11 Kasım 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

'“Hergün Mka&mım çoklu- Şundan — dercedilememiş- tir. Silâhlar Meselesi M. Makdonald Ortaya Yeni Bir Fikir Attı Londra, 10 (A. A.) — Başve- kil M. Makdonald dün akşam Londra Belediye lordu tarafından verilen bir ziyafette bir nutuk söyliyerek dış siyasetten ve silâh- ları bıirakma meselesinden bahs- etmiş ve “bizim kendi tecrü- bemiz göstermiştir ki, xihinlerin şimdiki — halinde, — silâhları bı- rakma teşebbüsü, silâhların ek- | silmesine veyahut evrensel güvenin artırılmasına barışın berkiştirilme- sine yarayacak bir çare değildir.,, İ demiştir. l M. Makdonald, bundan sonra #emniyetl temin için evrensel bir uzlaşma yapılmasını İstemiştir, M. Venizelosu GÖildürmek İstiyenler.. Atina, 10 (Hususi) — Hükü- met gazetelerinden bazıları M. enizelosun siyasi hayattan çeki- leceğini yazdılar, Fakat Liberal fırkası idare heyeti bu haberi bir eyanname ile tekzip etti. Beyan- namede deniliyor ki: “ M. Venizelosu öldürmek is- teyen Kara Tanaş ve ' arkadaşla- * Fiının muhakemesi bu ayın 26 sında pılacak, muhakeme esnasında zzat M. Venizelos da buluna- caktır. ,, Mahkeme de suikast şahidi A, V. Teatl Olunan Telgraflar Ankara 10 — Memleketimiz- gden ayrılışı münasebetile Yunan Hariciye Nazırı M. Maksimosla Hariciye Vekilimiz — arasında ve Sovyet Ihtilâlinin yıldönümü mü- Dasebetilede — Sovyet — Hariciye Komiseri ile Hariciye Vekilimiz ara- fında samimi — telgraflar teatl olunmuştur. Arif Oruç Bulgaristana Döndü Sofyadan bildiriliyor: Geçen sene Goörgiyef hükü- Meti tarafından Bulgarist ndan çıkarılan Arif Oruç Paristen tek« rar Sofyaya gelmiştir. Arlf Oru- gun Sofyada ikamet — edeceği anlaşılmaktadır. Tramvay Şirketinin İade Edeceği Para " Tramıvay Şirketinin fazla alınan bilet ücretlerinden İade etmesi lâzım gelen 2 milyon küsur iirayı dün akşam hükümete taslim 4t- mesi İcap ediyordu. Fakat şirket bu parayı vermlya mecbur olmadığı şeklinde devlet Şürasına açtığı davanın neticesini beklediği için 2 — milyon lirayı hükümete iade tmemiştir. Dün İzmirde Büyük Tezahurat Yapıldı İzmir, 10 (A. A.) — Hilâliah- mer haftası münasebetile bugün saat 10 da Cumhuriyet meydanın- da Gazi heykeli önünde büyük bir tezahürat yapılmıştır. Bir Deniz Faciası b Paris, 10 (A.A.)— Galiç isimli ir kan —gaz vapurunda Meksika körfezi açıklarında bir infilak olmuş iki milyon * litre Petrol ile bütün eşya mahvol- muş, on beş kişi de ağır surette yaralanmıştır. < — O A Resimli Makale Gamaz, — küdermsiz — güdleri mizde —hayat bize gül yüz- lü bir kız gibi gülümser gö- rünür, Dertli demlerimizde ise hayat, sert bakışlı, kirli suratlı bir. dağ —adamından — daha korkunçtur. Fakat şuna da inan- malıyız ki para, hayatı güldür- mek için her zaman — vasıtalık edemiyor. Nice milyonerler var- dır ki hayatları, göz yaşı ve hıçkırık - arasında geçer. İlk ne- festen son nefese kadar geçen müddet - ki buna “ hayat ,, diyoruz - işte bu zaman içinde sırtımızdaki hayat yükile en dik yamaçlara bile tırmanmak kud- retini kendi - mizde kudret bul- manın sırrıni. elde - edebilmeliyiz. Alt tarafı viz gelir. SON TELGRAF HABERLERİ Türk - Yunan Ticaret Anlaşması Yunanistana İhraç Edilecek Türk Malları Beş Grupa Ayrıldı, Bedelleri Muh Ankara, 10(A. A.) — Türk ve Yunan heyeti — murahhasları arasında birkaç gündenberi mü- zakere edilmekte olan Türk - Yu- onan ticaret anlaşması: Hariciye Vekâletinde imzalanmıştır. Yeni anlaşmaya nazarına Türkiye ihracatı beş gurupa ayrılmıştır: Birinel gurupta canlı hayvanlar ve taze balıklar vardır ki, Yuna- nistana vaki İhracatımızın yarısın- dan biraz