantının neş'eli olmasını istemiş! Madam Florey iç çekti: — Çok feci! diye söylendi. Zavallıyı hepimiz severdik,! dave- tine son bir vazife olarak gidi- yoruz | ! * Ölünün evi önünde şimdiden bir sıra otomobil dizilmişti. İçe- riden bir fokstrot sesi geliyordu. T — Gazelenin esas yazısila Bir sütanun iki satırı bir (santim) sayılır. we Sayfasına göre bir santi. min ildn fiatı şunlardır: 3- ,Bir şantimde — vasati (8) kelime — vardır. de İnce ve kalın yazılar tutacakları yere — göre santimle ölçülür. Girdik, kalabalıktı, çok kalaba- hktı. Geniş bir büfenin önü de hıncahınç dolu idi. Dansedilmiyordu. Çünkü va- siyetnamede yalnız orkestra kay- di vardı. Fakat herkes şendi. neşeliydi. Ben mhhmıdlyen etra- fıma bakınırken arkadaşım: — Ev sahibini gördünüz mü? diye sordu. — Hangi ev sahibini? — Canım ölüyü? — Hayır! Nerede? Kadın söze karıştı: — Ölüm kendisine yaraşmış diyeceğim. Bayağı — güzelleşmiş, geliniz, sizi yanına götüreyim, Bir çimenliği geçti, bir kala- balığın arkasında duürduük, sonra yavaş yavaş kendimize yol açmıya çalıştık. Camdan bir oda yapmışlardı. İçinde, geniş bir koltuğa gömülü bir genç oturuyorda, elinde bir kokte:1 kadehi vardı. Sarışındı, pembeydi. Gülümsüyordu ve ora- ya gelenler ellerinde getirdikleri kadehi cama vurzarak : — Hallo, diyorlardı, dudaklarına götürüyorlardı. Ben ise... Şaşkına dönmüştüm, arkadaşımın karısı kulağımın di- binde mütemadiyen — mırıldanı- yordu: sonra — Biz de sıhhatine, hayır, şe- refine demek isterim, içmeliyiz! Ve kadehini cama dokundur- duktan soara — dudaklarına gö- türdü. Ben sordum: — Kaç yaşında vardı, ben ancak 25 sularında tahmin edi- yorum. — Hayır, 36 yı geçkindi. Fa- kat bürada daha genç görünüyor, Çok iyi tanzim edilmiş. Doğrusu yapanın adresini sormalıyım. Güldüm: — Ümit ederim, kendi hesa- bınıza değil! — Hayır. Zevcimi düşünüyo- rum, Zavallı, dikkat etmediniz mi çok bitkin! Doktorların söyledik- lerine bakılırsa ömrü sayılıdır, Ve bir defa daha tekrar etti: — Zavallı! Kari Mektupları İzmitte Muallimsiz Sınıf Yeni Turan mektebinin birin- ci sınıfı, mektepler açıldığı gün- denberi muallimsizdir. Sınıf mu- allimi hastadır. Fakat yerine henliz. vekil tayin edilmemiştir, Çocuklarımız 40 gündenberi mek- tebe boşuboşuna gidip gelmekte« dirler. -Alâkadarların nazarıdik« katini celbetmenizi rica ederim. İzmitı Tuhafiyeci Hasan Fehml Balıkesirde Hüseyin oğlu Suadettin Efendiyo ve Zi- ve işaretini kullanan okuyucumuza: Şiir neşretmediğimiz için are zunuzu yerine getirmek imkâe mını bulamadık efendim. * Kurtuluşta mütekait İsmail Beye) Arzunuz yerine getirilmişti? efendim, * İzmirde Başoturakta 166 numaralı dükkünda bakkal M. Besim Efendiye : Istanbulda böyle bir müte. hassıs yoktur. Maamafih Izmire deki doktorlardan birisine müras caatla bu hususta tedavi tatbilki edilip edilmediğini — öğrenebilir- siniz efendim. * Yakacıkta A, Gani Boye. Bu bahis etrafında pek çok yazılmıştır. Fırsat düştükçe yine yazacağız efendim. Sen Bonüva talebelerinden Semik — Beye: Her halde sizin anlayışınızda bir. yalnışlık olacak, — alelitlak talebelere tenrilâtlı paso verilir, Yalnız bazı şirketler yaşları itk barile yüksek tahsil talebesini tenzilâttan istifade ettirmez. Hal- buki bahsettiğiniz şirket yüksek tahsil talebesine de paso vermeyi kabul ve paso alabilmek için icap eden şeraiti ilân etmiştir. Bu şeraitle yüksek tahsil talebe-» sine paso verileceğini ilân etmeli yüksek tahsil talebesi olmıyan talebeye — paso — verilmiyeceğini ilâ etmek demek değ'dir. çrurumanı v Son Posta Kaki Zabtiye, Çatalçeşme tokağı, 25 IİSTANBUL Gazetemizde — çıkan yan ve resimlerin bütün bakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiATLARI | Abone bedeli peşindir. Adres değişlirmek 25 kurüştur. Golen evrak geri verilmez. Hânleardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır.