12 Ikinci teşrin Çöpbacak Hüârliye Çavuşlar Takal AŞ AN A Te c Mektebi birine likie b.- betak bi durdurdu. Palabıyiık - ra- ma verdiler, 'd'_"" "'f!hd"' ressam kılh_ ebel il - d, iye, şimdi oyuncakları yordu. Kuan T FAŞA hat rahat geçti. kışladı. boyamakla meşgul.. Malss eee ş eee ea eee ee n AAA AAA AAA Ge HAGAA AAA AAA LA MA AAAAAAsASALA SAA gaa s ee eeesAeasece LA AASAĞASA ASSS SA s eee s eee seseeeeAAssAcEA AAA SAAASAAAAA kEE YA Ti RLedR ı Hikâyecik — | —F Yamyamlar KİŞT A Teşekkür Afacanın cimri mi cimri, hasis Amerikada küçük bir yamyamı köyü vardır. Bu köye bir gün Av- rupalı bir adam geldi. Yamyam- mi hasis bir halası vardı. Ka mürselde otururdu, Ara sıra e- tanbula geldikço Afacana küçücek, lardan fildişi, kürk, inci filân ko« eften püften bediyeler getirirdi. parmak için küçük bir çadır' kurdu. Çadırdan kocaman acayip, yarı insan yarı balık bir hayvan Meselâ yüz paralık bir düdük, göstermiye başladı. Ona merasimle diplo- herkes ak Fakat bu bebek ara- basında bebek değil, şa- rap şişeleri doluydu. Çöpbacak senelerce ça« lıştı, ressam oldu. Sırık bütün otobüsleri Sırık İşaret memuriy- di. Palabıyık bir gün bir Y a ma e ee küçük bir çikolata, 10 tane bis- küvi filân.. —e Hala hanım yine bir gün çıka- geldi ve Afacana mini mini, beş kuruşluk bir wondil getirdi. Afacan mendili olarak anne- #inin yanına gitti. Mw) mırıl ko- nuştu. Sonra döndü, balasının ya- Yamyam çocuklarından. biri iki küçük kardeşile geldi, içeri girmek istedi. Avrupalı sordu. — Hani bir şey getirdin mi? — Getirdim. İki tane — inci getirdim. nına geldi: — Olmaz.. Üç kişi iki inci ile gelemez bırakmam... Çocuk birkaç dakika düşündü, sonra geri döndü, kardeşlerile beraber ormana daldı. Bir az sonra yalnız bir kardeşile döndü, Avrupalı sordu: — Öteki kardeşini ne yaptın?. Yamyam çocuk bir tek kelime ile cevap verdi: — Yediml.. serereecer AAA LADA ” — Söyle bakayım oğlum, Kristof Kolomp Ame- | — Aaa, vu teyzem hiç te çingeneye benzeml- rikaya kaç defa gidip geldi. l — Bilmiyorum Muallim Bey, Amerikada değildim. — Hediyeniz olan bu mendi- le teşekkür ederim halal. Dedi. Halası omuzlarını kaldırarak: — Teşekküre değmez ki oğ- lum. diye cevap verdi. Afacan ağrındaki baklayı sek- Tayamadı: ğ k yorl.. Geçen gün sizi annem pencereden gördü de: en ©o Zzamann | Spih, çingene suratlı yine gürütyor!.,, dedi. Bı'îmf_:celer Dam üstünde cadı gibi Gözleri var kadı gibi Baca Dedem deve, girmez eve | Kes başını girsin eve: Şemsiye İ Göğe baker kapısı Sepet — Ben de değmez dedim am- ma, annem git mutlaka teşekkür et diye israr etti. h PesresereserELALARELAKEK AA AAA0 Parmak parmak yapısı l 4 TT AAA AAA AA TCC EE N R AAA AAA AAAT FAO AĞ Elmalar | gavvaslar Konusuvarı., | Eşekler Minik — Alinin Afacan anne- babası dehşetli sile beraber Ban- hasisti. Birgün | dırmaya gitmiş- nasılsa bir okka lerdi. Bir. gün elma aldı ve do- bir göye gezin laba ladı. tiye giderlerker Hergün dolap- yokuşun birinde daki — elmaların bir köylü çocuğa çükümiye başlır rastgeldiler. Ço- yanlarından bir cuk — arabasını tanesini alıp yi- yokuştan çıkar- yordu. mak için eşeğini Bunu — gören boyuna kamçılıyor. Minik Ali birgün du. Afacanın ba. elmalarını iyile- bası, yardım et- rini yedi, çürük- mek İçin yanaştı lerini bıraktı. ve arabayı İtme- Akşam — eve | ye başladı. Ara- ..İh:ol lıbılıı N | ı:lı biraz sonra tel abi açi yokuşun başına ca, Minik Aliyi çıkmıştı. Köylü kollarından ya- |çocuk teşekkür için kaladı: | —.,Foııkknı ederim efendi amca, dedi. Tek bir. eşekle bu arabayı bu dik Bu ne rezalet!.. yokuştan xor çı« — Peki amma babacığım, sen küçükken borç karırdım!. Iyi ki yapmaz mıydın?. sen vardın!.. — Yapardım amma, babam öderdil!. | Beygirin Hikâyesi £ — Bu ne? — Merak et- me baba, ben elmaların — hep — Bütün gece, şu küçücük suyun kenarında aç aç bağırıp duruyorl.. — Noezi var?.. — Şair — olacak!, okuyorl.. — Efendi amca, bütün ev halkı tatlı yedi de — Yine karşı bakkala bir sürü borç yapmışam.. zehirlendi. iyilerini — yedim — Peki sana neden bir şey olmadı? çürüklerini sana — Ben cezalıydım, annem bana tatlı vermedi, — biraktıml. - Dedi, —a zi G G Çöp Afacanın gözüne çöp kaçmıştı. Cingözün gözleri İyi görmezdi. — Çıktı mı, gözümde bir ha- fillik hissediyorum ! — Ne gezer, daha gözünü bus Tamadım L. Şiirlerini Fıkra Alacaklı Kapı çalındı, Afacan - koştu. Bir adam, hiddetli hiddetli sordu: . e İT —— Baban burada mı? - ehi e v 5 — Yok efendim. onu alkışlıyordu. Aptal Beygir yolda düşündü: “Bunu bea — Ne vakit gelir? de yaparıml.,, dedi ve yaplı da./ Fakat ortalığın telâşını — Ne vakit çıkacağı bem görüyorsunuz ya ! değil kil. Aptal Beygir, bir gün bir cambazhanenin önünden ge- çiyordu. Ufak bir pencereden cambazbaneyi seyrotti. İçerde siyablı bir adam, birçok fıçıların üzerinden atbyor, halk