fazlasını teşkil eder, Bunların yarı bedelleri serbest döviz olarak verilecek ve geriye kalan yarısı içinse Yunan malı mübayaasında kullanılacak bono verilecektir. Ikinci gurupa maden kömürü ve tuzlu ve konserve balıklar girmektedir. Bunların bedellerinin yarısı, Yunanlstanın ecnebi mem- leketlerdeki alacağından göste- receği karşılığa mukabil olarak derhal Cümhuriyet Merkez Ban« kamızca tesviye — olunacak ve geri kalan yarım ise müba- yaa olunacak Yunan — malla- Adliye İşleri Vekil İstanbula Geliyor, Avrupaya İki Heyet Gönderiliyor Ankara, 11 (Hususi) — Adliye Vekâleti muhtelif Avrupa devlet- lerindeki lcra teşkilâtını ve hapi- saneleri tetkik etmak Üzere Avru- paya iki heyet — gönderecektir. Vekâlet memleketimizdeki hapi- saneleri de tetkik ettirmektedir. Adliye Vekili Sar: Şükrü Bey de yakında Ad'i':iıl:lu" İle meşgül olmak Üzere İstanbula gidecektir. Hâkimlerin tasfiyesi Işile meş- tesbit etti ve bizde bumu bütün belâgatile okuyucu- larımıza gösterdik. Bu hileyl gözlerimizle gördükten İSTER INAN İSTER İNANMA! rından hususl — takas karfılığı olarak kabal edilecektir. Üçüncü grup mallarımız be- delleri mukabilinde, hususi takas bedelile Yanan malı ithal edile- bilecek olan pamuk ve yündür. Yiyecek maddeleri dördüncü grupa girmekte ve yumurtadan pastırmaya kadar başlıca yiyecek maddelerini ihtiva eden bu grup- tan ihracatımızın bedelleri, Yuna- nİstanın — ecnebi memleketlerde alacağı olup, bize devredeceği paraya mukabil Cümhuriyet Mer- kez Bankamızca derhal ve ihracı müteakip tesviye edilecek bulun- maktadır. Beşinci grupta mütebakl diğer mallarımız bulunmakta ve bunlara ait bedellerin yüzde kirkının bono yüzde — 25 inin tripartit, yani eümhuriyet Merkez Bankamızca, Ihracı müteakip nakten ve Yuna- nistanın ecnebi — memleketlerde göstermiş olduğu karşılık mukabili ve yüzde 35 ise — serbest döviz lMiİiailofu Kaçıranlar Sofya, 11 Komiteci başı İvan Mihailofu Türkiyeye kaçıranların dıvanıharpte muhake- meleri bitirilmiş, hudut yüzbaşısı Tuşef 4 sene hapis ve 80 bin leva para cezasına, doktor Parparof üç sene hapis, 6G0 bin leva para cezasına mahküm edilmişlerdir. gul olan encümen messisine de- yam etmektedir. ve İş ancak bu ayın sonuna doğru bitecektir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! * Son Posta , nın Foto muhabiri bir. cörmümeşhut ı sonra artık sütçülerin ikidebirde “ bizim sütümüzde su yoktur. , Veya “ bizim sütümüz şeklindeki iddialarına: telif Şekillerde Ödenecek olarak Ödenecektir. Yunanistana, muayyen ve Türk Istihsalât ve sanayiini müteessir etmeyen maddeler için tarife tenzilâtı yapılmıştır. mıi"lıııçlıııw Ankara, 10 (A. A.) — Tütün ve Üzüm işinde Türk - Yunan çalışma ve hedef birliği hakkın- daki müşterek tebliğin bazı tüc- carlarca ve bilhassa tütün ihraca- tının bir elden İdare edileceği şeklinde tefsir edildiği Işitilmiştir. Böyle bir tefsire mahal yoktur. Şimdiye kadar mükerreren ve en salâhiyetli şekilde söylenmiş olduğu veçhile ne tütün ne üzüm ne de herhangi bir mahsulümüz için inhisar — şeklinde bir elden ihraç mevzuubahis değildir. 'Ütün için mevzuubahis olan şeklin satıcı ve alıcı piyasalar menfaat ve taleplerine uygun ve piyasaların müsaadeleri imkânı ile mütenaip bir. kıymetlendirme ve İstikrar tesis etme maksadın dan ibaret olduğu anlaşılıyor, Adıyamanda Sabık Hâkim Rıza Beyi Öldürdüler Malatya, 11 (Hususi) — Bir altın kaçakçılığı İşinden ihtisas mahkemesinde muhakeme edi- mekte olan sabık Adıyaman hâkimi Rıza Bey Adıyamanda - öldürül: Müştür. ek zengin olan Rıza Beyin köydeki — geçimsizliğine kurban gittiği tahmin edilmektedir. — Kırklarelinin Kurtuluşu Kırklareli, 10 — Kurtuluşu- muzun on ikinci yıldönümü büyük tezahürat ile kutlulandı. bozuk - değildir. ,, SR e Sözün Kısası Hanımlar, Düşünmüşler, Taşın- mışlar, Affetmişler.. »4 Asıl adı belli olmayan, otuz. yaş- larında, açık gözlü bir adam, başka başka takma isimlerle Üç hanıma, nikâhla almak için, söz vermiş. Ha- nımların evlerini, dükkânlarını - satlı- rarak paraları aldıktan sonra ortadan kaybolmuş.... Hanımlar da işler, adliyeye şikâyet etmişler, fakat ken- dilerine arruhalle müracaat etmeleri söylenince onlar da bir daha görün- memişler.. Bu hikâyeyi Son Postada okudu- gunuz vakit, belki hanımların niçin bir daha görünmediklerini kendi ken: dinize sormuşsunuzdur. Öyle ya, ağız- dan gikâyet ettikten sonra bunu kâ iotla da bildirmekten niçin çekinmeli? Hanımlar acaba aldanmış oldük- yazmaktan mı sıkıldılar? çönkü insan aldandığını sıkılaa, bu kadar dolan- dırıcılara karçi hiç dava eden olmazdı. Benim fikrimce, hanımların bir daha görünmemelerinin sebebi başkadır. * Habeşistanın güzel bir hikâyesi vardır: Genç bir çoban — birgün kırda koyunlarını otlatırkön üç güzel kıza rast gelir. Allahın, karşısına çıkardığı bu nimetten istifade etmek istiyerek bemen kızlara aşkını bildirir. Kular gülerler ve: Senin aşkını seve seve tanırız, derler, fakat bir şartımız var, bizim üçümüzü de.. Nikâhla — alacaksın. Eğer birimizi, yahut ikimizi aldıktan sonra — velev — bir. tanemizi — yolda bırakırsan, Üçümüz bir olup seni öldüreceğiz. Çoban pazarlığa razı olur. Fakat kızların birini.. nikâhla aldıktan sonra Gtekileri de almıya kudreti yetmoz. üçüde bir olurlar, Vak'ayı tabli Habeşlstan impara- toru Menelik Hz, haber alır, kızların Üüçücü de huzuruna getirir ve onlara şöyle hitap eder: — Çobanın.. Nikâhla alamadığı iki kazın haklarını ben de teslim ederim, Onlar .mlı kenara — çekilsinler.. Onlar çekildikten #sonra, karşısında kalan üçüneü kıza: — Fakat sen ki, der, genç bir kı- zın dünyada en büyük arzusu kocaya yarmak nimetine o çobanın sayesinde mail oldun. O delikanlıya nasıl kıydın? Ötekilör öldürmek — istedikleri vakit sen onu kurtaracaktın. Onun sen de öldürülmeğe Iâyıksın için Sonpostanın yazdığına göre, yalniz ağızdan şikâyetçi hanımların her üçü de elliyi aşmışlar. Vâkıâ elliyi aşmış olmak, herhangi bir hanım İçin ihti. yarlık sayılamazsa da, elliyi aştıktan- sonra otuz yaşında bir adama var« mak, o yaşlar da bulunan herhanım için çok büyük bir arzu olsa gerektir. Habeşistan imparatoru “Genç bir kızın dünyada en büyük arzusu koca- ya varmaktır,, demiş. Genç kızlar için öyle olunca “elliyi aşmış bir hanım için de kocaya varmak büyük bir arzu olmaz mı? Otux yaşında, üÜç islmli, açık gözlü adam her kim olursa olsun, o ime harı bi yük arzularını yerine irememişse de, her üçüne dö o iyük arzunun büyük Ümlidini vermiş. Hem, bu Ümit ne kadar kuvvetli olacak ki hanımlar evlerini ve dük. kânlarını bile satmışlar. Benim fikrimce, hanımların şikâ. yetlerini armhale yazmaktan — vaz- eçmeleri işte o büyük — arzunun fı,ııı ümidini — yaşamış — olmala- madan ileri gelmiştir: Düşünmüşler, taşınmışlar, kendilerine o ümitli gün- leri yaşatmış olan adamı affetmişler, Zaten hör üçü de birden aldatılmış oldukları için, biribirlerini kuskanmak için sebap te kalmamış. Kıma da olsa, ümitle yaşamak, bir evle bir dükkâna değmez mi? Fakat... Otuz yaşındaki © xat ya aldanıp ta hanımlardan birini nikâhla almış olsaydı? Bir Kuyu Kazası Bostancıda Mehmet Beyin tar- lasındaki — kuyunun — duvarlarını yapmakta olan î:rhıll Mehmet :jlu Ahmet koyduğu İatanın kı- masile — kuyuva düşmüş ve öl« müştür.